Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/139 E. 2023/529 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/139 Esas
KARAR NO: 2023/529
DAVA: Tazminat (Down Sendromu Nedeniyle Sigortaya Karşı Açılan Maddi ve Manevi Tazminat )
DAVA TARİHİ: 23/03/2020
KARAR TARİHİ: 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Down Sendromu Nedeniyle Sigortaya Karşı Açılan Maddi ve Manevi Tazminat ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacılar vekili, anne —- tarihinde dava dışı doktor— tarafından doğumunun —– yaptırıldığını, davalının ise, bu doktorun ” tıbbi uygulamaya ilişkin —-olduğunu; —- tarihleri arasında sigorta poliçesinin bulunduğunu; söz konusu olan doğumda doktorun aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğinden dolayı davacı annenin küçük—— down sendromlu olarak doğacağını bilemediğini, bilseydi gebeliğine son verdirebileceğini, çocuğun down sendromlu olarak doğduğunu, böylece ömür boyunca bakıcı ücreti de dahil kalıcı maluliyetten ötürü şimdilik 10.000,00 TL tazminat talep ettiklerini; küçük yönünden 40.000,00 TL’de düçar kalacağı üzüntüden dolayı manevi tazminat talep ettiklerini; küçük yönünden velayeten bu taleplerde bulunurken müvekkili anne ve babanın da down sendromlu bir çocuk sahibi olmalarından dolayı maruz kaldıkları manevi üzüntüden dolayı 20.000,00’şer TL manevi tazminat talep ettiklerini belirterek, bu bedellerin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilahare talebini alınan bilirkişi raporundan sonra maddi tazminat yönünden sigorta poliçe limiti olan 720.000,00 TL’ye yükseltmiş ve harcını da karşılamıştır.

SAVUNMA:Davalı—– vekili, müvekkilinin dava dışı doktor —- nolu tıbbi kötü uygulamaya ilişkin —– sigortacısı olduklarını; sigorta poliçesinin geçerlilik tarihlerinin —— tarihleri arası olduğunu, riziko tarihinin poliçe tarihinden önce olduğu ve doğumun—– tarihinde gerçekleştiğini; her şeyden önce talebin zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini; kaldı ki, husumet itirazlarının bulunduğunu, zira, doğumun gerçekleştiği hastanenin bir eğitim – araştırma hastanesi olduğunu, devlete ait olduğunu, bu nedenle devlet hastanesinde yapılan işlemden ötürü varsa hatalı tıbbi uygulamanın idari yargıyı gerektirdiğini, idari yargıda da hastanenin bağlı olduğu bakanlığın veya hazinenin taraf olması gerektiği, idari kusurdan dolayı devletin ödeme yapması gerektiğini belirterek davanın pasif davalı sıfatından dolayı reddine karar verilmesini savunmuş, ayrıca hekimin tıbbi bir kusurunun bulunmadığını, herhangi bir uygulama hatasının bulunmadığını belirterek davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini savunmuş; ayrıca davanın hekim ——– da ihbar edilmesini istemiş, mahkememizce ihbar gerçekleştirilmiş, ihbar edilen doktorda, tıbbi bir kusurunun bulunmadığını, bir uygulama hatasının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmişler,
Davalı ve ihbar edilen vekili ayrıca yargılamamız devam ederken yayınlanan ———– sayılı hükmünün de uygulanarak tıbbi aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği nazara alınmak suretiyle davanın reddini savunmuşlardır.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, down sendromu ile doğan çocuk üzerinden talep edilen maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dava, doğumu yaptıran hekimin sigortasına karşı açılmış bir dava olup, söz konusu tıbbi uygulama hatası nedeniyle zorunlu sağlık sigortaları, sigorta poliçesi tarihinden önceki dönemlerde de meydana gelen doktor hatasından kaynaklı zararları ödemek zorundadırlar.
Mahkememizce davalı tarafın zaman aşımı defi incelenmiş olup, davanın niteliği gereği yapılan hata aynı zamanda ceza hukuku anlamında dikkatsizlik nedeniyle düzenlenen suça ilişkin olduğu ve cezai zaman aşımına tabi bulunduğundan zaman aşımı itirazına itibar edilmemiştir.
Davalı tarafın davada idari yargının görevli olduğu ve idari yargıdaki davanında maddi ve manevi tazminat davası olarak devlete karşı açılması gerektiği zira doğumun gerçekleştiği hastanenin devlet hastanesi olduğuna dair itirazları da incelenmiş olup; gerçekten kamuda görev yapan doktor aleyhine açılan davaların idari yargıda görülmesi gerektiği ancak davamızın sigortaya karşı açıldığı; doktor ile sigortalı arasındaki akdi ilişkiye yani sigorta poliçesine dayalı olarak açılması nedeniyle sözleşmeye dayalı olarak açılan davada mahkememizin görevli olduğu nazara alınmak suretiyle ve bu kabule göre de davanın doğru davalıya yöneltilmesi nedeniyle görev ve husumet yönünden davalı ———- itirazlarına itibar edilememiştir. Davacı taraf, iş bu davada ” DOKTORUN GEREKLİ OLAN AYDINLATMA GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEDİĞİNE ” dayanmaktadır. Gerçekten de dava dışı ihbar olunan doktorun down sendromu yönünden davacı anne – babayı yeteri kadar aydınlatmadığı iddia edilmektedir. Mahkememizce doğum yapılan hastaneden tüm tedavi dosyası getirtilmiş olup, —– alınan raporda, —– tüm gebelik dönemini açık açık anlattığı, buna göre hastanın çok düzensiz olarak gebelik takibi yönünden hastaneye başvurularının olduğu, annenin ——doğumlu olduğu, doğum tarihinde tam 45 yaşında olduğu ve bu nedenle söz konusu yaşın gebelik yönünden ciddi riskli bir yaş olduğu, gebelik muayenelerinin 26/06/2014 tarihinde yaklaşık bebek 2 aylıkken başlayıp —– tarihlerinde 4 kez yapıldığı, çocuk için yapılan testlerden —– çıktığı, bunun kalp atımıyla ilgili bir test olduğu ancak annenin hiç üçlü taramadan geçirilmediği; davalıların ileriye sürdüğü ——–sayılı hükmünde; aynı şekilde riskli bir annenin tedavi evraklarına göre ve özellikle epikriz raporunda doktor tarafından üçlü taramaya ve ileri aşamada down sendromunun tespit edileceği testlere yönlendirildiğinin yazılı olduğu, hastane hasta kabul defterinde bu hususun yazılı olduğu; ancak bu gibi durumlarda doktorun aydınlatma görevini yerine getirdiğinin kabulü gerektiği yoksa bu gibi durumlarda dahi mutlaka aydınlatma görevinin yerine getirildiğinin artık yazılı ve annenin imzasını taşıyan aydınlatma formlarıyla ispatının aranmayacağı; ancak somut olayımızda yazılı ispat kuralını ortadan kaldıran ve hastane kayıtlarında yer alan böyle bir aydınlatmanın bulunmadığı, buna ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı, bu sebeple 45 yaşında olan ve düzenli olarak kontrole gelmeyen annenin mutlaka down sendromu yönünden uyarılıp, ileri aşamadaki buna ilişkin testler konusunda bilgi verilmesi ve yönlendirilmesinin gerektiği bunun da yazılı formlarla ispatı gerektiği, en azından hastane kayıtlarında buna ilişkin hükümler bulunsa tanık dahil diğer delillerin değerlendirilip, aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğinin tartışılabileceği; oysa dosyamızda böyle bir durumun söz konusu olmadığı nazara alınarak, ihbar olunan doktorun esasen down sendromu yönünden aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği kabul edilmiş; mahkememizce ——– alınan rapor gereğince down sendromlu olan küçüğün bu rahatsızlığından ötürü sürekli iş gücü kaybının (maluliyetinin) %100 oranında olduğu, tamamen malul durumda bulunduğu nazara alınarak uzman hesap bilirkişisinden maddi tazminat yönünden rapor alınmış, bilirkişi raporunda sürekli iş göremezlik zararının 4.733.009,04 TL olduğunu bildirmiş, poliçe limitinin 800.000,00 TL olduğu raporla belirlenmiş; davacı vekili 800.000,00 TL limitten çocuk için 40.000,00 TL anne ve baba için 20.000,00’şerden toplam 40.000,00 TL manevi tazminat talep ettiğini, bu nedenle limitten arta kalan 720.000,00 TL’yi de maddi tazminat olarak talep ettiğini bildirip harcını karşılamış,
Alınan ——-ve hesap bilirkişisinin raporları gerekçeleriyle ve hesaplama şekilleriyle mahkememizce denetlenmiş ve kabule şayan bulunmuş;
Davalı—– tarafından sigortalanan doktorun down sendromu yönünden aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğinden dolayı sigorta şirketinden 720.000,00 TL maddi tazminat ile toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın tahsili gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
Davacı küçük —— 720.000,00 TL maddi tazminatla 40.000,00 TL manevi tazminatın diğer davacılar —– için ise ayrı ayrı 20.000,00’şer TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bu davacılara verilmesine,
Alınması gereken 5.464,80 TL ilam harcından peşin olarak alınan ve bilahare tamamlanan 2.732,86 TL harcın mahsubuyla eksik 2.713,94 TL harcın davalı—— şirketinden alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacılar tarafça karşılanan 2.745,34 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcı ile 13 normal 9 elektronik tebligat toplamı 296,50 TL ile 1.200,00 TL bilirkişi rapor ve ek rapor gideri ile 820,00 TL Adli Tıp Rapor gideri toplamı 5.061,84 TL yargılama giderinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacılara iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 106.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
1.320,00 TL ara buluculuk giderinin davalı —– alınarak hazineye irat kaydına, bu amaçla harç tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 06/07/2023