Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/556 E. 2020/727 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/556 Esas
KARAR NO : 2020/727

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2013
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Mahkememizin —– Karar sayılı dosyasında;
“Davacı vekili, müvekkili ile davalıların mirasçısı oldukları muris ——-arasında —– tarihli sözleşme ve tadilleri, 16/02/2010 tarihli sözleşme ve tadillerinin akdedildiğini, bu sözleşmeler gereği borçllar tarafındn bir takım yükümlülüklerin yerine getireleceğinin taahhüt edildiğini, bu yükümlülüklerin ifası sırasında davalılarca nakdi sıkıntılar yaşandığından yapılması gereken ödemelerin daha sonra kendilerine rücu edilmesi kaydı ile müvekkili tarafından yapılmasının talep edildiğini, müvekkili tarafından davalılar adına bir takım ödeme ve harcamalar yapıldığını, ancak davalıların bunları müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine İst. And. —- İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyası ile 422.578,96 TL ve 28.075,95 USD tutarında ilamsız takip başlattıklarını, davalı borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu, asıl borçlu —– müvekkilinin kendileri yerine yaptıkları ödeme ve harcamalardan sorumlu olduklarını 04/05/2010 tarihli yazı ile kabul ettiğini, diğer borçluların ——- sorumlu olduklarını, alacaklarının tüm borçlulardan müştereken ve mütesilsilen tahsilini talep ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamı ile kötü niyetle takibe itiraz davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında yapılan sözleşmede ihtilaf halinde “tahkim” yoluna gidileceği belirtilmiş olduğundan tahkim itirazında bulunduklarını, teminat gerektiğinden takibe itiraz ettiklerini belirterek davanın reddi ile davacının % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce davanın hukuki niteliği itibarı ile İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu değerlendirilerek;
İst. And. —-.İcra Müdürlüğünün — esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının davalılardan, —-tarihli sözleşmeler ve 04/05/2010 tarihli yazı tahtında, borçlular adına davacı tarafından yapılan ve iadesi Beşiktaş —. Noterliğinin ———– edilen ödemelerin/harcamalar toplamı olan —– alacağın tahsili için ilamsız genel haciz yolu ile 11/01/2013 tarihinde icra takibi başlattığı, gönderilen —— emrine bir kısım davalı şahısların borca ve ferilerine itiraz ettiği, davalı şirketler ile davalı ….—— ise tahkim şartı, teminat şartını ileri sürerek ve borçlu bulunmadıklarından bahisle borca ve ferilerine itiraz ettikleri, takibin itirazları nedeniyle durduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Dosyada mübrez —- tarihli sözleşmelerde taraflar arasında sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlılarda —–tahkimin münhasır yargı yetkisinin kabul edildiği ihtilafsızdır.
Davaya dayanak olan icra takibinde talep edilen alacakların dayanaklarının yukarıda özetlendiği üzere söz konusu sözleşmeler ve 04/05/2010 tarihli yazının gösterildiği, takibe konu alacağın anılan sözleşmelerin ifasından kaynaklandığı açıkça anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesi davalılara —- tarihlerinde tebliğ edildiği, davalılar vekillerinin—— tarihinde İst.—- aracılığı ile cevap dilekçesi vererek tahkim şartını ileri sürüp mahkememiz yetkisine süresinde itiraz ettiği sabittir.
Bir kısım davalılar icra takibine itirazlarında tahkim şartını ileri sürmüşler bir kısmı da tahkim şartını ileri sürmemişlerdir. Ancak bu durum sonuca etkin değildir. Zira itirazın iptali davası genel esaslara göre görülen dava olduğundan davalılar icra takibine itirazları ile bağlı değildir, ancak davacı icra takibinde ki alacağın dayanağına ilişkin belge ve iddialarla bağlıdır. Açıklanan nedenlerle davacının aksi yöndeki iddiaları kabul edilmemiştir.
Davalı taraf, davacının —- olduğunu ileri sürerek teminat yatırması gerektiğini ileri sürmüş ise de aynı iddianın icra takibi sırasında şikayet olarak ileri sürüldüğü, İst. And — İcra Hukuk Mahkemesi’ nin ——-sayılı ilamı ile —arasında ikili anlaşma bulunduğundan davacının teminat yatırma zorunluluğunun bulunmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir. Bahsedilen kararda ki gerekçe mahkememizce de benimsendiğinden davalının teminat itirazı kabul görmemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmelerde yabancılık unsuru mevcuttur ve taraflar arsındaki uyuşmazlık kamu düzenine ilişkin değildir. Tahkim şartı ilk itiraz olarak süresinde usulüne uygun olarak ileri sürülmüştür. HMK’ nın 116/b maddesinde tahkimin ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği düzenlendiği gibi 4686 sayılı— Tahkim Kanunu 5. Maddesindeki özel düzenleme ile “tahkim anlaşmasının konusunu oluşturan uyuşmazlıkta, dava açıldığı taktirde tahkim itirazında bulunabileceği ve HMK’ nın ilk itirazlara ilişkin hükümlerine tabii olduğu, tahkim itirazının kabulü halinde mahkemenin davayı usulden reddedeceği” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda açıklanan nedenlerle süresinde ve usulüne uygun tahkim ilk itirazı ileri sürüldüğünden ve gerekli koşulları bulunduğundan tahkim itirazı kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davalı tarafça icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de dava usulden reddedilip esasa ilişkin karar verilmediğinden davalı yararına tazminata hükmedilmemiştir.
Mahkememiz kararı, davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞ, Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin — Esas – —– Karar sayılı dosyası ile davanın “taraflar arasında imzalanan şirket hisse satım sözleşmesi ile sulh sözleşmesi hükümleri gereği davalıların üstlendiği bir kısım ek izin ve sözleşmelerin yapılması, devri, vergi borçlarının karşılanması gibi bir kısım edimlerin nakli sıkıntıların yaşanması suretiyle yerine getirilemediği, davalı tarafça yapılması gereken ödemelerin daha sonra kendilerine rücu edilmesi kaydıyla davacı tarafından yapılmasının istendiği, bu suretle davacı tarafından davalılar adına ödeme ve harcamalar yapıldığı; iş bu davanında davacı tarafından üstlenilen ve ödenen davalılara ait harcamaların tahsil amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali davası olduğu; üstlenilen borç ve dava edilen alacakların, taraflar arasındaki sözleşmelerden değil, sonradan ortaya çıkan borca ilişkin olup; sözleşmelerden ayrı bağımsız bir borcu üstlenme söz konusudur; bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde yer alan tahkim şartı dava konusu uyuşmazlıklarla ilgili değildir. ” gerekçesiyle hükmümüz bozulmuş;
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş,
Davalı tarafça yapılması gerekip de; davalıların talebi ile ve onların o anda maddi durumu el vermediği için davacı yanca “rücu şartı ile ” gerçekleştirilen ve takibe konmakta haklı olunan miktarın tespiti yönünden bilirkişi raporu alınmış;
18/12/2017 tarihli bilirkişi raporu hesaplama şekli ve gerekçeleri ile kabule şayan bulunmuş;
Bu raporda nazara alınmak suretiyle davacının icra takibine konu ettiği Türk parasına konu asıl alacağın 416.499,36 TL olduğu, buna icra takibine kadar işlemiş faizinin 45.906,21 TL olduğu, böylece —üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle devamına karar vermek; icra takibinde —— ile ilgili takip talebinin——işlemiş faiz olmak üzere toplam —–üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden 3095 sayılı yasanın 4/A hükmü gereğince belirlenen faiz oranı ile tahsili şeklinde devamına ( elbette icra müdürlüğü tarafından tahsil tarihinde— çevrilmesi suretiyle ) karar vermek gerekmiş; alacak likit bulunduğundan takip tarihindeki —- alacağından asıl alacak TL’ye çevrilmek suretiyle asıl alacaklar toplamı üzerinden de icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Hükümde, söz konusu takibe konu alacaktan sadece davalı …—– sorumlu tutulmuştur. Zira, taraflar arasında yapılan ve davacının dayandığı ibra sözleşmesinde, davalıların ödemesi gerektiği ancak davacıların ödeyip bilahare kendisine verilecek olan söz konusu ödemelerin sadece ———- tarafından ödeneceği kararlaştırılmış; bu hususun açıkça kararlaştırıldığı sözleşmeyi davacı da imzalamıştır. Bu sözleşme ile, davacı tarafından ödenip icra takibine konu edilen alacağın artık ancak davalı … —– tahsilinin talep edilebileceği, diğer davalılar yönünden bu sözleşme gereğince ödeme yükümlülüğünün sona erdiği hususu dikkate alınmıştır” denmek suretiyle;
“DAVALILARDAN—— KALAN DAVALILARA YÖNELİK İTİRAZIN İPTALİ TALEBİNİN USUMETTEN REDDİNE,
Davalı …—– yönünden davanın KISMEN KABULÜNE,
Bu davalının İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyasına yatığı itirazın kısmen İPTALİ ile;
Takibin 416.499,36 TL asıl alacak, buna ilişkin 45.906,21 TL işlemiş faiz olmak üzere Türk parası için yapılan iş bu takibin toplam 462.405,57 TL üzerinden ve sadece asıl——– alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde bildirilen faiz oranı ile faiz uygulanmak suretiyle; takibin —– ile ilgili kısmının ise 28.075,90 USD alacak ve buna 2.266,46 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.342,39 USD üzerinden ve sadece asıl alacağa takipten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a hükmü gereğince belirlenen faiz oranı ile tahsili şeklinde DEVAMINA,
469.574,13 TL üzerindne %20 icra inkar tazminatının davalı —— alınıp, davacılara verilmesine,
Davalı yanın kötü niyetli takip tazminatı talebinin REDDİNE”
ŞEKLİNDE KARAR VERİLMİŞ;
İş bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay—— Esas ve ——– Karar sayılı hükmü ile;
“Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen ——- sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için ———- tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe,—-, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan hisse devri ve sulh sözleşmeleri gereği davalıların üstlendiği yükümlülüklerin ifası sırasında, davalılarca nakdi sıkıntılar yaşandığından yapılması gereken ödemelerin daha sonra kendilerine rücu edilmesi kaydı ile müvekkili tarafından yapılmasının talep edildiğini, davacı tarafından davalılar adına bir takım ödeme ve harcamalar yapıldığını, ancak davalıların bunları müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine takip başlattıklarını, davalı borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı …——müvekkilinin kendileri yerine yaptıkları ödeme ve harcamalardan sorumlu olduklarını 04/05/2010 tarihli yazı ile kabul ettiğini, diğer borçluların—– sıfatı ile sorumlu olduklarını ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamı ile kötü niyetle takibe itiraz eden davalıların % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında yapılan sözleşmelerde——–” yoluna gidileceğinin düzenlendiğini, ———- tahkimin——- yetkisinin kabul edildiğini, davacının sunduğu ödeme belgelerini ——– yetkilisinin borcu ödeyip düzenlediğini, borca ilişkin delil sunulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemeci uyulan bozma ilamı, iddia, bavunma ve tüm dosya kapsamnıa göre,—– arasındaki—- gereği borçtan ————— sorumlu tutulabileceği gerekçesiyle——-. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin 416.499,36 TL asıl alacak, buna ilişkin 45.906,21 TL işlemiş faiz olmak üzere takibin toplam 462.405,57 TL üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde bildirilen faiz oranı ile faiz uygulanmak suretiyle; takibin yabancı para ile ilgili kısmının ise ———— işlemiş faiz olmak üzere toplam —– üzerinden ve sadece asıl alacağa takipten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a hükmü gereğince belirlenen faiz oranı ile tahsili şeklinde devamına, 469.574,13 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalı ..——— alınıp, davacılara verilmesine, diğer davalılar bakımından davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalılar ile davalı arasında —— tarihli sözleşmeler ve davalılardan ——–. tarafından verilen, ——— tarihli taahhütten doğan alacağa ilişkin yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş ise de dosya kapsamından, dava konusu borcun kaynağının, 30.07.2008 tarihli hisse devir sözleşmesi, 16.02.2010 tarihli sulh sözleşmesi ve ek metinleri olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 30.07.2008 tarihli——- hazırlanmış sözleşmenin ——-dosyaya kazandırılması, taraflar, edimler ve devir masraflarının kime ait olduğuna ilişkin hükümlerin, yine sulh sözleşmesi ve — birlikte ———yapılan ödemeden diğer davalıların da sorumlu olup olmadığı belirlenip, oluşan sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmeyip bozumayı gerektirmiştir”
ŞEKLİNDE BOZULMUŞ;
Mahkememizin—————- Esasına kaydedilen iş bu dosyada bozma ilamına uyulmuş;
30/07/2008 tarihli —————- hazırlanan sözleşmenin ———– getirtilmiş, incelenmiş; bunun sulh sözleşmesi ve ek metinlerle birlikte değerlendirilmesi yapılmış; oluşan duruma göre, uzman bilirkişiden yeniden rapor alınmış ve tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan incelemede,
Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi——- tarihli raporu nazara alınarak ve bozmadan önceki hesaplamalar baki kalarak;
——————— alacağı yönünden iki kalem üzerinden talepte bulunulduğu;
———– yönünden, dayanağın —–olduğu; taraflarının davacı —–. olduğu; dolayısıyla bu borçtan taraf sıfatına göre davalılardan —————- tek başına sorumlu olması gerektiği fakat mahkememizce verilen ilk hüküm davalı ——————yönünden temyiz edilmediği ve bu davalı açısından davacımız yönünden kazanılmış hak doğduğu için, icra takibine konu yapılan ——- alacağından sadece bu iki davalının sorumlu olması gerektiği; takipteki————–olduğu; bu asıl alacağa temerrüt tarihi ve takip tarihi arasında birikmiş faiz tutarınında bilirkişi raporunda da hesaplandığı ——olduğu; böylece takibin —– alacağı yönünden —————üzerinden devamı gerektiği;
Takipte istenen ——— alacaklar yönünden ise, asıl alacak ——- olduğu, temerrüt tarihi ile takip arasındaki birikmiş———-olduğu böylece toplam 462.405,57 TL üzerinden takibin devam etmesi gerektiği; söz konusu olan bu ——— alacağının temelinin 30/07/2008 tarihli ——–sözleşmesi —— sözleşmesinden doğan ihtilafların sulhen ——— tarihli sulh sözleşmesi olduğu; her iki sözleşmeyi de————————————- durumunda———– bu sözleşmeye taraf olduğu; davalılardan ———–sulh sözleşmesinde taraf olarak yer aldığı, hisse alım sözleşmesinde ise bu şirketin kefil olduğu, bu nedenle tüm tarafların —————— alacağından sorumlu olduğu; sözleşmeyi imzalan——– sonra vefat etmesi nedeniyle mirasçılarının davada taraf olduğu nazara alınarak,—–da tüm borçluların sorumlu olduğu nazara alınmak suretiyle hüküm kurulmuş;
Alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan hüküm altına —– konusu asıl alacağın takip tarihi itibariyle— karşılığı———–borcunda asıl alacağın toplamı üzerinden inkar tazminatına hükmedilmiş, bu inkar tazminatından davalılar kendilerine düşen kısımlar için müteselsil sorumlu tutulmuş; aynı şekilde yargılama giderleri ve vekalet ücretleri de nazara alınırken —–alacağından sorumlu olmayan davalılar ile sorumlu olan diğer davalıların durumu nazara alınarak hüküm oluşturulmuş; davalı tarafın reddedilen kısım üzerinden talep ettiği kötü niyetli takip tazminatı ise, alacağın—— bir alacak olmadığı, takipte de kötü niyet bulunmadığı sebebiyle şartları oluşmadığından reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalıların İstanbul Anadolu ————— sayılı dosyasına yaptıkları itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin;
———-olarak ve buna———— işlemiş faiz eklenerek ——— üzerinden ve sadece asıl alacağa takipten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a hükmü gereğince belirlenmiş faiz oranı ile tahsili şeklinde davalılardan ————————–yönünden DEVAM EDİLMESİNE diğer davalılar yönünden—– için yapılan itirazın iptali talebinin reddine,
————- parasıyla ilgili kısmında:————— üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren, takip talebinde bildirilen cins ve oranda faiz uygulanarak tüm davalılar yönünden devamına, fazlaya dair itirazın iptali taleplerinin reddine,
469.574,13 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının ilk 416.499,36 TL’lik kısmının tüm davalılardan müteselsilen, kalan————-kısmının ise sadece —————- müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Reddedilen kısımlar üzerinden davalı tarafın kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gereken ———- ilam harcından——– harcın———— ilk ———- tüm davalılardan müteselsilen,——————- ise sadece davalılardan———— müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan ————– ilam harcı ve ——- ve bilirkişi inceleme ücretleri toplamı —————– yargılama giderinin ———————- kısmının tüm davalılardan müteselsilen alınmasına, kalan ———————- ise sadece davalılardan —– müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki ——————— nispi vekalet ücretinin —– tüm davalılardan müteselsilen alınmasına, kalan 4.488,04 TL’sinin ise sadece davalılardan —– müteselsilen alınarak davacıya verilmesine;
Reddedilen kısım üzerinden, davacıdan—– nispi vekalet ücreti alınmasına, bu ücretin———.. dışındaki davalılara paylaştırılmasına; kalan 718,23 TL’nin ise tüm davalılara paylaştırılmasına,
Dair karar, Davacı ——————— yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.