Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/388 E. 2022/425 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/388 Esas
KARAR NO: 2022/425
DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 29/06/2019
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
Mahkememizde görülen İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafça müvekkili hakkında —- icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine gecikmiş itirazlarının kaldırılması sebebiyle takibin kesinleştiğini, müvekkilinin ——- varlıklarına icra takibi yapılacağından endişelenmesi nedeniyle, davalıya borçlu olmamasına rağmen icra baskısı altında takip konusu alacağa ilişkin olarak —- icra dosyasına yatırdığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını, takip konusu alacağın, fark bedeli — farkına ilişkin faturanın iade faturası düzenlediği faturaya ilişkin olduğunu, iade faturasını — üzerinden reddetmek suretiyle müvekkili şirket kayıtlarına alınmadığını, —-delil kayıtları ve fatura görüntüsünün alacaklıya gönderildiğini, alacaklı tarafından takibe dayanak gösterilen faturadan kalan bakiye alacak talebini kabul etmediklerini, müvekkili aleyhine yapılan takibin hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli yapıldığını iddia ile cebri icra tehdidi altında — Esas sayılı dosyasına ödenen —faiz, harç ve giderlerin müvekkiline iadesine, müvekkili şirketin davalıya borcunun olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli icra tdkibi nedeniyle alacağın en az %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak verdiği cevapta; müvekkili şirketin ilaç depolama ve—- iştigal ettiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ilaç dışı ürünlerin depolanması ve ilaç mahiyetindeki ürünlerin depolanması ile ilgili —- Sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşmelere göre davacı şirketin müvekkil şirket deposunda davacı şirkete ayrılan alan için aylık sabit depo ücretini müvekkili şirkete ödemesi ve davacının aylık kullanımının sözleşmede belirlenen sabit miktarı aşması halinde ise aşan kısım için yeni sözleşme kapsamında belirlenen ücretlendirme doğrultusunda ek ödemeleri fatura karşılığı yapması gerektiğini, taraflar arasındaki işbu sözleşmelerin davacı şirket tarafından keşide edilen —- yevmiye nolu ihtarname ile — tarihi itibariyle feshedildiğini, davacı şirketin tüm ürünlerini —- tarihi itibariyle müvekkili şirket deposundan taşınması üzerine davacı şirketle cari hesap mutabakatı yapılmaya çalışıldığını ancak davacı şirketin olumsuz tavrı nedeniyle mutabakat yapılamadığını, müvekkili şirketin de ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağı miktarını ihtiva eden —- faturaya dayalı olarak—– dosya ile davacı aleyhine icra takibi başlattığını, Davaya karşı ise; müvekkilinin depo kira sözleşmeleri doğrultusunda müşterilerinin ürünlerinin müvekkili şirketin deposunda himaye edilmekte ve sipariş geldiğinde veya talep edildiğinde ürünlerin dağıtımı müvekkili şirketin deposundan gerçekleştirildiğini, zaman zaman müşterilerin denetçileri tarafından müvekkili şirket deposunda stok sayımı yapılmakta ve kontrol amaçlı yapılan bu işlemin ara sayım olarak ifade edildiğini, davacı şirketin, denetçileri vasıtasıyla —- tarihinde müvekkili şirket deposunda ara sayım gerçekleştirildiğini, akabinde de — tutarındaki ödeme ile taraflar arasındaki cari hesabı sıfırladığını, ne varki davacı şirketin —tarihli ara sayım neticesinde eksik ürünlerin çıktığından bahisle müvekkili şirkete —- bedelli —-fark faturasını kestiğini, müvekkili şirketin ise davacı şirket ile yaptığı görüşmede ara sayımın geçici sayım mahiyetinde olduğunu, ara sayımlarda eksik ve fazla miktarların çıkabileceğini ifade ederek yapılan farklı tarihlerdeki sayım miktarlarını belirtir tablo ile —- faturasını kabul edemeyeceklerini, nihai sayımın beklenmesi gerektiğini bildirerek stok sayım fark faturasını iade ettiğini, davacı şirketin ise hukuka aykırı olarak iade faturasını kayıtlarına işlemekten imtina ederek faturaya itiraz ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmelerde geçici sayım neticelerinden müvekkili şirketin sorumlu olacağı yönünde bir hükmün de bulunmadığını, davacı şirketin müvekkili şirket deposundan ayrıldığı — tarihinde yapılan nihai sayıma ilişkin tutulan tutanak incelendiğinde nihai sayımda —- çıktığı iddia edilen üründe fark çıkmadığının görüleceğini, davacı şirketin sayım farkı faturasının hizmet faturasından mahsup edilmesinin hukuken mümkün olmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşmelerde bu hususta herhangi bir hüküm de bulunmadığı dikkate alındığında davacı şirketin istirdat talebinin reddi gerektiğini savunarak haksız davanın reddine, borçlu bulunması sebebiyle ödediği meblağ için kötü niyetli şekilde huzurdaki davayı ikame ettiğinden davacı şirketin alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık konusunun davacı ile davalı tarafın ticari ilişkisinden kaynaklı Ticari satıma konu malın iadesi olan —-kaynaklandığının tespitine ilişkindir.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen —- incelenmesinde; Davalı-Alacaklı vekili tarafından — fatura alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden asıl alacağa işleyecek — oranlarda faiz ile tahsilinin talep edildiği, —- davalı faturasından kaynaklanan ve fakat davacı tarafından ödenmemiş olan — alacağa dayandırılmıştır. Ödeme emrinin davacı-borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, davacı-borçlu vekili tarafından verilen —tarihli itiraz dilekçesinde takibe dayanak faturadan kalan bakiye alacak talebini kabul etmediklerini, takip dayanağı faturanın —- reddetmek suretiyle müvekkili şirket kayıtlarına alınmadığını belirterek takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, ancak yapılan itirazın süresinde olmadığı ve borçlu tarafından alacağın — tarihinde icra dosyasına yatırılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; taraflar arasında — tarihli depo kira ve lojistik sözleşmesinin imzalanmasında uyuşmazlık olmadığı; uyuşmazlığın sözleşme gereği davalı şirketin deposunda saklanan ürünlerde eksiklik olup olmadığı, tarafların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirip getirmeidiği, davalı tarafından — faturaya dayalı olarak başlatılan,—– esas sayılı dosyasına yapmış olduğuna ödeminin istirdatına yönelik ve davalıya borçlu olup olmadığına yönelik olduğu görüldü.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde sözleşme uzmanı bilirkişiden ve Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; Taraf beyanlarına göre; taraflar arasındaki akdi ilişkiye istinaden davalının deposunda saklanmakta olan bir kısım davacıya ait ürün davacı tarafından yapılan sayımda eksik çıkmıştır. Davalı, bu ürünlerin eksik çıkmaması için gerekli olan üzeni gösterdiğini ve dolayısıyla da bu ürünlerin eksik çıkmasında herhangi bir kusuru bulunmadığı ispat edebilmiş değildir. Bu nedenle, yukarıda açıklanan sözleşme hükümleri ve kanun gereği, eksik çıkmış olan ürünlerden dolayı davalının davacıya karşı sorumluluğunun bulunduğu ve dolayısıyla da davacının, işbu eksik ürünlerin bedelini davalıya fatura etme ve bu fatura bedelini davalıya olan borcundan düşme ve bu miktarda davalıya eksik ödeme yapma hakkına sahip olduğu kanaatine varılmıştır.Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davacının davalıya — tutarında borcu olmadığı; bu nedenle de davalının işbu —- tutarın tahsili talebiyle davacıya karşı başlattığı takip neticesinde davacının icra dosyasına yapmış olduğu ödemenin istirdadını (iadesini) davalıdan talebe hak kazandığı; Yönündeki kanaatlerini bildirmişlerdir.
Mahkememizce verilen—– tarihli duruşma ara kararınca; Davalı vekilinin itirazları doğrultusunda önceki bilirkişi hesap-sözleşme uzmanı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Dosyada mübrez sözleşme uzmanı bilirkişi ek raporunda özetle; Sözleşmede, “ara sayımda eksik çıkan mallardan dolayı davacının davalıyı sorumlu tutamayacağını, ancak nihai sayımda eksik çıkan mallardan dolayı sorumlu tutabileceğini” öngören bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, kural olarak, ara sayımda eksik çıkan mallardan dolayı da davacı davalıyı sorumlu tutabilmelidir. Zira sözleşmede, davacıya, dilediği zaman sayım yapabilme hakkı verilmiştir. Buna göre kanaatimizce; ara sayım sırasında malların eksik çıkması halinde de davacı bu eksiklikten dolayı davalıyı sorumlu tutabilecektir. Ne var ki, eğer nihai sayım neticesinde, böyle bir eksikliğin gerçekte var olmadığı ortaya çıkarsa, artık davacı davalıya ara sayımda çıkan eksiklikten dolayı sorumlu tutma hakkına sahip olmayacaktır. Dolayısıyla eğer davalı, “ara sayımda” ortaya çıkmış olan eksikliğin (farkın) sonradan “nihai sayımda” ortadan kalktığını ispat ederse, davacı davalıyı “ara sayımdaki” eksiklikten dolayı sorumlu tutma hakkına sahip olmayacaktır. Ne var ki dava dosyasında yer alan delilerden davalının bu hususu ispat ettiği yönünde bir kanaate ulaşılamamıştır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. Yukarıda açıklandığı üzere, Kök raporda varmış olduğumuz kanaat ve sonuçlarda bir değişlik olmadığı hususunu beyan etmiştir.
Mahkememizce verilen —- tarihli duruşma ara kararınca; Davalı vekilinin itirazları doğrultusunda önceki bilirkişi hesap-sözleşme uzmanı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Dosyada mübrez sözleşme uzmanı bilirkişinin 2. Ek raporunda özetle; Davalı itiraz olarak; cevap dilekçesinin— dosyaya sunmuş olduğu — tarihli — incelenmediğini; oysaki bu tutanakta, — tarihli — çıkmış olduğu iddia edilen —-yazılı olduğunu beyan etmiştir. Ancak davalının sözünü ettiği cevap dilekçesi ekinde yer alan deliller tekrardan incelenmiş olup, davalının cevap dilekçesi ekinde – nolu delil olarak sunulmuş bir —- tarihli —-rastlanmamıştır. Dolayısıyla, bu delilin cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulmamış olduğu düşünülmüştür. Ancak davalının sözünü ettiği —- tarihli tutanağın, ek rapora yönelik itiraz dilekçesinden sonra sunulmuş olan deliller arasında sunulduğu görülmüştür. Bunun üzerine söz konusu Tutanak incelenmiştir. Öncelikle belirtelim ki; bu Tutanak’da imzaları bulunan, —-arasında, davacı şirket çalışanlarının da olduğu hususu anlaşılamamıştır. —- tespit edilmiş olan eksikliğin Nihai Sayım ile ortadan katlığının ispat edilebilmesi için, kanaatimizce bu Tutanakta davacı şirket çalışanının veya çalışanlarının da imzasının bulunması gerekmektedir. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. Öte yandan, dava dosyasına sunulmuş olan — tarihli Tutanak, tamamen teknik nitelikli bir belgedir. Bu nedenle, bu belgenin incelenmesi ve—- tespit edilmiş olan eksikliğin —-ortadan kalktığının veya kalkmadığının bu belgenin incelenmesi suretiyle tespit edilmesi tarafımızın uzmanlığına girmemektedir. Davalı ayrıca, — sözleşme hükümlerinin yorumundan çıkardığımız anlamın yerinde olmadığını iddia etmiştir. Biz, Sözleşme Uzmanı bir bilirkişi olarak sözleşmenin dava konusu uyuşmazlık ile ilgili hükümlerini inceledik ve —— açıkladığınız şekilde yorumladık ve bu husustaki kanaatimizi Mahkemeye açıkladık. Bizim bu şekilde yapmış olduğumuz yoruma katılıp katılmamak ise tamamen Mahkemenin takdirindedir şeklinde raporunu mahkemeye sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı ile davalı tarafın ticari ilişkisinden kaynaklı —— ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde sözleşme uzmanı bilirkişiden ve Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirildiği, Sözleşmede, “ara sayımda eksik çıkan mallardan dolayı davacının davalıyı sorumlu tutamayacağını, ancak nihai sayımda eksik çıkan mallardan dolayı sorumlu tutabileceğini” öngören bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, kural olarak, ara sayımda eksik çıkan mallardan dolayı da davacı davalıyı sorumlu tutabilmelidir. Zira sözleşmede, davacıya, dilediği zaman sayım yapabilme hakkı verilmiştir. Buna göre kanaatimizce; ara sayım sırasında malların eksik çıkması halinde de davacı bu eksiklikten dolayı davalıyı sorumlu tutabilecektir. Ne var ki, eğer nihai sayım neticesinde, böyle bir eksikliğin gerçekte var olmadığı ortaya çıkarsa, artık davacı davalıya ara sayımda çıkan eksiklikten dolayı sorumlu tutma hakkına sahip olmayacaktır. Dolayısıyla eğer davalı, “ara sayımda” ortaya çıkmış olan eksikliğin (farkın) sonradan “nihai sayımda” ortadan kalktığını ispat ederse, davacı davalıyı “ara sayımdaki” eksiklikten dolayı sorumlu tutma hakkına sahip olmayacaktır. Davalının cevap dilekçesinin vekaletname ekinde sunulan nihai kontrol tutanağı incelenmiş olup, davacı adına bunu imzalayan — gelen kayıtlara göre o tarihte davacı elemanı olduğu —- anlaşıldığı için bu tutanağın geçerli olduğu, —- “nihai sayımda” ortadan kalktığının davalı tarafça ispat edilmişolduğu, dolayısıyla — emtiaların davalı deposunda bulunduğu, — arasında bulunmadığı kabul edilse bile davalı tarafından en az bir yerde saklandığı, depo edildiği belli olduğundan davalının depo bedeline hak kazandığı kanaatine varılarak davanın reddi ile davalı kötü niyetli takip tazminatı talep etmiş olup, davacının iddiası senaryoya dayanmadığı, imzalı bir ara hak edişe dayandığı, ancak davalının yargılama esnasında cevap dilekçesi ile çıkardığı delile dayanarak dava reddediliğinden davalının kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Peşin alınan 244,28 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile 163,587 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2022 yılı AAÜT tarifesi uyarınca davalı yararına taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK 333ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 01/06/2022