Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/257 E. 2020/692 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/257 Esas
KARAR NO : 2020/692

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili İst.Anad. —–Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle, Müvekkil ile maliki —— mevkiindeki —— satış vaadi sözleşmesi yaptığı, sözleşmede müvekkil ile şirket arasında proje de—— daireler üzerinde anlaştığı, daireler karşılığında müvekkil ile toplam 230.000,00 TL üzerinden 135.000,00 TL’si peşin kalan 95.000,00 TL’si teslim ile birlikte olacak şekilde sözleşme kurulduğu, —daireler üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, taraflar arasında düzenlenen düzenlenen arsa vaadi sözleşmesine talepleri saklı kalmak koşulu ile üzerinde anlaşılan dairelerin müvekkil üzerine tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkil şirket arasında yapılan 29/09/2015 tarihli satım vaadi sözleşmesi taraflar arasında karşılıklı imzalandığı, bu sözleşme şekil ve geçerlilik şartı olarak noterden yapılmadığı, bu durumda noterden yapılmayan satım vaadi sözleşmelerinde hukuken tapunun talep edilmesi, mümkün olmayıp sadece ödenen bedelin geri iadesinin talep edilmesi mümkün olduğu, müvekkil şirket ise satım vaadi sözleşmesi gereğince ödenen peşinat tutarının tamamını sözleşmenin sona ermiş olması sebebiyle muhatabın banka hesabına zaten geri iade ettiği, bu husus Kadıköy —-. Noterliğinin — tarih ve — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile de muhataba ayrıca bildirildiği, bu nedenle muhatabın bu aşamadaki tüm talepleri ve davası haksız ve yersiz olup, reddi gerektiği, tüm bu sebeplerle davacıya noterden yapılmayan satım vaadi sözleşmesi gereğince ödemiş olduğu tutarın iade edilmiş olması sebebiyle bu aşamada haksız ve yersiz itiyati tedbir talebi ile tapu iptal ve tescil talebinin reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle satış vaadi sözleşmesine istinaden süresinde teslim edilmeyen taşınmazın davacıya teslimine ilişkindir.
Dava ilk olarak İst.Anad.—.Asliye Hukuk Mahkemesinin —- sayıl esasında görülmekte iken mahkemece yapılan inceleme sonunda —- tarihli kararı ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın İst.Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Verilen görevsizlik kararından sonra dosya İst.Anad.—.Tüketici Mahkemesine gönderilmiş ve bu mahkemenin —- sayılı esasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda dosyanın görevli İst.Anad. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine dosya mahkememize tevzi edilmekle mahkememizin — sayılı esasına kaydedilmiştir.
Davacı asilin tacir olup olmadığı hususu ——- müzekkere ile sorulmuş—- müdürlüğünden davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili son celsede; müvekkilinin dava konusu taşınmazı oturma (kullanım) amacıya aldığını beyan etmiştir.
Davacı tarafından davalıdan satın alınan taşınmazların konut ihtiyacı sebebiyle alındığı, bir yıl içinde gerçekleşen alımların devamlılık arz ettiğinin mümkün olmadığı, davacının bu gayrimenkulleri aynı dönem içinde alması dışında taşınmaz alım satımı faaliyetine ilişkin başka bir tespitin bulunmadığı, kaldı ki gelir vergi kanununun 37. Maddesinin ikinci fıkrasının 4. Bendinde de gayrimenkullerin alım satım ve inşa işleriyle devamlı uğraşanların bu işlerden kaynaklanan gelirlerinin ticari olduğu belirtildiği, davacı asilinin, söz konusu taşınmazları sadece oturma amacıyla aldığı, devamlılık arz etmediği dosya kapsamında anlaşıldığından 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekmekte olduğundan davacı asilin de tacir olmadığı, alınan taşınmazın ticari amaçla alınmadığı,—- tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan ,eser ,taşıma ,simsarlık, sigorta ,vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez .Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçtiğinden mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul BAM Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-HMK.nun 331/2 maddesi gereği yargılama giderleri, harç vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.