Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/46 E. 2021/382 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/46 Esas
KARAR NO : 2021/382
DAVA : Tazminat (Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 08/08/2012
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE: Mahkememizin —— sayılı dosyasında;
” Davacı vekili, müvekkilinin —— çalıştığını, bu şirket tarafından —- verildiğini; davacının — plakalı —– üzerinde ve — işini ifa ederken; davalılardan —- işleticisi davalı —— aracın çarpması —– tarihinde ağır yaralandığını; kaza nedeniyle malul kaldığı, süreklide bakıma muhtaç hale geldiğini ve ekonomik geleceğinin sarsıldığını belirterek; sürekli iş gücü kaybı, kazanç kaybı, bakım gideri ve ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik ——- manevi tazminat talep etmiş; maddi tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminatın ise sigorta şirketi hariç diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte tahsilini talep etmiş; bilahare yargılama esnasında maddi tazminat talebini ıslah yoluyla artırarak —— çıkarmış,
Davalılardan ——– plakalı ——– olduklarını ancak sorumluluklarının sigorta poliçesi ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu; mahkemece davalı sürücünün kusurunun usulünce araştırılmasını ve malul kalıp kalmadığı, iş ve gücünden kalıp kalmadığı hususlarınında adli tıp kurumundan rapor alınmak suretiyle incelenmesini; ayrıca tedavi giderlerinden 6111 sayılı yasanın 59. Maddesinin ve geçici 1. Maddesinin düzenlemesi ile sigortanın sorumlu olduğunu, kendilerinin sorumlu olmadığını; davadan öncede temerrüte düşürülmediklerini belirterek savunma yaptığı görülmüş;
Diğer davalılar vekili ise, kazadaki tüm kusurun sigortalı araç sürücüsünde olmadığını; yaralanan davacınında kusurlu bulunduğunu, davacının talep ettiği tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş,
Mahkememizce davanın yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu nazara alınarak yapılan incelemede;
——– tarihinde söz konusu kazanın gerçekleştiği, kazada davacının yaralandığı, kaza anında çöp aracının üzerinde iki işçinin bulunduğu, bunlardan birinin aşağı inip, çöpe giderken davacımızın çöp aracında kaldığı, davalılara ilişkin aracın ise, çöp için duran araca gelerek çarptığı; kazanın bu şekilde oluştuğu ihtilafsızdır. İhtilaf, kazadan dolayı davacının kusuru olup olmadığı, yaralanmanın derecesi ve davacının gördüğü maddi ve manevi zarar miktarlarındadır.
Kazayla ilgili olarak mahkememizce iş güvenliği uzmanı ve trafik bilirkişisinden alınan —— tarihli raporda davalı işleten şirket %70, davalı —— %10 ve davacının üzerinde bulunduğu ——- şirketi ise %20 kusurlu bulunmuştur. Bu rapor ceza dosyasındaki raporla da çelişik olmadığı için mahkememizce kabule şayan bulunmuş, hükme esas alınmıştır. Bilindiği üzere, kazada birleşen kusur söz konusu olursa; kusurlu olan her bir araçla ilgili olanlar, yaralanana karşı ayrı ayrı zararın tamamından sorumlu olurlar; birbirlerine iç ilişkide rücu ederlerken o vakit her birinin kusur oranı nazara alınır. Bu nedenle en azından bir miktar kusurlu olan —— plakalı aracın sürücüsü ——- Borçları Kanununun haksız fiil hükümleri gereğince, davalı ———– Karayolları Trafik Kanununun araç işletenin sorumluluğu ile ilgili objektif sorumluluk hükümlerine göre, davalı ——— zorunlu sigorta poliçesi gereği davacının tüm zararından sorumludur. Davacının olayda kusuru bulunmadığından, tazminatlardan tenzil edilecek bir oran söz konusu değildir.
Bu çerçevede mahkememizce davacının tedavi evrakları ve raporları toplanmış; adli tıp kurumundan rapor alınmış; gelen rapora göre, adli tıpça davacımızın kaza nedeniyle meydana gelen yaralama sebebiyle %52 oranında sürekli maluliyete düçar olduğu belirlenmiştir.
—— tarafından belirlenen bu durumdan sonra dosya aktüer bilirkişiye verilmiş; aktüer bilirkişi davacının —- maluliyetinin karşılığı uğramış olduğu sürekli iş gücü kaybı tazminatının —- olduğunu; davalı sigorta tarafından ——- ödendiğini, bunun mahsubu ile nihai zararın —– olduğunu belirlemiş; bu rapor üzerine davacı maddi tazminat talebini —- olarak ıslah etmiştir. Davacı bu ıslah ile, bilirkişi tarafından hesaplanmayan geçici iş gücü kaybı tazminatı ve tedavi – bakıcı tazminatını talep etmediği; maddi tazminatını sadece ———-yönelttiği; bunun dışında bir tazminat talep etmediği nazara alınarak diğer kalemler yönünden iş bu ıslah dilekçesine göre inceleme yapılmaya devam edilmemiş; dosya miktar yönünden mahkememizin tek hakimli esasına kayıtlı iken; ıslahtan sonra heyete tevdii edilmiştir.
Aktüer bilirkişinin hesaplamasında, sigorta tarafından —– tarihinde yapılan ——— birebir ve güncellenmeden düşüldüğü için; heyetçe görülen lüzum üzerine bilirkişiden bir ek rapor alınmış; söz konusu ödeme rapor tarihine göre güncellettirilmiş ve güncellenmiş haliyle mahsup edildiğinde davacının maluliyet nedeniyle alması gereken tazminatın ——- olduğu belirlenmiş ve bu miktar üzerinden maddi tazminata hükmedilmiştir; davalı sigorta şirketinin poliçesi gereği teminatın —– olup, bundan ödemiş bulunduğu güncellenmiş miktar düşüldüğünde ———- kaldığından davalı sigorta şirketi bu miktarla sorumlu tutulmak suretiyle hüküm oluşturulmuş; davalı sigorta şirketinin davadan evvel temerrüte düşürülmemesi nedeniyle sigorta şirketi aleyhine davadan itibaren faize hükmedilmiştir.
Manevi tazminata ise, mahkememizce tamamen vicdani kanıya göre hükmedilmiş; miktar belirlenirken kazadaki kusur durumları ve kazanın sonunda meydana gelen yaralanma nazara alınmış; manevi tazminatın bir cezalandırma aracı olmayacağı fakat davacınında manevi yönden bir miktar tatmini gerektiği dikkate alınmak suretiyle belirlenmiştir.”
GEREKÇESİYLE DAVANIN KISMEN KABULÜNE KARAR VERİLİP,——maddi tazminatın ———- tüm davalılardan müteselsilen, kalın kısmının davalı sigorta şirketi DIŞINDAKİ davalılardan müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine; bu tahsilat yapılırken davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren diğer davalılardan ise kaza tarihi olan ——-tarihinden itibaren yasal faiz alınmasına,
——- manevi tazminatın davalılar ———– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline,
Fazlaya dair taleplerin REDDİNE”
HÜKMEDİLMİŞ;
Karar davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiş,
———-sayılı hükmüyle davalı vekillerinin istinaf taleplerinin kabulüyle mahkememiz kararının kaldırılmasına, oluşan duruma göre davacı tarafın istinaf talebinin incelenmesine şimdilik gerek bulunmadığına karar verilmiş olup;
Kaldırma kararının gerekçesi olarak mahkememizce ———- yeniden müzekkere yazılarak davaya konu iş kazası sonucunda yaralanan davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise rücuya tabi olup olmadığı; davacıya bağlanan rücuya tabi gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının belirlenmesi; bağlanan gelir rücuya tabi ise 5510 sayılı yasanın 21. Maddesi hükmü gereği tazminattan düşülmesi, yine———— dosya arasına alınarak söz konusu dosyanın karara çıkıp çıkmadığı, ne şekilde karar verildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediği hususları da değerlendirilmek suretiyle davacının davalılardan talep edebileceği tazminatın belirlenmesi gerektiği vurgulanmış;
Yargılama mahkememizin bu esasına kaydedilmiş,
Kaldırma kararında işaret edildiği gibi ——–yazışma yapılmış, gelen yazı cevabında davacıya kazayla ilgili maluliyeti kapsamında sürekli iş göremezlik gelirinin bağlandığı, sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin değerinin yarısının sebep sorumlularına 5510 sayılı yasanın 21/f.4 gereği rücu edileceği tespit edilmiş;
——— sayılı dosyasında da, —– bozmasından sonra dosyanın ——- Esasına kaydedildiği; bu dosyada da ——- günü tesis edilen kararla asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilip, ——– ilk peşin sermaye değerinin gelir onay tarihi olan ——- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,—— geçici iş göremezlik ödeneğinin ödeme tarihi olarak ———- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsil alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verildiği; bu dosyadaki dava dilekçesinde bağlanan sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin değerinin ——- olduğundan bahsedildiği görülmüştür.
İlgili İş Mahkemesi dosyasında verilen bu karar istinaf incelemesinde olup kesinleşmemiştir ancak mahkememizce bu durum yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına engel görülmemiş; ——– yapılan yazışma, mahkememizin ilk kararıyla toplanan deliller ve İş Mahkemesinin kararı ve bu kararın dayanağı bilirkişi raporu değerlendirilmek suretiyle hesap bilirkişisinden—– tarihinde ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda, istinaf incelemesi çerçevesinde işaret edilen hususlarda nazara alınıp ——– gelen yazı cevabı ve İş Mahkemesinden verilen karar incelenmek suretiyle, davacının dosyaya yansıyan 3 aylık geçici iş göremezlik devresinde —- tarafından ödenilen geçici iş göremezlik ödemelerinin tenzilinden sonra karşılanmamış kazanç kaybı bulunmadığı sebebiyle geçici iş görememe tazminatının hükmedilmemesi gerektiği;
Davacının belirlenen ve ilk kararda da nazara alınan —– oranındaki sürekli iş göremezlik sebebiyle ——— sayılı dosyasındaki sürekli iş göremezlik zararına ilişkin rücu miktarının o mahkeme hükmü gibi kesinleşmesi halinde davacının karşılanmamış sürekli iş göremezlik zararının — olduğu; ancak bilirkişi raporunda gerekçeleri açıklandığı üzere ——— peşin değer cetveli dikkate alındığında, İş Mahkemesi kararının ve dayanağı raporunun miktar yönünden yanlış olduğu; doğru şekilde hesaplamanın ——– tarihli bilirkişi raporunda açıkça gösterildiği; bu hesaplamaya göre davacının karşılanmamış sürekli iş göremezlik tazminatının —— olduğu; mahkememizin kaldırılan ilk kararının davalı vekillerinin yanında davacı vekilince de istinaf edildiği, bu nedenle davalılar yönünden ilk kararın artık kazanılmış hak teşkil etmediği; sürekli iş gücü kaybı tazminatının ilk karara göre bu sebeple daha yüksek olabileceği nazara alınarak; davacı lehine —maddi tazminata hükmedilebileceği tespit edilmiş ancak davacı vekilinin ——– tarihli dilekçesiyle —– olarak talebini bildirmiş olduğu sebebiyle; taleple bağlı kalınarak bu miktara hükmedilmiş;
Her ne kadar ilk kararda sigorta şirketinin temerrüte düşürülmediği yönünde hüküm oluşturulmuş ise de, bu kararın kaldırıldığı artık davadan önce oluşan temerrütün yeni kararda nazara alınabileceği; davacının da davalı sigorta şirketine —— başvurduğu ve tazminatı talep ettiği; buna 8 iş günü eklenince davalı sigorta şirketinin ——- tarihinde temerrüte düştüğü nazara alınmak suretiyle hüküm oluşturulmuş;
Manevi tazminat yönünden mahkememizce bozulan hükmümüzdeki kanaat değişmediği için aynen gerekçe ve sebeplerle; tarafların sosyo-ekonomik durumları, kusurun yoğunluğu, manevi tazminatın bir cezalandırma aracı olmayacağı ancak bir nebze duyulan üzüntü ve elemi de karşılayacak nitelikte olması gerektiği taktir edilerek ——- hükmedilmesi gerektiği;
Maddi tazminatın ——-sigorta şirketinin ödemeler dışındaki limiti çerçevesinde sorumlu olacağı, kalanından tüm davalıların sorumlu olacağı; manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki işleten ve sürücünün sorumlu olacağı nazara alınarak, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
—– maddi tazminatın —– tüm davalılardan müteselsilen, kalın kısmının davalı sigorta şirketi DIŞINDAKİ davalılardan müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine; bu tahsilat yapılırken davalı sigorta şirketinden —— tarihinden itibaren diğer davalılardan ise kaza tarihi olan — tarihinden itibaren yasal faiz alınmasına,
——- manevi tazminatın davalılar ——– kaza tarihi olan ——– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline,
Fazlaya dair taleplerin REDDİNE,
Alınması gereken 47.101,94 TL harçtan, dava açılırken alınan 194,55 TL ile ıslahla tamamlanan 2.124,06 TL harcın mahsubu ile eksik 44.783,28 TL harçtan 8.581,70 TL’nin tüm davalılardan müteselsilen, kalan 36.201,58 TL’nin ise davalılar ———— müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 2.339,76 TL harcın tamamı ile; 508,00 TL 36 tebligat gideri ve 4.879,00 TL bilirkişi inceleme ücretleri ile —- giderlerinin kabul ve ret oranına göre,—- toplamı — yargılama giderinin ilk — tüm davalılardan müteselsilen kalan — ise davalılar ——- alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince,
Maddi tazminat için — nispi vekalet ücretinin, ilk ——- tüm davalılardan müteselsilen alınarak, kalan — ise davalılar——- alınarak davacıya verilmesine, Maddi tazminat için reddedilen geçici iş gücü kaybı nedeniyle maktu —- vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalılar—— verilmesine——–
Manevi tazminat yönünden ise, 5.850,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar —– alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım yönünden ise bu davalılar yönünden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığı için 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp, bu davalılara verilmesine,
Dair karar, Davacı—— Davalı ——– yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.29/04/2021