Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/23 E. 2021/884 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/23 Esas
KARAR NO: 2021/884
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2020
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, taraflar arasında akdi bir ilişki kurulduğunu, müvekkilinin davalıya ait olan —- tadilatı ve —–üstlendiğini; restoranı işler hale getirdiğini; bunun karşılığında — faturayı düzenlediğini; davalının bu faturayı kabul ettiğini hatta— ödeme yaptığını; ancak sıra bakiye — alacaklarına geldiğinde davalının kendilerine ait— bir fatura kesip müvekkiline gönderdiğini; müvekkilinin derhal—-nolu ihtarla beraber bu faturayı davalıya iade ettiğini bildirip, bakiye alacağı için —-dosyasıyla takip başlattığını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, davacı şirketin sahibi — müvekkili davalı şirketinde eski ortağı olduğunu; bu şahsın tutumları sebebiyle —- işletmeye açılamadığını; kendisini —- şikayet ettiklerini; davacının yaptığı işlere yönelik kestiği tüm faturaların ödendiğini; davacının alacaklı olmadığını, buna rağmen cari hesaptan alacaklı olduğunu belirterek, yeniden bir fatura kestiğini, bu faturanın müvekkili tarafından davacıya iade edildiğini; yapılan işle bilahare kesilen faturanın neredeyse aynı bedelli olduğunu; yapılan ödemelerin bu miktardan çok daha fazla olduğunu; davacı şirketin bir inşaat şirketi olmamasına rağmen inşaat işleri yaptığını iddia ettiğini, bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalı aleyhine—– alacağın asıl alacağa takipten itibaren işleyecek —-avans faiziyle birlikte tahsili talepli bir icra takibi başlatmış; davalı bu takibe süresi içinde itiraz etmiş, borçlu olmadığını ileriye sürmüş; takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
İcra takibine konu olan alacak, eser ve hizmet sözleşmesinden kaynaklı bir alacaktır. Taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunduğu, davacının davalıya ait —– isimli işletmenin tadilatı ve demirbaş mal tedarikini üstlendiği, davacının da bir miktar ödeme yaptığı ihtilafsız olup, taraflar arasındaki ihtilafın, icra takibine konan alacak kadar davacının bakiye alacağının kalıp kalmadığı hususunda toplandığı belirlenmiştir.
Taraf delilleri toplanmış olup, ticari defter ve kayıtlar uzman bilirkişiye inceletilmiştir.
Uzman bilirkişinin raporuyla olay çözümlenmiş olup; zira raporda davacının —- faturasının davalının kayıtlarına işlendiği, davalının –kayıtlarında aynen bu miktarla kullanılıp ——— alındığı; fatura ticari defterlere işlendikten sonra– günlük itiraz süresinin geçtiği bilahare— tarihinde bu faturaya istinaden davalı tarafça kesilen—noter ihtarı eşliğinde davacıya iade edildiği; bu faturanın —bedelli olduğu belirlenmiştir. Söz konusu olan bu fiyat farkı faturasının davacı tarafından kabul edilmediği derhal— yevmiye sayılı ihtarla birlikte davalı tarafa iade edildiği, iadenin süresi içinde olduğu belirlenmiştir. Davalı taraf, davacının inşaat şirketi olmadığını, inşaat yapmadığını, bu nedenle inşaattan ötürü kendilerinden bedel isteyemeyeceğini gerekçe göstererek söz konusu — fiyat farkı faturasını düzenlemiş ise de; davacının, davalıya gönderdiği —-faturaya inşaat işleri ve malzemeleriyle ilgili üçüncü şahıs niteliğindeki firmalardan aldığı faturaları eklediği, bu nedenle kendisi inşaat şirketi olmasa dahi üstlendiği tadilat işlerini üçüncü şahıs konumundaki firmalara yaptırdığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, — fatura davalı kayıtlarına işlenmiş, davalı tarafından — kullanılmış olup; bu şekilde benimsenip, —geçtikten sonra iadesi hukuka uygun bulunmamış, bu nedenle davalı tarafından gerçekleştirilen fatura iadesi yerinde görülmeyerek; davalı bizzat kendi kayıtlarına göre de — ödemesi gerektiği belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, davalının icra takibine koyduğu bakiye alacağı yönünden haklı olduğu, buna yönelik itirazın haksız olduğu, bakiye alacak likit olduğu için bu miktar üzerinden inkar tazminatı tahsiline de karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış; davacının— davalı şirkete keşide ettiği — alacağının üç gün içinde ödenmesi istendiğinden bu ihtarnamenin —arihinde davalıya tebliğ edildiği, temerrütün — gerçekleştiği, o tarihle takip tarihi arasında işlemiş faizin — olduğu talebi aştığı nazara alınarak taleple bağlı kalınmak suretiyle işlemiş faiz yönünden talebinde haklı olduğu belirlenmiş, bu nedenle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
Davalının—- yaptığı itirazın iptaline, TAKİBİN AYNEN DEVAMINA,
— üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Alınması gereken 45.584,00 TL harçtan peşin olarak alınan 5.059,33 TL nispi karar harcının mahsubu ile eksik 40.524,67 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan—- başvuru harcı ve peşin ilam harcı ile — normal tebligat masrafı toplamı — bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 50.415,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.02/12/2021