Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/283 E. 2022/514 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/283 Esas
KARAR NO: 2022/514
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/07/2020
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili—– adresli — isimli şahıs firmasının sahibi olup bir başka işte tam zamanlı çalıştığından firma işleri ile ilgilenmesi için —isimli şahsa vekalet verdiğini, verilen vekaletin sınırlı yetki içermekte olup, şirket ile ilgili müvekkili tarafından verilen yetkilerin tek tek sayıldığını, bu yetkilerin “ARAÇ SATIN ALMA, ARAÇ SATIŞI GENEL, ARAÇ TESLİM ALMA, BANKA İŞLEMLERİ, TELEFON ABONELİĞİ, ABONELİK, VERGİ-MUHASEBE İŞLEMLERİ” olup vekaletnameye göre —- isimli şahsın müvekkili adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmadığını, takibe konu bonoda ödeyecek kısmında müvekkiline ait firmanın kaşesi bulunsa da bu kaşeyi vekil tayin edildiği diğer işleri icra etmek için üzerinde bulunduran — imzaladığı göründüğünü, Söz konusu bononun —- lehine düzenlendiğinden müvekkilinin haberi olmamakla kendisini borçlandıran bu işleme rızası da bulunmadığını, firmanın kimi işlerini görmesi için vekil tayin edilen —- kıymetli evrak düzenlemek gibi bir yetki verilmediğini, müvekkili——- aleyhine, davalı kurum tarafından icra takibi başlatıldığını, yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacakların kesinlikle hiçbir hukuki dayanağı ve dolayısıyla müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, Takibe dayanak kambiyo senedini tanzim edene verilen vekaletnamede açıkça borç altına girme, kambiyo senedi düzenleme yetkisi olmadığından davalının söz konusu senedi takibe koymasında kötü niyet ve ağır kusuru bulunmadığını, müvekkilinin kaşesinin kullanılarak yetkisiz temsilcisinin düzenlediği bono hakkında yapılan icra takibinin borçlusunun müvekkili —- olmadığının tespit edilmesini, müvekkiline karşı kötü niyetli icra takibine girilmesi nedeniyle alacaklının haksızlığı anlaşılan dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ticari uyuşmazlıklarda dava öncesi arabuluculuk yoluna başvurma dava şartı olduğunu, huzurdaki dava öncesi davacı tarafından arabuluculuk yoluna başvurulmadığını, müvekkili ile davalı arasında davalı arasında ticari ilişki mevcut olup, ticari ilişkileri kapsamında müvekkili şirket tarafından davalıya faturalara konu malların satımı ve tesliminin gerçekleştiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edilmeyerek , takibin kesinleştiğini, hatta mahallinde haciz işlemi dahi gerçekleştirildiğini, kaldı ki takip başlatılmadan önce de davacı borçluya —— nolu ihtarname gönderildiğini, borçlunun bu ihtarnameye karşı da bir itiraz ileri sürmemiş olup, tüm bu aşamalarda herhangi bir itiraz ileri sürmeyen borçlunun takip kesinleştikten sonra iş bu davayı açmasının açıkça kötüniyetli oldugunu ortaya koymakta olduğunu, ayrıca müvekkili ile davacı arasındaki uzun süreli bir ticari ilişki mevcut olup ticari hayatın bir geregi olarak davacı tarafından çogu zaman ödemeler bono ile yapılmış ve iş bu davaya konu bono dışında ödemelerin hiçbir itiraz ileri sürülmeksizin yapılmış olup ortada bir yetkisiz temsil durumu var ise dahi bu durumu müvekkilinin bilmesi mümkün olmadıgı gibi bu durumun vekalet veren ile yetkili kılınan arasındaki iç ilişkiye dair bir husus olup müvekkilini ilgilendirmediğini, yetkisiz temsile ilişkin daha önce hiçbir itiraz ileri sürmeyerek tüm ödemeleri yapan davacı borçlunun bu durumun sonuçlarına kendi katlanması gerektiğini, huzurdaki dava sebebiyle uğrayacakları herhangi bir zarara ilişkin dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile davacının hukuka aykırı ve mesnetsiz davasının reddine, davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava,İİK 72 maddesine göre açılan ve davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.
Davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen—– tarihli dilekçe ile dava dosyasından davalı taraf ile dava konusu hukuki ihtilaf üzerinde anlaşmış olmaları sebebiyle vazgeçtiklerini, bahse konu ihtilaf gereğince tarafların vekalet ücreti talebi olmayıp bu yönde feragat nedeniyle karşı tarafa herhangi bir vekalet ücreti kararına hükmedilmemesi ve davadan feragat dilekçe nedeniyle gereğinin yapılmasını, feragat beyanları doğrultusunda hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili de dilekçesinde vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davacının feragati doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinden vekilin feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Feragat 6100 sayılı HMK nun 307. Vd maddelerinde düzenlenmiştir. Yasada feragatin dilekçe ile de yapılabileceği, feragatin hüküm ifade etmesinin karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayacağı belirtildikten başka HMK 311. Maddesinde feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağına yer verilmiştir.
Feragatin varlığı nedeniyle, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 120,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 39,32 TL fazla harcın davacıya iadesine,
2-Davacı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafça talep edilmediğinden lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı varsa hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluklarında karar verildi. 22/06/2022