Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/287 E. 2020/691 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/287 Esas
KARAR NO : 2020/691

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca çeşitli tarihlerde davalı tarafça verilen siparişlerin, müvekkili şirket tarafından tedarik edilerek ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğini, davalı tarafa teslim edilen ürünlere ilişkin faturalar ve sevk irsaliyelerinin düzenlenerek davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça ürün bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından fatura bedellerinin tahsili amacıyla istanbul Anadolu ——.İcra Müdürlüğünün —— Es. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, takibin durmasından sonra öncelikle —- başvurduklarını, yapılan arabuluculuk görüşmesi neticesinde anlaşmanın sağlanamadığını iddia ile davalının haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline, takibin devamına ve takibe konu alacağın faturaya dayalı olup alacağın belirlenebilir ve likit olması nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davaya karşı cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmaya da katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle; davalının İstanbul Anadolu —– müdürlüğü —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün—- Es. sayılı dosya ile faturaya dayanak 2.963,82 TL asıl alacak ile 176,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.140,43 TL’nin davalı-borçludan tahsili için ilamsız takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, İcra Takibinin —— tutarlı, ———- tutarlı toplam 3 adet fatura alacağına dayandırılmıştır. Ödeme emrinin davalı-borçluya 04.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlu vekili tarafından verilen 11.02.2019 tarihli itiraz dilekçesinde; takip dayanağı belgelere ve belgelerin içeriklerine, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek yasal süresi içinde takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalının İstanbul Anadolu —- İcra müdürlüğü —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi konusunda toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada ——- tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile Davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, Davacı ile davalının uyuşmazlık konusunun , davacının davalı tarafa kesmiş —— tutarındaki cari hesap asıl alacağından kaynaklandığı, incelenen davacı —- ait ticari defterlerini e-defter yöntemi ile tuttuğu, defter beratlarının süresi içerisinde alındığı, —– açılış tasdikinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacının 2018 yılına ait ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan tarafların ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı, Davacı tarafın davalı tarafa kesmiş olduğu mal ve hizmet faturalarını ve karşılığında yapmış olduğu tahsilat tutarlarını —prensiplerine göre kayıt altına almış olduğu, Davacı defter kayıtlarının incelenmesinde, Davacının icra takip tarihi olan 25.12.2018 tarihi itibariyle davalıdan 2.963,82 TL. asıl alacak, 176,61 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.140,43 TL. tutarında alacaklı olduğu, Davacı tarafın icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, sonuç ve kanaatlerine varılmış olup; Nihai takdiri ve her türlü hukuki takdiri tamamen Yüce Mahkemeye bildirdiğini belirtmiştir.
Davacı vekili: TTK 1530 maddesi uyarınca davalıyı temerrüte düşürdüğünü, işlemiş faizle ilgili beyanlarının dikkate alınmasını ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle; davalının İstanbul Anadolu —— İcra müdürlüğü ——esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas —– tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak, Davacı ile Davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, Davacı ile davalının uyuşmazlık konusunun , davacının davalı tarafa —- bedeline dayanan 2.963,82 TL. tutarındaki cari hesap asıl alacağından kaynaklandığı, incelenen davacı şirkete ait —- yılına ait ticari defterlerini —- yöntemi ile tuttuğu, defter beratlarının süresi içerisinde alındığı, —– açılış tasdikinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacının 2018 yılına ait ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan tarafların ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı, Davacı tarafın davalı tarafa kesmiş olduğu mal ve hizmet faturalarını ve karşılığında yapmış olduğu tahsilat tutarlarını kanunlar ve muhasebe genel prensiplerine göre kayıt altına almış olduğu,
Yargıtay—- Hukuk Dairesinin —– Karar sayılı —— tarihli kararında:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere —alacağın ödenmediğini ve İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğü’nün —esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı iş sahibinden alınarak teslimi gereken tamamlama sertifikası sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece —— sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. —- ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.—— Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile
kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmaması halinde; davacının iddialarının davalı kayıtları ile teyit imkanı davalıca kaldırıldığı için; davalının bunun sonucuna katlanması gerekeceği; bu çerçevede takibin devamına karar verilmesi gerektiği; faturaya dayalı mal alışverişininde likit olduğundan , TTK 1530 hükmü gereğince davacının işlemiş faiz talebi şartları oluştuğundan davanın kabulü ile -Davalının İstanbul Anadolu— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki haliyle aynen devamına asıl alacağı takip tarihinden itibaren % 19,50 avans faiz uygulanmasına, İİK 67/2 Maddesi gereğince, asıl alacak olan 2.963,82 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE,
1-Davalının İstanbul Anadolu—. İcra müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki haliyle aynen devamına,
2-Asıl alacağı takip tarihinden itibaren % 19,50 avans faiz uygulanmasına,
3- İİK 67/2 Maddesi gereğince, asıl alacak olan 2.963,82 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,.
4-Kabule göre alınması gerekli 214,52 TL harçtan peşin alınan 53,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 160,88 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre —davacı yararına taktir olunan3.140,43TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 44,40 TL başvurma harcı,53,64 TL peşin harç, 1.149,60 TL bilirkişi ücreti, tebligat giderlerinin toplamı: 1.247,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davadan önce arabuluculuğa başvurulduğu, sonuç alınamadığı nazara alınarak, her ne kadar arabuluculuk ücretinin davalıdan alınıp hazineye irat kaydına karar verilmesi gerekiyorsa da, sisteme ara buluculuk ücreti dekontu taratılmadığından; arabuluculuk ücretinin hazine tarafından dava ya da takibe konmakla muhtariyetine; davalıdan bu yoldan tahsil edilmesine,
8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.