Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/333 E. 2021/615 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/333 Esas
KARAR NO: 2021/615
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/08/2020
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kredi borçlusu/davalı —- imzalanmış ancak kredilerin geri ödemesi kredi borçlusu tarafından yapamamış olduğunu, kredi borçlusu/davalının krediye karşılık hiçbir ödeme yapmamasını takiben davalı adına açılan business kart hesabı — tarihi itibariyle kat edilmek zorunda kalınmış ve—- numaralı hesap kat ihtarı ve ihbarname davalıya gönderilmiş olduğunu, ödemenin yapılmaması üzerine — sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla icra takibine geçilmiş olduğunu, davalı — tarihli dilekçesinde ödeme emrinde belirtilen borcun borçlusu olmadığını ileri sürerek takibe itiraz etmiş ve icra müdürlüğünce— tarihinde takip durdurulmuş olduğunu, davalı —– tarihinde imzalamış olup sözleşme altındaki imzaların da davalıya ait olduğunu, davalının yetkiye ve borca olan itirazların herhangi bir hukukî dayanak içermemekte olduğunu, yapılan itiraz, süreci uzatma amcı taşımakta olup hukuka aykırı olan bu itirazın iptalinin gerekmekte olduğunu, işlemiş olan faiz sözleşmeye ve kanun hükmüne uygun olup davalının bu yöndeki itirazı hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının —– tarihinde imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinde gerek maddede yer alan temerrüte ilişkin hükümlerde gerekse sözleşmedeki diğer kısımlarda bankanın cari hesabının kesilmesi konusunda yapılacak ihbarın, hangi hesap için yapılmış ise o hesabın muaccel kılınacağı ve kesilen cari hesap borç bakiyelerini faiz, komisyon, vergi, harç vs. masraflar dahil derhal ve nakden ödemesi gerektiğinin açıkça belirtilmiş olduğunu, ayrıca —- faiz oranları ve sınırlamaları düzenlemiş, söz konusu genel kredi sözleşmesinde mevcut hükme aykırı bir husus bulunmamakta olduğunu, sözleşmede belirtilen faiz oranlarının mevcut yasa hükmüne uygun olduğunu belirterek; müvekkilinin alacağının tahsili hususunda öngörülemez bir durum bulunduğundan ve davalı borçlunun mallarını kaçırma şüphesi olduğundan taşınır ve taşınmaz mallan ile üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarına İİK’nın 257. ve devamı maddeleri uyarınca borca yeter miktarda teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin takip talebinde yer alan şartlarla devamına ve davalının takip konusu alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça dosyanın esasına yönelik herhangi bir cevap veya beyan dilekçesi sulunmadığı, ancak icra müdürlüğüne vermiş olduğu itiraz dilekçesinde özetle; alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, alacaklı bankanın kat ihtarı göndermemiş olduğunu, takip talebinde belirtilen şekilde herhangi bir borcu bulunmadığından dolayı, takip talebindeki borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek takibin durdurulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, business kart borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebi ile açılmıştır.
Somut olayımızda taraflar arasında akdedilen —- sözleşmenin (tacir olmayan gerçek kişi olanlar hariç olmak üzere), bu sözleşmeden doğacak her türlü uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, — uygulanacağını ve—- bulunduğu yerdeki mahkeme ve icra dairlerinin yetkili olacağını, kanunen yetkili mahkeme ve icra dairelerinin yetkilerinin saklı olduğunu kabul ederler.” düzenlenmiştir.’
HMK’nın 6-maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkilidir. Davacının istemi para alacağı olduğundan Türk Borçlar Kanunu 89. (eski B.K’nin 73.) maddesinde para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğu ve HMK 14. maddesinde “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda,o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir” şeklinde düzenleme bulunmakta ise de , davalının Kredi kullandığı Şubenin —–şubesi yine yerleşim yeri adresinin —- olduğu, davacı bankanın genel müdürlük adresinin — olduğu anlaşıldığından, davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1- HMK 17. ve 20. maddeleri geerğince Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik kararını kesinleşmesinden veya kanunyoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğu takdirde dosyanın yetkili—— MAHKEMESİNE HMK 20. maddesi gereğince GÖNDERİLMESİNE,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliğ/tefhimi ile ihtarına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yokluklarında açıkça okunup anlatıldı. 22/09/2021