Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/224 E. 2020/305 K. 02.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/224 Esas
KARAR NO : 2020/305

DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 02/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette —- hisse sahibi olduğunu; şirketin faaliyet raporunun, bilançosunun ve kar zarar hesabının görüşülmesi ile yönetim kurulu ve denetçilerinin ibrası gündemlerini içeren son genel kurulun 17/10/2019 tarihinde yapıldığını, bu genel kurulda 2017 ve 2018 dönemine ait hesapların görüşüldüğünü; 07/11/2017 tarihinden itibaren şirketin 2 yönetim kurulunun birlikte imzasıyla yönetildiğini ancak yönetim kurulu üyeleri arasında yaşanan sorunlar nedeniyle yönetimin esasen fiilen çalışamadığını; genel kurulun kural olarak yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılacağını ancak yönetim kurulunun fiilen toplanamadığı sebebiyle toplantı nisabının da oluşmasının imkansız olması nedeniyle TTK 411 maddeye dayalı olarak müvekkili tarafından şirket yönetimine ihtar gönderildiğini; ihtarnamede usulünce genel kurulun toplantıya çağrılması talebinde bulunduklarını, gündemi bildirdiklerini; ancak şirket yönetim kurulu —–… tarafından ihtarnameye cevap verilip, yönetim kurulunun faal olduğu, şuana kadar alınamayan hiç bir karar bulunmadığı ifade edilmişse de; yasal düzenleme gereğince hesap döneminden itibaren en geç 3 ay içinde alınması gereken genel kurul kararının 6 aydan beri niye alınamadığının açıklanamadığını; 2019 yılının faaliyet raporu bilanço kar ve zarar hesaplarının yasa gereğince mutlaka genel kurulda görüşülmesi gerektiğini belirterek TTK 412. Maddeye dayalı olarak genel kurulu toplantıya çağırmak için mahkememizden izin talep etmiştir.
Yasa gereğince zorunluluk olmadıkça bu tür talepler dosya üzerinden incelenerek karar verileceği ve verilecek kararın kesin olduğu TTK 412/1 maddesinde düzenlenmiş ise de; bir çok emsal yargı uygulaması ve Yargıtay kararları gereğince öncelikle davalı şirketin yönetimine dava dilekçesinin tebliğ edilip, bu hususta mütalaasının alınması mahkememizce de gerekli görüldüğünden, dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş, davalı şirketin yöneticisi olan ve aynı zamanda davaya müdahil olan … vermiş bulunduğu dilekçesinde davacı tarafın talebinin yerinde olmadığını, geçerli bir yönetim kurulunun bulunduğunu, yönetim süresinin —devam ettiğini, yönetim kurulunun fiilen çalıştığını, kendisininde yöneticisi olduğu bu dönemde şirketin tarihteki en büyük karını gerçekleştirdiğini; davacının amacının %51 payını kullanmak suretiyle yaptıracağı bir genel kurulda yönetim kurulunun görevden almak olduğunu; —— tarihli şirket genel kurulunda yönetimin ibra edildiğini; ayrıca pandemi süreci nedeniyle toplantıların gecikmiş olduğunu belirterek ve sermaye artışı ve yedek akçe oranının yeniden belirlenmesi gibi gündem maddelerininde şirketin mevcut durumuna uygun olmadığını belirterek; bilahare vermiş bulunduğu müdahale dilekçesinde davacının İstanbul Anadolu —- Asliye Ticaret mahkemesinin —– Esas sayılı dosyasında şirketten çıkma talebinde bulunarak fesih ve tasfiye talep ettiğini bildirmekle şirketten ayrılmak istediğini açıkça ortaya koyduğunu; şirketten ayrılmak isteyen bir ortağın genel kurulu toplantıya çağırmasının kabul edilmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizce dava dilekçesi ve yönetim kurulu adına verilen cevap dilekçesi ile müdahale dilekçesi incelenmiş olup; davacının şirkette %51 hissedar olduğunu, son olarak yapılan 17/10/2019 tarihli genel kurulda 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin hususların görüşüldüğü; 2019 yılına ilişkin genel kurulun yapılmadığı; davacının hisse durumu, şirkette hissedarlığının ihtarname ve davaya cevap dilekçesi ile ortaya çıkan taraflar arasındaki anlaşmazlıklar da nazara alınarak gündem maddeleri çerçevesinde genel kurul toplantısı yapılmasının şirketin lehine olacağı; davacının şirketten çıkma davası açmasının bu davada hukuki menfaatini ortadan kaldırmayacağı, davacının hala şirket ortağı olduğu, çıkma davası açmakla birlikte mahkemece bu talebinin kabul edilip edilmeyeceğinin belli olmadığı, verilecek kararında kesinleşinceye kadar ortaklığının devam edeceği; bu süre boyunca gündem maddeleri ile toplanacak genel kuruldan davacının hukuki menfaatinin bulunduğu; yasa gereğince 2019 yılına ait faaliyet raporlarının, bilanço kar ve zarar hesaplarının görüşülmesi yönetici ve deneticilerin ibrasının zorunlu olduğu; davacının şirkete ihtaren genel kurulun toplantıya çağrılmasını bildirdiği ancak sonuç alamadığı tespit edilip; %51 hisseye sahip olan davacının toplantıya çağrı izni yerinde görülmekle davanın kabulüne karar verilmiş;
TTK’ 412. Madde gereğince talebin dosya üzerinden incelenerek duruşmasız karar verilmesi mümkün ve esas olduğundan, duruşma açılmamıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
—— sicil numarası ile kayıtlı olan .———-genel kurul toplantısı yapmak üzere toplantıya çağrı yapması yönünden DAVACIYA İZİN VERİLMESİNE,
Yapılacak toplantının;
——————seçimi genel kurul belgesinin imzası için başkanlık divanına yetki verilmesi,
-2019 yılına ait faaliyet raporu, bilanço ve kar zarar hesaplarının görüşülmesi ile yönetici ve deneticilerin ibrası,
-Geçmiş kar paylarının dağıtılıp dağıtılmayacağının görüşülmesi ve kararlaştırılması,
-Yönetim kurulu üyelerinin seçimi ile imza yetkisinin belirlenmesinin görüşülüp karara bağlanması,
-Sermaye artışının görüşülmesi ve karara bağlanması,
-Yedek akçeye ayrılacak oranın yeniden belirlenmesinin görüşülüp karara bağlanması,
Hususlarında toplantıya çağırmak ve bu toplantıyı yapmak üzere gerekli işlemleri yerine getirmek için ———– görevlendirilmesine,
Atanan mali müşavire yapacağı iş için masraflar hariç 5.000,00 TL ücret taktirine, masrafların davacı tarafça karşılanmasına,
İş bu kararın ticaret sicil müdürlüğüne tescili için gönderilmesine,
Dava maktu harca tabii bulunduğu için ve maktu harç karşılandığından yeniden harç alınmasına gerek bulunmadığına,
Davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davanın niteliği gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar, dosya üzerinden yapılan inceleme ile duruşmasız olarak ve KESİN OLARAK oybirliğiyle verildi.