Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/238 E. 2020/492 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/238 Esas
KARAR NO : 2020/492

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nin davalılardan ——- iş başvurusunda bulunduğunu ve işe kabul edildiğini, ancak şirketin prensip olarak işe başlattığı elemanlardan firmanın oluşacağı zararın teminatı olarak kefilli boş senet imzalattığını, işsiz olan müvekkilinin çaresizlik nedeniyle bu teklifi kabul ederek annesi —— kefil olduğu boş senedi imzalayarak firmaya vermek zorunda kaldığını, 2018 yılının son aylarına kadar da bu firmada çalıştığını, çalıştığı sırada firmada oluşan kasa açığı nedeniyle kendisinin sorumlu tutulduğunu ve bu zararı gidermesi için baskı altına alındığını, çaresiz kalan müvekkilinin —– vadeli bir gün sonra ödenecek kaydı ile 6.525,96 TL bedelli senet imzalatıldığını ve bu senedin bekletilmeden 05.12.2018 tarihinde İst.Anadolu ——.İcra Müdürlüğü marifetiyle icraya verildiğini, firmanın bununla yetinmeyip elinde bulundurduğu boş imzalı senedi 230.000,00 TL olarak doldurarak 10.12.2018 vadeli göstermek suretiyle alacaklısı olarak … isimli kişi gösterilerek işbu senedi de ihtiyati haciz kararı alarak İstanbul ——.İcra Müdürlüğünün ——-Sayılı dosya ile takibe koyduğunu, müvekkili …’nin —— doğumlu olup, işe girdiğinde 19 yaşında olduğunu, bu yaşta bir insana 230.000 TL borç para verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takip konusu senetin teminat olarak boş olarak verildiğini ve sonradan doldurulduğunu, müvekkilinin söz konusu senet den dolayı borcunun olmadığını iddia ile öncelikle İst.—–.İcra Müdürlüğünün —–. Sayılı dosyadaki takibin dava sonuna kadar durdurulmasına, icra dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, tahsil edilmesi halinde istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …—–. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ihtilafın işçi-işveren ilişkinden kaynaklandığının açıklandığını, buna göre davada İş Mahkemelerinin görevli olduğu halde Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış davanın usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da müvekkili şirketin eski çalışanı davacı … —— sorumluluğunda bulunan şube kasasından 6.525,96 TL parayı yöneticilerinin bilgisi dışında habersiz ve işverenin güvenini kötüye kullanmaksuretiyle zimmetine geçirdiğini kendi yazısı ve imzası ile ikrar ettiğini, hakkında suç duyurusunda bulunulmaması için zimmetine geçirdiği tutar değerinde senedi şirkete bizzat kendisinin teslim ettiğini, senet bedelinin gününde ödenmemesi üzerine İst.Anadolu —-.İcra Müdürlüğünden takip başlattıklarını, dava dilekçesinde bahsedilen 230.000,00 TL tutarındaki senetle müvekkilinin hiç bir ilgisinin olmadığını, diğer davalılar ile müvekkili şirketinin hiç bir bağının bulunmadığını iddiaların asılsız olduğunu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak %20’den az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil … ile inşaat işleri sebebiyle diğer davalı … arasında borç ilişkisi doğmuş ve davaya konu 230.000,00 TL değerindeki bono ciro yöntemi ile devredildiğini, Kaldı ki müvekkil, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olması sebebiyle sebep açıklamak zorunda olmadığını, aksinin ispat yükümlülüğünün davacı tarafta olduğunu, Müvekkil, alacağını tahsil etmek üzere İstanbul— İcra Müdürlüğü—–.sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, borca süresinde itiraz edilmediğini ve kesinleştiğini, müvekkilinin ——hiçbir bağlantısı bulunmadığını, herhangi bir yetkilisini dahi tanımadığını, müvekkilin diğer davalılar ile bağlantısı anlaşılamadığını, bu nedenle tefrik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili açısından mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek davanın usulden reddi gerektiğini, esas yönünden de davanın haksız ve mesnetsiz açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Bu tür davalara, Yargıtay kararları ışığında uyuşmazlık işçi işveren arasındaki iş ilişkisi sebebiyle verildiği iddia edilen kambiyo senedinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde Yargıtay —-. Hukuk Dairesi —– Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere iş hukukuna ilişkin kuralların uygulanması gerektiği, dava konusu senetlerin iş akdi devam ederken ve işe girerken veriliği dosya kapsamından anlaşıldığı ve davacı vekili tarafından duruşmada beyan edildiği iş bu nedenle iş mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılarak görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu—- Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.nun 331/2 maddesi gereği yargılama giderleri, harç vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.