Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/458 E. 2021/249 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/458 Esas
KARAR NO : 2021/249

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil —– ——- —-kredi borçlusu ——- kefiller ———- ile kredi ve teminat sözleşmesini 13.04.2015 tarihinde imzalamış olduğunu, kredilerin geri ödemesinin asıl borçlu şirket tarafından yapılmadığını, kredi borçlusu şirketin krediye karşılık hiçbir Ödeme yapmamasını takiben şirket adına açılan —- tarihi itibariyle kat edilmiş ve Gebze —–. Noterliğince —– hesap kat ihtarı ve ihbarname müteselsil kefil olan davalıya ve diğer borçlulara gönderilmiş olduğunu, söz konusu ihtarnamede şirketin —– tarihinde kat edildiği, ——iptal olunduğu ve bir an önce bankaya iadesi gerektiği, 5941 sayılı kanun gereğince 1 adet —— bedelinin ibraz edene ödendiği ve tüm borcun ——- müvekkil bankaya Ödenmesi gerektiği ihbar olunmuş olduğunu, müvekkil ———–rağmen hiçbir sonuç alınamadığını ve bunun üzerine İstanbul Anadolu —. İcra Dairesi —–esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla İcra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı — imzalanan kefalet akdi 5098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yer alan şartları taşımamakta olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun; “MADDE 583-Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami — ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamı miktarı, — müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadejyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil o vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle——sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradar yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, — uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” MADDE 584- Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak âyrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” şeklinde hükmü bulunmakta olduğunu, Davacı taraf ile imzalanan kefalet sözleşmesinde kanunun aradığı şekil şartjları yerine getirilmemiş olup müvekkilin davacı şirkete bir borcu bulunmamakta olduğunu, Kanlunı şartlara uymayan kefalet sözleşmesinin geçersiz olup geçersiz kefalet sözleşmesine dayanılarak da sorumluluk oluşturulmayacak olduğunu, Davacı tarafından başlatılan icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğunu gösteren bir dliğer hususun da; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 586. Maddesipde yer alan düzenleme olduğunu, Davacı/alacaklı şirketçe müvekkil ile geçerli bir kefalet sözleşrtjıesı yapılmadığı gibi asıl borçlu olan—- de ödeme yapması için herhangi bir ihtarda da bulunulmamış olduğunu, Davacı şirketçe dosya içeriğine Gebze —. Noterliğinin — tarhlı hesap kat ihtarnamesi sunulmuş ancak bu ihtarnamenin asıl borçlu şirkete tebliğ edildiğinin ve yasanın aramış olduğu şartı yerine getirildiğine ilişkin hiç bir belge sunulmamış olduğunu, Davacı şirketçe öncelikle kanun gereğince asıl borçluya ihtar yapılıp bu — borçlu şirket tarafından; sonuçsuz bırakılması ifada gecikmesi ve ayrıca da açıkça öde güçsüzlüğü içerisinde olması gerekmekte olduğunu, Tüm bu zorunlu şartlar yerine getirilmed doğrudan müvekkil hakkında icra takibine girişilmesi usul ve yasaya aykırı olup huzurdaki dava reddi gerekmekte olduğunu belirterek; Usul ve yasa hükümleri ile yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı davanın reddine ve ayrıca davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen İst. And. —. İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından kredi sözleşmesine kaynaklı 20.231,76 TL asıl alacak, 994,19 TL faiz, 49,70 TL faizin %5 gider vergisi, 677,88 TL masraf olmak üzere toplam 21.953,53 TL nakit toplamı, — toplamı olmak üzere toplam 23.553,53 TL’nin davalıdan tahsili için icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalının istanbul Anadolu — İcra müdürlüğü —esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile % 20 icra inkar talebine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, tayin edilen inceleme gününde dosya Bankacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda; Yapmış olduğu inceleme ve hesaplamaları sonucunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile, davacı — işlemiş temerrüt faizi,— alacaklı olarak hesaplandığını, Takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık % 28.08 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, Ancak; 5464 sayılı yasanın 26/2.mad. gereği 01.06.2006’dan itibaren de — dönemle itibariyle deklere edilen değişen oranlardaki faizin uygulanması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verildiğinden dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi Ek raporunda; Yapmış olduğu inceleme ve hesaplamaları sonucunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile, davacı bankanın 20.231,76 TL asıl alacak, 899,50 TL işlemiş temerrüt faizi, 44,98 TL %5 —677,88 TL masraf olmak üzere toplam 21.864,53 TL alacaklı olarak hesaplandığını, sayın mahkeme tarafından temerrüdünün 16.02.2018 tarihinde başlayacağı kabulü yönünden davacı bankanın; 20.231,76 TL asıl alacak, 946,85 TL işlemiş temerrüt faizi, 47,34 TL %5 —, 677,88 TL masraf olmak üzere toplam 21.912,50 TL alacaklı olarak hesaplandığı, Takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık % 28.08 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, Ancak; 5464 sayılı yasanın 26/2.mad. gereği——– aylık dönemler itibariyle deklere edilen değişen oranlardaki faizin uygulanması gerektiği, Genel Kredi ve teminat sözleşmelerinin — Sayfaları dava dosyasına sunulmuş olup, sunulan sözleşme maddelerinde yapılan inceleme çerçevesinde, icra takibinde depo talep edilen — depo talebinde bulunabileceği takdiri sayın mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptal edilip edilmeyeceği ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, tayin edilen inceleme gününde dosya Bankacı bilirkişiye tevdi edilerek düzenlenen ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, davacı bankanın; 20.231,76 TL asıl alacak, 946,85 TL işlemiş temerrüt faizi, 47,34 TL %5 —masraf olmak üzere toplam 21.912,50 TL alacaklı olduğu, Takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık % 28.08 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, davalının kefilliğinin geçerli olduğu, hesabın kat edildiği, aksi yönde delil davalı tarafça dosyaya ibraz edilmediği, taraflar arasında imzalana sözleşmede çek depo bedeline ilişkin net bir ifadeye rastlanılmadığı, asıl borçlunun— deposundan sorumlu tutulması için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunmamasından dolayı Yargıtay içtihatları gereğince davacı bankanın çek depo talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,
Davalının İst.Anad.—.İcra Müdürlüğünün —-Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 20.231,76 TL asıl alacak, 946,85 TL işlemiş temerrüt faizi, 47,34 TL faizin %5 ——–, 677,88 TL masraf olmak üzere toplam 21.912,50 TL alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
Takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak ödeninceye kadar yıllık %28.08 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmasına,
Davacı vekilinin fazlaya ilişkin talebinin ve depo talebinin REDDİNE,
2-Davalının İİK 67/2 .mad. Gereğince asıl alacak 20.231,76 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından REDDİNE,
4-Davacı tarafça yapılmış, 44,40 TL başvurma harcı, 284,47 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı olarak toplam 335,27 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 804,05 TL masraf olmak üzere toplam 1.139,32 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 1.059,91 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5—–tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6—-tarifesi uyarınca 1.641,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Alınması gereken 1.496,84 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 284,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.212,37 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Davadan önce gidilen—- 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.228,00 TL’sinin davalıdan, 92,00 TL’sinin de davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
9-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.