Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/558 E. 2021/829 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/558 Esas
KARAR NO : 2021/829

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/11/2013
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından— plakalı aracın 21.01.2009 tarihinde 3. kişinin işleteni bulunduğu —plakalı araca,— durağına ve durakta bulunan — yayalara çarparak yaralanmalı ve maddi hasarlı kazaya sebebiyet verdiğini, tutulan trafik kazası tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün 8/8 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, meydana gelen kaza sonucunda——- dolayı tedavi masraflarının sigortacıları tarafından karşılandığını, müvekkil şirketin sigortalısı olan aracın kazada kusurlu bulunmasından dolayı yaralıların sigortacıları sigortalılarına ödedikleri tazminatı müvekkil şirketten rücuen talep ettiklerini, sigorta şirketince ödendiği, davalı şirkete ait aracı sevk eden sürücünün trafik sigorta poliçesi genel şartlarının ilgili maddesini ihlal ettiğini, bu nedenle sigorta ettirene rücu etmek zaruretinin doğduğunu, alacağın davalı şirketten tahsil edilebilmesi için icra takibinin başlatıldığı ancak davalının borcunun sabit olmasına rağmen takibe haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının müvekkil şirketin uğradığı zarardan sorumlu olması ve alacak miktarının da likit olması sebebiyle yapılan haksız itiraz için icra inkar tazminatına hükmedilerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine itiraz ettiklerini, itirazın iptali davasının süresinde açılmadığını, hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunu, davacı tarafın yaptığı ödemelere ilişkin tarih bulunmadığını, müvekkil şirketin —olduğunu, dava konusu olayda üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, müvekkil şirketin herhangi bir kusurunun olmadığını, davacının ödediğini belirttiği zararın sigorta poliçesi ve teminatı kapsamında olduğunu, davacının ödememesi gereken bir bedeli ödemesinden veya ödemesi zorunlu bir bedeli ödemiş olmasından müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacının davasına dayanak yaptığı trafik sigorta poliçesine göre de teminat dışı haller ve rücu hakkı doğuran nedenlerin hiçbirinin söz konusu olmadığı, bu nedenle poliçe kapsamında davanın dayanağının olmadığını, ödenmiş bedelin kanunen de müvekkil şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddine ve davanın kazayı yapan sürücüye ve kira sözleşmesi yükümlüsüne ihbarına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklının mahkememiz dosyasının davacısı, borçlunun mahkeme dosyasının davalısı, takip miktarının 23.544.00 TL asıl alacak 934.66 TL işlemiş faiz toplamı 24.487,66 TL borcun sebebinin — plakalı aracın —- plaklı araçla yaya — çarpması ve sigortalı araç sürücüsünün kaza mahallinden kaçması nedeniyle trafik sigorta poliçesi genel şartları gereği sorumlu olduğu yaralanan —yapılan sağlık harcamalarının rucuen tahsili olduğu,—- emrine yetki ve borca itiraz edildiği, 21.12.2011 tarihinde dosyanın— borca takibe faizlere itiraz ettiği takibin durduğu dosyanın——–davacının 04.03.2013 tarihli işlem ile takibin durduğundan haberdar olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin talebi üzerine Kazayı yapan sürücü —-ve kira sözleşmesi yükümlüsü —-dava ihbar edilmiştir.
Dava ilk olarak Mahkememizin —— sayılı esasında görülmekte iken yapılan yargılama sonunda —- tarihli kararı ile “Davanın kabülüne,—- sayılı esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 inkar tazminatın iptaline” karar verilmiş, verilen karara karşı Davalı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.
Yapılan temyiz incelemesi sonunda; —– tarihli ilamı ile “Somut olayda rücu hakkının dayanağı olarak zararı oluşturan olay tamamen sigortalının kusuru nedeniyle oluşmuştur. Davacı sigorta şirketi, sigortalının olay yerini terk etmesi nedeniyle, sigortalının yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüş ise de, dosya içeriğine göre davalının olay sonrasında kolluk güçlerine ifade verdiği ve kaza tutanağına uyan beyanı ile de kusurun tamamının kendisinde olduğunu belirtmiştir. Salt olay yerinde bulunmamak sigortacının kendi sigortalısına rücu hakkını vermez. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesi uyarınca, sürücünün geçerli ve yeterli sürücü belgesi olmaması halinde meydana gelen kaza sonucunda üçüncü kişiye ödenen tazminat, sigortalıdan rücuen talep edilebilir. Sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarı, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir. Yukarıda belirtildiği üzere aldırılacak bilirkişi heyet raporu sonucuna göre kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda ise dava dilekçesinde davalı sigortalıya ait aracın sürücüsünün ehliyetsiz olduğu iddiasına da yer verilmiş olup dosya kapsamında davadışı araç sürücüsünün kaza tarihi itibari ile sürücü belgesi olup olmadığı hususu araştırılmadığından bu husus da mahkemece araştırılarak davalı sigortalıya ait aracın sürücüsünün kaza tarihi itibariyle sürücü belgesinin hiç bulunmaması veya yeterli sürücü belgesi olmadığının anlaşılması durumunda sürücünün kusuru oranında belirlenecek tazminata hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün—–tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir. 6100 Sayılı HMK 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir. O halde mahkemece tedavi masrafları konusunda uzman doktor bilirkişisi tarafından, tedaviye ilişkin belgeler incelenerek gerçek zarar miktarının hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Yine, davalının sorumlu tutulacağı alacak miktarları likit (belirli, muaccel) olmayıp, alacak miktarlarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.” hükmü gereğince mahkememiz kararının BOZULMASINA karar verilmiştir.
Yargıtay bozma kararı üzerine dosya yeniden yargılama yapılmak üzere mahkememizin ———–sayılı esasına kaydedilmiştir.
09/09/2020 tarihli duruşmada Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosya tedavi masrafları konusunda rapor düzenlenmesi için Doktor bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda; — tarafından trafik poliçesi ile sigorta edilen —- aracın 3. kişinin işleteni olduğu —– plakalı araca, ardından —–durağına ve durakta bulunan —– çarparak meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası sonucu yaralanan —— sunulu tedavi belgeleri ve tedavi giderlerine —– sonucu; Kişilere ait dosyada mevcut faturaların kişilerin bu kaza sonucu yaralanmalarına bağlı tedavilerine ait olduğu, Değerlendirme ve kabülü Yüce Mahkemenizde olmakla zarar miktarının hesaplanması için toplam talep edilen miktarın hangi yaralı ve hangi faturalar karşılığı olduğuna dair dosyaya net bilginin eklenmesi ile değerlendirme yapılabileceği görüş ve sonucuna varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporunda belirtilen eksikliklerin giderilmesinden sonra dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek Ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi Ek Raporunda; —– plakalı araca, ardından —durağına ve durakta bulunan — çarparak meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası sonucu yaralanan— dosyaya sunulu tedavi belgeleri ve tedavi giderlerine ait faturaların incelenmesi sonucu; Kişilere ait tüm faturaların kişilerin bu kaza sonucu yaralanmalarına bağlı tedavilerine ait olduğu, Davacı tarafça ——ödemenin kişinin yaralanmasına bağlı tedavi giderleri olduğu kanaat ve sonucuna varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, davalının sigorta——davacı sigorta şirketine ——- —- sigortası ile sigortalı olduğu araç sürücüsünün— karışmış olduğu trafik kazası sonucu yaralama ve maddi hasarın olduğu, davacı sigorta şirketinin dava dışı yaralananların sigorta şirketlerine tedavi giderlerini ödediği dava dışı araç sürücüsünün alkol raporunun aldırılmasına engel olmak amacıyla yalan beyanda bulunarak aracı eşinin sürdüğünü belirterek hatalı rapor tanzim edilmesini sağlandığı, bu konunun—— kararıyla da kesinleştiği, dosyaya celp edilen müzekkere——- kaza tarihinde sürücü belgesinin olmadığı, dosya içinde mevcut—– göre böylece davalı şirkete ait aracı sevk eden sürücü, trafik sigortası genel şartlarının B.4 maddesinin c,d,f bentlerini açık ve kesin olarak ihlal etmiş olmakla %100 kusurlu olduğu, —-plakalı araca, ardından —-durağına ve durakta bulunan —- çarparak meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası sonucu yaralanan—- dosyaya sunulu tedavi belgeleri ve tedavi giderlerine ait faturaların incelenmesi sonucu; Kişilere ait tüm faturaların kişilerin bu kaza sonucu yaralanmalarına bağlı tedavilerine ait olduğu, Davacı tarafça —- tedavilerine —— ödemenin kişinin yaralanmasına bağlı ——- giderleri olduğu, böylece sürücünün trafik sigortası genel şartlarının B.4 maddesinin c,d,f bentlerini ihlal ettiğinden davanın kabulü ile Davalının ——- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki hali ile aynen devamına, Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından, alacak başlangıçta likit olmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının ——. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılmış, 24,30 TL başvurma harcı, 295,75 TL peşin harç, 3,75 TL vekalet harcı olarak toplam 323,80 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.204,90 TL masraf olmak üzere toplam 1.528,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3—— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 1,672,14 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 295,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.376,39 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair karar, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.