Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/57 E. 2020/429 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/57 Esas
KARAR NO : 2020/429
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde; Müvekkil Şirket ile Davalı Şirket arasında ————- imzalanmış olup; işbu Sözleşme ile Davalı Şirket’e ait ürünlerin ————- yetkili olarak satışına, ürünlere ilişkin arıza tespit, bakım ve onarım hizmeti verilmesi ile yedek parça teminin sağlanmasına ilişkin olarak Müvekkil Şirket tek yetkili kılındığı, sözleşmenin uzun yıllar yenilendiği ve ancak Davalı Şirket tarafından hiçbir haklı ya da geçerli bir sebep olmaksızın Sözleşme ———— tarihi itibari ile sona erdirdiğini, müvekkil şirketin –yıldır faaliyet gösterdiğini iş ile ilgili olarak Davalı ———–markasının ve ürünlerinin tanıtımı için gereken çabayı gösterdiğini, pazar payının oluşturulmasını ve genişletilmesini sağladığını, Müvekkili Şirkettin markanın tanıtım ve bilinirliği için sayısız seminer ve kongrelere katıldığını, bütçe ayırarak önemli reklamlar yaptığını, ——— özdeşleştiğini, ———– yaşanan birçok ekonomik krizde, rakip ürünlere ilişkin distribütör şirketler kapatmak zorunda kalırken, Müvekkil Şirket’in ürünlerine sahip çıkan, satış sonrası düzgün hizmet veren, köklü bir firma olması imajı, hep ayakta kalmasını sağladığını, üniversitelerden fabrikalara neredeyse tüm araştırma laboratuvarlarında ————- bulunduğunu, müvekkil şirkettin oldukça başarılı bir şekilde çalışmalarını devam ettirdiğini, yıllardır süren bu iş ortaklığının hiçbir sebep yokken sonlandırıldığını kötü niyetli olduğunu, davalı Şirket, Müvekkil Şirket’in uzun yıllardır süregelen çabasını ve markayı sahiplenmesini hiçe saydığını ve Sözleşme’yi ———–tarihi itibari ile sonlandırdığını bildirdiğini, müvekkil Şirket tarafından bir takım şirketler ile ürün satışına ilişkin görüşmeler yaptığını bu görüşmeler ancak fesih sonrası sonuçlandığını ve satış işlemlerinin tamamlandığını, müvekkil Şirkettin çaba gösterdiği satışlara ilişkin komisyon bedelleri müvekkili şirkete ödendiği, müvekkil Şirket —– yıla yakın bir süredir Davalı ———- olduğundan, elinde birçok stok bulunduğunu, yapılan görüşmelerde bu stokların iade alındığını ve bedellerin ödeneceği belirttiğini, hiçbir gelişme sağlanamadığını, iş bu davada elde kalan stok malların tespiti ile bu stokların Davalı Şirket tarafından satın alınan bedelinin Müvekkil Şirket’e ödenmesi gerektiğini, ve tüm bu taleplere ilişkin olarak Davalı Şirket’e ihtarname gönderildiğini, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi kapsamında dava konusu taleplerinin hesaplanması sonrası bedel artırım hakkımız saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası açtıklarını bildirildiğini; ——- kar kaybı——- stokların iade alınarak bedelinin ödenmesini,——–denkleştirme tazminatı olmak üzere toplam bedelin fesih tarihi olan ——– tarihinden ticari faizi ile ödenmesini, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin Davalı Şirket’e yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili yanıt dilekçesinde; Müvekkili ————-yılında —– kurulduğunu ve—– ışını odaklı olmak üzere bilimsel, analitik ve endüstriyel cihazların üreticisi ve ——— biri olduğunu, Müvekkili Şirket——— arasında —– tarihinde bir distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, Sözleşme uyarınca Davacı Şirket, Sözleşme’de belirtilen birtakım cihazların ve sistemlerin ———— satışını, dağıtımını ve pazarlamasını yapmayı üstlendiğini, taraflar arasında imzalanan Sözleşme’ye uygulanacak hukuk —— hukuku olup, taraflar arasında Sözleşme’den doğacak her türlü uyuşmazlık ——— hukukuna tabi olduğunu, taraflar arasında imzalanan Sözleşme’den doğacak her türlü uyuşmazlığı görmede de münhasıran — bölge mahkemeleri ———- yetkili kılındığını, yabancılık unsurlu uyuşmazlıklarda Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) uygulama alanı bulunacağını, MÖHUK’un 47. maddesi uyarınca taraflar, yabancı bir devlet mahkemesini yetkili kılındığını, belirsiz alacak davasına itirazımız: davacı şirket, huzurdaki davayı “belirsiz alacak davası” olarak ikame ettirdiğini, huzurdaki dava, belirsiz alacak davası şartlarını taşımadığını, davacı şirket, alacağını tespit edebilecek konumda olduğunu, davacı şirkettin kötü niyetli olduğunu ve yargılama giderlerinden kaçmak amacıyla cüzi bir miktar belirterek belirsiz alacak davası açtığını,
Sözleşme’nin 23. maddesinde açıkça kararlaştırıldığı üzere taraflar arasındaki sözleşmeye uygulanacak hukuk ———- hukuku olduğunu, huzurdaki uyuşmazlığın ——— göre değerlendirilmesi gerektiğini —– hukukuna göre müvekkil şirkettin sözleşme’yi geçerli olarak yenilememe hakkını kullandığını ve denkleştirme tazminatı istenebilmesine ilişkin maddi şartların gerçekleşmediğini, sözleşme ——— Hukukuna Tabi olduğundan ve davacı Şirket’in taleplerine uygulanacak hukukun———- Hukuku olduğunu, huzurdaki uyuşmazlıkta yabancı mahkeme yetkili olduğunu, taraflarca sözleşmede açıkça kararlaştırıldığı üzere uyuşmazlığın ——- hukukuna tabi olduğunu, davacı şirket taleplerini somutlaştıramamış olduğundan denkleştirme tazminatına da hak kazanması mümkün olmadığını, davacı şirket, sözleşmeyi birden çok kere ihlal ettiğini, müvekkil şirketin müşteriler nezdindeki itibarını zedelediğini, müvekkil şirket sözleşme’yi haklı sebebe dayanarak yenilememe kararı aldığını ve davacı şirket, TTK’nın 122. maddesi uyarınca denkleştirme tazminatına hak kazandığını, davacı şirketin hiçbir talebini somutlaştırmadığını davacı şirket, stok iadesi talep etmekte fakat elinde kalan stoklara ilişkin hiçbir bilgi sunmadığını, davacı şirketin kendisi de bu stokları satabilecek durumda olduğunu, birtakım müşterilerden ve sistemlerden bahsedildiğini bunlara ilişkin hiçbir belge sunulmadığını davacı şirketin denkleştirme istemine hak kazandığı varsayılsa dahi, hesaplamanın yapılabilmesi için davacı tarafından tek tek hangi müşterilerin kazandırıldığını, müşterilerle imzalanan sözleşmelerin hangilerinin sürekli müşteri olduğunu, sürekli müşteriden kazılan net karın ortaya konulması gerekmekte olduğunu, davacı şirketin bunları da sunmadığı, talebin belirsiz olduğundan ve tazminata hükmedilmesi mümkün olmadığını, huzurdaki uyuşmazlık hakkında —— Mahkemeleri yetkili olduğunu, davanın usulden reddi gerekmekte olduğunu, esasa ilişkin huzurdaki uyuşmazlık ———hukukuna tabi olduğunu, sözleşme geçerli olarak yenilenmediğini ve sona erdiğini, sonra erdiğinden ötürü ——- hukuku uyarınca da davacı şirket denkleştirme tazminatı talep edemeyeceğini diğer talepler açısından da taleplerini somutlaştırmadığından ve davacı şirketin sözleşmeyi bir çok kez ihlal ettiğini ve müvekkili şirketin itibarını zedelediğini, müvekkili şirket tarafından sonlandırılmasından ötürü uyuşmazlıkta denkleştirme tazminatına hükmedilmesini ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, davacı Şirket ile Davalı Şirket arasında —————- imzalandığı, davacının artırım hakkı saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası açıldığı bildirildiği, kar kaybı, stokların iade alınarak bedelinin ödenmesi, denkleştirme tazminatı olmak üzere toplam bedelin fesih tarihinden ticari faizi ile ödenmesi talebinden ibarettir.
Mahkememizin ——– tarihli duruşmasında; davacı vekili ” sözleşme konusunda herhangi bir itirazımız yoktur, sözleşmeye yetki ile ilgili madde eklenmiştir fakat bizde dağıtım ağı —– olduğundan ve —–ifa edildiğinden MÖHUK 6. Madde uygulanmalıdır” şeklinde beyanda bulunmuş, davalı vekili de ” beyan dilekçemizi tekrar ederiz, yetki şartı Türk yargısı sözleşmeye göre uygulanamaz, yetkili yer sözleşmeyle belirlenmiştir. Yetkisizlik dolayı davanın reddini” talep etmiştir.
Mahkememizce dava dosyası öncelikle ———- noktasında incelenmiştir. Somut olayda taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan borç ilişkisi mevcut olup, bu ilişkiden uyuşmazlıkların yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşma yapması mümkündür. Olayda kamu düzenine ilişkin münhasır yetki söz konusu değildir. Bu kapsamda davalı yanın yetki itirazının kabulü ile, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul hukuku hakkındaki kanunun 47. Maddesi————– taraflar arasındaki sözleşmenin 23. ve 25. Maddesi gereğince taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 25. Ve 23. Maddeleri gereğince iş bu sözleşmeden dolayı başlatılan davalarda ————– bölge mahkemesinin münhasır yargı yetkisizinin haiz olacağından mahkememizin yetkisizliği sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-MÖHUK 47. Maddesi ve devamı maddeleri gereğince taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 25. Ve 23. Maddeleri gereğince iş bu sözleşmeden dolayı başlatılan davalarda ——- bölge mahkemesinin münhasır yargı yetkisizinin haiz olacağından mahkememizin yetkisizliği sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından başkaca bir harç alınmasına gerek olmadığına
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2020 yılı AAÜT tarifesi uyarınca davalıyararına taktir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının yatırmış olduğu gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 06/10/2020