Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/192 E. 2022/160 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/192 Esas
KARAR NO: 2022/160
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/06/2020
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin bilişim sektöründe hizmet vermekte olduğunu, ——hususunda anlaşmaya varıldığını, bu durumun dava dilekçesi ekinde sunulu mail yazışmaları ile sabit olduğunu, Müvekkili şirketin bu anlaşma kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, Davalı tarafça oluşturulan çağrılara dönüş yaparak gerekli hizmeti sunduğunu ve lisans satışını gerçekleştirdiğini, bu hususta da taraflar arasında mail yazışmalarının mevcut olduğunu, Müvekkili şirket ile davalı — arasında bulunan ticari ilişki sonucunda müvekkili şirket tarafından — bedelli fatura kesildiğini, Davalı — şirket ile müvekkili şirket arasında oluşan bu cari hesap ilişkisi sonucu müvekkili şirketin davalı —- alacağının doğmuş olduğunu, Müvekkili şirketin tüm ısrarlarına rağmen davalı şirketin borcunu ısrarlı bir şekilde ödememeye devam etmiş olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla —–dosyası üzerinden davalı şirket aleyhine icra takibi başlattıklarını, Davalı şirket’in — tarihinde takibe itiraz ettiğini, İşbu itirazın iptali amacıyla taraflarınca —- tarihinde arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, —– sonucunda da davalı ile anlaşma sağlanamadığını ve İşbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, Davalı tarafa borcu ödemeleri konusunda taraflarınca uzun süre tanındığını fakat davalının Müvekkili şirkete olan borcunu mal kaçırmak ve borcu ödememek saikiyle ödememeye devam etmiş olduğunu, Müvekkili şirket defterlerinde davalı tarafın müvekkili şirkete borçlu olduğu aşikâr olduğunu, Mahkeme nezdinde yapılacak bilirkişi incelemesinde de tarafların ticari defterlerinin incelenmesi suretiyle bu hususun açığa çıkacağını beyan ederek Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, davalı-borçlunun haksız itirazının iptalini, takibin devamını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle davalı borçlunun %20′ den az olmamak üzerek icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalın üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin—— sahibi olduğunu, verdiği eğitim öğretim hizmetini daha ileriye taşımak ve eğitim sistemini geliştirmek, kurumsal bir şekilde ilerleyebilmek için birçok firma ile sözleşme akdetmekte, hizmet almakta ve yapılan sözleşmeler kapsamında tüm yükümlülüklerini eksisiz yerine getirdiğini, borcu kabul etme anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafından talep edilen tutarın hangi kur üzerinden talep edildiğinin açık olmadığını, müvekkili şirket kayıtları incelendiğinde ilgili döneme ilişkin faturaya ait borç bulunmadığını ve davacı tarafından kötü niyetli olarak takip ve dava başlatıldığını beyan ederek müvekkili aleyhine açılan haksız davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı uhtesinde bırakılmasını talep ettiği görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Celp edilen —- dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —– alacağının tahsili için icra takibi yapıldığı, davalı borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu, davanın İİK 67 maddesi gereğince —– yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın taraflar arasında lisans satımı ve bakım hizmeti verilmesi konusunda ticari ilişkinin bulunduğu, bu ticari ilişki sonucunda davacı tarafından düzenlenen faturadan kaynaklı takip başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine yönelik olduğu görüldü.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez —–tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterlerindeki birbirlerini doğrulayan kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı şirketin —- alacak talebi üzerinden harçlandırmak—- suretiyle ——– etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten takip konusu faturadan kaynaklı olarak talebi gibi —- asıl alacağı bulunduğu, takip öncesi temerrüt halinin oluşup, oluşmadığı, davacı şirketin takip öncesine ilişkin temerrüt faizi talep edip, edemeyeceği hususları hukuki değerlendirmeyi gerektirdiğinden, davacı şirketin takip öncesine ilişkin —- talebinin takdirinin Mahkemeye ait olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının faturaya dayalı olarak davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalının da herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır. Tarafların tacir olması ve yapılan işlerin de faturaya bağlanıp cari hesaba yansıtılması ve buna binaen takip başlatılması nedeni ile öncelikle tarafların defter incelemelerine bakılmıştır. Her iki tarafın da defterlerinin usulüne uygun açılış kapanış tasdiklerinin yapıldığı, sahipleri lehine delil olma özelliği taşıdığı denetime elverişli bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Her iki tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarının takip konusu asıl alacak miktarını doğrulaması karşısında, taraflar arasında akdi ilişki olduğu ve davacı şirket tarafından düzenlenen faturaya davalı tarafın itiraz etmeyerek ticari defterlerine davacı adına borç kaydettiği anlaşılmakla, davacının alacağını ispat ettiği, davacı tarafından her ne kadar işlemiş faiz talep edilmiş ise de takipten önce temerrüt halinin oluşmadığı nazara alınarak işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı ve alacağında cari hesap alacağı olup likit bir alacak olduğu, itirazın haksız olduğu gözetilip davanın kısmen kabulü ile davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren—– mevduatına uyguladıkları faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesine, davalının İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
Davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin — asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a mad. Gereğince ——- mevduatına uyguladıkları faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davalının İİK 67/2.mad. Gereğince asıl alacak olan —- takip tarihindeki TL miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 7.590,78 TL harçtan, peşin alınan 1.437,96 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.152,82 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.437,96 TL peşin harç toplamı 1.492,36‬ TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen 863,50 TL (800,00 TL bilirkişi ücreti-63,50 TL posta/tebligat gideri) yargılama giderinin kabul ve red oranı (K:%97,47-R:%2,53) nazara alındığında 841,65 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiye 21,85 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf yararına, kabul edilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 25.104,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı taraf yararına, reddedilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin kabul ve red oranı (K:%97,47-R:%2,53) nazara alındığında 1.286,60 TL’nin davalıdan, bakiye 33,40 TL’nin davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
9-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı
09/03/2022