Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/281 E. 2020/69 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/281 Esas
KARAR NO : 2020/69

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Davacı vekili, müvekkilinin sigortalısı olan dava dışı ———— taşınması sırasında meydana gelecek— karşı müvekkilince 31/12/2016 başlangıç tarihli —– nolu “—— sözleşmesi” imzalandığını; malların üç adet tıra —– tarihinde —- çıktığının —– bildirildiğini; ama daha sonra emtianın kaybolduğunu; müvekkilinin müşterisi olan dava dışı sigortalının “——– ile imzalandığını; akdi taşıyanın bu şirket olduğunu; taşıma faturasınında onun tarafından kesildiğini; ancak taşıma işleminin davalı şirketlere devredildiğini ve taşıma işleminin davalılarca yapıldığını belirterek; kaybolan emtiadan dolayı müvekkilinin sigortalı zararını ödediğini, taşıma işlemini gerçekleştiren davalıların bu zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını, bu nedenle aleyhlerine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün 2018/21128 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını; davalıların haksız bir itirazla takibi durdurduklarını belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalılardan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, sigortalı ile müvekkilleri arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığını; söz konusu emtianın her bir müvekkiline ait birer kamyon ile taşındığını, taşıma işleminin akdi taşıyıcı olan——- altında müvekkillerine ait kamyonlarla gerçekleştirildiğini; müvekkilleri tarafından davacının iddia ettiği gibi taşıma işlemininde ——devir alınmadığını sadece ücret ödenmek suretiyle müvekkillerine ait kamyonlara yaptırıldığını ancak taşıma işleminin tamamen En İthalatın gözetimi ve denetimi altında gerçekleştirildiği için müvekkillerinin taşıyıcı konumunda da bulunmadıklarını; arada akdi bir ilişki bulunmadığı için yetkili icra dairesinin —- olduğunu, yetkili mahkemenin —— Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu; icra takibine yetki yönünden itiraz ettiklerini, mahkememiz yetkisine de itiraz ettiklerini bildirerek, ilk önce yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini savunmuş; kaldı ki, emtianın kaybolmasından dolayı kendilerine uzunca bir süre başvurulmadığını, bu zamana kadar müvekkili şirketlere gönderilen bir ihtar bulunmadığını, ortada çalınan veya kaybolan emtialar var ise bundan akdi taşıyıcı——– olacağını belirterek, davanın esasa girilmesi halinde esastan da reddine karar verilmesini ve davacıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali davası olup, davacı taraf, davalılar aleyhine 71.828,89 USD’nin takipten itibaren işleyecek bankaların değişen oranlarda USD’ye uyguladığı faizle birlikte tahsili talep edilmiş; davalılar vekili her üç davalı yönünden de süresi içinde takibe itiraz ederek yetki itirazında bulunmuş, icra dairesinin yetkili olmadığını,—— İcra Dairelerinin yetkili olduğunu açıkça bildirmiş, takibe konan borçtan dolayı da borçlu olmadığını bildirmiştir. Süresinde yapılan itirazla takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Usul gereğince öncelikle yetki itirazı ele alınmış olup; takip konusu alacağın sigorta şirketinin rücuan alacağı olduğu; bu nedenle sigorta şirketinin sigortalı olan müşterisinin yerine geçtiği, yetkili mahkemeninde sigortalı davalılara karşı icra takibinde bulunsa ve dava açsa hangi icra dairesi ve nere mahkemesi yetkili olacağına göre inceleme yapılması gerektiği bilinmektedir. Sigortalı ile davalı taşıyanlar arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığı taraf vekillerinin kabulündedir. Bu nedenle BK’nun 89. Maddenin uygulanması ve buna göre sigortalının ikametgah mahkemesinin ve icra dairesinin yetkili olması mümkün değildir. Kaldı ki, son celsede ortaya çıkarıldığı üzere sigortalının ikamet mahkemesi de mahkememiz değildir. Öte yandan, taşıma akdi söz konusu olup, CMR hükümlerininde uygulanacağı bu ilişkide mahkememiz taşıma ilişkisinin başladığı yer mahkemesi değildir. Taşıma işleminin tamamlanacağı yer mahkemesi değildir. Taşıma ilişkiside —————- başlamış olup, eşyanın varış yeri —-Bu nedenle mahkememiz hiç bir şekilde yetkili olmayıp, İstanbul Anadolu İcra Daireleri de hiç bir şekilde yetkili değildir. Bu durumda yetkili olan yer —-Hem mahkemenin hem icra dairesinin yetkisine itiraz söz konusu olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenmekte olup; borçlular icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduklarından ve davacı yanca bu itiraz üzerine itiraz kabul edilmeyip, ————dosyanın gönderilmesi bildirilmediğinden; yetkili icra dairesince yapılan bir icra takibi söz konusu değildir. Bu nedenle, itirazın iptali davasının mahkememizde açılmış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu gerekçe ile aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
YETKİLİ İCRA DAİRESİNDE YAPILMIŞ İCRA TAKİBİ BULUNMADIĞINDAN İŞ BU İTİRAZIN İPTALİ DAVASININ USULDEN REDDİNE,
Kararın niteliği gereği davalı tarafın kötü niyetli takip tazminatı talebinin de reddine,
Peşin olarak alınan harçtan maktu ret harcının mahsubu ile bakiye —– harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye kalacak gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki —-gereğince davalılar lehine —-maktu vekalet ücreti taktirine, davacıdan alınıp, davalılara verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.