Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/57 E. 2021/541 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/57 Esas
KARAR NO : 2021/541

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili—- vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, davalı——- dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı yanın borca ve yetkiye itiraz ettiğini, bunun üzerine —- — dosyası ile icra takibine devam edildiğini, taraflar arasında fatura alacağından kaynaklı bir alacak olduğunu, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline, davalı aleyhine takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili—- vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan —- olduğunu, müvekkili şirketin——– nedenle yetkisizlik kararı verilmesini, esasa ilişkin olarak da müvekkilinin davacıya — — — borçlarını ödediğini, Davalıdan temin edilen —-Davacıya ödenmiştir. Bunun dışında davacının yaptığı—- vermiş olduğu —— almak zorunda kalmıştır. Dolayısıyla—– bu hizmetlere ilişkin bedeller —- düşüldüğünü, Davacı tarafından takibe dayanak faturalar müvekkile gönderilmemiştir. ————- dışında düzenlendiğini, Davacının — dayanılan faturalara ilişkin hiç bir hizmet verilmediğini, Davacının sunmuş — Şirket yetkilisine ait olmadığı bu nedenle imzaya itiraz ettiklerini, faize ilişkin olarak da temerrüt koşulunun gerçekleşmediğini bu nedenle faiz talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak haksız davanın reddine karar ve ayrıca Müvekkil lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Dava ilk olarak—– görülmekte iken yapılan yargılama sonunda mahkemenin yetkisizliğine karar verilerek dosya mahkememize tevzi edilerek mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen —– incelenmesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden—- işlemiş faiz olmak üzere toplam— alacağın davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalının— yapmış olduğu itirazın iptali ile % 20 icra inkar talebine yönelik olduğu görülmüştür.
Davalı şirket yetkilisinin imza — aslı talimat yazılmak suretiyle celp edilip incelenmiştir.
Davalı şirket yetkilisinin— için ——-karar verilmiş ise de; — tarihli celsede Davalı vekili cevap dilekçesinde her ne kadar— yetkilisine ait olmadığını beyan etmiş ise de İİK’nun 62/5.mad. Gereğince takip dayanağı olan senet, belgelere imza inkarının bulunması halinde açıkça itiraz olunması gerekirdi, itiraz dilekçesi incelendiğinde ödeme emrine itiraz dilekçesinde imzanın inkarına yönelik bir beyan olmadığı görüldü, bu nedenle imza incelemesine yönelik yapılan ara karardan bu aşamada rücu edilmesine karar verilmiştir.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, inceleme günü davalı tarafın hazır olmadığı ve defterlerinde hazır edilmediği, davacı vekilince müvekkilinin defterlerinin—– Davacı defterlerinin —Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle incelettirilmesine karar verilmiştir.
——- —- dosyasından alınan bilirkişi raporunda; Mevcut belgelerin incelenmesinde:—incelemeye kayıp(Zayi ilamı yok- nerede olduğu bilinemiyor) nedeniyle sunulamayan Davacı—— ile takip edildiği. Ticari ilişkinin —- başladığı,—- tarihinde sonlandığı görülmektedir. ——- tutarlarında —- düzenlenmiş. Söz konusu faturaların ilgili —– forumlarında bildirildiği ve ilgili dönem —- beyannamelerinde—- hesaplarına alındığı görülmüştür. Toplam borç tutarı —- olan davalı borçlu; 29/05/2015 tarihinde “—— tutarında bir havale yapılmış ve —- ödemede bulunmuştur.—- tarihi itibariyle —-. Davacı takip ve talebinin 24.520,49.-TL asıl alacak, 665,08 TL gecikme faizi şeklinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekili son celsede; talebimiz gibi davamızın kabulüne karar verilsin, işlemiş faiz açısından temerrüt ihtarı yoktur takip başlatılmıştır şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, inceleme günü davalı tarafın hazır olmadığı ve defterlerinde hazır edilmediği, davacı vekilince müvekkilinin defterlerinin—- bildirmesi üzerine Davacı defterlerinin—– Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle incelettirilmesine karar verilerek talimat mahkemesince düzenlenen —- benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davacı —- Ticari ilişkinin 29/05/2015 tarihinde başladığı, ve 25/06/2015 tarihinde sonlandığı, —– —- düzenlendiği, söz konusu — döneminde—-forumlarında bildirildiği ve ilgili —— beyannamelerinde—-hesaplarına alındığı,—- tarihinde—- açıklaması ile 7.500,00.-TL tutarında bir havale yapılmış—- olduğu, Davacı takip ve talebinin 24.520,49.-TL asıl alacağı bulunduğu,
—- sayılı ve —- kararında:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere —- ödenmediğini — sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı iş sahibinden alınarak teslimi gereken tamamlama——- alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama —-sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. ——-alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde —- kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada ———taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da —– tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın —–defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” hükmü gereğince
Davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmaması halinde; davacının iddialarının davalı kayıtları ile teyit imkanı davalıca kaldırıldığı için; davalının bunun sonucuna katlanması gerekeceği, hizmetin alınmadığının ispatı davalı tarafta olup ispata yönelik belge sunulmadığı, ayrıca davalı tarafça dava hukuki niteliği itibariyle itirazın iptali davası olduğu için İİK62/5 maddesi gereğince takip dayanağı hakkında ayrıca ve açıkça imza inkarında bulunmadığından dava aşamasında imza inkarında bulunamayacağından davalı tarafın imza inkarı talebine itibar edilmediğinden , davanın kabulü ile Davalının ——- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 24. 520,49 TL asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki haliyle aynen devamına, Davalının İİK 67/2 maddesi gereğince 24. 520,49 TL asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar miktar yönünden kesin olduğu kısa kararda yazılmış ise de maddi hata olup sehven yazıldığından kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açıktır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-DAVANIN KABULÜNE ,
Davalının——– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 24. 520,49 TL asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki haliyle aynen devamına,
Davalının İİK 67/2 maddesi gereğince 24. 520,49 TL asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 35,90 TL başvurma harcı, 418,75 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı olarak toplam 459,85 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve talimat gideri (posta ve bilirkişi ücreti) olarak toplam 1.792,10 TL masraf olmak üzere toplam 2.251,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3———— ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 1.674,99 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 418,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.256,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, mazereti kabul edilen davalı vekilinin yokluğunda, miktar itibariyle kesin olarak karar verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.