Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/318 E. 2023/94 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/318 Esas
KARAR NO : 2023/94

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2019
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı—— payları —–işlem gören halka açık bir şirket
olması nedeniyle Sermaye Piyasası Kanunun(SPKn) ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında
faaliyetlerini sürdürmek, SPK’nın ve ilgili mevzuat kapsamındaki düzenlemelere uymak ve yerine getirmek zorunda olduğunu, davalı şirketin 30.09.2018 tarihli finansal tablolara ilişkin sorumluluk beyanı açıklamasının bulunduğunu, sorumluluk beyanının —— yayımlanmış olduğunu, bu sorumluluk beyanında açıklanan finansal tabloların taraflarınca incelendiğini, 09.11.2018 tarihinde kamuya açıklanan finansal tablolardaki bilgilerin yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgi içermesi nedeniyle geçeği yansıtmıyor olduğunu, 09.11.2018 seans kapanışından sonra finansal tablolarda düzeltme yapılacaktır açıklamasından sonra 12.11.2018 tarihinde——-yayımlanana düzeltme sonuçlarının bu durumu net bir şekilde göstermiş olduğunu, düzeltme yapıldıktan sonra kar rakamlarının olağanüstü değişiklik gösterdiğini, son 3 aylık dönemde şirketin kardan zarara geçtiğini, 9 aylık bilanço rakamlarında ise düşük açıklanan kar rakamının yükselmiş olduğunu, Bilanço rakamlarında ki oynamanın ——- kaynaklandığı bilgisinin verilmiş olduğunu, bu kalemde hata yapılamasının bilanço karını net etkilediğini, bu sebeple bu konunun —– tarafından incelendiğini, tüm dönemlere ait bağımız denetimden geçmiş bilançoların açıklanmasının istenmiş olduğunu, ancak bu bilançolar açıklandığında ise davalı şirket tarafından 09.11.2018 ve 12.11.2018 tarihinde açıklanmış bilançolardan farklı sonuçlarla ilgisi olmadığını, yepyeni bir kar rakamının ortaya çıkmış olduğunu, Yanlış ve yanıltıcı bilgilerin sadece —- dönemini değil, —— ve 9 aylık sonuçları da etkilediğini, davacı ve hatta diğer yatırımcıların sürekli yanıltıcı açıklamalar yapan ——- paylarına yatırım yaptıklarını, davacının 30.09.2018 tarihine kadar yapılan tüm açıklamaları doğru varsayıp yatırım yapmış olduğunu, 09.11.2018 tarihinde yapılan 9 aylık bilanço açıklamasından sonra pay senetlerini satmış olduğunu, davacı ve diğer yatırımcıların yatırım yaptıkları şirketi sürekli hatalı ve yanıltıcı tablolar açıklaması sebebiyle güven bunalımı yaşamış olduklarını, yatırımcıların yaşamış olduğu bu güven bunalımı sebebiyle 09.11.2018 günü pay piyasasının hiç alıcısız açılmış olduğunu, 3 katına varan satış ağırlıklı işlem hacmine ulaşmış olduğunu, ayrıca güven kaybı sebebiyle bilanço düzeltmesi geldikten sonra da hisse fiyatının 09.11.2018 tarihinden önceki değeri olan 4,04.-TL’ye ulaşmamış olduğunu, bağımsız denetimden geçmiş tabloların açıklanmasına rağmen —–hissesinin fiyatı 03.06.2019 tarihi itibarıyla 2,35.-TL den işlem görmüş olduğunu, Davacının yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgi içeren mali tabloların 09.11.2018 günü açıklanması ve bu açıklamaya bağlı olarak portföyünün büyük değer kaybıma uğramış olduğunu, Davacının 09.11.2018 günü satış yaptığı fiyatlar ile kredili olarak alınan kısma ilişkin kredi faizi maliyetleri dahil olmak üzere——- paylarını satma maliyetleri arasındaki fark kadar büyük bir zarara uğramış olduğunu, açıklanan bu sebeplerle davacının uğramış olduğu bu zararın davalı şirket tarafından tazmininin gerektiğini iddia ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ; 2018 yılı ilk 9 aylık döneme ait finansal bilgileri yanlış ve yanıltıcı olan şirketin yanlış ve yanıltıcı açıklamaları nedeniyle satışın yapıldığı 09.11.2018 günkü satış fiyatları ile kredili olarak alınan kısma ilişkin kredi faizi maliyeti dahil olmak üzere ——Paylarını satın alma maliyeti arasındaki farktan meydana gelen zararın 09.11.2018 tarihi itibarıyla hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte SPK’nun 32.M kapsamında tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili UYAP üzerinden vermiş olduğu Islah dilekçesinde; taleplerini 390.000,00 TL arttırdıklarını belirterek 450.000,00 TL zararın 09/11/2018 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili —–1997 yılından itibaren serbest enerji üreticisi olarak yurt içi ve yurt dışında faaliyel gösteren alanında ileri gelen bir şirkettir. Şirket’in halka açıldığı 2010 yılından itibaren Şirket payları, —–” koduyla ——-) nezdinde işlem görmekte olduğunu, davaya ilişkin olarak öncelikle davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, tek amacının daha az dava harcı ödemek olduğunu belirterek hukuki yarar yönünden davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da; iddia edildiği gibi SPK. 32/3 mad. Uyarınca sorumluluğun kurucu unsurlarından olan ağır kusur veya kastın somut olayda mevcut olmadığını, 30.09.2018 tarihli konsolide ara dönem finansal tablolarında düşük kar açıklanmasının sebebi, tablolarda sehven meydana gelen hesap hatasıdır. Hesap hataları, —— ait —– santralleri kapsamında —– gider hesabı ve net kar dağılımı yapılırken sehven meydana gelmişlir, Finansal tabloların hazırlanması süreci, kapsamlı tahlil ve hesaplamalar gerektiren ve uluslararası finansal raporlama standartlarının uygulandığı komplike bir süreçtir. Müvekkil Şirket, gerek finansal tabloların hazırlanması, gerekse kontrolü süreçlerinde, özen ve dikkat ile çalışmak ve fınansal tabloların doğru, açık ve eksiksiz olmasına büyük önem atfetmekle birlikte, tabloların kamuya duyurulması gereken kısıtlı süreler içerisinde hazırlanması, kontrolü ve kontrol aşamasında tablolarda meydana gelebilecek hataların tespiti hususları büyük zorluk arz etmekte olduğunu, Müvekkil Şirket finansal tablolarını gerek kurum içinde kontrol etmekte gerekse de bağımsız denetime tabi tutmakla birlikte, yoğun ve detaylı içerikleri nedeniyle finansal tabloların nihai kontrolü de yüksek hata riski ihtiva etmektedir. Nitekim Müvekkil Şirket bağımsız denetim şirketi olarak gerek —- gerekse de dünya çapında en büyük denetim şirketleri listesinde ilk dörtte yer alan —– Şirketi) ile çalışmasına rağmen, finansal tablolarda meydana gelen hata, ——bağımsız denetim çalışmaları sırasında da tespit edilmemiştir. Nihayet huzurdaki davaya konu hesap hataları, Müvekkil’in 30,09.2018 tarihli konsolide ara dönem finansal tablolarında açıklanan karlıtığın düşmesine sebebiyet verilmiş olup, düşük kar açıklanmasının kasten yahut bilinerek açıklanan bir husus olmadığı ve Müvekkil’in karlılık üzerinde etkisi bulunan hesaplama ağır kusurlu şekilde hata gerçekleştirmeyeceğini, somut olayda 30.09.2018 tarihli konsolide ara dönem finansal tablolarında karlılığın düşük açıklanması hususu, tamamen Şirket’in bilgisi dışında ve ağır kusur yahut kastı olmaksızın gerçekleştiği ve Müvekkil’in tazmin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Davacının, 09.11.2018 tarihinde Şirket’te sahip olduğu payların bir kısmını satmış ancak sonrasındaki süreçte düzeltilmiş finansal tablolar ve kar rakamının yükseldiğinin kamuya duyurulmasına rağmen tekrar pay satın almadığını, bu halde SPKn madde 32/4’te düzenlenen özel illiyet bağı şartının sağlanmadığı ve mezkür hükümde yer alan “zarar” tanımı kapsamına giren bir zararının bulunmadığını, bu nedenle Davacı’nın kanuni şartları sağlamayan, spekülatif ve varsayımsal nitelikteki zarar ve illiyet bağı iddialarına Sayın Mahkemece itibar edilmemesini, davacının ispatlayabildiği herhangi bir zararının bulunmadığını, Davacı’nın 09.ll.2018 tarihinde açıklanan finansal tablolarda açıklanan karın beklentilerinin altında olması nedeniyle pay satışı gerçekleştirdiği iddiasında doğruluk bulunmadığını, pay alım bedeli ve faiz tutarı tazmin edilecek zarar kalemi olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının somutlaştırma ve ispat yükünü yerine getirmediğini, Davacı’nın dava dilekçesinde zarar kalemlerini ve 60.000 TL’lik zarar tutarını nasıl hesapladığını dahi belirtmediğini, Davacı’nın kaç adet payı hangi fiyattan sattığı ve hangi tarihte ve hangi fiyattan aldığı gibi temel unsurlar dahi dava dilekçesinden anlaşılamadığını, Davacı dilekçesindeki bu belirsizliğin, davacı iddialarının mesnetsizliğini ortaya koymakta ve davacının soyut iddialarının müvekkilini haksız yere itham altında bıraktığını, davacının nitelikli bir yatırımcı olup, kendi yatırım kararlarının neticelerinden sorumlu olduğunu, zarar etmesi halinde uğradığı zararlara katlanması gerektiğini, bu yönde müvekkiline sorumluluk izafe edilmesinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, payları —– işlem gören halka açık davalı şirketin 2018 yılı ilk 9 aylık döneme ait finansal bilgileri yanlış ve yanıltıcı açıklamaları nedeniyle meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalı şirket tarafından —- Ve mevzuat gereği finansal tablolar ile ilgili 08/11/2018 tarihi ve —— sayılı yönetim kurulu kararı alıp aynı tarihte —ve yönetim kurulu ve bağımsız yönetim kurulu tarafından imzalanan——- yanlış ve yanıtlıcı olup olmadığının davacnını bu durumdan bir zararının oluşup oluşmadığının, oluşan zarar ile kamuyu aydınlatma arasında illiyet bağı olup olmadığı, eğer bir zarar oluştuysa ise davalıdan alınıp alınmayacağına yönelik olduğu anlaşılmıştır.Davacının işlem yaptığı aracı kurumlara müzekkere yazılarak—— ait pay satış işlemlerini içerir hesap ekstreleri ve ayrıca kullandırılan krediler ile kullanılan krediler uygulanan faiz oranları ile 09/11/2018 tarihi ve sonrasında gerçekleştirilen işlemleri gösteren aracı kurum hesap kayıtları celp edilip incelenmiştir.Tarafların delilleri toplanmış, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için gün tayin edilmiş, tayin edilen günde dosya mali müşavir, —– ve sözleşme hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişilere davacının işlem yapmış olduğu aracı kurumlardan dava dosyasına sunulan döneme ait cari hesap ve hisse senedi hareketlerinin aracı kurumlardan —– formatında incelenebilmesi için aracı kurumlardan talep etme yetkisi verilmek suretiyle bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.Bilirkişi heyeti ortak raporunda; Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; SPK m.32/3 uyarınca kamuyu aydınlatma belgelerinde yanlış, yanıltıcı bilgi veren davalı şirketin, yapılan hata konusunda bilgi sahibi olmadığını ve bu yanlışlığın kast veya ağır ihmallerinden kaynaklanmadığını ispatlaması gerektiği, Kanundan kaynaklanan bu sorumluluğunu yerine getirmediği, dosyanın mevcut hali dikkate alındığında davacının tahmini tespit edilen zararının 459.904,63TL olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dosyada bulunan rapor mahkememizce bu aşamada hüküm kurmaya elverişli olmadığından dolayı HMK 281 Mad. Ve tarafların rapora beyan ve itirazları da dikkate alınarak bu beyan ve itirazlarının irdelenmesi suretiyle önceki heyette sözleşme/hesap uzmanı ——- ve —— uzmanı bilirkişinin dahil edilerek ek rapor alınmıştır.Bilirkişiler raporunda; Dava konusu olayla ilgili SPK m.32/3 hükmü gereği, ——açıklamasında yanlış, yanıltıcı bilgi veren davalının, açıklamadaki hatada bilgisi olmadığı, yanlışlığın kast veya ağır ihmallerinden kaynaklanmadığını ispatlaması gerektiği, ancak davalının açıklamalarında hatanın niçin ve kimin sorumluluğunda gerçekleşiğinin yer almadığı ve ağır ihmal bulunduğu gözlenmektedir. Davalının kanundan kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmediği, davacının belirlenen zararından dolayı sorumlu olduğu, Sorunlu açıklamanın yapıldığı gün ve öncesindeki hisse alım satım işlemleri, ortalama fiyatlar ve yukarıda ilgili bölümde belirtilen usul gözetilerek yapılan hesaplamada davacının zararının 459.904,63 TL olduğu, davacının reeskont faizi talebinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu, reeskont faizine hükmedilmesi halinde 09/11/2018 ile ıslah dilekçesi tarihi (19/03/2021) arasında 2 yıl 4 ay 10 gün için ıslah öncesi talep 60.000 TL üzerinden hesaplanan reeskont faizi (oranlar 18.50, 17.25, 12.75, 9 ve 15.75 olarak geçerli dönemlerinde dikkate alınmıştır) tutarının 21.025,48 TL olduğu, ıslah dilekçesi sonrası için ise 459.904,63 TL üzerinden hesaplanması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyetinden —— ayrık raporunda; davacı şirket yönetim kurulunun ——09 Kasım 2018 Cuma günü seans öncesi yayımladığı hatalı bilançonun aynı gün hisse bedeline olumsuz etki ettiği ve taban fiyatla seansın kapandığı; Pazartesi günü seans öncesi doğru bilançonun açıklandığı, kârlılık durumunun önceki dönem bilançolarına göre olumsuz olmamasına rağmen, 1 yıl boyunca hisse senedinin davacının sattığı fiyatların altında değerinin oluştuğu; 3,00 TL ile 2,50 TL arasında 1 yıl boyunca seyir gösterdiği; buna göre, 1 yıllık oldukça uzun bir periyot dikkate alındığında, düzeltilmiş bilanço açıklanmasına rağmen 1 yıl boyunca davacının sattığı fiyatın altında seyir göstermesine göre, hatalı duyuru ile bilançoyla oluşan fiyat arasında illiyet bağı olmadığı sonucuna varıldığından, illiyet karinesinin yer değiştirdiği, 9 kasım seans öncesi açıklanan hatalı bilançolunun YERİNE, 12 kasım günü doğrusunun açıklanması halinde hisse değerinin 4,04 TL kapanış fiyatının üstünde kalacağı ve/veya davacının ileride alacağı satış kararı fiyatının üzerinde olacağının artık davacı tarafından ispatlaması gerektiğinde, heyetin çoğunluğunun görüşüne iştirak edilmediği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde;
Mevzuatımızda kamuyu aydınlatma belgelerinde yer alan yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgilerden kaynaklanan zararlardan sorumluluk hali, ayrıntılı bir şekilde ilk defa 6362 sayılı SPK m.32“de “Kamuyu Aydınlatma Belgelerinden Doğan Sorumluluk” madde başlığı altında hükme bağlanmıştır.
6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunun (SPK n) 32 maddesi; Kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan sorumluluk,(1) 10 uncu madde çerçevesinde, aynı maddede sorumlu olduğu belirtilen kişiler ile mevzuat uyarınca izahname pay alım tekliflerinde hazırlanan bilgi formu, özel durum açıklaması, birleşme ve bölünme işlemlerinde hazırlanacak duyuru metinleri, borsada işlem görme duyurusu ve finansal raporlar gibi Kurulca kamuyu aydınlatma amacı ile düzenlenmesi öngörülen sair kamuyu aydınlatma belgelerini imzalayanlar veya bu belgeler kendi adına imzalanan tüzel kişiler bu belgelerde yer alan yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgilerden kaynaklanan zararlardan müteselsilen sorumludur.
(2) Bağımsız denetim, derecelendirme ve değerleme kuruluşları gibi kamuyu aydınlatma belgelerinde yer alan veya bu belgelere dayanak olmak üzere hazırlanan raporları hazırlayan kişi ve kurumlar da bu Kanun hükümleri çerçevesinde sorumludur.
(3) Kamuyu aydınlatma belgelerinde yer alan bilgilerin yanlış, yanıltıcı veya eksik olması konusunda bilgi sahibi olmadığını ve bu bilgi eksikliğinin kast veya ağır ihmallerinden kaynaklanmadığını ispatlayan kişiler sorumlu olmaz.
(4) Yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgiler içeren izahnamenin geçerlilik süresi boyunca; diğer kamuyu aydınlatma belgelerinin ise kamuya açıklandığı tarihten hemen sonra, ilk halka arzdan veya borsada satın alınan veya satılan sermaye piyasası araçlarının, gerçeğe uygun bilginin ortaya çıktığı tarihten hemen sonra borsada satılması veya satın alınması üzerine yatırımcıların malvarlıklarında zarar meydana gelmesi hâlinde bu maddeye göre ileri sürülecek tazminat talepleri açısından kamuyu aydınlatma belgesi ile zarar arasında illiyet bağı kurulmuş sayılır.
(5) Kamuyu aydınlatma belgelerinin yanlış, yanıltıcı veya eksik olmasından kaynaklanan tazminat talebi;
a) Sermaye piyasası araçlarının alım veya satımının, kamuyu aydınlatma belgesine dayanmaması,
b) Sermaye piyasası araçlarının alım veya satımının kamuyu aydınlatma belgelerinde yer alan bilgilerin yanlış, yanıltıcı veya eksik olduğu bilinmesine rağmen yapılması,
c) Kamuyu aydınlatma belgelerinde yer alan yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgilere ilişkin düzeltmenin, yatırım kararının verilmesinden veya bu belgeye dayanarak işlem yapılmasından önce ilan edilmiş olması,
ç) Kamuya açıklanan belgede yer alan bilgiler yanlış, yanıltıcı veya eksik olmasaydı dahi yatırımcıların zarara uğrayacak olmaları, hâlinde reddedilir.
(6) Kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan tazminat talebi, dördüncü fıkradaki zararın meydana geldiği tarihten itibaren altı ay içinde zamanaşımına uğrar.
(7) Kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan sorumluluğu hafifleten ya da kaldıran anlaşmalar, hüküm veya ifadeler geçersizdir.
Diğer ortak hükümler MADDE 33 — (1) Ortaklıklar, sermaye piyasası larının herhangi bir şekilde halka satıldığını veya halka açık ortaklık stati in kazanıldığını öğrendikleri tarihten itibaren on iş günü ide Kurula bildirmek zorundadırlar. (2) Halka açık ortaklıkların esas sözleşmelerinin değiştirilmesi için Kurulun uygun görüşünün alınması zorunludur. (3) Kurul, bu Kanun kapsamına giren ihraçları, ihracın büy nelik olduğu yatırımcılar, verilen garantiler, ihraç ve ihraççıyla ilgili olarak sunulan bilgiler, ilgili sermaye piyasası araçlarının borsada işlem görmesi ya da ihraç sırasında kullanılacak satış yöntemi gibi nitelik ve şartları göz önünde bulundurarak, bu Kanundan kaynaklanan yükümlülüklerden kısmen veya tamamen muaf tutabilir. (4) Pay sahibi sayısı sebebiyle halka açık sayılan ortaklıklardan, 16 ncı madde uyarınca paylarının borsada işlem görmesini istemeyenler, pay sahibi tam sayısının en az üçte inin olumlu oyu veya toplam oyların dörtte üçü ile alınacak bir genel kurul kararı ile bu Kanun kapsamından çıkabilir. Bu durumda Kanunun kapsamından çıkma kararına olumlu oy kullanmayan pay sahiplerine 24 üncü madde uyarınca ayrılma hakkı tanınır. 16 ncı maddenin ikinci fıkrası uyarınca Kurulca resen halka açık ortaklık statüsünden çıkarılacak ortaklıkların hâkim ortaklarına diğer paylar için pay alım teklifinde bulunma zorunluluğu getirilebilir. Buna ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir. (5) İhraççılar ve halka açık ortaklıklar, 16 ncı maddede belirtilen sayıdan daha fazla ortağa sahip olsalar dahi, bilanço ve sermaye büyüklüğü, faaliyetlerinin devamlılığı, ortak olmanın belirli özellikleri taşıyan kişilerle sınırlı tutulması, sermayenin ortaklar arasındaki dağılımı gibi şartların varlığı hâlinde resen veya talep üzerine bu Kanundan kaynaklanan yükümlülüklerden kısmen veya tamamen muaf tutabileceği gibi tamamen bu Kanun kapsamından da çıkarılabilir.
1-) Hisse senetleri piyasasının özünde risk vardır. Yatırım yapmak bir gelir elde etmek amacıyla tasarrufları, kaynakları yatırım araçlarına yönlendirmek demektir. Ancak yatırım yaparken; bir gelir elde etmeyi umarken, işlerin istenilen doğrultuda gitmemesi de mümkündür. Bu kez de zarar olasılığı gündeme gelir. Borsalar *bir kefesinde kar, bir kefesinde zararın” oturduğu teraziler gibidir. Sürekli bir denge arayışı vardır.Bu dengeyi değiştiren, oynatan politik, siyasal gelişmeler, diğer piyasalardaki fırsatlar, deprem gibi büyük felaketler, uluslararası ilişkiler, savaş, büyüme, yatırımlar hatta hava durumu gibi olayın ön yüzünde görünen pek çok etmen olduğu gibi arka planda hareketi yaratan şey para ve sermaye akışıdır. Sermaye risk gördüğü yatırımdan, ülkeden, sektörden çıkar, potansiyel gördüğü ülkeye, sektöre girer. Sermaye akışının yöneldiği tarafta varlık fiyatları yükselir, kar potansiyeli artar. Sermaye çıkan piyasalarda zarar olasılığı artar, varlık fiyatları düşer.
2-) Endeks nedir? Belli bir zaman dilimine ait olan fiyat, maliyet, satış performansı, üretim gibi verilerin toplanması için oluşturulan göstergelere, endeks denmektedir. Örneğin; Tüketici Fiyat Endeksi (TEFE), Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE). —– belli dönemleri inceleyerek bu endeksleri oluşturur ve kamuoyuna duyurur. Borsa endeksleri ise borsada işlem hisse senetlerinin fiyat ve getiri performanslarını ölçmektedir. Bu ölçümleri, bütünsel olarak yapabildiği gibi sektörel bazda da yapmaktadır. Böylelikle hem hisse senedinin hem sektörlerin hem de ekonominin performansı ölçülmüş olmaktadır.Finans piyasalarındaki endekslerin oluşum şekilleri ve amaçları, diğerlerinden farklıdır. Bunun nedeni ise borsa endekslerinin, belli niteliklere göre kategorilendirilmiş şirketlerin hisse senetlerinin hem sektörel hem de genel performanslarının ölçümünü sağlamaktır. Endekslerden bu şekilde elde edilen bilgiler sayesinde de rakip şirketlerin birbirini takip etmesi sağlanır. Böylece daha hızlı bir gelişim söz konusu olur ve dolaylı olarak ülke ekonomisi de olumlu yönde hareket eder.
Borsa endeksleri; borsada işlem gören hisse senetlerinin, bütünsel veya sektörel olarak, fiyat ve performansının ölçümlünü sağlayan göstergelerdir. Borsa endeksleri; hisse senetlerinin fiyat hareketlerini ölçerek, borsanın genel trendinin de belirlenmesini sağlamaktadır. Belli şartlar snünde bulundurularak, endekste yer alacak hisse senetleri belirlenmektedir. Örneğin bir sektörün performansının ölçümü için oluşturulacak endekse, sektörü temsil etme yeteneği olan hisse senetleri dahil edilmektedir.Borsa endekslerini etkileyen faktörleri, içsel ve dışsal faktörler olarak iki grupta inceleyebiliriz. Borsa endekslerinin, hem sektörler hem de ülke ekonomisinin gidişatı hakkında bilgi verdiğini söylemiştik. Bir borsa endeksinden bu bilgileri alabilmek ve doğru yorumlayabilmek için hangi faktörlerden etkilendiğini de bilmek gerekmektedir.Borsa endekslerini etkileyen içsel faktörler; ekonomik veriler, işsizlik rakamları, jeopolitik ve ülke riskleri, faiz oranları, döviz kurlarındaki değişiklikler, siyasi durum şeklinde sıralandırabilirsiz. Dikkat edecek olursanız bu faktörler, bir yatırımcının doğru pozisyonu alabilmesi için izlemesi gereken önemli konulardandır.
Borsa endekslerini etkileyen dışsal faktörler ise küresel veriler ve ülkelerin birbiri ile ekonomik ilişkileridir.Somut olayda; Davacı ——- yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgi içeren mali tabloların 09.11.2018 günü açıklanması ve bu açıklamaya bağlı olarak portföyünün büyük değer kaybına uğramış olduğu, davacının 09.11.2018 günü satış yaptığı fiyatlar ile kredili olarak alınan kısma ilişkin kredi faizi maliyetleri dahil olmak üzere —– paylarını satma maliyetleri arasındaki fark kadar büyük bir zarara uğramış olduğu, açıklanan bu sebeplerle davacının uğramış olduğu bu zararın davalı şirket tarafından tazmini gerekmiş olduğunu iddia ettiği, davalı Şirket’in 30.09.2018 dönemine ait finansal tablolarını 09.11.2018 tarihinde —– yayımlamış olduğu, ancak aynı gün içerisinde finansal tablolarda amortisman hesaplamasına ilişkin hata tespit edildiği ve yine aynı gün içerisinde—— finansal tablo ve dipnotlarda düzeltme yapılacağı ve yapılan bu açıklamanın net dönem kar/zarar rakamına etkisi olacağını kamuya duyurulmuş olduğu 09.11.2018 Cuma gününü takip eden ilk iş gününde 12.11.2018 pazartesi günü —– seansı açılmadan düzeltilmiş bilançoların——- yayımlanmış olduğu, açıklanan bilgide düzeltmenin dönem karına olumlu yönde yansıyacağı bilgisinin de verildiği konusunda savunma getirdiği görüşmüştür.Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere; ——- açıklamasının gelmiş olduğu gün 09.11.2018 Cuma günüdür. 08.11.2018 Perşembe günü —— Hisse senedinin ağırlıklı ortalama fiyatının 4,03 TL ve kapanış fiyatının 4,04TL olduğu, hatalı —— açıklamasının gelmiş olduğu gün ise—— hissesi 3,61 TL den açılmış, 3.72- 3,24 TL aralığında işlem görmüştür. 09.11.2018 günü ağırlıklı ortalama fiyatı 3,43 TL. Dir. Davacının dava konusu bilançoların açıklandığı tarihte ——- bölümleri ile çalışmakta olduğu görülmüştür.İlgili kurumlardan davacının 09.11.2018- ve 12.11.2018 tarihinde ilgili hisse senedi ile ilgili olarak yapmış olduğu işlemler talep edilmiştir.Davacı ——yapmış olduğu hisse toplam adedi ve toplam tutarlar özet olarak raporda listelenmiştir. Hisse senetleri piyasasının özünde risk vardır. Yatırım yapmak bir gelir elde etmek amacıyla tasarrufları, kaynakları yatırım araçlarına yönlendirmek demektir. Ancak yatırım yaparken; bir gelir elde etmeyi umarken, işlerin istenilen doğrultuda gitmemesi de mümkündür. Bu kez de zarar olasılığı gündeme gelir. Borsalar *bir kefesinde kar, bir kefesinde zararın” oturduğu teraziler gibidir. Sürekli bir denge arayışı vardır.Bu dengeyi değiştiren, oynatan politik, siyasal gelişmeler, diğer piyasalardaki fırsatlar, deprem gibi büyük felaketler, uluslararası ilişkiler, savaş, büyüme, yatırımlar hatta hava durumu gibi olayın ön yüzünde görünen pek çok etmen olduğu gibi arka planda hareketi yaratan şey para ve sermaye akışıdır. Sermaye risk gördüğü yatırımdan, ülkeden, sektörden çıkar, potansiyel gördüğü ülkeye, sektöre girer. Sermaye akışının yöneldiği tarafta varlık fiyatları yükselir, kar potansiyeli artar. Sermaye çıkan piyasalarda zarar olasılığı artar, varlık fiyatları düşer.
Davacı —– almış olduğu davalı —– Şirketinin 09.11.2018 tarihinde ——bildirdikleri bilançonun zarar açıklamış olması sebebiyle satmış olduğunu, daha sonra düzeltme gelmiş olsa dahi piyasanın hisse senedine olan güvenin zedelenmiş olması sebebiyle zarara uğramış olduğunu ve bu zararın davalı şirket tarafından tazminini talep etmektedir.Somut olayın şartlarına ilişkin düzenleme getiren SPK m.32/3 uyarınca kamuyu aydınlatma belgelerinde yanlış, yanıltıcı bilgi veren davalı şirketin, yapılan hata konusunda bilgi sahibi olmadığını ve bu yanlışlığın kast veya ağır ihmallerinden kaynaklanmadığını ispatlaması gerektiği, davalı tarafın açıklamaları incelendiğinde yapılan bu hatanın hangi teknik sebepten ve kimin sorumluluğunda gerçekleştiğine ilişkin bir açıklama bulunmadığı, olayın gerçekleşmesinde ağır ihmal bulunduğu tespit edilmiş, halka açık şirketlerin fiyat oluşumunu doğrudan etkileyen bu tür bilgileri kamuya sunarken sorumlu hareket etmeleri gerektiği, davalı şirketin Kanundan kaynaklanan bu sorumluluğunu yerine getirmediği, dosyanın mevcut hali dikkate alındığında davacının tespit edilen zararından dolayı davalı şirketin sorumlu olduğu kanaatine varılmış, bilirkişi raporu ile hesaplanan zarardan davcının ıslah ile talep ettiği 450.000,00 TL’nin 09/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
DAVANIN KABULÜ İLE,
1-450.000,00 TL ‘nin 09/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 44,40 TL başvurma harcı, 1.024,65 TL peşin harç, 6.660,23 TL ıslah harcı olarak toplam 7.729,28 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 2.680,95 TL masraf olmak üzere toplam 10.410,23 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 66.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 30.739,50 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 1.024,65 TL peşin harç ile 6.660,23 TL ıslah harcı toplamı 7.684,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 23.054,62 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davadan önce gidilen arabuluculukta devletçe karşılanan 2.640,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.