Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/96 E. 2020/486 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKEÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/96 Esas
KARAR NO : 2020/486

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın ———————–vade tarihi 10.11.2016 olan 650,00 TL. Bedelli bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olup söz konusu alacaklar ile ilgili olarak işbu davaya konu bonolar için anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı düzenlenmiş olmakla alacaklarının tahsilini teminen işbu dava açıldığını belirterek davaya konu toplam bono tutarı olan 6.500,00 TL. Bono bedelinin davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davanın esas yönünden haksızlığı yanında usul yönünden de haksız olup reddi gerektiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda 06/12/2018 tarihinde yapılan değişiklikle eklenen 5/A maddesi düzenlemesi gereğince davanın ikamesi öncesi arabuluculuk başvurusunun yapılmış olması ve anlaşılamaması gerektiğini, ancak kanun düzenlemesi gereği salt başvuru yapılmış olması dava ön şartını yerine getirmediğini, bu nedenle dava ön şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dışı —- arasında imzalanan—– evvel ilgili şirketin sözleşme edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle feshedildiğini ve senetlerin iadesinin şirket tarafından taahhüt edildiğini ancak nama yazılı senetler iade edilmediği gibi kötü niyetli olarak karşı taraf bankaya alacağın temliki hükümlerine göre devredildiğini, belirtildiği üzere devre mülk sözleşmesi adi yazılı niteliği gereğince geçersiz olduğundan bu sözleşmeyle birlikte alınan senetlerin de geçersiz olduğunu, sözleşmenin iptal olduğuna ilişkin dava dışı——-imzalanan devremülk sözleşmesi fesih ve ibra sözleşmesinin bunu kanıtladığını, davaya konu senetlerin dava dışı —- — kapsamında düzenlenerek bu şirket lehine keşide edildiğini, senetlerin düzenlenmiş olduğu devremülk satış sözleşmesi taşınmaz devrine ilişkin olduğundan resmi şekilde düzenlenmesinin sözleşmenin geçerlilik şartı olduğunu, resmi şekilde düzenlenmeyen taşınmaz satış ve vaadi sözleşmeleri ile bu sözleşme eki niteliğindeki tüketici senetlerinin de geçersiz olduğunu, davacı bankanın bu nama yazılı düzenlenen senetleri alacağın temliki hükümlerine göre devraldığını, 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun düzenlemesi gereğince bu senetlerin nama yazılı olarak düzenlenmesi gerektiğini, aksi durum aynı fıkra düzenlemesi gereğince senetlerin tüketici yönünden mutlak geçersizliği nedeni olduğunu, nama yazılı senetlerin TTK 647 ve ilgi maddesi düzenlemesi gereğince ciro yoluyla devredilemeyeceğini, nama yazılı senetlerin devrinin ancak zilyetliğin devri ve yanında alacağın temliki yoluyla gerçekleşebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Görev kamu düzeninden olup, mahkemece resen nazara alınacağından; Tüketici Yasasının 23. Maddesi gereğince, davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu; zira takibe konan bonoda olsa, bononun sebebinin tüketici işlemi olduğunu ve davalılardan birininde satıcı olduğu; uyuşmazlığın kaynağının tüketici sözleşmesinden doğması nedeniyle Yargıtay —. Hukuk Dairesinin —– tarihli hükmünde “davaya konu bononun konut satışı için verildiği iddia edilerek dava açılmıştır. Bu nedenle temel ilişkideki uyuşmazlığın niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Bonoların devremülk sözleşmesi için verildiğinden Tüketici Mahkemesi görevlidir. tespiti de nazara alınarak görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın görev yönünden REDDİNE,
2-İstanbul Anadolu Tüketici mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Süresi içinde başvurulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair karar,davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.