Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/341 E. 2023/782 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/341 Esas
KARAR NO:2023/782
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/11/2008
KARAR TARİHİ: 22/11/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA :Davacı vekili —— tarihli dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalılar ile ———- tarihli sözleşmeyi gerçekleştirdiğini, davalıların sözleşmeye riayet etmeyip, borçlarını ifa etmediklerini, ——– tarihli sözleşmede ödemelerin nasıl yapılacağının kararlaştırıldığı gibi ödemeler için bonolar da düzenlendiğini, en son bononun vadesinin —- olduğunu,———-tarihine kadar borcun tamamının ödenmesinin gerekeceğini, sözleşmenin 3. Maddesinin son cümlesinde bonoların vadelerinde ödenmemesi halinde icra takibinin yapılacağının da açıkça dile getirildiğini, davalıların bu şartı kabul ederek sözleşmeyi imzaladıklarını, bakiye alacaklarının ödenmediği gibi kısmi ödemelerinde vade tarihinde ödenmediğini, bu konudaki yasal haklarını şimdilik saklı tuttuklarını, ihtiyati haciz kararı alarak ——-sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıların kötü niyetle takibe itiraz ettiklerini iddia ederek., itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili , 11.7.2011 havale tarihli dilekçe ile itirazın iptali davasını alacak davası olarak ıslah ettiklerini, icra takibinin devamı ile işlemlere kaldığı yerden devam edilmesini talep etmiştir.Dava dilekçesi ile ıslah dilekçesinin sonuç bölümünde, itirazın iptali ile birlikte alacak talep edildiğinden bu husus davacı vekiline açıklattırılmıştır.Davacı vekili, 27.9.2012 tarihli celsede zapta geçen beyanı ile, ıslah dilekçesindeki talep ettikleri davanın alacak davası olduğunu beyan edip, beyanını imzası ile teyit etmiştir. aynı celsede, müvekkilinin tacir olmayıp, ticari defter ve kayıtlarının olmadığını da ifade etmiştir.

CEVAP:Davalılar vekili, taraflarca ——- günlü sözleşme yapıldığını, müvekkillerinin davacıya —- tarihinde yapacağı ödemeyi eda edemediğinin çekişmesiz olduğunu, ancak —- tarihli ödeme ile birlikte davacı tarafından müvekkiline devredilmesi öngörülen —– sayılı taşınmazda kain ——- tarihinde davacı tarafça dava dışı —– satıldığını, müvekkilinin sonradan haberdar olduğunu, bu satış nedeniyle bağımsız bölümün dolayısıyla davacıya bir ödeme borcu kalmadığını, davacının kendi iradesi ile müvekkilinin bilgisi dışında müvekkiline devri öngörülen taşınmazı 3. Kişiye satıp bedelini tahsil ettiğini, davacının müvekkillerine ait senedi iade yerine takibe konu etmesinin kötüniyetli ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddi ile % 40 tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, —- tarihli sözleşmenin yapılıp, — peşin ——– ödenmek şeklinde iki ayrı bono düzenlendiğini, yazılı sözleşmeye davalının uymadığını, harici yapılan görüşmelerde nakit sıkıntısı çektiklerini, ödeme yapamayacaklarını, bankadan kredi almak sureti ile ancak ödeme yapabileceklerini söylediklerini, davalı şirketin gizli ortağı olan ve davalı şirket ile birlikte hareket eden —— devredilerek bankadan konut kredisi ile alacağın bir kısmının ödeneceğini, geri kalan kısım içinde en kısa zamanda ödeme yapmak için uğraşacaklarını dile getirdiklerini, davacının iyiniyetle davalıların teklifini kabul ettiğini, alınan kredi ile borcun bir kısmının ödenip, bakiye ——- ise ödenmediğini, tescil tarihi ile ödemenin yapılması gereken tarihin farklı olduğunu, ödeme tarihinden çok sonra davalı şirketin muvafakatıyla kredi alınması için davalı şirketin gizli ortağı ——- adına tescil edildiğini beyan edip davanın kabulünü istemiştir.
Davalının icra dairesine yaptığı yetki itirazı 25.01.2011 tarihli celsede, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde de takip yapılabileceği gerekçesiyle reddedilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin——- mahkemece davacının belirttiği ve ——–tarafından borcun ödenmesi için çekildiği bildirilen kredi sözleşmesi araştırılıp, kredi sözleşmesi ve bu sözleşme nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin banka dekontları ile diğer ödeme belgeleri getirtilerek, yine davacı tarafından ———verilen vekaletname içeriği ve vekaletnamede belirtilen bağımsız bölümlerin kime ait olduğu araştırılıp, gerektiğinde davacı delilleri arasında bulunan yemin delili de davacıya hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün yanlış değerlendirilerek davalı tarafa verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. Bunun dışında, kabule göre de, davacı davasında kalan alacağının Türk Lirası olarak ödenmesini istemesine rağmen, talep aşılarak döviz cinsinden ödenmesine karar verilmesi de hatalı olmuştur. “denilerek kararın bozularak geldiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı itibariyle, Mahkemece —- uyulmuş ve——- tarafından çekilen kredi sözleşmesi ve bu sözleşme nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin banka dekontları getirtilmiş ve vekaletnamede belirtilen bağımsız bölümün kime ait olduğu araştırılmış olup yapılan yargılama sonunda; uyuşmazlık konusu alacağa dair ——- taraflar arasındaki sözleşme iki tarafa borç ve hak yükleyen bir sözleşme olduğu, sözleşmede edimlerin sıralı olarak belirlendiği, tüm ödemeler bittikten sonra taşınmazın davalıya devri gerektiği ama davacının ödemeler bitmeden devri gerçekleştirdiği ihtilafsız olup ve davacının bakiye alacağının 23.000 Euro olduğu anlaşılmakla; davacı sıralı edimini beklemeksizin taşınmazı davalı şirkete devretmiş olsa alacağın tahsiline elbette karar verilirdi. Davamızdaki özellik davacının dava dışı 3. Şahsa devretmesinden kaynaklanmaktadır. Bu tür durumlarda normalde daireyi devir alacak (olayda davalı şirketin) davacımıza açık bir talimat vererek ——— daireyi bizim yerimize devret demesi gerekir ve bu talimat aranır. Ama somut olayda dosyaya yansıyan özelliği nedeniyle taraflar arasındaki ilişkide davalılar tarafından dava dışı ——- hep vekil tayin edilmiş olması,—– taraflar arasındaki ilişkiyi tamamen biliyor olması bir yerde davalıların ticari vekili gibi hareket etmesi ve dairenin ona devredilmiş olması hayatın olağan akışı içinde ”tesadüfle” açıklanamaz kanaati oluşmuştur. Dava dışı —– davalıların birlikte hareket ettikleri sadece bu kalan para yönünden davacının hakkını bertaraf etmek için dairenin —–tarafından alındığı değerlendirildiğinde ve davacının aldığı para ile bankadan çekilen kredi tutarı ile sözleşmede belirlenen Euro’nun TL’ye çevirisiyle tam talep edilen miktar sağlandığından bakiye alacak olan 23. 000 Euro’nun ödenmediği ancak davacının icra takibinden önce usulüne uygun olarak davalıları temerrüde düşürmediği de gözetilerek takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli hesaba ödediği en yüksek faiz oranı ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacının ıslah dilekçesi de dikkate alınarak alacak davasının kısmen kabulüne,
2-Davacının 23.000 Euro asıl alacak davasının kabulüne,kabul edilen alacak miktarının takip tarihi olan 24/07/2008 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarında Euro ile açılmış bir yıl vadeli hesaba ödenen en yüksek faiz oranı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 3.033.85 TL harçtan, peşin alınan 437,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.596,45 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına
4-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettiğinden davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 7.037,20 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan peşin ve başvurma harcın toplamı olan 453.70 TL harcın yargılama giderine katılmaksızın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan yargılama gideri olan ve bozmadan sonra yapılan yargılama gideri olan toplam 2.785,25 TL’ den davanın kabulüne tekabül eden 2.404,29 TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından yapılan 43.50 TL tebligat ve müzekkere giderinin davanın reddedilen kısmına isabet eden 10.56 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Kullanılmayan gider avansı varsa karar hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usülen anlatıldı. 22/11/2023