Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/385 E. 2020/256 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/385 Esas
KARAR NO : 2020/256

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin —–mukim olan ve taşıma işiyle uğraşan bir firma olduğunu, davalılardan——— alanında faaliyet gösteren —- olduklarını; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin 2015 yılında yapmış olduğu çeşitli taşımalara ilişkin ücretlerini davalılardan tahsil edemediğini, bu nedenle tenfizini talep —— kararın tesis edildiğini, iş bu kararla bir miktar alacağın davalılardan tahsiline karar verildiğini, kararın —— kabiliyeti kazanması için—-gerekli olduğunu bildirerek mahkememizden söz konusu kararın —-şartlarını taşıdığı nazara alınarak aynen —- karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili, —– mahkeme kararında, müvekkillerinin savunma hakkının kısıtlandığını; ————-açılmış olan davaya ilişkin dava dilekçesinin ve duruşma celp —- tarihinde ( bildirilen duruşma tarihinden 52 gün önce ) 2 nolu müvekkiline ise 31/01/2017 tarihinde ( bildirilen duruşma tarihinden 56 gün önce ) tebliğ edildiğini; duruşmanın 28/03/2019’da yapılacağının bu tebligatlarla bildirildiğini; bu sürelerin kısa olduğunu; yabancı mahkemeden yapılacak tebligata ilişkin — sözleşmesinde yer alan düzenlemeye göre belgenin tebliğ edildiği ülkenin mevzuatına uygun olarak, tevdi edilen keyfiyetin davalının savunma yapmasına yetecek kadar zaman bırakacak bir tarihte tebliğinin gerektiğini; nitekim —- altında 6. Maddesinde de bu durumun düzenlendiğini; ülkemizde geçerli 7201 sayılı tebligat kanunu uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmenliğin 44. maddesinde yabancı ülkeden gelen tebligatın muhatabın bulunduğu yerdeki yetkili merci vasıtasıyla bu yönetmenlik hükümleri gereğince yaptırılacağının ve 41. Maddesinde de tebligatın bir gün tayinini içermesi halinde tebliği çıkaran merci tarafından belirlenen günden en az 3 ay önce ilgili bakanlığa gönderilmesi gerekeceğinin düzenlendiğini; ————bu mevzuatlara uygun hareket etmesi gerekirken 28/03/2017 tarihli duruşma gününü içeren evrakın müvekkillerine tebligat kanunu yönetmenliğinin 41. Maddesine istinaden belirtilen müddette tebliğ edilmediğini; müvekkillerinden —— uygun yapılmayan tebligata ilişkin bilgilendirmenin ———- tarihinde vermiş olduğu — kararınında müvekkillerine tebliğ edilmediğini; böylece müvekkillere tebliğ edilen dava dilekçesinde davalı müvekkillerinin —–göre hangi usul ve esaslara göre cevap verecekleri ya da duruşmaya katılacaklarının bildirilmediğini; bu nedenle MÖHUK’un 54 ( 1 ) c bendinde yer alan savunma hakkının sağlanmadığını belirterek, savunma hakkının kısıtlandığını, kaldı ki, —— verilen kararda, karara karşı başvurulacak üst yargı yolu ve süresi hakkında da açıklama bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin karara karşı yargı yoluna gitmediğini, kararın kesinleşmesinden bahsedilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, MÖHUK 55 ve HMK 316-322 maddeleri gereğince açılan yabancı mahkeme kararlarının —— ilişkindir.
Mahkememizce, yabancı mahkeme kararının tamamının Türkçe çevrilisi alınmış, yabancı mahkeme kararının apostilli sureti dosya içine konmuş; kararda Türk hukukuna göre bir kesinleşme bulunmadığından kararın kesinleşip kesinleşmediği konusunda kararı veren mahkeme ile yazışma yapılmış; yazışma cevabında, karara karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı, bugüne kadar karara itiraz edilmediği hususu mahkememize bildirilmiştir.
Mahkememizce, —–hukuku ile söz konusu kararın tenfizinin mümkün olup olmadığı hususunda —- olup, bilirkişi raporunda, tenfizi istenen kararın özel hukuk davasına ilişkin bir ilam mahiyetinde karar olduğu; —– belgelerin taktiki mecburiyetinin kaldırılması sözleşmesi”ne taraf olduğunu, bu kapsamda kararın apostille şerhli örneğinin ve tercüman tarafından yeminli tercümesinin mevcut bulunduğu; bu ilamın kesinleştiğini gösteren bir yazının verilmesi talebine ilişkin olarak mahkeme tarafından verilen yazının apostilli şerhli örneğinin ve yeminli tercüman tarafından yapılmış tercümesininde dosyada mevcut olduğunu, her devletin usul hukuku kurallarının birbirinden farklı olduğu, bu kapsamda —- kararının kesinleşip kesinleşmediği konusunda farklı ifadelerin kullanılabileceğini ancak bizzat ————kararının kesinleştiğine ilişkin bir yazının verilmesinin mahkememizce talep ettiği yazıya o mahkeme tarafından verilen “mahkemeye bugüne kadar bir itiraz dilekçesi verilmediği”ne ilişkin cevabi yazıdan, yabancı mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediği net bir şekilde anlaşılamadığı; bu hususta takdirin mahkememize ait olduğu, her ülkenin kararının kesinleşmesinin farklılık arz edebileceği belirtilmiş; MÖHUK 54’de yer alan esasa ilişkin şartları konusunda yer alan incelemede ——arasında yabancı mahkeme kararlarının —-konusunda ikili ya da çoklu bir anlaşma bulunmamakla birlikte—– yer alan yabancı mahkeme kararlarının tenfizini mümkün kılan bir düzenleme ve fiili uygulamanın bulunduğu, bu nedenle söz konusu kararın bu yönden tenfizine bir engel bulunmadığı; ayrıca dava konusu olan taşıma hukukundan kaynaklı alacakla ilgili — yetkili bir mahkemeninde bulunmadığı, bu yönde de ————- engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu mahkememizce kabule şayan bulunmuş, raporda —— ilişkin hükmün esası yönünden— engel bir durumun bulunmadığı;——– kesinleşmiş mahkeme kararı gerekiyor ise de, söz konusu kesinleşmenin her ülkenin kendi kurallarına göre değerlendirilmesi gerektiği; üst mahkemeye başvurulmadığının belirtilmesininde kararın kesinleştiğini gösterdiği nazara alınarak—- şartlarını taşıyan yabancı mahkeme kararına yönelik talebin kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
—– kararlarında harç ve vekalet ücretlerinin maktu mu nispi mi olduğu konusunda Yüksek Yargıtay’ın farklı dairelerinin farklı kararları mevcutsa da; yabancı mahkeme kararı ile alacağın belirlendiği, mahkememizce söz konusu alacağın belirlenmesi konusunda hiç bir inceleme yapılmadığı / yapılamadığı; yabancı bir mahkeme tarafından belirlenen alacağa sadece—- icrai yönden hüküm kazandırmanın bir tespit niteliğinde olduğu; alacağı baştan hüküm altına alan bir karar niteliğinde olmadığından harcın ve vekalet ücretinin maktu alınması gerektiği kabul edilerek hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
——————————————Esas sayılı kararının TENFİZİNE,
Dava maktu harca tabii olduğundan peşin olarak alınan harca nazaran eksik 10,00 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 88,80 TL başvuru harcı peşin ilam harcı ile 11 davetiye gideri olarak 168,00 TL’nin ve bilirkişi inceleme ücreti 1.700,00 TL’nin toplamı 1.956,80 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki——- maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsiline, davacıya verilmesine,
Dair karar, mazeretli kabul edilen davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu