Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/378 E. 2021/1013 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/378 Esas
KARAR NO: 2021/1013
DAVA : İtirazın İptali ( Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ: 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili bankanın —– kredi kullandırıldığını, davalıların bu kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarını; davalılardan —— aynı zamanda şirketin yetkilileri olduğunu; borç ödenmediği için banka tarafından kredinin kat edilip, kat ihtarının davalı kefillere de tebliğ edildiğini; ödemenin yine de sağlanamaması üzerine davalılar aleyhine —— icra takibi başlattıklarını; davalıların haksız bir itirazla takibi durdurduklarını belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalılardan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılardan —– hesap katında kefil sorumluluklarının belirlenemez nitelikte olduğunu, kefaletin geçersiz olduğunu, borcun doğmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini,
Diğer davalılar vekili, kat ihtarıyla takip miktarının birbirinden farklı olduğunu, bu nedenle icra takibi yapılamayacağını, kefaletin geçersiz olduğunu ileriye sürmüş,
Ayrıca tüm davalılar ortak olarak; asıl borçlu olan şirketin ——- Asliye Hukuk Mahkemesine konkordato için başvurduğunu, mehil aldığını; bu nedenle davacı banka tarafından asıl borçluya takip yapılamaz iken, kendilerine de yapılamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı banka,—– dayanarak ve kullandırılan kredinin ödenmediğinden bahisle davalılar aleyhine—- alacak üzerinden icra takibi başlatmış, davalılar bu takibe —— dosyası üzerinden konkordato kesin mühleti bulunduğundan bahisle icra takibi yapılamayacağı ve borçlu olmadıkları yönünde itirazla takibi durdurmuşlar; iş bu davada itirazdan itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Mahkememizce —- sayılı dosyası getirtilmiş, uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmış, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Öncelikle davalıların konkordato mühleti içinde icra takibi başlatılmasına ilişkin savunmaları değerlendirilmiş olup; davalıların genel kredi sözleşmesini müşterek kefil müteselsil borçlu sıfatıyla imzaladıkları; esas borçlunun hakkında konkordato tedbiri olsa dahi bundan kefillerin faydalanamayacakları, kefiller aleyhine icra takibi başlatılabileceği sadece konkordatoyla ilgili dava dosyasında banka vekillerinin konkordato teklifindeki —— kabul etmiş olması halinde bu indirim oranından davalı kefillerin faydalanacağı; bu miktarda kredi borcundan kurtulacakları; ancak getirtilen dosya örneğinden de banka vekillerince böyle bir indirim nisabının kabul edilmediği tespit edilmiş olup, bu yöndeki davalı savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davalıların kefaletnameleri de incelenmiş olup, şirket yöneticisi olan davalılar yönünden eş imzasının aranmayacağı da nazara alınarak söz konusu kefaletlerin davalıları bağladığı kanaatine varılmıştır.
—— taraflar arasında ihtilaf çıktığı taktirde banka kayıtlarının delil teşkil edeceği açıkça kararlaştırılmış olup, bu delil sözleşmesi niteliğindedir. Tarafları bağlayıcıdır. Banka kayıtlarına göre kök borçlu borcunu ödememiş olup, bunun üzerine banka sözleşmedeki yetkisini kullanarak hesabı kat etmiş, kat ihtarını kök borçluya tebliğ ettikten sonra davalı kefillere de tebliğe çıkarmıştır. —— taraflara yapılacak tebligatın sözleşmede bildirilen adreslere çıkarılacağı, o adreslerde bulunmazlarsa tebligatın yapılmış sayılacağı hükmüne nazaran sözleşmedeki adreslerine tebligat çıkarıldığı görülmüştür.
Hal böyle olunca, davalı kefillerin, kefil oldukları sözleşme gereğince ödenmemiş kredi borçlarından sorumlu olacakları, sözleşme gereğince bunların işlemiş faizi, —— ihtarname masrafından da sorumlu olacakları belirlenmiş olup; bu çerçevede kredi sözleşmesinden doğan borçları uzman bankacı bilirkişiye hesaplatılmıştır.
Bankacı bilirkişi —— tarihli olan ve mahkememizce kabule şayan bulunan raporundaki gerekçeler ve hesaplama şekline göre, davacı bankanın bu kredi sözleşmesinden kaynaklı takip anındaki asıl alacağının——– asıl alacak bu miktar çıktığı için ödenmeyen taksitlerin temerrüt tarihine kadar sözleşme gereğince uygulanan akdi faizinin hesaplanıp ana paraya kapitale edildikten sonra icra takibine kadar da sözleşme gereğince hesaplanan ve — belirlediği azami sınırı geçmeyen temerrüt faizine —– işlemiş faiz alacağının — olduğu, ihtarname masrafının — olduğu, böylece talep edilebilecek alacağında toplam —-belirlenmiş,
Mahkememizce kabule şayan bulunan bu rapor nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalıların—- dosyasına yaptıkları itirazın KISMEN İPTALİ ile,
Takibin—- asıl alacak;

—işlemiş faizin —–
— ihtarname masrafı olmak üzere,
Toplam —- üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde istenen faiz cinsi ve oranında faiz işletilerek devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali taleplerinin reddine,
—- üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacı bankaya verilmesine,
Davacı banka harçtan muaf olduğundan dolayı dava açılırken harç alınmamış olup, miktara nazaran — ilam harcının davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan —- bilirkişi inceleme ücretinin kabul ve ret oranı gereğince, —- davalılardan müteselsilen tahsiline davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
—- ARA BULUCULUK GİDERİNİN DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİNE, HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 56.082,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve hükmedilecek maktu vekalet ücreti de reddedilen ana miktarı geçemeyeceğinden 3.218,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, kendisini vekil ile temsil eden davalılara bölüştürülmesine,
Dair karar, davacı vekilinin ve e-duruşmayla katılan davalılar vekilllerinin yüzlerine karşı, reddedilen kısmın miktarı yönünden —— kesin, davalılar yönünden karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 23/12/2021