Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/402 E. 2022/101 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/402 Esas
KARAR NO: 2022/101
DAVA: İflasın Ertelenmesi
DAVA TARİHİ: 01/12/2015
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İflasın Ertelenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE: Mahkememizin ———–hükmünde;
“Davacı vekili, müvekkili firmanın — yılında—– işleri için kurulan bir şirket olduğunu; — imza attığını, gerekli tecrübe birikimine sahip olduğunu, davacı şirketin bir taahhüt firması olduğunu; kuruluşundan bugüne kadar amaç ve hedeflerini yüksek tuttuğunu —– katkıda bulunduğunu, —- işlerinde ve konut projelerinde —– üstlendiğini ancak son yıllarda artan malzeme fiyatları nedeniyle taahhüt işlerinde beklenen karlılığı sağlayamadığını ve zaman içinde finansal dar boğaza düştüğünü; şuan itibariyle borca batık durumda olduklarını ancak mahkememizce iflas erteleme tedbirleri verilmesi halinde dava dilekçesine ekledikleri iyileştirme projesi gereğince şirketin yeniden borca batık halden çıkabileceğini, borçlarını tasfiye edebileceğini belirterek; iflasın ertelenmesi halinde şirketin yeniden ticari faaliyetlerine devam edebileceğini belirtmek suretiyle; İİK’nun 179 vd. Maddeleri gereğince davacı şirketin bir yıl süre ile iflasının ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizde görülmekte olan dava hukuki niteliği itibariyle TTK’nun 376 / 3 ile 377 ile İİK’nun 179 vd. Maddeleri uyarınca davacı şirketin iflasının ertelenmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacı şirkete ait ——- dosyası celp edilmiş; incelenmesinde davacı şirketin faaliyet merkezinin mahkememizin yetki ve görev alanı içinde kaldığı tespit edilmiştir. —– olarak duruşma açılmış, taraf kanıtları toplanmış, mahkememizce dava açıldıktan hemen sonra borca batıklık yönünden uzman bilirkişi heyetinden derhal rapor alınmış; — tarihinde davacının talep ettiği tedbir kararı verilmiş; şirkete kayyım atanmış, periyodik olarak kayyım raporları alınmak suretiyle şirketin yaklaşık —-aşkın süren dava sürecindeki ekonomik gidişi takip edilmiş; yargılamanın sonuna doğru mevcut durum nazara alınmak suretiyle borca batıklık bilirkişilerinden yeniden ve nihai bir rapor alınmış; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
TTK 376/3 ve İİK 179.ve devamı maddeleri uyarınca şirketin aktifleri borçlarını karşılamaya yetmediği takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Bu durumda şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilir. Ancak—— alacaklılardan biri şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkeme sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir. Bu yasal düzenleme çerçevesinde davacı vekili müvekkili şirketin borca batık halde olduğunu bildirmiş, ancak iyileştirme projesi sunarak iflasın ertelenmesini talep etmiştir. İflasın ertelenmesi yönünde başvuru yapılması konusunda yönetim kurulu kararı ibraz edilmiştir.
İflas erteleme talebi 166. Maddesi uyarınca usulen ilan edilmiş, davacı vekili tarafından iflas avansı yatırılmıştır.
İflasın ertelenmesi kararı verilebilmesi için birinci koşul borca batık olma halidir. Yani şirket aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yetmemesi ve pasiflerin aktiflerden fazla olması gerekmektedir. TTK 376/3 maddesi uyarınca düzenlenecek ara bilançonun aktiflerin piyasa değerlerine göre hazırlanması ve borca batıklığın buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacı vekili sunduğu ara bilançoyu bu şekilde hazırladığını beyan etmiş, Mahkememizce de davacı şirketin aktifinde yer alan stok ve demirbaşların uzman bilirkişi eliyle inceleme tarihi itibariyle piyasa değerleri araştırılmış ve teknik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor dosyaya ibraz edilmiştir. Aktiflerin piyasa değerlerine göre borca batıklık hali ve iyileştirme projesinin gerçekçi olup olmadığının denetlenmesi amacıyla davacı şirket defter ve kayıtları üzerinde mahkememizce resen seçilen uzman bilirkişi kurulu eliyle inceleme yapılmış ve — tarihli bilirkişi kurulu raporu alınmıştır. Bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere davacı şirket —- tutarında borca batık durumdadır.
İflas erteleme kararı verilebilmesi için ikinci koşul ise şirketin borca batıklıktan kurtulmasını olanaklı kılan ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesinin bulunmasıdır. Davacı vekili dava dilekçesine ekli olarak iyileştirme projesini sunmuştur. Mahkememizce HMK 389 ve İİK 179.a-b. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmiş, tedbir kararı ile birlikte davacı şirkete kayyum atanmıştır. Kayyumlar birer aylık periyotlarla mahkemeye şirketin işleyişi hakkında raporlar sunmuşlardır. Gerek bilirkişi raporlarında gerekse kayyım raporlarında açıklandığı üzere, davacı şirketin sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürdüğü ve borca batıklıktan kurtulma ihtimalinin bulunduğu vicdani kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket fevkalade mühletten yararlanmamıştır. Tüm dosya kapsamına göre borca batık durumda olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu ve buna göre borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğu, şirketin ekonomik olarak iyi yolda olduğu, maddi durumunun yargılama süreci içinde sürekli olarak iyileştiği, sermaye borçlarının ödendiği, şirketin mevcut iş hacmi itibariyle iflasının ertelenmesinin alacaklıların durumunu kötüleştirmeyeceği, bilakis erteleme sonucunda alacaklıların alacaklarına kavuşma ihtimalinin daha da artacağı vicdani kanaatine varılmış, iflasın ertelenmesi talebi kabul edilmiş,
Davacı şirketin — gününden itibaren — yıl süre ile iflasının ertelenmesine İİK 179 ve 179/b maddeleri uyarınca hükmedilmiştir. ”
Mahkememiz kararı Asli müdahiller —-tarafından istinaf edilmiş,
—- Karar sayılı hükmünde;
DAVA, İİK nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemidir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK nun 179/a maddesinde, mahkemenin, —– İsteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi —onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve—— malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, son fıkrada ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Yasanın 181. maddesi gereğince, davada uygulanacak olan, 160. maddesinde, İflas isteyen alacaklının ilk alacaklar toplantısına kadar olan bütün masraflardan sorumlu olduğu, 166. maddede ise kararın ilanı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde ise, iflas isteme, davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller arasında sayılmıştır. Somut olayın yasal düzenlemeler açısından değerlendirilmesi sonucunda, davacı vekilinin vekeletnamesin de, İflas erteleme davası açma yetkisinin bulunduğu, davacı şirket ortaklar kurulunun—– tarihli kararı ile şirketin aktiflerinin pasiflerini karşılamaya yetmediği, şirketin rayiç değerlere göre bilançosunun çıkarılarak, iyileştirme- ıslah projesi ile iflas erteleme talebinde bulunulmaya oy birliği ile karar verildiği. Mahkemece, tensip ara kararı ile ilanların yapılmasına, bilirkişi incelemesine ve ayrı ayrı rapor alınmasına karar verildiği, ilanların yaptırıldığı, İflas avansının mahkeme veznesine yatırıldığı anlaşılmıştır.
— tarihli bilirkişi heyet raporunda, şirket sermayesinin — olduğu, tamamınının ödenmiş gözüktüğü, talep sahibi şirketin — tarihi itibarı ile kaydi öz varlığının pozitif görünmesine rağmen varlıklarının borçlarını karşılamaya yetip yetmediğinin TTK 376 ve 377. madde uyarınca hesaplanması gerektiği, bu çerçevede, aktiflerin satış — üzerinden hesaplanması suretiyle, teknik bilirkişi raporunda yapılan tespitler neticesinde, şirket aktiflerinin satış değerleri esas alınmak suretiyle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre —tarihi itibarı ile toplam borçlarının toplam aktiflerini — aştığı, dolayısıyla aktif toplamının şirket borçlarını karşılayamadığı, şirketin borca batık durumda olduğu, iyileştirme projesinde şirketin sermayesinin artırılması kararının alınmasının yer aldığı, — sermaye artışının yapılacağı, ilk — kadar, bakiye ve son — tarihine kadar nakten ödeneceği, şirketin satışlardan sağlayacağı net karı ile mali yapısının güçlendirileceğinin belirtildiği, —olduğu, ancak — yıllarında karın hedeflenen satışlara göre davacı şirketin iyileştirme projesinde öngörülen karlılık tutarlarının gerçekleşmesinin çok zor olduğunun düşünüldüğü, borca batıklık tespitinin yapıldığı– tarihi itibarı ile net sermaye açığının—-geçtiği, bu mali yapının alacaklılar yönünden son derece yüksek bir finansal riski yansıttığı, sermaye artırımı gibi önlemlerin süratle uygulamaya konmasının büyük önem kazanmış durumda gözüktüğü, davacı şirket ortaklarının rapor tarihinde henüz sermaye taahhüdünü gerçekleştirmedikleri ve sicile tescil ettirmediklerinin anlaşıldığı, ilk ödemenin— beklenmeksizin hemen yapılıp ivedilikle gerçekleştirilmesi, artırılan sermayenin tamamının ise en geç —- ayı sonuna kadar ödenmesinin gerektiği, şirket ortaklarının, beklenen kar tutarının karşılanamaması durumunda sağlanamayan tutar kadar şirkete ek nakit sağlanacağı beyanının somutlaştırılarak ortaklar kurulu kararı ile ve ayrıca ortakların münferit imzalarıyla taahhüt altına alınması ve taahhüdün toplam sermaye artış tutarı kadar olsa bile yıl sonunda değil, — aylık dönemler haline dönüştürülmesi ve karlılık rakamlarının —- aylık dönemlerde kayyımlarca denetlenerek iş bu taahhüdün gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin rapor edilmesi gerektiği, sonuç olarak, şirket aktiflerinin satış değerleri esas alınarak düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre — tarihi itibarı ile toplam borçlarının aktiflerini —aştığı, iyileştirme projesinde yer alan —- artışının hedeflenen satış ve maliyet tutarlarına ulaşması halinde yeterli sayılabileceği, hemen sermaye artırımı kararı alınarak tescil ve ilan ettirilmesi ilk ödemenin de yapılması gerektiği, bu işlemler yerine getirilmedikçe İflasın ertelenmesi şartlarının gerçekleşmiş sayılmasının mümkün olmadığı, sunulan iyileştirme projesindeki verilerin ve yapılacak iyileştirme çalışmalarının gerçekçi olduğu, şirketin mali durumuna ve piyasa koşullarına göre şirketin mali durumunu düzeltmesini sağlayabileceği, bir bütün olarak değerlendirildiğinde ve mali hedefleri dikkate alındığında iyileştirme projesinin TTK 377. maddede istenen teknik koşulları içerdiği, belirtilen eksiklikler giderildikten sonra davacı yönünden İflas erteleme koşullarının oluştuğunun söylenebileceği ifade edilmiştir.
— tarihli heyet raporunda,— tarihli kök rapor özetlendikten sonra, teknik bilirkişinin — tarihli ek raporun sonuç kısmında ,apartman bedelinin — olarak belirtilmişken, aynı raporun –sayfasındaki tabloda toplam maliyet tutarının —- toplam satış tutarının —olarak belirtildiği, raporun sonuç bölümündeki —– nasıl hesaplandığının anlaşılamadığı, teknik bilirkişi heyetince ek raporda yapılan hesaplamaların, davacı şirketin — tarihli borca batıklık bilançosundaki hesap ve değerlendirmeleri için yeterli olmadığı belirtilmiştir.
—tarihli ek bilirkişi heyet raporunda, — tarihli kayyım raporu, müdahillerin durumu, ticari defterler belirtildikten sonra, davacı şirketin ibraz ettiği — tarihli kaydi değerlere ilişkin özet bilançosundaki kaynaklar toplamının — tarihi itibarı ile kaydi değerler üzerinden hesaplanan öz kaynaklar toplamının — olduğu, — tarihi itibarıyla aktiflerin satış değeri esasına göre hesaplanan —- şirket aktiflerinin satış değerleri esas alınmak suretiyle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre şirketin –tarihi itibarı ile toplam borçlarının toplam aktiflerini— aştığı, dolayısıyla aktif toplamının şirket borçlarını karşılayamadığı, diğer bir ifade ile şirketin borca batık olduğu, davacı şirketin ödemeyi taahhüt ettiği — tutarlı sermaye payını ödediği, iyileştirmede yer alan —- sermaye artış taahhüdünü yerine getirdiği, davacı şirketin sermaye taahhüdünün tamamını yerine getirdiği bu şekli ile samimi olarak değerlendirilebileceği, kayyımların şirketin maddi durumunun gittikçe iyileştiğini, şirketin iflas erteleme şartlarını taşıdığını beyan ettiği, yapılan mali inceleme neticesinde bu tespite katıldıklarını belirtmişlerdir.
Kayyım heyeti tarafından düzenli aralıklarla raporlar dosyaya ibraz edilmiştir. — tarihli kayyım raporunda, şirketin — tarihleri arasındaki faaliyeti ve mali yapısının incelenmesi neticesinde, şirketin—– faaliyetlerini sürdürdüğü, bilanço ve gelir tablolarının analiz edilmesi sonucunda henüz yeterli bir iyileşme olmadığı, şirketin tesis, makine ve cihazlarında artış/azalış olmadığı, şirketin tamamı —- kaynaklardan olmak üzere — artış gerçekleştirdiği, şirketin — tarihli bilanço ve gelir tablosuna göre —sonu itibariyle net hakedişlerinin — faaliyet karının — sonu dönem net karının — olarak tespit edildiği, şirketin kaydi —– — olduğu, — İflas erteleme tedbir kararından sonraki dönemde faaliyetleri devam eden — şantiyesinin mevcut olduğu, geçen süre içinde bu işlerde ilerleme ve gelişmelerin devam ettiği, işlerin sözleşmeler kapsamında devam ettiği, sonuç olarak, şirket kaydi değerlere göre borca batık olmasa dahi rayiç bilançosu çerçevesinde borçlarının varlıklarından fazla olduğu ve borca batıklığının devam ettiği, şirketin ödeyeceğini taahhüt ettiği sermaye payını rapor hazırlanış tarihinde yerine getirdiği, şirketin mali yapısının düzelmesi ve borca batıklıktan çıkması için zamana ihtiyacı olduğu belirtilmiştir.
İflas ertelemesinin amacı doktrinde farklı görüşlerle açıklanmıştır. Bu görüşlerden biri, erteleme kararının sermaye şirketi ve kooperatifin yararına olduğu, bir diğer görüş, burada ilk planda alacaklıların çıkarının korunduğu, diğer bir görüş ise, hem alacaklıların hem şirketin korunduğudur.—– uygulamalarında, erteleme kararının hem borca batık şirketin hem de alacaklıların yararına olduğu kabul edilmektedir. İflasın ertelemesinin şartları ise, sermaye şirketi veya kooperatifin borca batık durumda olması, borca batıklığın mahkemeye bildirilmiş olması, alacaklıların iflasın ertelenmesi halinde iflasın derhal açılmasına nazaran daha kötü duruma düşürülmemiş olması, iyileştirme projesi ve bu projenin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulması gerektiği, iyileştirme projesinin mahkemece ciddi ve inandırıcı bulunması gerektiği vb, bu şartlardan, borca batık olma, şirketin iyileşmesinin mümkün olması, fevkalade mühletten yararlanılmamış olması, alacaklıların haklarının korunması yani, İflas erteleme kararının alacaklıların haklarını iflasa göre daha kötü duruma sokmaması gerektiği, İflas ertelemenin maddi ——ilişkin şartlarıdır. İflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında İflas erteleme kararı verilebilmesi için öncelikle o şirketin borca batık durumda olması gerekir. Somut olayda, davacı şirketin, iyileştirme projesine esas aldığı ara bilanço tarihinde yani, — tutarında borca batık durumda bulunduğu, davacı şirket ile ilgili —— tarihli ara karar ile İhtiyati tedbir kararı verildiği, yani davacı şirketin tedbir tarihinden itibaren İhtiyati tedbir sonuçlarından yararlandığı aşikardır. Diğer yandan, kayyım raporlarında şirketin faal olduğu ve faaliyetlerine de devam ettiği ifade edilmiştir. Buna karşılık şirketin tedbirden yararlanmaya başladığı tarihten itibaren, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun kabulü halinde borca batıklıktan çıkma ihtimali olması gerekirken, aksine borca batıklığın hükme esas alınan — tarihli ek rapora göre —–olarak tespiti ve kabulü dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK ‘nun 376. maddede, sermayenin kaybı ve borca batık olma durumu düzenlenmiştir. Yasada, şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran durumlar varsa, —–, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hemde muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkaracağı , bu bilançodan, aktiflerin, şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde yönetim kurulunun bu durumu —– bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesine bildireceği iflasını isteyeceği, belirtilmiştir. Somut olayda, borca batıklık tespitine esas alınan ara bilanço tarihi, —- tarihlidir. İflas ertelenmesinin ön şartı olan borca batıklığın, kararın verildiği tarihtede mevcut olması gerekmektedir. Borca batıklığın tespitinde, aktif ve pasifin güncellenmesi gerekmektedir. Somut olayda, yukarıda ifade edildiği üzere, şirketin iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmasına dair kabul ile şirketin fiili durumu ve borca açıklık miktarı arasında çelişki görülmektedir. Mahkemece, davacı şirketin borca batıklık bilançosu ile bildirilen aktif ve pasifi güncellenerek ve çelişkiler giderilerek, alınacak rapora göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu ve çelişkiler giderilmeden verilen hüküm bu hali ile yerinde kabul edilmemiştir. Diğer bir husus ise, —– havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, sermaye artışı için somut adımların süratle atılması, ilk ödemenin yapılması, şirket ortaklarının kar tutarının sağlanmaması halinde şirkete ek nakit sağlayacağına dair kararlar ve diğer iyileştirme projesinde belirtilen hususlar belirtildikten sonra ve eksiklikler giderildikten sonra İflas erteleme koşullarının oluştuğunun söylenebileceğinin ifade edilmesine ve iyileştirme projesinde belirtilen sermaye artışının dahi, — tarihinde ödenmiş olması ve diğer hususların değerlendirilmesi yapılmadan ve gerekçelendirilmeden projenin ciddi ve inandırıcı olduğu kabulüne dair inceleme de yeterli görülmemiştir. Mahkeme kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297.maddede ki, hükmün kapsamına İlişkin düzenleme gereğince, gerekçesinin açık ve yeterli olmaması da hükmün denetlenmesini kısıtlamıştır. — vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu — tarihli dilekçesinin bulunmasına, asli müdahil şirket vekaletnamesi ve buna dair harcını yatırmasına ve ayrıca —– tarihli duruşmada kendilerini vekille temsil ettirerek ve müdahilliklerine karar verilmiş olmasına rağmen, karar başlığında gösterilmemiş olmaları da, HMK 297/1-b bendi gereğince usul ve yasaya aykırı kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, öncelikle davacı şirketin, İflasın ertelenmesinin ön şartı olan borca batıklığının devam edip etmediğinin usulüne uygun şekilde belirlenmesi için rapor alınmaması, alınan raporun hüküm kurmaya ve denetime yeterli olmaması, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğuna dair ek rapor ve kayyım raporları ile heyet kök raporu ve dosya kapsamı arasında çelişkilerin olması, mahkeme hükmünün HMK 297. maddede belirtilen şekilde yazılmamış olması ve asli müdahillerin karar başlığında gösterilmemiş olmaları yerinde görülmediğinden, asli müdahillerin istinaf başvurusunun kabulüne”
Karar verilip, mahkememizin kararı kaldırılmış;
Kaldırma kararından sonra dosya mahkememizin —–sayılı dosyasına kaydedilmiş;
—- vurguladığı hususla ilgili olarak borca batıklığın devam edip etmediğinin tespiti yönünden karar tarihine yakın şirketin aktif ve pasifinin güncellenmesi suretiyle rapor alınmış, kayyımlardan rapor alınmaya devam edilmiş olup;
Davanın — tarihinde açıldığı, iflas erteleme tedbir kararının — verildiği, —tarihinde kabul edilerek yürürlüğe giren 6728 sayılı yasa gereğince ” tedbir süresi iflas süresinden sayıldığı ” sebebiyle—- yıllık sürenin dolduğu; korona virüs tedbirleri nedeniyle ertelenen sürelerde nazara alındığında bu sürenin geçtiği dikkate alınmış, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararı —– tarihli duruşmada kaldırılmıştır.
—-, yukarıda belirtilen değişiklik yapıldıktan sonra artık ilave bir erteleme süresi belirlenemeyecek olup; ilk tedbir tarihinden itibaren — yıl dolduğunda şirketin sadece borca batık olup olmadığının incelenmesi; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirmeye gerek bulunmadığı nazara alınarak, teknik bilirkişilerden ve borca batık bilirkişilerinden alınan rapor değerlendirilmiş;
—- tarafından hazırlanan—tarihli raporda, davacı şirket aktiflerinin satış değerlerinin teknik bilirkişi heyetinin — tarihli rayiç değer tespitleri esas alınmak suretiyle düzenlenen —– tarihli ara bilanço sonuçlarına göre toplam borçlarının, toplam aktiflerini —– tutarında aştığı, şirket borçlarını karşılamadığı, diğer bir ifadeyle şirketin borca batık durumda olduğu; iflasın ertelenmesinin tüm koşulları sağlansa bile ilk tedbir kararından itibaren kanun koyucu tarafından belirlenen — yıllık süreyi dolduran borçlunun erteleme kararı alarak iflasın ertelenmesi kurumu nimetlerinden yararlanmasının mümkün olmayacağı; borçlu şirketin geçen —- yıllık süreçte mevcut işlerinden yeterli kaynak elde edememesi, yapılandırmalar kapsamındaki taahhütlerini tamamlayamamasının yanında; aktifinden kaynağa dönüşebilecek hiç bir gayrimenkulünün kalmaması ve şirketin bu şekilde tedbir kararının verildiği dönemdeki borca batıklık tutarı olan — itibariyle— borca batıklık rakamına ulaştığı tespit edilmiş olup;
Mahkememizce şirketin borca batık olduğu kanaatine varılmıştır. Bunun asıl sebebinin — dönüşüm kapsamında davacımız olan şirketin yüklenici sıfatıyla arsa sahipleriyle — tarihinde imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesidir. Bu sözleşme nedeniyle davacımız olan şirkete inşaat bitiminde düşecek — tapusu verilecektir. —— söz konusu tapular davacımız şirkete ait ve aktifinde iken, kat maliklerinin açmış olduğu dava, yüklenici davacımız aleyhine sonuçlanmış, kesinleşmiş ve tapular arsa malikleri adına tescil olmuştur. Bu nedenle davacı tarafın iyileştirme projesindeki anlamda bir yerde sona ermiş olup; davacımız şirketin ticari faaliyetlerinin çok önce tamamen durmuş olması bu nedenle zaman içinde aktifinin artma şansının bulunmadığı, pasifinin de çok büyük bir oranda arttığı ve artık eksi bilançodan çıkamayacağı kanaati oluştuğundan iflas erteleme talebinin reddine karar verilip, davacı şirketin iflasına hükmetmek gerekmiştir.
— bozma hükmünde belirtildiği üzere — müdahil olarak —-sırada karar başlangıcına yazılarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVACI ŞİRKETİN İFLAS ERTELEME TALEBİNİN REDDİNE,
—-numarasıyla kayıtlı olan —-İİK 179/4 maddesi gereğince —- itibariyle İFLASINA,
İflas kararının derhal —— bildirilmesine,
İflas müdürlüğünce iş bu kararın ilan ettirilmesine,
Davacı şirket için dosyaya yatırılan iflas avansının—– aktarılmasına,
Avansın yetmemesi halinde HMK 325 maddesi uyarınca masrafların resmi ödenekten karşılanıp iflas tasfiyesi sırasında bu hususun dikkate alınmasına,
İflas kararının masrafı peşin yatırılan posta giderlerinden karşılanarak İİK 164 maddesi uyarınca taraflara tebliğine,
Dosyadaki kayyımların görevine son verilmesine,
Dava maktu harca tabi bulunduğundan eksik 53,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davanın özelliğinden dolayı müdahiller lehine vekalet ücreti taktirine gerek bulunmadığına,
Dair karar, huzurdaki Davacı vekili— —— yüzlerine karşı, mazeretli kabul edilen Müdahillerden ———— yokluklarında, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 10 gün içinde —– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.17/02/2022