Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/209 E. 2020/744 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/209 Esas
KARAR NO : 2020/744

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 31/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkili banka tarafından davalılardan ——– diğer — müşterek borçlu ————-” olarak imzaladıklarını; borçlu ile banka arasında düzenlenen ödeme protokolüne borçlunun uymadığını, kredi taksitleri ödenmeyince bankaca hesabın kat edilip, kat ihtarının taraflara tebliğ edildiğini ancak kredi borcunun yine ödenmemesi üzerine Anadolu—————-sayılı dosyasıyla davalılar aleyhine icra takibi başlattıklarını; davalıların haksız itirazıyla takibin durduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalılardan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili, bankaca hesap kat ihtarının usulünce müvekkillerine tebliğ edilmediğini; bu nedenle takip anında muaccel bir banka alacağının doğmadığını, müvekkillerinin temerrüte düşürülmediğini; iddia edilen borç miktarına da itiraz ettiklerini, bu miktarda borcun doğmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davası olup, davacı ——sözleşmesine dayalı olarak kredi borçlusu ve kefilleri hakkında İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasında başlattığı icra takibinde 1.934.185,01 TL asıl alacak 135.727,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.069.912,48 TL üzerinden icra takibi başlatmış ve takibin asıl alacağa ödeme tarihine kadar işleyecek yıllık %40 oranında temerrüt faizi ve faizin —- birlikte tahsilini talep etmiş; davalıların süresi içinde ” borcumuz yoktur ” şeklinde yaptıkları itirazla takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin ihtilafsız olduğu, bu kredi sözleşmesinde davacı bankanın kredi veren olduğu, davalı .—– kredi borçlusu olduğu, diğer davalılarında geçerli olarak sözleşmeye kefil oldukları davalı şahısların şirket ortakları olması nedeniyle eş muvafakatlerine gerek olmadığı ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, takip anında muaccel banka alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı hususunda toplanmaktadır.
Toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporundan; kredi sözleşmesinde davalı borçlu ve kefillerin kendilerince adreslerinin beyan edildiği, bu adreslere kat ihtarının tebliğe çıktığı; kredi sözleşmesi gereğince borçlu ve kefillerin adres değişikliklerini bankaya bildirmek zorunda oldukları; bildirmezlerse kredi sözleşmesi esnasında bildirdikleri adreslere yapılacak tebligatların geçerli olacağının düzenlendiği; bu nedenle davacı bankanın sözleşmede belirtilen adreslere kat ihtarını tebliğe çıkardığı; kat ihtarı tebliğinin geçerli olduğu; ihtarla birlikte de davalıların temerrüte düştüğü mahkememizce belirlenmiştir.
Yine kredi sözleşmesinde taraflar arasında ihtilafın doğumu halinde banka kayıtlarının esas alınarak ihtilafın çözüleceği düzenlenmiş olup, bu delil sözleşmesi niteliğindedir. Tarafları bağlayıcıdır. Bu yüzden mahkememizce takip anındaki alacağın tespiti yönünden sadece davacı bankanın kayıtları uzman bilirkişiye inceletilerek alacak miktarı tespit ettirilmiştir.
Bilirkişi raporu mahkememizce denetlenmiş olup, hesaplama şekli —- bulunmuş; taraflar arasında bir ödeme protokolünün gerçekleştiği ancak davalı tarafın bu ödeme protokolüne uygun ve zamanında ödemelerini yapmadığından dolayı hesabın kat edildiği; bu nedenle ödeme protokolünde belirlenen faizin artık uygulanamayacağı; ödeme protokolünde süresinde taksitler ödenseydi kredi borçlusunun ödemesi gereken faizin oranlarının belirlendiği; kredi sözleşmesinin haklı feshi ile ve sözleşme hükümleri gereğince temerrüt tarihine kadar uygulanacak akdi faizin ve temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki akdi faizin %50 oranında uygulanacak temerrüt faizinin bankaca belirleneceğinin düzenlendiği; bu miktarların —– tespit edilen azami limitleri geçemeyeceği ve olayımızda da geçmediği nazara alınarak düzenlenen bilirkişi raporunun yerinde olduğu; asıl alacağın ufak bir miktarla talebi geçtiği, yine işlemiş faizinde talebi geçtiği, bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereğince icra takibine konu edilen asıl alacak ve işlemiş faizin yerinde olduğu nazara alınarak davalıların icra takibine yaptığı itirazın haksız ve yersiz olduğu tespit edilmiş; bu nedenle takibin aynen devamına karar verilmiş, banka kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacakların likit olduğu ve itirazında haksız olduğu nazara alınmak suretiyle inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasına yapmış bulunduğu itirazın İPTALİ ile; TAKİBİN AYNEN DEVAMINA,
Davacı lehine —— üzerinden %20 icra inkar tazminatı taktirine, bu tazminatın davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Alınması gereken 141.395,56 TL ilam harcından peşin olarak alınan 33.234,53 TL’nin mahsubu ile eksik 108.161,03 TL ilam harcının davalılardan alınarak, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 33.278,93 TL peşin ilam harcı ve başvuru harcı toplamı ile 21 davetiye gideri 294,00 TL ve 1.200,00 TL bilirkişi inceleme gideri toplamı 34.772,93 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
DAVADAN ÖNCE GİDİLEN ARA BULUCULUKTA DEVLETÇE KARŞILANAN 1.320,00 TL ARA BULUCULUK ÜCRETİNİN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, BU NEDENLE BU MİKTAR YÖNÜNDEN DE HARÇ GİBİ TAHSİL MÜZEKKERESİ HAZIRLANMASINA,
Karar tarihindeki—– gereğince 101.083,42 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsiline, davacıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.