Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/150 E. 2022/493 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/150 Esas
KARAR NO: 2022/493
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/04/2020
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin bir —- olduğunu, deniz araçlarına yedek parça sağladığını; davalıya da —– adet fatura düzenlenerek fatura kapsamındaki emtiaların gönderilip teslim edildiğini; ancak davalı tarafça mal bedellerinin ödenmediğini belirterek, ödemeleri sağlamak için defalarca telefon görüşmesi yaptıklarını, — yazışmaları yaptıklarını fakat sonuç alamadıklarını belirterek en nihayet—–dosyasıyla icra takibi başlattıklarını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, müvekkili şirketin deniz araçlarına ilişkin yedek parçaları üreticilerden satın alıp üçüncü şahıslara satan bir şirket olduğunu; davacı ile olan ilişkilerinde de davacıdan aldıkları yedek parçaların bir kısmının bizzat müşterilerin gemilerine kendilerinin teslim ettiğini, bir kısım parçaları ise, müşteri gemilerine iletmek üzere taşıma şirketleriyle gönderdiklerini; ancak müşterilerinden gelen geri dönüşlerde malların ayıplı olduğunu öğrendiklerini; davacı tarafından üretilen / temin edilen mallar nedeniyle müşterilerin zarar gördüklerini; gemiler çalışamadığı için günlüğü ——zarar eden müşterilerinin bulunduğunu; bu nedenle davacının mal bedellerini istemekte haksız olduğunu, davacı alacağının doğmadığını, kusurlu yedek parçalardan bir kısımının müvekkilinin ofisinde olduğunu, bunlar üzerinde yapılacak inceleme ile durumun anlaşılacağını, davacının gönderdiği ayıplı malzeme sebebiyle müvekkilinin de çok zararının doğduğunu; müşterilerini kaybettiğini, müşterilerin zarar ziyan davası tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu belirterek; istenen faizinde fahiş olduğunu beyan edip, davanın reddine karar verilmesini; davacıdan %40 haksız takip tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK 67 madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup, davacı taraf, davalı aleyhine faturalara dayalı olarak ve her bir fatura için işlemiş faizleri tek tek göstererek toplam ——-üzerinden icra takibinde bulunmuş; davalı bu takibe süresi içinde itiraz etmek suretiyle bu miktarda borçlarının bulunmadığını, alacak ve işlemiş faizin tamamına itiraz ettiklerini bildirmiş; süresinde yapılan itirazla takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, icra dosyası incelenmiş, taraflar arasındaki e-posta mesajları incelenmiş, işlemiş faiz yönünden bilirkişi raporu alınmış; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Takip konusu alacak, ticari emtia niteliğindeki gemi yedek parçalarının satışından doğan bir alacaktır. Faturaya dayalıdır. Esasen taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğu, davacının, davalıya deniz araçlarına yedek parça temin ettiği, faturadaki malların davalıya teslim edildiği hususlarında İHTİLAF YOKTUR. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının, davalıya teslim ettiği emtiaların ayıplı olup olmadığı ve bu çerçevede davacının takip anında bu malların bedeline yönelik bir alacağının doğup doğmadığı doğmuşsa miktarı hususunda toplanmaktadır.
TBK 219 madde gereğince, satıcının ayıpta sorumluluğu söz konusu olup, satışa konu malın itirazı kayıtsız teslim alınması halinde; alıcının TTK 23/c maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim anında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra —– gün içinde incelemek veya inceletmekle ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa hakları korumak için durumun bu süreç içinde satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu; diğer durumlarda —— dosyamızda taraflar tacir olduğu için TTK 23/c maddesinin öncelikle nazara alınması gerektiği ancak davalı taraf ” gizli ayıp ” savunmasında bulunduğu sebebiyle TBK 223/2 madde gereğince inceleme yapılması gerektiği; söz konusu maddede ” alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. ” denilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler karşısında öncelikle davalının savunduğu gizli ayıbın bulunup bulunmadığı mahkememiz tarafından araştırılması gerekmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde mallardan bir kısmının kendi ofisinde olduğunu iddia ettiğinden ofisinde malların incelenmesine karar verilmiş, keşfe hükmedilmiş; ancak davalı bizzat mahkemeye beyanda bulunarak ofislerini aradıklarını, dava konusu malları bulamadıklarını; ofislerinde olmadığını bildirmiştir. Bu nedenle keşif yapılamamış olup, davalı taraf ayrıca bu malları görebileceğimiz herhangi bir yeri de bildirmemiştir. Bu durumda, malların ayıplı olup olmadığını keşfen incelenmesinin mümkün bulunmadığı tespit edilmiş olup; davalı tarafta malların ayıplı olduğuna dair herhangi bir delil tespiti, yetkili makamlarca alınmış bir belge ya da özel bir inceleme raporu sunamamış bulunduğundan, mahkememizce malların gizli ayıplı olduğunun ispat edilemediği sonucuna varılmıştır. Taraflar arasındaki yazışmalarda da davacı tarafın malların ayıplı olduğuna dair bir kabulünün bulunmadığı, buradan da davalı savunmasının teyit edilmediği görülmüştür.
Hal böyle olunca, malların ayıplı olmadığı kabul edilmiş, bedelinin ödenmesi gerektiği belirlenmiştir. Yukarıda da izah edildiği üzere, taraflar arasında malın teslim edilip teslim alınmadığı hususunda bir ihtilafın bulunmadığı, davalı tarafın malın teslim aldığını kabul ettiği ancak ayıplı olduğunu iddia ettiği, bu hususta ispat edilememiş olduğundan; takibin fatura bedellerinin toplamı olan —–asıl alacak üzerinden devam etmesi gerektiği; faiz hesaplamasının ise, davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihinin —- olduğu, verilen mehilin — iş günü olması nedeniyle faiz başlangıcının —- olacağı, o tarihten takip tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca yabancı para borcunun faizinde kamu bankalarınca bir yıl vadeli —- para cinsinden mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranı olan ——- faiz alacağının doğduğu; sırf bu yönde hazırlanan bilirkişi raporunun yerinde bulunduğu nazara alınarak fatura bedellerinin toplamı olan — asıl alacak ve —- üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş;
Davacının inkar tazminatı talep ettiği, satışın faturaya dayalı satış olduğu, bu nedenle likit olduğu, itirazın haksız olması nedeniyle de asıl alacağın takip tarihindeki — bedeli üzerinden inkar tazminatı hükmetmek gerektiği, bunun da —- olduğu mahkememizce belirlenmiş, davalı tarafın reddedilen kısım yönünden kötü niyetli takip tazminatının şartlarının oluşmadığı zira alacağın senaryo bir alacak olmadığı reddedilen kısmın işlemiş faizin hesaplanma şeklinden doğduğu dikkate alınarak kötü niyetli takip tazminatı şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının —–dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile,
İcra takibinin —-işlemiş faiz olmak üzere toplam— üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıl vadeli —— cinsinden mevduatlara uyguladığı azami faiz oranı uygulanarak devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
287.639,20 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davalının reddedilen kısım üzerinden kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gereken 20.493,00 TL karar harcından peşin olarak alınan 6.121,01 TL’nin mahsubuyla 14.371,99 TL harcın davalıdan alınıp hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 6.175,50 TL peşin ilam harcı ve başvuru harcının toplamı ile 13 elektronik 1 normal tebligat gideri 81,50 TL ile 1.500,00 TL bilirkişi inceleme ücretinin kabul ve ret oranı gereğince, 1.197,54 TL’lik kısmının toplamı 7.373,04 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 28.890,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden hesaplanan 21.750,00 TL nispi vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.16/06/2022