Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/192 E. 2019/1472 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/192 Esas
KARAR NO : 2019/1472

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/07/2015
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülen 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı alacaklı şirket ——- Antalya —- İcra Müdürlüğünün— Esas sayılı dosyası ile icra dosyası borçlusu diğer davalı—- karşı icra takibi başlatıldığını, işbu takip kapsamında müvekkili şirkete üçüncü kişi olarak IİK m. 89 uyarınca haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, ilgili icra dosyasının tarafı olmayan ve üçüncü kişi konumunda bulunan davacı şirkete, takip borçlusunun davacı şirket nezdinde doğmuş hak ve alacaklarının haczi amacı ile 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnameleri gönderilmiş ise de, iş bu tebligatların usulsüz olduğunu, usulsüz tebligatlar sebebiyle ihbarnamelere itiraz edilemediğini, davacı şirkete gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 23.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, dava dışı icra takip borçlusu— davacı şirket nezdinde hiçbir hak, hakkediş, teminat vs. alacağını bulunmaması nedeniyle süresi içerisinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu beyanla, davacı şirketin icra takip borçlusu —- karşı borçlu olmadığının ve Antalya —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile borçlu —– şirketi arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağa istinaden Antalya —-.– Müdürlüğü’nün —Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığım, davacı şirketin alacağı olduğu tespit edilen borçlu şirketten alacağına istinaden haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, haciz ihbarnamesinin tebliğ üzerine davacı tarafından herhangi bir hak ve alacağı olmadığına ilişkin bir beyanda bulunulmaması sebebiyle 2, Haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, bunun da tebliğ edilmesine rağmen yine aynı şekilde hak ve alacağı bulunmadığına ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığını, son olarak davacıya 3. Haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve buna da itiraz edilmediğini, davacıya yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunu, davacının bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığını, İÎK uyarınca kural olarak 1. Haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi halinde istenilen alacağın miktarı kadar takip borçlusuna 3.kişinin borçlu olduğunu kabul etmiş sayılacağını, davacı tarafça açılan iş bu menfi tespit davasında ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacı tarafça sunulan hesap ekstrelerinden de görüleceği üzere 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 22.05.2015 tarihinden sonra borçlu şirket lehine ödeme yapılmaya devam edildiğini, davacı taraf borçlu şirkete borçlan bulunmadığı, aksine alacaklı olduklarını iddia etmekte ise de bu iddiasının yersiz olduğunu, nitekim hizmet alımı yapan davacı şirketin hizmeti almadan ödemeler yaptığı iddiasının dayanaktan yoksun ve hayatın olağan akışına uymadığım beyanla, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Aşgana davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava İcra ve İflas Kanunu’nun 89. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce verilen —- Sayılı yetkisizlik kararı Yargıtay — Hukuk Dairesinin —- Sayılı kararı ile “Dava İcra ve İflas Kanunu’nun 89. maddesine dayalı menfi tesbit davasıdır. Mahkemece davalının ikametgâhının—- olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 89/III maddesine göre üçüncü bildirimin tebliğinden itibaren 15 gün içinde icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde menfi tesbit davası açabilir. Davacının yerleşim yeri — olduğuna göre esasa girilerek bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilerek kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi 18/10/2019 tarihli raporunda, davacı şirketin incelenen 2015 – 2016 takvim yılları kanuni ticari defterleri kendi adına delil vasfına haiz olduğunu, davacı şirketin cari hesap kayıtlarında, davalı ——- ile bir hesap bakiyesi bulunmadığı, davacı şirkete gelen haciz ihbarnameleri tarihlerinde, davacı şirket daval— belirtildiği şekilde, cari hesap olarak alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili davalarının kabulünü talep etmiştir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın İİK 89/3 maddesine göre açılan menfi tespit davası olduğu,
Davvalı alacaklı —- tarafından diğer davalı borçlu — Antalya —.İcra Müd. —. Sayılı dosyası ile takip yapıldığı, takibin kesinleşmiş olduğu, davacıya 89/1 haciz ihbarnamesinin— tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesinin— tarihinde, 89/3 haciz ihbarnamesinin — tarihinde tebliğ edildiği, davanın–tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği tarih itibarı ile ticari defterlerinin mali müşavir marifeti ile yapılan incelemesinden 89/1 haciz ihbarnamesinin tebilğ edildiği tarih itibarı ile —,89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibarı ile– haciz ihbarnemesinin tebliğ tarihi itibarı ile — davalı borçludan alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabülüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-DAVANIN KABÜLÜ İLE DAVACININ ANTALYA — İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’nün –sayılı dosyası ile davacıya gönderilen 89/1, 2,3 md gereğince davalı borçlu — BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Dava maktu harca tabi olduğundan alınması gerekli — harçtan peşin alınan— harcın mahsubu ile bakiye –harcın davalılardan tahsil ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2019 yılı — uyarınca davacı yararına taktir olunan— vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak — başvurma harcı, 27,70 TL peşin harç, —bilirkişi ücreti, —tebligat ve yazı gideri ki cem’an — yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Hüküm kesinleştiğinde takip dosyasının iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.