Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/112 E. 2020/239 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/112 Esas
KARAR NO: 2020/239
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 31/01/2012
KARAR TARİHİ: 24/06/2020
Mahkememizde görülen İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ———-İcra müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyası ile davalı tarafından müvekkili aleyhine icra takibine geçildiğini, davalı tarafından başlatılan icra takibine konu evrak aslının bizzat müvekkili tarafından alacaklıya ödenerek muhatap—————— ibraz edilmiş olduğunu ve çekin iptal edildiğini, muhatap bankaya çekin ibraz edildiğine dair————- tarihli alındıyı mahkeme dosyasına ibraz ettiklerini, müvekkili tarafından ödeme yapılıp evrak aslı alındığı halde davalının icra takip işlemlerine devam ettiğini ve müvekkili şirketin mal varlıklarına, hak ve alacaklarına kötü niyetli olarak haciz işlemleri yaptığını, davalı tarafından başlatılan icra takibine konu evrak asıllarının icra dairesinin kasasında bulunmadığını, evrak aslının borç ödenerek müvekkili tarafından alacaklıdan alınıp muhatap bankaya bizzat müvekkili tarafından ibraz edildiğini belirterek davalı tarafa borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini ayrıca davalının kötüniyetli olarak icra takibine devam ettiği için % 40 dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın her ne kadar dosya borcunu ödeme iddiasında bulunmuş ise de, bugüne kadar müvekkiline herhangi bir ödemede bulunmadığını, taraflar tacir olduğundan ödemenin yazılı belge ile ispatı gerektiğini, davacı tarafından ödeme belgesi sunulmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın açıkça kötü niyetli olup bugüne kadar borcunu ödemediği gibi huzurdaki davayı açarak süreci geciktirmek ve dosya borcunu ödemekten kaçınmak istediğini, bu nedenle de davacı aleyhine % 40 ‘dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasına ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar çekten dolayı davalı şirketin davacı şirket aleyhine takip başlattığı ve takip konusu hacizlerin gerçekleştiği konusunda ve takip konusu çekin şekil şartları hususunda uyuşmakta olup, uyuşmazlığın, takip konusu çekin takip sonrasında ödenip ödenmediği ve davalının takip borçlusunun ödemesi sonrasında alacaklı olup olmadığı ve davacının borçlu olup olmadığının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Takip konusu —– İcra müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davalı alacaklı vekilinin davacı borçlu ve dava dışı —– aleyhine —— alacağı olmak üzere fer’ileri ile birlikte —– alacağın tahsili amacıyla———— tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığı, takip tutanağında banka onaylı çek suretinin kasaya alındığına dair şerh düşüldüğü anlaşılmıştır.
Takip konusu çek, davacı şirketin ——— şubesindeki çek hesabından diğer takip borçlusu —— adına düzenlenmiş olan ——— keşide tarihli çek olup, çeki dava dışı ———— ciro yolu ile alan davalı şirket tarafından bankaya ibrazı neticesinde, hesap bakiyesinin olmaması sebebiyle ödeme yapılmadığına dair banka yazısı üzerine davalı alacaklı vekilinin icra takibine başladığı, davacı vekilinin ise dava dilekçesindeki beyan ve kabulüne göre çekin ——— tarihinde muhatap bankaya ibraz edilerek iptal edildiği iddiasına konu olan çektir.
Muhatap———- tarafından——– tarihli cevabi yazıda, şubeleri müşterisi ——— ilgili olarak söz konusu çekin ——— tarihli takas ortamında karşılıksız işlemi gördüğü ve şubelerine iade edildikten sonra ——– tarihinde karşılıksız çek iade konumuna getirildiğinin görüldüğü, çek aslının şubeleri tarafından muhafaza edildiği beyan edilmiştir.
————– ise —– tarihli cevabi yazılarında, ———adına düzenlenen —— keşide tarihli ———bedelli çekin müşterileri ———- ibraz edildiği,——-tarihinde çekin karşılıksız kaldığı belirtilmiştir.
————– tarihli davacı ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla düzenlenen talimat bilirkişi raporunda, davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine kesin delil olma vasfına haiz olmadığı, davacının ticari defterlerinde, dava dışı ——– tarihinde toplam ———– tutarlı bir adet faturanın mevcut olduğu ve iki adet konteyner alımını içerdiği, bu faturaya ilişkin ödemenin iki adet çek ile gerçekleştirildiği, bu ödemelere ilişkin makbuz ve banka ekstresinin göründüğü, ödemeler sonucunda davacı ve dava dışı —————— arasında borç alacak bakiyesinin kalmadığı, davacı kayıtlarında bu çeklere ilişkin ödemeye rastlanılmadığı, bu çeklerin iptal kaşesi basılarak ————– şubesine teslim edildiğinin banka tarafından da teyit edilmesi sebebiyle , iptali yapılarak davacı eline geçtiği, davacının iddialarının kapanış tasdiki olmayan kendi resmi defter ve kayıtları ile örtüştüğü, açılan menfi tespit davasına konu çek aslının davalı tarafından bankaya teslim edilmiş olmasının çek aslının davacı tarafın eline nasıl geçtiği konusunu açıklığa kavuşturulması ile çözüleceği belirtilmiştir.
————– tarihli bilirkişi raporunda, tarafların iddiaları, savunmaları, banka cevabi yazıları özetlenmiş ve çekin davacı takip borçlusunun keşidecinin elinde bulunmasının, çek bedelinin ödenip çekin iade alındığına karine oluşturduğu, aksini iddia eden davalının bunu ispat etmesi gerektiği, dosya içeriğinden davalının çek bedelini tahsil etmediği halde çeki iade ettiğine dair hukuken geçerli bir belgeye rastlanmadığından davacı tarafından çek bedelinin ödenip geri alındığı sonuç ve kanaatine varıldığı, davacı-çek keşidecisinin takip konusu çeki takibe koyduğu tarihin ———olup, bu tarihten sonraki bir tarih olan ————-tarihinde çekin muhatap bankaya iade edildiği, dolayısıyla takip tarihi itibariyle takip şartlarının oluşmuş olduğu, davacı takip borçlusunun kesinleşmiş bulunan takibin fer’ilerinden de sorumlu bulunacağının takibin hukuki sonucu olduğu, takip tarihinden sonra çek aslının ödenmiş olmasının takibin fer’ilerini ortadan kaldırmayacağı, davacının masraf ve fer’ilerini ödediğine ilişkin bir iddia ve bu iddiasını ispata elverişli hukuken geçerli bir protokol veya ibra belgesinin dosya kapsamında yer almadığı, davalı takip alacaklısının takip talebini TBK 100. Madde hükümleri doğrultusunda kısmi ödemelerin öncelikle faiz, masraf ve fer’ilere mahsup edilerek kalan bakiyenin ise asıl alacaktan düşülmesi, hesaplamanın bu çerçevede yapılması gerektiğinin yasa gereği olduğu, davacı tarafından çek aslının ödendiği tarih belgelendirilmediğinden , ödeme tarihi olarak çekin muhatap bankaya iade edildiği —— tarihinin esas alınabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı, çek tutarı olan ———– tarihinde takip alacaklısına ödendiği farz edilerek hesaplamalar çerçevesinde davacı takip borçlusu -çek keşidecisinin, davalı-takip alacaklısı çek hamiline —- tarihi itibariyle bakiye ——— asıl borç bakiyesinin kaldığı, davacının menfi tespit talebinin —– kısmı yönünden yerinde olduğu,—— kısmı yönünden ise hukuken yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirerek, davanın kabulünü talep etmiş ve davalının tacir olması sebebiyle fer’ilerini almadığını iddia eden davalı-alacaklının bu iddiasını ispatlamak zorunda olduğunu belirtmiştir.
Mahkememiz dosyasında ————- tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtaya gönderildiği, ————– tarihli kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmesi üzerine mahkememizin ————– Esas sayısına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;davanın İİK 72 maddesine göre açılan menfi tespit davası olduğu, davalı alacaklı tarafından ———–İcra Müd.——— E. Sayılı dosyası ile ve banka onaylı çek sureti ile ———- tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığı, ancak takip başlatılırken çekin muhatap banka dışında takas ortamında ibraz edildiği, çekin karşılıksız işlemi gördüğü tarih ————–tarihi olduğu, takip konusu çekin muhatap banka dışında bir bankaya takas ortamında ibraz edildiği hallerde ibraz edilen bankanın çek aslını kendi uhdesinde tutarak onaylı örneği veremeyeceği, çek aslının banka uhdesinde kalması için her bir çek yaprağı için bankanın sorumlu olduğu miktar ödenmek sureti ile onaylı suretinin muhatap banka tarafından verilebileceği, oysa takip başlatılırken davalı alacaklı tarafından banka onaylı çek sureti ile takip başlatıldığı, ———— tarihinde takip konusu çek ile ilgili olarak çek aslını elinde bulunduran ——- davacı şirket Yetkilisi ————— ile yaptığı görüşme sonucunda çek aslının davacı şirkete teslim edildiği, ———— tarihli dosyada mevcut ifade tutanaklarından bu hususun sabit olduğu bu konudaki soruşturma dosyasının da ——– Cumhuriyet Başsavcılığının ———— sayılı kararı ile Kovuşturmaya Yer olmadığına dair karar verildiği ve çek aslının aynı tarihte muhatap bankaya iade edildiği, bu hali ile takip başlatıldıktan sonra davacıya iade edilmiş olması ve çek aslı iade edilirken takipteki ferilerin saklı tutulmamış olması nedeni ile davacının davasının kabulü ile davacının ————–İcra Müd.———- E. Sayılı dosyasına konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve tazminat takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KABULÜ ile; davacının —– İcra Müd. ——– E sayılı dosyasından takibe konu —————- çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine,
Tazminat taktirine yer olmadığına,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,65 TL harçtan, dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 222,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 801,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 21,15 TL başvurma harcı ve 222,75 TL peşin harç toplamı 243,90 TL ile 1.202,30 TL bilirkişi ücreti ve posta giderleri olmak üzere toplam 1.446,20 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2020