Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/377 Esas
KARAR NO : 2023/414
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan yargılaması sonunda,
TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– davalı ile mevcut gayri resmi dükkan ortaklığı, ticari iş ilişkisine istinaden müvekkilinin —–ve —– 40.000 TL tutarında 17.03.2015 ve 17.04.2015 vade tarihli toplam 80.000 TL bedelli iki adet sıralı senet verdiğini, dava konusu senedin vadesi geldiği gün müvekkilince nakit ödeme yapıldığını ve —- (T.C. …) aracılığı ile gönderildiğini ancak senet aslının kendilerine iade edilmediğini, çeşitli bahaneler üretilerek müvekkillerinin oyalandığını ve senet aslının müvekkillerine teslim edilmediğini, müvekkillerinin yıllardır aralarında ticari iş ilişkisi bulunan, alacaklı olduğunu iddia eden taraf ile aralarında bu şekilde güven sarsıcı bir durum meydana geleceğini düşünmediklerini, ancak alacaklı olduğunu iddia eden tarafın güven vermeyen davranışlarından şüphelenen müvekkillerinin ikinci senedin vadesi geldiği zaman, ikinci senedi banka yoluyla—– hesabına yatırdıklarını ve ödeme yapıldığına ilişkin belgenin mevcut olmasından dolayı—–numaralı senedin aslını da teslim aldıklarını, dava konusu senet vadesi geldiğinde ödenmiş olmasına rağmen davalının kötüniyetli hareket ederek ilgili senedi takip konusu yaptığını ve müvekkilleri aleyhine—-. İcra Müdürlüğü’nün—–. sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, müvekkilleri tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek haklı davalarının kabulüne, müvekkillerinin alacaklı olduğunu iddia eden yana borçlu olmadıklarının tespitine, müvekkilinin haciz baskısı altında kalarak yapmış olduğu ödemenin iadesine,—– İcra Müdürlüğü’nün ——esas sayılı icra dosyasının teminat karşılığında veya teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, neticede —–İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —-17.03.2015 ödeme tarihli 140.000.00 TL bedelli senetten dolayı borçlu bulunan davacı borçlulara karşı —-. İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davacı borçluların takibe itiraz ettiklerini ancak itirazlarının yerinde görülmediğini, söz konusu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin eşi —- 2004 yılında —- isimli iş yerini kurduğunu ve çalıştırdığını, daha sonra borçlulardan —– müvekkilinin eşinin yanında işçi olarak çalışmaya başladığını, ilerleyen süreçte müvekkilinin eşinin sağlık durumunun kötüleşmesi ve —– işi iyi bilmesi nedeniyle tarafların önce kar ortağı, daha sonra yarı yarıya ortak olduğunu ve iş yerini —– adına yaptıklarını, davacının müvekkilinin eşini tehdit ettiğini, müvekkilinin eşinin sağlık durumunun kötü olması ve çocuklarının başına kötü bir şey gelmesinden korktuğu için normalde çok daha fazla edecek iş yerini tarafların imzaladıkları protokol uyarınca devretmek zorunda kaldığını, davacıların kötüniyetli olduğunu, taraflar arasındaki protokol metninin senetlerin düzenlenmesinden önce yazıldığını, bahse konu protokolde müvekkilin eşinin hisselerini 225.000 TL bedelle davacı—–devrettiği, bunun 5.000 TL’sini nakit para olarak aldığı bilgisinin yer aldığını, kalan 220.000 TL bedel için ; 17.03.2015 tarihli 140.000 TL bedelli bono, 17.04.2015 tarihli 40.000 TL bedelli bono ve 17.05.2015 tarihli 40.000 TL bedelli bono düzenlendiğinin açıkça belirtildiğini, tarafların bu hususta anlaşmış olduklarının sabit olduğunu, müvekkilinin ilk senet olan dava konusu 140.000 TL’lik senet vadesinde ödenmediği için 2. senedi protesto için bankaya verdiğini, davacı yanın iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin mağdur edildiğini, davacıların haciz baskısı altında kalmış olmasının sebebinin var olan, mahkemelerce ispatlanmış olan borcu ödememesi olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile kötüniyetli davacı borçlular hakkında asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 72 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacılar vekilince sunulan 25/05/2023 tarihli dilekçe ile; mahkememiz dosyası üzerinden ikame edilen davadan müvekkillerinden gelen talep ve talimat neticesinde feragat ettiklerini, davalı tarafça da feragati kabul beyanı sunulduğu gözetilerek beyanları uyarınca dosyanın kesinleştirilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … tarafından sunulan 25/05/2023 tarihli dilekçe ile; mahkememiz dosyasında davacılar tarafından sunulan/sunulacak her türlü feragat beyanını kabul ettiklerini, davacılardan herhangi bir vekalet ücreti ya da yargılama gideri talebinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinden vekilin feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır. Feragat 6100 sayılı HMK nun 307. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Yasada feragatin dilekçe ile de yapılabileceği, feragatin hüküm ifade etmesinin karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayacağı belirtildikten başka HMK 311. maddesinde feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağına yer verilmiştir. Feragatin varlığı nedeniyle, davanın feragat nedeniyle reddine dair takdiren aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin alınan 3.012,02 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.832,12 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça talep edilmediğinden lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına
5-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı tarafından yatırılan teminatın HMK 392/2 maddesi uyarınca talebi halinde davacıya iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karar verildi.