Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/210 E. 2022/66 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/210 Esas
KARAR NO: 2022/66
DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/06/2020
KARAR TARİHİ: 09/02/2022
Mahkememizde görülen Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde, özetle; Müvekkili bankanın davalıların murisi tarafından düzenlenen bonolara dayalı olarak —numara ile başvuruda bulunduğunu; davalıların murisi tarafından — tarihinden başlamak üzere, sıralı ilk —— bono bedellerinin ödenmemesi nedeniyle, bahse konu tutarların vade tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiz oranıyla birlikte ayrıca toplamı bono tutarını binde — birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili — tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisinin dava dışı —– akdettiği hisseli taşınmaz —- istinaden düzenlenen dava konusu yapılan senetlerin karşılıksız olduğunu; gerek lehtarın gerekse üçüncü kişilerin tüketici durumunda olan müvekkillerinden bu kapsamda senet bedellerini talep edemeyeceğini; murisin yaptığı —-istinaden mirasçıları tarafından —- tarihinde sözleşmenin sonlanması/hükümsüzlüğüne ilişkin ihtarname keşide edildiğini; senetlerin iptali ve ödenen tutarların iadesi amacıyla —- sayıyla açılan davanın kabulüne karar verilerek sözleşmelerin iptaline; sözleşmeler sebebiyle — tarihinde tanzim edilen —— tarihinde de kararın kesinleştiğini; —– da tüketiciden alınan senetlerin nama yazılı değil, emre yazılı şekilde düzenlenmesi halinde tüketici yönünden herkese karşı geçersiz olup, bu bonolar ciro edilmiş olsa dahi cirarıtanını hamilin iyi niyetli ya da kötü niyetli olmasının bir önemi olmadığını; talebe konu senetlerin nama değil, emre yazılı olduğunu; tüketici yönünden herkese karşı geçersiz olduğundan bahisle yerinde olmayan davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, davalıların murisi tarafından keşide edilen dava konusu senetlerden dolayı alacağın tahsili talebine ilşkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalıların murisi tarafından dava dışı—-dava konusu senetlerin verildiği ihtilafsız olup, ihtilafın senedi elinde bulunduran davacı tarafından dava dışı—— mirasçılarından talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dava dosyası mahkememizce resen seçilen hesap uzmanı’na tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; Davalılar, isteme konu senetlerin nama yazılmayıp, emre yazılı olduğu; bu nedenle de tüketici kanununa göre geçersiz olduğunu ileri sürdüğü; ancak isteme konu senetlerin savunmanın aksine nama yazılı olduğu; aşamamalarda davalı tarafından—- — yer olmadığına ilişkin verilen kararın —- düzenlemesine aykırı olarak nama değil, emre yazılı düzenlenen senetlerle ilişkili olduğu; Dava konusu senetlerin nama yazılı olmasına ve emrine kaydını da içermemekle beraber olumsuz kayıt açıkça yer almadığından- kambiyo senedi niteliği gereği kanunen emre yazılı senetlerden olduğu; yukarıda ilgili bölümde açıklanan nedenlerle, nama yazılı senetlerin alacağın temlik beyanı ve ciro yoluyla geçeceği —– uyarınca alacağın temliki hükümlerine tâbi olmasına göre, davacı bankaya senedin altındaki temel ilişkiden kaynaklı hakların ileri sürülmesinin ana kuraldan ayrık olarak mümkün bulunduğu; hal böyle olunca, dosyaya ibrazlı—– yukarıda tanıtılan ilam içeriği dikkate alındığında, senetler iptal edilmiş olmakla, davacıya ileri sürülmesinin mümkün bulunduğu; dolayısıyla davacının tahsil talebine iştirak edilmediği; Asıl alacak tutarının davacı talebi gibi –olduğu; Davada harca esas tutarın — ibaret olduğu; başkaca harcı yapılmış dava bulunmadığı; ancak binde — ödettirilmesinin istenildiği; tutarının yukarıda gösterildiği üzere —-olduğu; Davada senetlerin vade tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesinin talep edildiği; birikmiş faiz talebi olarak müddeabihte bir tutar yer almadığı; hal böyle olmakla beraber, herhangi bir itiraz ve ek rapor oluşmaması bakımından vade tarihleriyle dava tarihi arasında biriken tutarının —– olarak hesaplandığı; ancak davada bu yönde bir müddeabih bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; dava konusu senetlerin keşidecisinin davalıların murisi —– tarihinde düzenlendiği, senetlerin lehtar namına düzenlendiği ve —- edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalının, ——düzenleme tarihli senetlerin emre yazılı olduğu, nama yazılı olmadığı bahisle ——uyarınca geçersiz olduğunu ileri sürmüş iseler de, senetlerin nama yazılı olduğu ve emre kaydı içermediği ve dolayısıyla devir ve ciro yoluyla geçişinin alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu ve —- esas sayılı dosyasında davalıların — dava dışı — sözleşmesinin feshine ve sözleşme nedeniye düzenlenen —tanzim tarihli senetlerin iptaline karar verildiği, ilamın ise — tarihinde kesinleştiği nazara alınarak; dava konusu senetlerin nama yazılı olmasına ve emrine kaydını da içermemekle beraber olumsuz kayıt açıkça yer almadığından kambiyo senedi niteliği gereği kanunen emre yazılı senetlerden olduğu, nama yazılı senetlerin alacağın temlik beyanı ve ciro yoluyla geçeceği, —- uyarınca alacağın temliki hükümlerine tabi olmasına göre, davacı bankaya senedin altındaki temel ilişkiden kaynaklı hakların ileri sürülmesinin ana kuraldan ayrık olarak mümkün bulunduğu, bu nedenle—- kararı ile senetlerin iptal edilmiş olmakla, davacıya ileri sürülmesi mümkün olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 202,37 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 121,67 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi uhtesinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar iş bu davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
6-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022