Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2023/479 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/522 Esas
KARAR NO:2023/479
DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/10/2020
KARAR TARİHİ:15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA:Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı ———satın aldığını, arıza yapınca diğer davalı şirkete tamir için götürdüğünü, tamir edecek şirket çalışan —-tarihinde arızanın giderilmesi için ——- boru ve sensörünün gerektiğini bildirdiği, bunun için ücret istediğini; davacı tarafından bu talebin onaylandığını, paranın ödendiğini, 04/08/2020’de parçanın geldiğini, 07/08/2020 tarihinde makinenin yapılıp teslim edileceğinin bildirildiğini ancak teslimin bir türlü gerçekleşmediğini, 08/08/2020 tarihinde durumu öğrenmek için servisi aradığında servis tarafından yapılan test kullanımında arızanın devam ettiğinin belirlendiğini; böylece yurt dışından gelen bu parçayla tamirin gerçekleşmeyeceğini anladığını; daha sonra servis tarafından deneme yanılma ile arıza sebebinin bulunmaya çalışıldığını, bir ara mazot pompasının bozuk olduğunu bildirdiklerini; davacının güveni kalmadığı için artık iş makinesinin toplanarak servise getirildiği şekle ulaştırılıp, iadesinin istendiğini; servisin buna da yanaşmadığını, iş makinesini dava anına kadar da teslim alamadıklarını belirterek, günlük zararlarının 1.000,00 TL’den 06/07/2020’ye kadar 110.000,00 TL olduğunu, bu bedelin dışında ayrıca davalı servis tarafından iş makinesinin tamir edilip sağlam bir şekilde verilmesine hükmedilmesini, bu olmazsa bedeline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ——- vekili, davacı tarafın dava dilekçesinde HMK 119 uyarınca taleplerinin belli olmadığını, ticari satımdan kaynaklı ara buluculuk sürecinin yaşanmadığını belirterek davanın usul yönünden reddine karar verilmesini talep ettiği ayrıca müvekkili şirketin satış sözleşmesine taraf olmadığını, araca sadece servis hizmeti verdiğini beyan ederek davanın müvekkili yönünden husumet sebebiyle de reddine karar verilmesini savunmuş; iş makinesinin tamiri ve onarımı için davacının kendilerinden talepte bulunduğunu ancak arızaların tamiri ve onarım için gereken onayı vermediğini, bu nedenle taraflar arasında bakım ve onarım sözleşmesinin esasen kurulamadığını, gerekli onay verilmemesi nedeniyle de müvekkili tarafından tamir işlemlerine başlanamadığını, makinenin geri alınması hususunda davacıya ihtar çektiklerini, buna rağmen iade almadığını, bu sebeple gecikme zararından da sorumlu olamayacaklarını, müvekkili davalının tamir veren servis olduğunu, uğranılan maddi zararın kendilerinden istenmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın bu davalı yönünden reddini talep etmiştir. Davalı —- vekili ise, aracın garanti kapsamının bir yıl ve her halükarda 2.000 saat olduğunu, 13/06/2018 tarihinde teslim edildiğini, o tarihten beri davacı tarafından kullanıldığını, 14/03/2019 tarihinde servise getirildiğini, periyodik bakımının yapıldığını, o anda 1.913 saatlik çalışma saati geçirdiğini ve makine kontrollerinde herhangi bir arızasının bulunmadığının servisçe belirlendiğini, davacının arıza yaşandığı iddiasıyla makineyi yetkisiz servislere götürdüğünü, bilahare davalı olan yetkili servise 06/07/2020 tarihinde getirdiğini, o tarihte 2.000 saatin çok üzerinde makinenin çalıştığını ve garanti süresinin dolup tüm taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davanın da zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuş; kaldı ki, iş makinesinin öncelikle bozulduğunun ispatı gerektiğini, buna ilişkin hiç bir delil ibraz edilmediğini, davacının ses kaydı olarak nitelendirdiği kaydın kimlere ait olduğunun bilinmesinin mümkün olmadığını, hukuka aykırı bir delil olduğunu; iş makinesinde belirli özellikte yakıtların kullanılması gerektiğini, bu tür yakıtlar kullanılmazsa oluşan hasarın kullanıcı hasarı olduğunu; yetkili servisin 17/07/2020 tarihinde gönderdiği mailde, yapılan incelemede yakıt sisteminin piyasada sökülmüş olduğunun tespit edildiği, pompa ve enjektörün sökülüp tamir edilmeye çalışıldığı ancak bunun yapılamadığı, sistemin komple pis yakıt kullanımından ve yanlış müdahaleden dolayı bu duruma geldiğinin görüldüğü hususlarının açıkça yer aldığını; buradan da hatalı ve makineye uygun kullanım yapılmadığının açıkça belli olduğu, makine ve tesisatının yetkili olmayan servise açılıp söküldüğünün belli olduğunu; artık davacının yetkisiz servise gittiği ve ehil olmayan kişilere tamir ettirmeye çalıştığından dolayı ve uygun yakıt kullanmadığından dolayı oluşan arızadan müvekkilini sorumlu tutmasını mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, ayıplı mal satışından kaynaklanan tamir ve aracı kullanamamaktan kaynaklı alacak davasıdır.
Dava açılırken dava değeri olarak gösterilen 111.000,00 TL üzerinden harç karşılanmış bu nedenle yargılamaya tek hakimle başlanmış fakat taleplerin içinde tamir edilip verilemezse o vakit iş makinesinin rayiç değeri talep edildiğinden mahkemece makinenin rayiç değeri üzerinden harç tamamlatılmış, bunun üzerine dosya heyetin görev alanına girmiş ve dosya mahkeme heyetine sevk olunmuştur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, tanıklar dinlenmiş, aracın garanti belgesi ve finansal kiralama sözleşmesi incelenmiş olup; davacının söz konusu iş makinesini ——– satın aldığı ihtilafsızdır. Yine, arıza nedeniyle söz konusu makinenin diğer davalı olan yetkili servise verildiği ve dava tarihi itibariyle halen yetkili serviste olduğu da ihtilafsızdır.
Mahkememizce toplanan deliller çerçevesinde, mahallinde keşif yapılmak suretiyle iş makinesi görülmüş, uzman makine mühendisi bilirkişiye yerinde inceletilmiş ve rapor ile ek rapor alınmıştır.Bilirkişi raporunda makinenin arızalı olduğu, söz konusu arızanın tamir ile giderilebileceği tamirinde mutlaka davalı yetkili serviste yapılmasının gerekli olmadığı bir başka yetkili serviste de yapılabileceği bilirkişi tarafından rapor edilmiş, tamir gideri ve süresi de raporla belirlenmiştir. Davaya konu iş makinesindeki ayıp kullanmakla ortaya çıkan ve bu nedenle gizli ayıp niteliğinde bulunan bir arızadır. Söz konusu arıza, aracın ” gaz yememe ” diye tanımlanan devirlenememe, hızlanamama şeklinde gerçekleşen bir arızadır. Davalı ——nedenle satıcı olarak diğer şirket ise, süresinde tamiri yapamaması nedeniyle zarardan sorumlu olacakları belirlenmiştir.Davacı tarafın TBK gereğince alıcı olarak seçimlik hakkı bulunup, davacı bu seçimlik hakkını tamirden yana kullanmıştır. Tamir için aracı davalıya ait servise bırakmıştır. Tercih hakkını tamirden yana kullanan davacının tamir edilip makineyi aldıktan sonra yeniden arıza çıkarması halinde ancak tercih hakkını artık tamirle uğraşmak istemeyerek makine bedeline yöneltmesi mümkündür. Bu sebeple davacının makine bedeline yönelik talebi kabul edilememiştir. Mahkememizce tamir bedeli ile aracın olağan tamir süresindeki kullanamama bedeli ( muadilinin kira bedeli ) üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı her ne kadar iş makinesinin servise girme tarihi ile dava tarihi arasında kullanamama bedelini talep etmiş ise de; davalı servisin iş makinesini iade etmek yönünde çektiği ihtar ve davacının tamirhaneye gerekli malzemenin alınması ve tamire başlanması için onay vermediği nazara alındığında davalıların uzayan tamir süresinden sorumlu olmayacakları sadece söz konusu arıza yönünden davacının her tür onayı derhal vermesi halinde gerçekleşecek 30 günlük iş makinesinin kullanamama giderinden sorumlu olacakları değerlendirilerek dava tarihi olan 27/10/2020 itibariyle günlük mahrumiyet zararının 578,00 TL olduğu, tamir süresinin 30 gün olduğu sebebiyle makineyi kullanamamaktan zararın 17.340,00 TL olduğu; tamir süresinin bilirkişi raporunda da incelendiği gibi 30 gün olacağı kabul edilmiş olup; davacı dava dilekçesiyle öncelikle söz konusu makinenin davalı servis tarafından tamir edilmesini; TAMİR EDİLEMEZ ise, o vakit makinenin rayiç değerini talep etmiş olup öncelikli talebinin tamir olduğu, bu nedenle tamirinde bir başka servis tarafından yapılmasının mümkün olduğunun bilirkişi tarafından belirlendiği; davalı servisin aracı tamir etmek istemediğini, taraflar arasında ihtilaf doğduğunu bu nedenle kendilerine tamir yükümlülüğünün verilmemesini talep etmesi de nazara alınarak her yetkili serviste tamir edilebilecek makine için tamir bedeli olarak belirlenen 11.362,00 TL’den davalıların sorumlu olacağı değerlendirilerek karar verilmiştir.Dava dilekçesinde, dava makineyi kullanamamaktan kaynaklı zarar ve makinenin bizzat tamiri yönünden açılmış olup, tamir mümkün olmaz ise, makinenin bedelinin istendiği, bu nedenle dosyaya tek hakimle bakılırken harç tamamlatılmış olmasının makine bedelinin dava konusu edilmesi olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle dava miktarının 111.000,00 TL olarak kabulü gerektiği, bunun üzerinden kısmen kabul ve reddedilen kısımların değerlendirilmesi gerektiği de nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
11.362,00 TL tamir bedeliyle 17.340,00 TL kullanmaktan mahrumiyet bedeli ( kira bedelinin ) toplamı 28.702,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline,
Fazlaya dair talebin reddine,
Alınması 1.960,63 TL ilam harcının dava açılırken karşılanan peşin ilam harcı ve bilahare ıslah yoluyla tamamlanan harcın toplamı 12.343,34 TL’den mahsubu ile bakiye 10.382,71 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan ve dava açarken yatırılan 1.932,93 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile 10 elektronik tebligat 3 normal tebligat gideri 206,00 TL’nin, 4.000,00 TL bilirkişi ücretinin, 920,00 TL keşif heyetinin yasal yolluğu ve keşif aracı toplamının kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.325,46 TL’lik kısmının toplamı 3.258,39 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınmasına, davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından davacı lehine 9.200,00 TL maktu vekalet ücreti tayinine, davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine de AAÜT 7. Maddesi gereğince müteselsil sorumlular hakkındaki dava aynı nedenden dolayı reddedilirse kendisini vekil ile temsil ettiren müteselsil sorumlular lehine tek bir vekalet ücreti taktir edileceğinden 13.167,68 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak eşit olarak davalılara paylaştırılmasına,
Her iki davalı ile ayrı ayrı ara buluculuğa gidildiğinden ve tarafların ara buluculuk görüşmelerine katıldığı nazara alındığında toplam 2.640,00 TL iki adet ara buluculuk giderinin 680,42 TL’SİNİN davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, kalan 1.959,58 TL’SİNİN ise davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, bu amaçla harç tahsil müzekkereleri hazırlanmasına,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.15/06/2023