Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/958 E. 2020/109 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/958 Esas
KARAR NO : 2020/109

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 15/05/2015
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Mahkememizin —— Karar sayılı dosyasında 26/11/2015 tarihinde karar verilmiş olup; BU KARARDA;
“Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin son yıllara kadar başarılı bir şekilde ticari faaliyetini sürdürdüğünü, ancak son yıllarda gerek dünya genelindeki ekonomik krizin etkisiyle gerekse sektörde yaşanan krizin etkisiyle davacı şirketin ekonomik sıkıntı içine düştüğünü, yasa uyarınca hazırlanan ara bilanço değerlerine göre şirketin borca batık hale geldiğini, şirket borca batık hale gelmiş olmakla birlikte ekte sunulan iyileştirme projesi uyarınca alınacak önlemler sonucu şirketin borca batıklıktan kurtulma ümidinin bulunduğunu, bu durumun alacaklıların da lehine olacağını belirterek, İİK 179. vd. Maddeleri uyarınca davacı şirketin iflasının ertelenmesine ve dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir yoluyla davacı şirkete kayyum atanmasına, şirket aleyhine açılmış ve açılacak icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, şirketin mal varlığının korunması için gerekli diğer yasal tedbirlerin alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Müdahiller dosyada mübrez dilekçelerinde özetle; davaya müdahil olarak kabullerine, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizde görülmekte olan dava hukuki niteliği itibari ile; TTK nun 376/3, 377 ve İİK 179. vd. maddeleri uyarınca davacı şirketin iflasının ertelenmesi talebine ilişkindir.
Davacı şirkete ait —-Müdürlüğünden sicil dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı şirketin faaliyet merkezinin mahkememizin yetki ve görev alanı içerisinde kaldığı tespit edilmiştir.
Yöntemine uygun duruşma açılmış, taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık konuları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.
TTK 376/3 ve İİK 179.ve devamı maddeleri uyarınca şirketin aktifleri borçlarını karşılamaya yetmediği takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Bu durumda şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilir. Ancak idare ve temsil ile yetkili kimseler yada alacaklılardan biri şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkeme sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir. Bu yasal düzenleme çerçevesinde davacı vekili müvekkili şirketin borca batık halde olduğunu bildirmiş, ancak iyileştirme projesi sunarak iflasın ertelenmesini talep etmiştir. İflasın ertelenmesi yönünde başvuru yapılması konusunda ortaklar kurulu kararı ibraz edilmiştir.
İflas erteleme talebi 166. Maddesi uyarınca usulen ilan edilmiş, davacı vekili tarafından iflas avansı yatırılmıştır.
İflasın ertelenmesi kararı verilebilmesi için birinci koşul borca batık olma halidir. Yani şirket aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yetmemesi ve pasiflerin aktiflerden fazla olması gerekmektedir. TTK 376/3 maddesi uyarınca düzenlenecek ara bilançonun aktiflerin piyasa değerlerine göre hazırlanması ve borca batıklığın buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacı vekili sunduğu ara bilançoyu bu şekilde hazırladığını beyan etmiş, Mahkememizce de davacı şirketin aktifinde yer alan —— uzman bilirkişi eliyle inceleme tarihi itibariyle piyasa değerleri araştırılmış ve teknik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen — kayıt tarihli rapor dosyaya ibraz edilmiştir.— piyasa değerlerine göre borca batıklık hali ve iyileştirme projesinin gerçekçi olup olmadığının denetlenmesi amacıyla davacı şirket defter ve kayıtları üzerinde Mahkememizce resen seçilen uzman bilirkişi kurulu eliyle inceleme yapılmış ve — tarihli bilirkişi kurulu raporu alınmıştır. Bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere davacı şirket 28/02/2015 bilanço tarihi itibariyle — tutarında borca batık durumdadır.
İflas erteleme kararı verilebilmesi için ikinci koşul ise şirketin borca batıklıktan kurtulmasını olanaklı kılan ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesinin bulunmasıdır. Davacı vekili dava dilekçesine ekli olarak iyileştirme projesini sunmuştur. Mahkememizce HMK 389 ve İİK 179.a-b. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmiş, tedbir kararı ile birlikte davacı şirkete kayyum atanmıştır. Kayyumlar birer aylık periyotlarla mahkemeye şirketin işleyişi hakkında raporlar sunmuşlardır. Gerek bilirkişi raporlarında gerekse kayyım raporlarında açıklandığı üzere, davacı şirketin sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürdüğü ve borca batıklıktan kurtulma ihtimalinin bulunduğu vicdani kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket fevkalade mühletten yararlanmamıştır. Tüm dosya kapsamına göre borca batık durumda olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu ve buna göre borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğu, şirketin mevcut iş hacmi itibariyle iflasının ertelenmesinin alacaklıların durumunu kötüleştirmeyeceği, bilakis erteleme sonucunda alacaklıların alacaklarına kavuşma ihtimalinin daha da artacağı vicdani kanaatine varılmış, iflasın ertelenmesi talebi kabul edilmiş,
—– Müdürlüğünün ——– sicil numarasında kayıtlı —- iflasının, İİK 179.ve 179/b. maddeleri uyarınca 26/11/2015 gününden itibaren bir yıl süreyle ertelenmesine”
KARAR VERİLMİŞTİR.
Mahkememizce verilen bu karar müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin —-Karar sayılı hükmü ile bozulmuş olup; bozma ilamında “dosyada mevcut 22/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda şirketin sermaye artırımı yolu ile nakit girişimi sağlaması gerektiği bildirilmektedir. Bu rapor üzerine 08/09/2015 tarihinde şirketçe sermaye artırımı kararı alınmıştır. Bu kararda sözü geçen sermayenin konulup konulmadığı, konulmuş ise, bu şekilde şirketin borca bataklıktan kurtulup kurtulmadığı incelenmelidir, kurtulmadıysa şirketin iyileştirme projesi ile uyumunun ne olduğu tespit edilip, bu konuda denetlemeye uygun bilirkişi heyetinden gerekirse ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi vurgulanmak suretiyle hüküm oluşturulmuştur.”
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, bu çerçevede ortadan kalkan kararımızdan sonra yeniden yargılamaya başlanmıştır.
Mahkememizce iflas ertelemesi davası açılınca görevlendirilen kayyımlardan düzenli olarak rapor alınmış olup, yeni esasımıza kayıttan sonra da devam eden raporlarda, kayyımların — tarihli bilançoya göre dahi sermayenin — kısmının henüz ödenmediğini, önceki kayyım raporlarında da belirtildiği gibi borca batıklığın aynen devam ettiğini, davacı şirketin yapısal olarak iyileşmesinin imkansız olduğunu, sunulan iyileştirme projelerinin hiç uygulanmadığını, halen faaliyetlerin denetlenebileceği güncel bir iyileştirme projesinin bulunmadığını, iyileştirme beklentisinin ortadan kalktığını, sürdürdüğü bir proje ya da cevabını beklediği bir iş teklifinin bulunmadığını; davacı şirketin halen dahi gayrifaal durumda olduğunu; davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan — kayyım onayımı ve denetimi dışında işlemler ve ödemeler yaptığını; ———– alacaklıları arasında eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, üçüncü kişinin taşınmazının teminat olarak verildiği — — kayyım onayı alınmadan ve bilgisi dışında taşınmazın paraya çevrilmesini önlemek için ödeme yaptığını, bu ödemelerin sermaye taahhütünün yerine getirilmesi olarak kayda geçirildiğini ve bu tür ödemelere devam ettiğini, sırf üçüncü kişinin verdiği teminat ipoteğini fek ettirip taşınmazın satışını önlemek amacıyla kayyım onayı olmaksızın —- ödeme gerçekleştirdiğini; ödemeyi yapan kişi —dahi olsa bu kişinin —————-eşi olmasından dolayı işlem alacaklıları arasında eşitlik ilkesine aykırı olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizce daha önce görev yapan borca batıklık bilirkişilerinden rapor alınması yönünde hüküm oluşturulmuş, davacı şirkete kesin süre verilmiş ancak davacı vekili mahkememize başvurarak müvekkiline masraf yatırması konusunda tebligat / ihtarat çıkarılmasını talep etmiş olup; HMK gereğince vekil ile temsil edilen dosyalarda asile tebligat yapılamayacağı için bu talep kabul edilmemiş, davacı vekili son celsede açık açık bilirkişi ücretini temin edemediklerini, müvekkiline durumu bildirdiklerini, kesin mehil verildiğini ve sonuçlarını müvekkiline bildirdiklerini ancak kendilerine müvekkilleri tarafından ücret gönderilmediğini, ayrıca sermaye girişimi sağlanması yönünden de mahkemece daha önce süre verilmiş olmasına rağmen bunuda müvekkillerine bildirdikleri ancak sermaye girişiminide sağlayamadıklarını bildirmiştir.
Dosyamızda kök davada 18/05/2015 tarihinde ihtiyati tedbir verildiğinden ve üzerinden 5 yıllık süre geçtiğinden ihtiyati tedbir kararı daha önceki celselerde kaldırılmış olup; dava açıldıktan sonra 5 yıla aşkın süre geçtiği, şirketin tamamen gayrifaal hale geldiği, şirketin devamında alacaklılar yönünden hiç bir fayda kalmadığı, şirketin iyileştirme projelerine de uygun davranmasının artık beklenemeyeceği, bu tarihten itibaren şirketin iflasına karar verilmemesi halinde alacaklılarında zarara uğrayacağı, hiç bir fayda bulunmadığı belirlendiğinden, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
———-Ticaret Müdürlüğünde — sicil numarasında kayıtlı — İİK 179/4 md. Gereğince— tarihinde saat:— itibarı ile İFLASINA,
İflas kararının derhal iflas müdürlüğü olan İstanbul Anadolu —. İflas Müdürlüğüne bildirilmesine,
İflas Müdürlüğüne işbu kararın ilan ettirilmesine,
Dosyaya yatırılan iflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına, avansın yetmemesi halinde HMK 325 md. Uyarınca resmi ödenekten karşılanıp iflas tasfiyesi sırasında bu hususun dikkate alınmasına, mahkememizce verilen 18/05/2015 tarihli iht. Tedbir kararının KALDIRILMASINA,
İflas kararının masrafı peşin yatırılan dosya giderinden karşılanarak İİK 164 md. Uyarınca taraflara resen tebliğe çıkarılmasına,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile 26,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa talebi üzerine davacıya iadesine,
Yargılamanın niteliği gereğince müdahiller lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar, davacı vekili ile ———– yüzlerine karşı, diğer müdahillerin yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.