Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/461 E. 2021/776 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/461 Esas
KARAR NO: 2021/776
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülen Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——–plakalı araç ile —- plakalı aracın çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini; kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında yer alan tespit ve açıklamalara göre müvekkili şirkete — sigortalı olan araç sürücüsünün kaza sonrası olay yerini terk ettiğini; ——-plakalı aracı geri kaçırmak suretiyle park halinde bulunan araca çarpıp olay “yerinden uzaklaştığından tam ve asli kusurlu olduğunu; vuku bulan olayın sonucunda — plakalı araç üzerinde oluşan hasarların eksperleri tarafından değerlendirildiğini ve kusura isabet eden — araç maliklerine hasar tazminatı ödemesi olarak yapıldığını; davanın kabulü ile —-tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın müvekkili şirkete ait araç ile meydana geldiğine dair delil bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; kaza yerinin terk edilmiş olmasının başlı başına rücu imkanı vermeyeceğini; müvekkili şirkete ait aracın sürücüsünün olay yerini terk etmiş olması halinde dahi açılan davanın reddi gerektiğini; kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı şirketin ancak gerçek zararını talep edebilecek olduğunu, ödenen tutar ve hasarın uyumlu olup olmadığının incelenmesi gerektiğini; talep edilen tutarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava haksız fiile dayalı rucuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce, uyuşmazlığın HMK 140/2.maddesi uyarınca taraflar arasında davalıya ait ve davacı tarafından —- sigortalı bulunan —– plakalı araç ile yaptığı kaza neticesinde dava dışı şahsa ait aracın hasara uğraması sebebiyle davacı tarafından dava dışı sigorta şirketine yapılan ödemenin kaza ve hasar ile uyumlu olup olmadığı, davalının maliki olduğu araç sürücünün kaza yerini terk edip etmediği, bu kapsamda —– şartlar uyarınca davacının ödediği bedeli ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile talep edip edemeyeceği hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
HMK 142.maddesi uyarınca yapılan incelemede zaman aşımı definde bulunulduğu, Mahkememizce, davanın rucuen tazminat davası olduğu, zaman aşımı başlangıcının ödeme tarihinden —-yıllık süreye tabi olduğu ve ödemenin —– tarihi olduğu nazara alınarak bu yöndeki defiinin reddine karar verilmiştir.
Belirlenen ihtilaf noktalarında taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar şekilde rapor tanzimi için dosyanın mahkememizce resen seçilecek bir —-alanında nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilerek rapor tazmininin istenilmesine, karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti —tarihli raporunda, Kusur tespitinde dayanılan —- hüküm gereğince sorumluluğunu yerine getirmeden olay yerini terk etmiş olduğu; dava konusu — tarihli trafik kazasının oluşumunda; davalının maliki olduğu dava konusu —-manevraları düzenleyen genel şartlara uymama,” kusuru nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğu; dava konusu — tarihli trafik kazasının oluşumunda; hasara uğrayan —-atfı kabil kusurunun bulunmadığı ve kusursuz olduğu; —- tarihli hasarı ile ilgili hasar tespit tutarının taraflarınca kabulünün yerinde olacağı, —- raporunda değişimi ve onarımı belirtilen parçaların hasar ile uyumlu olduğu ve onarım için—-araçtaki hasarla örtüştüğü; —- içerisinde yer alan orijinal yedek parça ve işçilik tutarlarının serbest piyasa şartlarına göre makul olduğu; Uyuşmazlık konusu ve davacının rücu talebi yönünden yapılan inceleme sonunda; rucu istemine dayanak poliçenin kaza tarihi kapsayan davalıya ait aracın zorunlu trafik sigortası olduğu zorunlu trafik sigortasında kusurun rücu sebebi oluşturmadığı; rücu hallerinin —– tahdidi olarak sayıldığı; bu hallerin somut olayda gerçekleştiğinin ispatı yükü—— fıkrasında yapılan düzenleme ile sigortacıların ispat yükünün tamamen üzerlerinden alındığı;. sigortacılar artık sürücünün aslında alkollü veya ehliyetnamesiz olduğu için olay yerini terk ettiklerini ispatlamaktan kurtulduğu; sürücünün olay yerini terk etmiş olduğunu ispatlamaları yeterli; buna karşılık, sigorta ettirenin aracın sürücüsünün alkolsüz ve yeterli ehliyete sahip olduğun ispatlaması gerektiği, mevcut delile durumuna nazaran, yeni şartlar—-kapsamında, davacının rücu hakkı oluştuğu kanısına varıldığı, Hal böyle olunca, itirazın iptali istemine konu —- alacak kalemleri yönünden yapılan inceleme sonunda; asıl alacak tutarının davacı talebi gibi — olduğu; davacının takipteki birikmiş faiz alacağının istemiyle bağlı kalınarak,— olduğu, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren —-değişen oranlarda avans faizi yürütülmesini isteyebileceği; rapor edilmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; davalı şirketin maliki olduğu —- hüküm gereğince sorumluluğunu yerine getirmeden olay yerini terk etmiş olduğu; davalının maliki olduğu dava konusu —— belirtilen asli kusurlardan —–nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğu; dava dışı —- atfı kabil kusurunun bulunmadığı ve kusursuz olduğu;—- raporunda değişimi ve onarımı belirtilen parçaların hasar ile uyumlu olduğu ve onarım için —-araçtaki hasarla örtüştüğü; —–içerisinde yer alan orijinal yedek parça ve işçilik tutarlarının serbest piyasa şartlarına göre makul olduğu; Uyuşmazlık konusu ve davacının rücu talebi yönünden yapılan inceleme sonunda; rucu istemine dayanak poliçenin kaza tarihi kapsayan davalıya ait aracın zorunlu trafik sigortası olduğu —- kusurun rücu sebebi oluşturmadığı; rücu hallerinin —– tahdidi olarak sayıldığı; bu hallerin somut olayda gerçekleştiğinin ispatı yükü sigortacı üzerinde iken, —- düzenleme ile sigortacıların ispat yükünün tamamen üzerlerinden alındığı; sigortacılar artık sürücünün aslında alkollü veya ehliyetnamesiz olduğu için olay yerini terk ettiklerini ispatlamaktan kurtulduğu; bu nedenle davacının rücu hakkı oluştuğu kanısına varıldığı anlaşılmış olup, davanın kabulü ile;—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;—-tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabule göre alınması gerekli — harçtan peşin alınan—- mahsubu ile bakiye — harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2021 yılı AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak —–yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 03/11/2021