Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/140 E. 2022/767 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/140 Esas
KARAR NO: 2022/767
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/11/2017
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirket aleyhine—- dosyasıyla bir icra takibi yapıldığını, takibin —— senede dayandırıldığını; ancak bu senedin müvekkili şirket yönünden hükümsüz olduğunu, geçersiz olduğunu belirterek, senedin şirket temsilcisi tarafından imzalanmadığını, herhangi bir borç ilişkisi ve bir borç sebebiyle verilmediğini, senet üzerindeki imzaların şirket temsilcisine ait olmadığını, —– bir şahıs tarafından imzalandığını, bu şahsa sadece şirket tarafından———- hususunda yetki verildiğini, kambiyo senedi düzenlemesi için verilen bir yetki bulunmadığını, kaldı ki, kambiyo senedi için verilen yetkinin de bu senedin tanzim tarihinden sonra olduğunu belirterek, senetten dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin davacı yönünden iptaline karar verilmesini ve ayrıca davalılardan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —— vekili, senetleri şirket adına imzalayan——– şirketi borçlandırmaya yetkili olduğunu, kaldı ki, şirketin bu işlemlere bilerek icazet verdiğini; senedin bir teminat senedi olmadığını, teminat senedi olduğunu iddia eden davacı tarafça bunun ispatı gerektiğini; icra takibinin kesinleştiğini, kaldı ki, senedin teminat senedi olduğunu ileriye süren davacı tarafın artık bu senedin kendilerini bağlayıcı olmadığını ileriye sürmesinin mümkün olmadığını; —- davacı şirketi temsilen —– tarihli protokolü imzaladığını, protokolde belirlenen dairelerin devri yapılmadığından dolayı senedin icraya konulabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalı ise, davaya cevap vermemiş, yargılamalara da katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK 72 madde gereğince açılan ve icra takibinden sonra ikame edilen menfi tespit davasıdır.
Davacı aleyhine davalı — tarafından —–dosyasıyla icra takibi başlatılmış olup, takipte borçlu olarak davacı ile birlikte dosyamızın davalıları —- gösterilmiştir. İcra takibi senede dayandırılmış olup, —– bedelli olan senedin keşidecisi olarak davacımız şirket, lehtarı olarak —–gösterilmiş, senedin manen verildiği belirtilmiş olup, söz konusu senet lehtar —- ciro edilmiştir. Davalı olarak gösterilen ——ise, icra takibini temlik alan sıfatındadır. İcra takibi gerçekleştirilmiş ve takip kesinleşmiştir.
Mahkememize açılan iş bu davada, senedi imzalayanın —— olduğu ihtilafsız bulunduğundan, öncelikle şirketin senedin düzenlenme tarihindeki yetkilileri araştırılmış; şirket yetkililerinin —– olduğu, her ikisinin de şirketi münferiden temsile yetkili olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce, davacı şirket tarafından senetleri imzaladığı ihtilafsız olan —verilen —- düzenleme şeklindeki vekaletnamesi incelenmiş, vekaletin sadece şirket adına taşınmaz alımı işlemleri ve—— iş takibi işlemleri için süreli olarak verildiği, dava dilekçesi —— bulunan vekalette kambiyo senedi imzalama yönünde bir yetkinin bulunmadığı görülmüştür. Bilindiği üzere, şirketin yetkilisi olmayan bir şahsın şirketi bağlayacak şekilde kambiyo senedi imzalaması için bu yönde kendisine vekalet verilmiş olması, vekalette kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin açıkça verilmiş olması zorunludur. Böyle bir vekalet yokken verilmiş senet şirketi bağlamaz, senedi veren kişiyi bağlar. Bu kaidenin bir istisnası bulunup, şirketin verilen senede icazet vermesi ya da yetkisiz bu şahıs tarafından verilen başka ilişkilerdeki senetlerin, çeklerin benimsenmiş olması halidir. Bu taktirde, şirketi yetkisiz şahsın vermiş bulunduğu kambiyo senedi bağlar hale gelecektir. Mahkememizce bu hususta araştırılmış olup, bu amaçla davacı şirketin kayıtları uzman mali müşavir bilirkişiye inceletilmiş ancak … tarafından verilip de şirket kayıtlarına işlenen herhangi bir kambiyo senedi bulunamamıştır. Hal böyle olunca, davacı şirketin ———tarafından imzalanmış bir kambiyo senedini daha evvel benimsediği tespit edilemediğinden bu yönden de dava konusu senetten ötürü sorumlu tutulması mümkün görülmemiştir.
Toplanan tüm bu deliller ve yapılan değerlendirme neticesinde, şirket tarafından verilen vekalette kambiyo senedi imzalamaya yetkili kılınmayan davacı şirketin bu senetten dolayı borçlu olmayacağı, bu nedenle söz konusu senede dayalı olarak yapılan icra takibinin davacı şirket yönünden iptali gerektiği kanaatine varılmış ancak davacı tarafın istediği kötü niyetli takip tazminatı reddedilmiştir. Zira, dosya kapsamına yansıdığı üzere, davacı şirketin iki adet daireyi bu senedin lehtarı olan —- sattığı, bedelini aldığı, dairelerin devredememe ihtimaline karşılık söz konusu senedin —- verildiği, mahkememizce yapılan yazışmalarda da söz konusu dairelerin—– devredilemediği; böylece teminat şartı gerçekleşmediği sebebiyle senetlerin muaccel hale geldiği; esasen senet bedeli kadar daireleri devredemeyen şirketin borcu olduğu fakat sırf —— senet düzenlemeye şirket adına yetkili bulunmaması nedeniyle bu kararın verilmek zorunda kaldığı, bu nedenle ortada kötü niyetli takip tazminatını gerektirecek bir durumun bulunmadığı kabul edilmiş; aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
İş bu dava, icra takibinden dolayı açılmış bulunduğu, icra takibinin —- tarafından başlatılıp bilahare—— devredilmiş olduğu, dosyamızın diğer davalısı —–bu icra takibinin alacaklısı olmadığı; hal böyle olunca yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden icra takibinin borçlusu olan, alacaklısı bulunmayan—-sorumlu olmayacağı ancak yetkisiz kambiyo senedi düzenlemekten dolayı bu senedin yeniden —–dönme ihtimaline binaen şirketin —- yönünden de borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş; icra takibinin bir bütün olarak —— temlik edilmiş bulunduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden sadece bu iki davalının sorumlu olacağı kabul edilerek hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN;
Davalılardan —–yönünden KABULÜ ile;
Davalılardan —– yönünden KABULÜ ile;
—–dosyasıyla icra takibine konan — bedelli senetten dolayı davacının davalılar —— borçlu olmadığının TESPİTİNE; bu icra takibinin davacı şirket açısından İPTALİNE,
—- sayılı dosyasıyla icra takibine konan—- bedelli senetten dolayı davacının davalılar .—–yönünden ise;
Davacı şirketin ——dosyasında takibe konan senetten dolayı bu davalıya da borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Davacının kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından dolayı REDDİNE,
Alınması gereken 21.825,00 TL ilam harcından baştan peşin alınan 5.506,27 TL’nin mahsubuyla eksik 16.318,73 TL harcın davalılar —– alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 5.537,67 TL peşin ilam harcı ve başvuru harcının tamam ile 6 elektronik 27 normal tebligat 315,00 TL tebligat gideriyle 1.200,00 TL bilirkişi inceleme gideri toplamı 7.052,67 TL yargılama giderinin davalılar —– alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 47.730,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar .—– alınarak davacıya verilmesine,
Dair karar, e-duruşmayla katılan davacı vekilinin ve huzurdaki Davalılar —– yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.24/11/2022