Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/14 E. 2023/109 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/14 Esas
KARAR NO : 2023/109

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 15/02/2023

Mahkememizin —– tarihli kararı—– —- kararı ile kaldırılmakla mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmış olup mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı ..——- dosyasından icra takibi yaparak müvekkiline örnek — gönderildiğini, icra takibine konu teşkil eden senet üzerindeki imzaların müvekkilinin okuma yazması olmadığı için hükümsüz olup, ayrıca icra takibine konu senet alacaklısı olarak görünen … isimli şahıs tarafından, müvekkilinin—- konumundan faydalanarak, müvekkilini hileli davranışlarla kandırmak sureti ile imzalatıldığını, davalı ….——- sonra yaklaşık 11 ay kadar davalının müvekkiline kira ödemelerini yapmadığını, müvekkilini sürekli oyaladığını, akabinde, davalının yurt dışına çalışmaya gideceğinden bahisle hem birikmiş kira parasını hem de —- niteliğinde ödeme yapacağını müvekkiline belirttiğini, bunun üzerine davalının müvekkiline toplam —– ödemesi yaptığını, bunun karşılığında da müvekkiline bir evrak imzalatmak istediğini, müvekkilinin kira bedeli olan — aldığına dair evrak imzaladığı ——— davalının müvekkilin önüne koyduğu evrakı imzaladığını, müvekkili davacının — doğumlu 81 yaşında olduğunu, okuma yazması olmayan sadece adını soyadını yazabilecek kadar okumaya sahip, ilköğretim eğitimi görmemiş, yaş itibariyle algılama yeteneği de zayıf biri olduğunu, müvekkilinin senedin ne olduğunu dahi bilmeyen, aynı zamanda imzaladığı evrakın da ne olduğunu bilmeyecek durumda olduğunu, nitekim davalının, müvekkilinin kiracısı konumunda olması, davalının engelli bir çocuğunun olması ve kendisini mağdur ve acındırmış olduğundan müvekkilinin güvenini kazandığını, davalının kira borcunu dahi ödeyemezken ve geçiminin zor olduğunu beyan ederken, müvekkile elden nakit 150.000.00 tl ödediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı ve kabulünün mümkün olmadığını, davalının yaşlı olan müvekkilinin, bilgizisliğinden ve yaşlılığından faydalanarak dolandırma kastıyla senedi imzalattığı ve bu sebeple müvekkilinin davalıya borcu olmadığının açık olduğunu, davalının müvekkilini hile ile kandırarak ve durumundan faydalanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, bu konuya ilişkin davalı hakkında, nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açıldığını, —– mahkemesi’ne tevzi edildiğini, davalı tarafın müvekkilinin tüm gayrimenkullerine haciz koyduğunu, yine davalı tarafın müvekkilinin tüm banka hesaplarına haciz koyduğunu belirterek her türlü fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile müvekkilinin —— ilgili davalıya borçlu olmadığının tespitine, ———dosyasından yapılan takibin, —- iddiası da göz önüne alınarak öncelikle teminatsız olarak durdurulması amacıyla acilen ihtiyati tedbir kararı verilmesine, menfi tespit istenilen tutar üzerinden, davalının % 20 kötüniyet tazminatı ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; davacının okur yazar olmadığından bahisle, senet üzerindeki yazıların hükümsüz olduğunu ileri sürdüğünü, bu hususun gerçeğe aykırı olduğunu, davacının okuma yazmasının olduğunu, davacının dava dilekçesi—– kira sözleşmesinden de okur-yazar olduğunun açıkça anlaşıldığını, öte yandan davacının, kendi hesabına para yatırdığını, çektiğini, okuma yazması olmayan birisinin — para çekmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu durumun da davacının gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu ortaya koyduğunu, davacının mahkemeyi yanıltmak amacıyla bilerek ve isteyerek gerçek dışı beyanda bulunduğunu, davacının hesabında 17.393,23 Euro bulunduğuna göre, davacının bu parayı okuma yazması olmadan yatırmasının mümkün olmadığını, davacının, senedin hileli davranışlarla elinden alındığını ileri sürdüğünü, bu hususun tamamen gerçek dışı ve yalan beyan olduğunu, müvekkilinin eşi —, davacıya ait evi 23.08.2017 tarihinde kiraladığını, daha sonra müvekkilinin eşinin bu daireyi beğenmesi ve fiyatının da uygun olması nedeniyle satın almaya karar verdiklerini, müvekkilinin davacı ile — anlaştıklarını ve — bedeli ödediğini, müvekkilinin —-hesabından çekip aldığını, 15.000 TL bedeli de kendi adına kayıtlı — —-çektiğini, toplamda 150.000 TL tutarı 20.05.2019 tarihinde elden davacıya teslim ettiğini, davacının da tapu devir işlemlerinin bir kaç gün süreceğini söylemesi üzerine müvekkilinin bu ödemenin karşılığında senet aldığını, senet üzerinde de ödemenin nakten yapıldığının açıkça yazıldığını, davacının, daha sonra — için 100.000 TL daha istemesi üzerine müvekkilinin bu satıştan vazgeçtiğini, burada mağdur edilen müvekkilinin kendisi olduğunu, müvekkilinin davacıya 150.000 TL nakit ödeme yaptığını davacının ise bunun karşılığında müvekkiline aldığı parayı iade etmediğini, müvekkilini zarara uğratan davacının bizzat kendisi olduğunu, davacı ve davacının— müvekkiline başka icra dosyalarından 89/1 göndererek müvekkilinin elinden para koparmaya çalıştığını ve mağdur etmeye çalıştığını, davacının gerek şikayet dilekçesi, gerek — icra hukuk da açtığı borca itiraz davası incelendiğinde huzurdaki dava ile her yönden çeliştiğinin görüldüğünü, dosyaya ibraz edilen —— önüne alındığında, davacıya müvekkilinin —- ödeme yaptığının—- ispat edildiğini belirterek davacının Haksız ve Hukuka aykırı açtığı davanın Reddine, davacının %20’den az olmamak üzere Kötü Niyet Tazminatına Mahkum Edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle İİK’nun 72. Madde gereğince açılan menfi tespit davasıdır.
Celp edilen—- esas sayılı dosyasının ——- kayıtlarının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine —– vade tarihli, ——- bedelli senet alacağının tahsili ile için kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattıkları anlaşılmıştır.
——– karar sayılı dosyasının UYAP kayıtlarının incelenmesinde; mahkemece yapılan yargılama sonunda Sanık ….—- katılan ….— karşı nitelikle dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğuna dair verilen kararın 13/09/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava davacı aleyhine davalı tarafından——-dosyasına konu edilen—– bedelli senedin, davalı tarafından davacının davacının yaşlılık ve dikkatsizliğinden istifade edilerek iradesini yanıltma yöntemiyle alındığına ilişkin olduğu, davacının şikayeti üzerine başlanın soruşturma sonrasında davalı—- davalı hakkında 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesi gereğince mahkumiyetine karar verildiği, kararın davalı sanık tarafından istinaf edildiği—-kararı ile kesin olarak başvurunun esastan reddine karar verildiği, kesin ceza mahkumiyet hükmünün mahkememizi bağladığı, davacı aleyhine başlatılan takibe konu senedin davacının yaşlılık ve dikkatsizliğinden istifade edilerek, iradesinin yanıltılması suretiyle alındığının sabit olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafından takibe konu senedin lehtarı konumunda olduğu davacının keşideci konumda bulunduğu, iradesi yanıltılması suretiyle arada herhangi bir ciranta bulunmadığı anlaşıldığından kötü niyet takip tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davacı aleyhine başlatılan —- nedeni ile davacının bu davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine,
3-Asıl alacak olan 150.000,00 TL’nin %20’si oranında kötü niyet takip tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 10.246,50 TL harçtan peşin alınan 2.580,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.666,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 2.580,26 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.624,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6–Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere gideri 165,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca——- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan teminatın HMK 392/2 maddesi uyarınca ( kararın kesinleşmesinden itibaren 1 ay sonra) talebi halinde davacıya iadesine,
10-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzene karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup anlatıldı.