Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/56 E. 2021/428 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/56 Esas
KARAR NO: 2021/428
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/02/2020
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, davalı şirketlerin —— tarihinde de——ettirdiklerini; davalılarca kurulan bu adi ortaklığın amacının ——— elektrik tesis yapım, bakım ve onarım işlerinin ticari işletme suretiyle gerçekleştirilmesi ” olduğunu; bu çerçevede müvekkilinin aynı proje içindeki konumunu ve dolayısıyla ——- olan alacağını temlik almak istediklerini, taraflar arasında yapılan görüşmeyle müvekkilinin —– alacağını davalı adi ortaklığa temlik ettiğini; fakat davalı tarafın temlik bedelini müvekkiline ödemediğini, bu nedenle davalı adi ortaklık aleyhine——— dosyasıyla icra takibi başlattıklarını; davalıların haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilleri verdikleri cevap dilekçelerinde özetle, davacı tarafın iddia ettiği alacağın temliği ilişkisinin doğru olduğunu, taraflar arasında ——– bedelli temlik sözleşmesiyle yine aynı tarihli —-bedelli temlik sözleşmesinin bulunduğunu; bu nedenle davalı adi ortaklık tarafından, müvekkilinin——– dağıtım lisansı bölgesinde yer alan, — tarafından düzenlenmiş ———– görüşüne istinaden—- bulunan taşınmaza tesis edilmiş ve edilecek olan elektrik tesisleriyle ilgili olarak ——-temlik alındığını; ancak her iki temlik sözleşmesininde——— düzenlenmiş olan, sözleşme konusu elektrik tesislerinin devrine ilişkin muvafakat namenin temlik alan tarafa teslimini müteakip —– maddesinde belirtilen hesap numarasına ödeneceğinin ” düzenlendiğini; böylece satış bedelinin ödenmesinin şarta bağlandığını belirterek; söz konusu muvafakat namenin tüm istemelerine rağmen davacı tarafından verilmediğini; bu nedenle alacağında muaccel olmadığını; davacı yanın alacak muaccel olmadan icra takibi başlatıp, aleyhlerine bu davayı ikame ettiklerini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini, davalı taraftan kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuşlardır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafın —– olan bu hak ve alacaklarını temlik alan davalının temlik bedelini ödemediği sabittir. Bu nedenle davacı taraf, davalı adi ortaklık aleyhine başlattığı icra takibinde ——– alacağı takip tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı adi ortaklığı oluşturan şirketler, bu takibe süresi içinde itiraz etmişler, itiraz üzerine takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olup; davalıların itirazı takibe konan borçtan dolayı borçlu olmadıklarına ilişkindir.
Mahkememizce, sunulan temlik sözleşmeleri incelenmiş olup, aynı tarihte düzenlenen her iki temlik sözleşmesinden — temlik sözleşmesiyle —- bulunan taşınmaza tesis edilmiş ve edilecek olan elektrik tesisleriyle ilgili olarak; —- temlik sözleşmesi ile ise, ————- edilmiş ve edilecek olan elektrik tesisleriyle ilgili olarak; ” doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklarını devrettiği ” anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki temlik sözleşmeleri ihtilafsız olup; davanın bağlanma noktası temlik bedelinin muaccel olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Her iki temlik sözleşmesinin —– temlik bedelinin—— tarafından düzenlenmiş olan, sözleşme konusu elektrik tesislerinin devrine ilişkin muvafakat namenin temlik alan tarafa teslimini müteakip —— içerisinde 3.4 maddesinde belirtilen hesap numarasına ödeneceği ” kararlaştırılmıştır. Davalılar bu muvafakat namenin verilmediğini ve bu sebeple alacağın muaccel olmadığını iddia ederken, davacı taraf ——— mevcut olmadığını, bu nedenle ondan muvafakat almalarının mümkün olmadığını; bu sebeple de temlik bedelinin muaccel kabul edilmesi gerektiğini iddia etmişlerdir.
Temlik sözleşmelerinin —- gereğince, satış bedelinin bağlandığı muvafakat namenin ——— dendiğinden dolayı söz konusu muvafakat namenin davacının elinde olması gerekir. Kaldı ki, alacak davacının alacağı olup, söz konusu muvafakatnameyle ilgili bilgi sahibi olması gereken, sözleşmede bunu yazdırdığına göre temin etmesi gereken davacıdır. Kaldı ki, mahkememizce sistem üzerinden çıkarılan firma detayına göre de, ———isminde bir şirkette mevcuttur. Bunun yanında—- bulunup bunlar anonim şirket olmadıklarından dolayı temliknamedeki şirket olamayacakları açıktır. Dolayısıyla, davacının basiretli bir tacir gibi davranıp —– yoksa böyle bir şirketten muvafakatname almayı üstlenmemesi, böyle bir şirket temliknameler anında var ve sonra terkin edilmişse o taktirde de muvafakatname için şirketin ihyasını sağlayıp, söz konusu belgeyi temin etmesi gerekirdi.
Hal böyle olunca, davacı tarafından temlik bedelinin istenmesi için gereken edimin ifa edilmediği, icra takibi esnasında alacağın muaccel olmadığı, dolayısıyla dava anında da muaccel olmadığı; ortada vaktinden önce açılmış icra takibi ve davanın söz konusu olduğu nazara alınarak mahkememizce davanın reddine karar verilmiştir. Vekalet ücreti taktir edilirken iş bu itirazın iptali davasında ön koşulun takip esnasında muaccel bir alacak olması sebebiyle ön koşul gerçekleşmeden açılan davalarda AAÜT 7/2 madde gereğince nispi olarak hesaplanan vekalet ücreti maktuyu geçemeyeceğinden davalı lehine maktu vekalet ücreti taktir edilmiş; her ne kadar dava reddedilmiş ise de, senaryo bir alacak söz konusu olmayıp sadece vaktinden önce açılan bir takip ve dava söz konusu olduğundan kötü niyetli icra takibinden bahsedilemeyeceği değerlendirilmiş; davalının kötü niyetli takip tazminatı da bu nedenle reddedilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Vaktinden önce yapılan icra takibi / açılan dava nedeniyle——— DAVANIN REDDİNE,
Davalı tarafın kötü niyetli takip tazminatı talebinin de şartları oluşmadığından REDDİNE,
Maktu ret harcının mahsubu ile bakiye 4.832,09 TL karar harcının davacıya talebi halinde iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince hesaplanan nispi vekalet ücreti maktuyu geçtiğinden davalılar lehine tek bir 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okundu, usulen tefhim olundu.03/06/2021