Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/202 E. 2022/342 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/202 Esas
KARAR NO : 2022/342
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2014
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Mahkememizde görülen Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin, davalıyla olan ticari işleri nedeniyle davalıdan —-alacaklı olduğunu, müvekkilinin alacağın tahsili için —–dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının borca ve bonoya itirazda bulunmadığını ve derdest olarak devam ettiğini, davalının takipten kurtulmak için zamanaşımı gerekçe göstererek icranın geri bırakılması için mahkemeye başvurduğunu, davanın —-dosyası ile devam ettiğini, yine borçlu şirket yetkilisi — hakkında açılan icra ceza davalarında —- tarihli celselerinde yaptığı savunmasında “borcum olduğu doğrudur” diye beyanda bulunarak borcu olduğunu da kabul ettiğini, —- sayılı icra takip dosyasında borçlunun borcuna karşılık haciz ihbarnamelerinden gelen —–ödeme bulunduğunu, borçlu davalının açmış olduğu —- davası nedeniyle paranın kendilerine ödenmediğini beyanla, öncelikle—- sayılı icra takip dosyasında bulunan ve haciz ihbarnamelerinden gelen paranın borçlu-davalıya geri iade edilmemesi için tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıdan — alacaklı olduğunun ve —- tarihinden itibaren uygulanacak reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın, davalı/müvekkili ile aralarındaki —-alacağın hizmet akdi mi satım akdi mi yoksa karz akdi mi olduğuna dair doğum sebebini açıklaması gerektiğini, dava dilekçesinde alacağın hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığının belirtilmediğini ve konu alacağa yönelik “zamanaşımı itirazlarının” mevcut olduğunu, ayrıca davacının dava tarihine kadar işlemiş faiz talep ettiğini—– ilamında da belirttiği üzere davacı tarafın ödemeye ilişkin ihtarı bulunmadığından ve icra takibi de geri bıraktırıldığından davacının işlemiş faizle ilgili isteminin de reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla, öncelikle zamanaşımına yönelik itirazlarının kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, eğer zamanaşımı istemi yerinde görülmez ise —– davacının tüm istek kalemleri yönünden davanın esastan reddine, eğer davanın asıl alacak yönünden kabulü yönünde hüküm kurulur ise, davaya konu asıl alacağın ödenilmesine ilişkin —- ihtar bulunmadığından—– ve icra takibi de zamanaşımı nedeniyle geri bıraktırıldığından/ iptal edildiğinden davacının işlemiş faizle ilgili isteminin reddine, mahkeme harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava tacirlar arası satım ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasında açık hesap şeklinde devam eden bir akdi ilişkinin varlığı tarafların kabulünde olup, ihtilaflı husus dava tarihi itibari ile alacağın varlık ve miktarı ile; icranın geri bırakılmasına karar verilen takip dosyasının eldeki davayı nasıl etkileyeceği noktasındadır.
Mahkememizin —— sayılı esas numaralı dosyasında kayıtlı alacağın bonoya dayalı olduğu ve zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği , hacizlerin kaldırıldığı görülmektedir. Dava dilekçesi incelendiğinde ; alacağın senede dayandığı görülmektedir. Senedin zamanaşımına uğradığı hususu da ihtilafsızdır. HMK 202 (HUMK 192.)maddelerinin içerikleri ve Yargıtay uygulamalarında zamanaşımına uğramış kambiyo senetlerinin TTK anlamında kambiyo senedi niteliğini kaybederek yazılı delil başlangıcı niteliğini kazandığı istikrarlı olarak benimsenmiştir. Zamanaşımına uğramış senedin senetle ispat durumu da ortadan kalkmış, yazılı delil başlangıcı olması nedeniyle ispat kuralları genişletilerek, her türlü delille ispat kuralı getirilmiştir.—-, taraflarca önceden belirlenen sürenin de tartışmalı hale geldiği ve yazılı delil başlangıcı olan belgelerde tarafları bağlayıcı niteliğinin de kalmayacağı anlaşılmaktadır. —– maddesindeki “muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı” ile temerrüte düşeceğinden karşı tarafa temerrüt ihtarnamesi gönderilmesi gerekir. Zamanaşımına uğramış senet, kambiyo senedi vasfını yitirmiş olup, yazılı delil başlangıcı niteliğini kazanmış belgede yazılı vade tarihinin tarafları bağlamayacağı, kaldı ki borcun ifa zamanını gösteren tarihin borcun muacceliyet tarihi olduğu ve alacağı muaccel hale gelen alacaklının —– uyarınca borçluya ihtarname çekerek temerrüte düşürmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında, davacı tarafından davalının temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu durumda bilirkişi raporu ile tespit olunan açık hesap alacağına hükmedilirken, icra takibi nedeni ile varsa tahsilatların mahsubuna karar verilmesi, faizin de dava tarihinden itibaren uygulanması gerekmekte olup,icra müdürlüğünün tahsilatları ile ilgili bir araştırma yapılmadığı görülmektedir. Bu nedenle ilgili icra dosyası celp edilerek izah edilen şekilde mahsup işlemi yapılarak hüküm kurulması gerekirken bunlar değerlendirilmediği anlaşılmakla davalı yanın istinaf başvurusu yerinde görülmekle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına” denilerek karar verildiği ve dosyanın mahkememize geldiği anlaşılmıştır.
— dosyasından bu takip dolayısıyla davalı borçludan yapılmış takip nedeniyle varsa tahsilatların ödeme talimatları ile birlikte gönderilmesinin istenmesine, dosyanın —— bozma ilamı doğrultusunda; tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için mahkememizce resen seçilen hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi — tarihli raporunda,—–dosyasındaki tahsilatların incelendiği, buna göre dava tarihinden sonra bir tahsilat olmadığı, ancak dava tarihinden önce takibin ilk başladığı — yılının devamında bildirilen tutarın —tahsilat gerçekleştiği, hal böyle olunca, — tutarlı talepten tenziliyle dava tarihi itibarıyla alacak miktarının— olduğu,—-kararına nazaran, temerrüde ilişkin belge sunulmadığından, —- dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülebileceği, rapor edilmiştir.
Dosyanın daha önceki bilirkişiye verilerek ek rapor aldırılmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişi — tarihli ek raporunda, dosyada verilen — tahsiline ilişkin kararın infazı için yeni bir takip başlatılmayıp geri bırakma kararı verilen —- dosyasına ibrazı halinde işbu ilamdaki hükme göre infaz yapılacağından varsa dosyadaki ödemelerin —tarafından resen dikkate alınacağı, bu durumda —- mahsubunun yapılması gerekmeyeceği, ancak, anılan dosyaya ibraz edilmeyip, işbu ilamın müstakil ayrı bir takibe konulmuş olması halinde,— kararı dikkate alınarak anılan dosyadan tahsil edilen kök raporda belirtilen— istenebileceği, —– kapsamında icra dosyasındaki tahsilat indirildiğinden anılan dosyada da yapılan masrafların dikkate alınabilmesi için işbu ilamın anılan takip dosyasına ibraz edilerek infazı halinde mümkün olduğu, davacının işbu dosyadan verilen ilamın infazı için hangi yolu seçtiğinin taraflarından bilinmediği, işbu dosyadan verilen ilam için yeni takip başlatmış olması halinde geri bırakma kararı verilen dosyadaki masrafların—– tutarlı tahsilatından indirilemeyeceği rapor edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen, somut olaya uygun görülen ve —–kararı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; —– Esas sayılı dosyasındaki tahsilatların incelendiği, buna göre dava tarihinden sonra bir tahsilat olmadığı, ancak dava tarihinden önce takibin ilk başladığı — yılının devamında bildirilen tutarın— tahsilat gerçekleştiği, —tutarlı talepten tenziliyle dava tarihi itibarıyla alacak miktarının — olduğu,— nazaran, temerrüde ilişkin belge sunulmadığından,— dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülebileceği anlaşılmakla; davanın Kısmen Kabulü ile ;—- dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KISMEN KABULÜ ile ;
1—-dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
(—-dosyasında icranın geri bırakılmasına karar verilen dosyada tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile )
2-Kabule göre alınması gerekli 752,46 TL harçtan peşin alınan 196,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 556,06 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre AAÜT uyarınca davalı yararına taktir olunan 484,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan başvurma harcı 25,20 TL ve peşin harcı 196,40 TL toplamı 221,60 TL’ nin yargılama giderine katılmaksızın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacının karar İstinaf edilmeden önce ve İstinaftan sonra yaptığı yargılama gideri olarak bilirkişi ücreti, tebligat ve yazı gideri toplam 1.495,00 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 1.432,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 87,00 TL den davanın reddine tekabül eden 3,67 TL nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 27/04/2022