Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/39 E. 2022/850 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/39 Esas
KARAR NO : 2022/850

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 05/02/2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralandığını ve malul kaldığını, daha sonra davalı sigorta şirketine başvurmalarına rağmen haksız olarak müvekkiline ödemesi gereken maluliyet ödemesini yapmadığını iddia ile şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili mahkememize verdiği 17/09/2022 tarihli Islah dilekçesinde; dava dilekçesinde talep ettikleri 10.000,00 TL tazminatı 50.235,51 TL arttırmak suretiyle 60.235,51 TL’nin kaza tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın talebinde tazminat alacak kalemlerini belirtmemiş olduğu, davacı yan tarafından sunulan belgelerde davacı için maluliyet oranı belirlenmemiş olduğu, davacının maluliyet oranının —– yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tespit edilmesinin gerektiği, tazminat tutarının yetkili aktüer tarafından hesaplanması gerektiği, davacıya—– tarafından yapılan bir ödeme varsa tazminattan mahsubunun gerektiği, sağlık giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatlarının davalı sigortacının tazminatlarının dışında kaldığı, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kazada hatır taşımacılığı bulunup bulunmadığının, müterafik kusurunun tespit edilerek tazminattan indirim sebebi yapılması davalı sigortacının temerrüde düşürülmemiş olduğu sorumlu tutulabileceği faiz nev’inin yasal faiz olabileceği savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklı bedensel zararın tazmini istemli, maddi tazminat davasısır.Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacının 05/02/2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu oluşan haksız fiilden dolayı maluliyet durumunun olup olmadığı, tarafların kusurlu olup olmadığı, oluşan zarardan davalının sorumlu olup olmayacağına yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Davacı asilin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu iş ve güç kaybının sorulmasına ve ilgili yönetmelik gereğince maluliyet raporu için dosya —— gönderilerek rapor alınmıştır.
—–.İhtisas Kurulu raporunda; Mevcut belgelere göre —- oğlu 19.12.1980 doğumlu ——- 05.02.2019 tarihli trafik kazası sebebiyle —– yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir—— sayılı soruşturma dosyası celp edilip incelenmiştir.Davacı tarafın tanıklarından biri için ——Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle tanığın beyanı alınmış, diğer tanık ise mahkememizce davetiye ile celp edilmek suretiyle duruşmada dinlenmiştir.
HMK 281 ve 266.mad. Gereğince kaza tarihi 05.02.2019 tarihi olduğundan yürürlükte olan yönetmelik —– 09/10/2020 tarihli —–yayınlanan 17/07/2020 tarihli—– karar sayılı iptal kararı ile 14/04/2016 tarihli ve 6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı KTK ‘nın değiştirilen ve iptal edilen maddeleri ve —— sayılı kararı da dikkate alınmak üzere özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliliğinin yürürlükte olduğu belirtildiğinden 05/02/2019 kaza tarihi trafik kazası nedeniyle düzenlenecek raporun, bu yönetmeliğe göre davacının itirazı bulunduğundan EK RAPORUN düzenlenmesi için dosya yeniden —— gönderilerek rapor alınmıştır.—–İhtisas Kurulu raporunda; Mevcut belgelere göre —– oğlu 19.12.1980 doğumlu —— 05.02.2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle—— yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre, Kas İskelet Sistemi, Şekil 2.10 %1, Şekil 2.11 %1, Şekil 2.12 -, —– formülüne göre %2, Tablo 2.3’e göre %1 olarak tespit edildiğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 1 (yüzdebir) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.Tarafların delilleri toplanmış, dosya kusur ve aktüel bilirkişisine tevdi edilerek rapor alınmıştır.Bilirkişi heyeti ortak raporunda; Davalı —- Sigortalısı; Davadışı Sürücü—– Asli Kusurlu Olarak % 100 (Yüzde yüz) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU; Davacının Yolcu Olarak Bulunduğu Otomobil Sürücüsü Dava Dışı Sürücü—–: Atfı kabil bir KUSURUNUN BULUNMADIĞI; Olayın Trafik kazası olduğu; davalı sigortacının KTK nun 91. Maddesi gereğince üstlendiği; KTK nun 85 maddesinden doğan sorumluluğunu Yine KTK nun 86 maddesinin “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş Olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” hükümleri doğrultusunda kaldıran veya azaltan- mücbir sebep veya 3. Kişinin ağır kusurunun bulunmadı; Müterafik Kusur: Davacının yolcu olduğu otomobilde emniyet kemeri kullanma zorunluluğu olup, davacının emniyet kemeri kullanmadığı yukarıda özetlenen kendi anlatımlarından ve kazanın oluş şekline göre yaralanmasından anlaşılmakta olup, davacının emniyet kemeri takma zorunluluğu bulunmasına rağmen emniyet kemerini takmamış olması; KTK nun 78. Maddesine ve maddenin gönderme yaptığı Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150. Maddesinin ihlali niteliğinde olsa da bu ihlal kazanın teknik nedenleri arasında yer almayıp dava konusuna neden olan zararlı sonucu kendi katkısı niteliğinde olduğundan müterafik kusur olduğu değerlendirilmiş ise de takdirinin yüce mahkemede olduğu; Hatır taşıması: Davalı vekili tarafından öne sürülen hatır taşıması tenzili hususunda: Davacı husumetini kendi içinde bulunduğu araç sigortacısına yöneltmemiş olduğundan, dava konusu bakımından hatır taşımasından bahsedilemeyeceği gibi, kaza anında polis olan davacının kazalı araçta görevli sıfatı ile yolcu olduğu dikkate Aalındığında hatır taşıması unsurlarının vaki olayda yer almadığı değerlendirilmiş ise de; Takdirin yine her hususta olduğu gibi yüce mahkemenin hukukunda olduğu; Davacı / Kazalı —— geçirdiği trafik kazası nedeniyle talep edebileceği maddi zararının toplam 60.235,51 TL olduğu, Davalı’nın da poliçe limit kapsamı içerisinde olan poliçe kapsamında Şahıs Başı limitin 360.000,00-TL olduğu tespit edilmiştir. Zararın tamamından sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; —– yolcusu olarak bulunduğu —– plaka sayılı otomobile; 05.02.2019 tarihinde —– ilçesi sınırlarında meydana gelmiş olan trafik kazasında; Davalı—– kaza tarihini kapsayan 26.03.2018-2019 vadeli —–sayılı poliçe ile ——Teminatı altına almış olduğu —–plaka sayılı otomobilin çarpması neticesinde —– plakalı otomobilde yolcu konumunda bulunan davacı —— yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde;Davalı —– sigortalısı sürücü —- sevk ve idaresinde bulunup davalı ——nezdinde trafik sigortalı olan —–plaka sayılı otomobili ile —–üzerinden geldiği kavşakta istikametine bulunan DUR trafik işaret levhasının bulunduğu yolu tali yol niteliğine getirdiğini bu halde durarak anayoldan gelen araçlara geçiş önceliği hakkı vermesi gerektiğini göz önüne alarak anayola çıkış yapmadan önce durup anayol üzerindeki taşıt trafiğini dikkatlice kontrol etmesi ve bu surette anayol üzerinde soldan gelmekte olan davacının yolcusu olduğu resmi otomobilin hızını ve mesafesini gözetip geçiş önceliği hakkını vererek geçmesini bekledikten sonra anayola çıkış yapması gerekirken, bu hususlara riayet etmeyip aksine davranarak bulunduğu yolun tali yol olduğu, DUR trafik işaret levhası ile görülür ve anlaşılır olarak belirlenmiş olmasına ve görüşü açık yönde anayol üzerinden yaklaşmakta olan davacının yolcu olduğu otomobilin varlığına rağmen tali yoldan anayola kontrolsüzce çıkış yapmış ve bu davranışının eseri olarak, anayoldan gelip geçiş önceliği hakkına haiz olarak kavşağı doğru geçmekte olan davacının yolcu olduğu otomobile sağ yan kısımlarından çarparak seyir dengesinin bozulmasına ve aracın kontrolden çıkıp solda bulunan orta ayırıcı refüje çarpıp savrulmasına neden olduğu, sigortalı sürücünün bu davranışları; 2918 sy KTK nun Kavşaklarda geçiş hakkı başlıklı: Madde 57 b5) “Tali yoldan anayola çıkan geçiş önceliği hakkını vermek zorundadır” maddesinin ihlali niteliğinde olarak trafik kurallarına aykırılıkla; Aynı yasanın 84-h maddesinde; Trafik kazalarında asli kusur olarak kabul edileceği hüküm altına alınan “Kavşaklarda Geçiş Önceliklerine Uymamak” asli kusuru kapsamında kalarak kazanın nedenini oluşturmuş olduğundan Asli ve Tam kusurlu olarak %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,Davacının yolcu olduğu otomobil sürücüsü dava dışı—-ise sevk ve idaresinde bulunan—– plakalı resmi otomobili ile yanında yolcu olarak bulunan davacı —–olduğu halde kaza mahallinde anayol niteliğindeki bölünmüş ol üzerinde hakkına sahip olarak kavşak geçişini yapmakta iken; sağdan bağlanan tali yoldan kontrolsüzce çıkış yapan sigortalı otomobilin durmayarak gelip idaresindeki otomobilin sağ yan kısımlarına çarpmasına maruz kalmış olup, bu oluşumda sigortalı otomobil ön kısımları ile davacının yolcusu olduğu otomobilin sağ yan kısımlarına çarpmış olmasından iki aracın arasındaki mesafe yakın iken sigortalı otomobilin çıkış yaptığı anlaşılmakta olup bu halde geçiş önceliği hakkına haiz olan sürücünün herhangi bir kural ihlali bulunmadığı gibi ön ilerisinde cereyan etmeyip sağ yandan gelerek çarpan sigortalı otomobile karşı alabileceği herhangi bir tedbirde bulunmadığından, atfı kabil bir kusuru bulunmadığı,Kaza nedeniyle davacının yaralanması nedeniyle tüm vücut engellilik oranının % 1 (yüzdebir) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği anlaşılmış, usul ve yasaya uygun, denetime elverişli ve dosya muhteviyatı ile uyumlu bilirkişi raporu ile hesaplanan 60.235,51 TL maddi tazminatın davacı vekilinin hüküm duruşmasında faizi dava tarihinden itibaren istemesi de nazara alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-60.235,51 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 856,20 TL tamamlama harcı olarak toplam 965,00 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve adli tıp fatura bedeli (820,00TL) olarak toplam 3.089,65 TL masraf olmak üzere toplam 4.054,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3—— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 4.114,69 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 54,40 TL peşin harç ile 856,20 TL tamamlama harcı olarak toplam 910,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.204,09 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davadan önce gidilen arabuluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair karar, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.