Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/6 E. 2019/587 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/830 Esas
KARAR NO : 2019/529
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/07/2018
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin ———- Emniyet Müdürlüğü inşaatında kullanmak üzere davalıdan kapı / kapı malzemeleri istediğini; davalının teklifi kabul ettiğini; tarafların anlaşması çerçevesinde müvekkili tarafından davalıya ———- TL havale ile para yollandığını ve——TL bedelli çek verildiğini ancak davalının kapıları teslim etmediğini belirterek; ödenen çek ve havale bedeli karşılığında ———-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesini; sözleşmede mevcut cezai şart nedeniyle de fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL’ye hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, sözleşme gereğince kendilerine verilen süre içinde üretime geçtiklerini, istenen siparişleri hazırladıklarını; tam işi bitirdiklerinde davacı yanın sipariş edilen mal yerine farklı kapı istediğini; bunun üzerine davacı tarafa üretimi tamamladıklarını, ilk siparişteki kapıları hazırladıklarını; bu nedenle artık geriye dönük yeni sipariş üretemeyeceklerini bildirdiklerini, üretilen kapıları gelip alması için noter ihtarı gönderdiklerini belirterek; alıcının temerrüte düştüğünü, kendilerine yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığını; noter ihtarına rağmen davacının gelip kapıları almadığını, siparişe uygun olarak üretilen kapıların istendiği an vermeye hazır bulunduklarını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Davacı işveren, eserin teslim edilmediğini ileriye sürerek ödediği bedelin iadesini ve sözleşmeden kaynaklanan cezai şartı talep etmektedir.
Taraflar arasında akdi ilişki ihtilafsız olup; ihtilafın, davalının siparişe uygun mal üretip üretmediği, kimin temerrüte düştüğü ve davalının savunmasının doğru olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Davacı vekili, yargılama esnasında verdiği dilekçelerde, davalı tarafın noter ihtarını kabul etmekte olup ancak davalının kapıyı getirip teslim etmesi, yerinde de montaj etmesinin gerektiğini; bundan kaçınan davalının edimini yerine getirmiş sayılamayacağının ve bu nedenle ödenen paraların iadesi gerektiğini ileriye sürmüştür. Taraflar arasındaki sipariş sözleşmesi incelenmiş olup; davalının göndermiş bulunduğu 85 nolu ve 03/07/2017 tarihli sözleşmede teslim tarihinin sipariş onayından sonra 20 gün olarak bildirilmiş; banka hesap numarası bildirilmiş, ödemenin nasıl yapılacağı hususunda da açıkça çek ve nakit ödeme miktarları yazılmıştır. Söz konusu olan sözleşme, davalı yüklenici tarafından davacıya gönderilmiş olup; buradan tarafların bu belgeden önce görüştükleri; bunun üzerine yüklenicinin “icap” şeklinde bu teklifi gönderdiği; teklifin altında “teklifimizin geçerlilik süresi 10 iş günüdür, ürünlerimizde birinci kalite——— Saç kullanılır” şeklinde beyan vardır. Taraflar arasındaki akdi ilişki ihtilafsız olup, davacı tarafça başka bir sözleşme sunulmadığından dolayı; davacının, davalı tarafından gönderilen bu icabı kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, taraflar arasında oluşan sözleşmede “montaj” ve kapıların “yerinde teslimi” kararlaştırılmamıştır. Davalı her ne kadar davacıya “kapıları ürettim gel al” ihtarını 12/10/2017 tarihinde çekmiş ve bu tarih sözleşme gereğince belirlenen 20 günlük teslim süresinden sonra ise de, davacı tarafın davalının gecikmesinden dolayı akdi fesih etmediği, bunu ileriye sürmediği; dolayısıyla akdin ayakta olduğu sabittir. Hal böyle olunca artık davalının çektiği “kapıları ürettim teslim alın” ihtarından sonra, davacının kapıları gelip teslim alması gerekirdi. Ancak davacı, davalının gelip kapıları montaj etmesini beklediği; davalı tarafın iddia ettiği gibi ikinci bir siparişi ileriye sürmediği ve bu savunmayı kabul etmediği nazara alınarak; davacının temerrüte düştüğü, geç üretilen kapılar nedeniyle akdi fesih etme imkanı varken fesih etmediği, akdi ayakta tuttuğu, o halde davalının inşasını bitirdiği kapıları teslim alması gerekirken tesilm almadığı; alıcının temerrüdünün söz konusu olduğu sebebiyle dava haklı görülmemiş; davanın reddine karar verilmiştir. Burada biran için davacı tarafından kapıların teslim alınmasına dair bir ara karar kurulması değerlendirilebilirse de; bu şekildeki depo kararlarının genelde iş bedelini talep eden yüklenicinin açtığı davalarda uygulandığı; iş bedelini alabilmesi için yükleniciye de kapıları teslim etmesinin ara kararla bildirildiği; eldeki davanın bu tür bir dava olmadığı; karardan sonra davacının istediği zaman gidip kapıları teslim alabileceği, davalı teslimden kaçınırsa o takdirde bu hususa dayalı olarak ödediklerini geri isteyip, zararınında tazminini talep edebileceği nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Maktu ret harcının mahsubu ile bakiye 276,75 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye kalacak gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince davalı lehine hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.03/05/2019