Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/933 E. 2022/716 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/933 Esas
KARAR NO : 2022/716

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, taraf şirketler arasında 07/08/2017 tarihli —— sözleşmesi” imzalandığını; müvekkilinin bu sözleşmeyle——standartlarına uygun ——-üreterek davalının——- yaptığı proje için teslim etmeyi üstlendiğini, edimini yerine getirdiğini, davalının da bir kısım ödeme için çek verdiğini ancak çek bedellerinin dışında kalan kısmı ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine——-sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili, müvekkilinin üstlendiği —— yaptıracağı yol yapımı için davacı taraftan hazır ——almak üzere iddia edilen sözleşmeyi imzaladıklarını, bir miktar —— aldıklarını ancak aldıkları —– faturalardaki miktar kadar olmadığını daha az olduğunu; bu hususun aydan aya tutulan ataşman defteriyle sabit olduğunu; karşı tarafa durumu bildirdiklerini ancak onların kendilerini oyaladığını; kaldı ki, teslim edilen ——- şartnameye aykırı olduğunu, mukavemetlerinin düşük olduğunu, bu hususta laboratuvar incelemesi de yaptırdıklarını; söz konusu ——- sözleşmede kararlaştırılan niteliklere uygun olmadığını, hal böyle olunca, gerçekleşen ödemelerin esasen eksik ve ayıplı olan——bedellerini ziyadesiyle karşıladığını; takibe konabilecek bir davacı alacağının bulunmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini, davacıdan kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK 67 madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.İcra takibine konan alacak emtia bedeline ilişkin olup, davacı, davalı aleyhine 374.778,85 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili için icra takibi başlatmış; davalı bu takibe ” eksik —— ve sözleşme gereği niteliği belirlenmiş—— teslim edilmediğinden ” bahisle ve yapılan ödemelerinde teslim edilen ——miktar ve niteliğine uygun olduğundan bahisle itiraz etmiş, itiraz üzerine takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.Taraflar arasında ——sözleşmesinin ihtilafsız olduğu, bu sözleşmede teslimi gereken—— niteliğinin belirlendiği, birim bedelinin belirlendiği ihtilafsız olup, taraflar arasındaki ihtilafın, davacının kestiği faturalardaki miktar kadar—— teslim edilip edilmediği, teslimi gerçekleşen——- sözleşmede vasıfları belirlenen cinsten olup olmadığı hususunda toplandığı belirlenmiştir.
Davacı taraf, davalının süresi içinde ayıp ihtarında bulunmadığını ileriye sürmüştür.Mahkememizce, öncelikle süresi içinde ayıp ihtarı bulunup bulunmadığı hususu ele alınmıştır. Bilindiği üzere, TTK 23/1-c maddesinde ” malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu, ayıp açıkça belli değilse o taktirde alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için aynı süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu ” düzenlenmiştir. Davalımızın iddiası malın eksik teslim edildiği ve sözleşmede belirtilen ——- standartlarına uygun olmadığı iddiasıdır ki, malın eksik teslim edildiği teslim anında ortaya çıkacak bir durum olduğu gibi standartlara uygun olup olmadığı da basit bir incelemeyle ortaya çıkabilecek durum olduğundan 8 gün içinde karşı tarafa ayıp ihtarının gönderilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, teslim anında belli olan ya da bir inceleme sonunda ortaya çıkabilecek bu ayıpların dışında kalıpta kullanıldıkça ortaya çıkabilecek ” gizli ayıp ” niteliğindeki ayıplar yönünden de TBK 223. Madde gereğince bir düzenleme mevcut olup, bu tür ayıbında ortaya çıktığında derhal karşı tarafa bildirilmesi zorunludur. Bu çerçevede davalı tarafın yaptırdığını iddia ettiği ——-şirketiyle yazışma yapılmış, yapılan yazışma sonunda 2017 ve 2018 yılı mukavemet raporlarının çıkarıldığı anlaşılmıştır. Ancak, bu mukavemet raporlarının davalı tarafça alınması ayıp ihtarlarının gerçekleşmesine yetmemekte olup, bunların davacı tarafa tebliği ve ayıp ihtarının bunlarla birlikte gönderilmesi zorunludur. Mahkememizce davalı şirkete bu yönde delillerini ( ihtarlar mailler gibi ) sunması bildirilmiş olup, sunamamıştır. Davalı taraf tanık deliline dayanmış olup, davalının gösterdiği tanık ——- ifadesi talimat yoluyla alınmıştır. Bu tanık hem yazılı olarak sunduğu ” ifademdir ” beyanında hem de hakim önünde verdiği beyanında ——proje için davacı şirketten hazır —— aldıklarını,——- hep kesilen faturalardan daha az miktarda teslim edildiğini, davacı yetkililerine bu durumun derhal bildirildiği ancak onların——- demek suretiyle kendilerini oyaladıklarını; söz konusu—–ayrıca nitelikleri yönünden de sözleşmeye uygun olmadığının yaptırılan özel laboratuvar incelemeleriyle anlaşıldığını; bunlarında sözlü olarak davacı firmaya bildirildiğini fakat ——- firmaların aralarında bir dayanışma bulunduğunu, bir ——- firmayla anlaştıktan sonra diğer firmaların ——vermediğini, bu sebeple eksik ve ayıplı ——- teslimine rağmen davacı firmadan ——–almaya devam etmek zorunda kaldıklarını bildirmiştir.Elde bu tanığın beyanı dışında süresi içinde ayıp ihtarı yapıldığına dair bir delil yoktur. Tanığın davacının elemanı olması, tacirler arasındaki ayıp ihtarının yazılı olarak yapılmasının basiretli davranış gereğince zorunlu olması, kaldı ki, bu davalı tanığı beyanında dahi ihbarların derhal yapıldığına dair bir tarihin yer almadığı, TTK 23/1-c maddesinin olayda uygulanması gerektiği; bu maddeye göre laboratuvar incelemelerinin teslimden 8 gün geçtikten çok sonra yaptırıldığını; hal böyle olunca, süresi içinde yapılan bir ayıp ihtarının ispatlanamadığı; mahkememizce ortada kullanmakla çıkacak ve Borçlar Kanunu 223. Maddesinin uygulanmasını gerektirecek ayıbın bulunup bulunmadığının tespiti için bu ——- üzerinde keşif yapılmak istendiği, 06/02/2020 tarihli celsede durum açıklanarak davalı vekilinden söz konusu ———incelenebilecek durumda olup olmadığının sorulduğu; davalı vekilince mahallinde keşif yapılmak suretiyle —— inceleme imkanının bulunmadığının açıkça bildirildiği, muhtemelen ——- kullanıldığı ve üzerinden çok zaman geçtiği için mahkememizce de davalı vekilinin beyanı gibi keşfen ayıpların tespitinin artık mümkün olmayacağına kanaat getirildiği, davalı tarafın yemine dayanması nedeniyle yemin delilinin bu yönde hatırlatıldığı, davacı şirket temsilcilerinin huzura gelerek usulünce yemin edip ” kestikleri faturalara nazaran eksik mal teslim edilmediğini, teslim edilen mallarında sözleşmedeki niteliklere uygun olduğu ” hususunda yemin etmeleri karşısında artık ayıp ihbarı yapılmadığı, bu nedenle davalının ayıptan kaynaklanan haklarını kullanamayacağı mahkememizce belirlenmiştir.Bu aşamadan sonra mahkememizce taraf kayıtlarının incelenmesine geçilmiş olup;
Davacının —–olan kayıtları mahkememizce inceletilmiş, davalının —— olan kayıtları da talimat yoluyla inceletilmiştir.Davacımızın kendi kayıtlarının iddiasını doğruladığı, davacı kayıtlarına göre, davacının icra takibine koyduğu, 374.778,85 TL yönünden takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu belirlenmiştir.Davalımızın da kayıtları talimat yoluyla inceletilmiş olup bizzat davalı kayıtlarının davacı kayıtlarına göre çok az bir farkı içerdiği, takip tarihi itibariyle davalının ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olan davacı faturalarından yapılan ödemeler düştüğünde davalının takip tarihinde 374.778,66 TL borçlu olduğu anlaşılmıştır. Bu miktar bizzat davalı kayıtlarında yer aldığından, bir yerde iddia ettiği ayıplar yönünden de bir iade faturasının düzenlenmediği, kayıtlara herhangi bir şerh düşülmediği, davacı faturalarının aynen kayıtlı olduğu nazara alınarak; davalı tarafın bizzat kendi ticari kayıtlarına göre borçlu gözüktüğü 374.778,66 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş,Takip konusu alacağın alım satım sözleşmesinden kaynaklandığı, faturaya bağlı alacaklar olduğu nazara alınarak likit olduğu ve itirazında haksız bulunduğu sebebiyle davacının bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına hak kazandığı kabul edilmiş,Reddedilen kısım üzerinden davalı taraf her ne kadar kötü niyetli takip tazminatı talep etmişse de reddedilen kısmın çok düşük olması, ( 19 kuruş ) bu nedenle basit bir hesap hatasından kaynaklanabileceği sebebiyle davacı bu yönden kötü niyetli kabul edilmemiş, kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmemiş,
Aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının ——- sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin 374.778,66 TL üzerinden ve asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanarak DEVAM EDİLMESİNE,374.778,66 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Reddedilen kısım yönünden istenen kötü niyetli takip tazminatının şartları oluşmadığı için reddine,Alınması gereken 25.601,13 TL ilam harcından peşin olarak alınan 4.526,40 TL ilam harcının mahsubuyla eksik 21.074,73 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 4.562,30 TL peşin ilam harcı ve başvuru harcının tamamı ile 14 normal tebligat gideri 168,00 TL ile 88,00 TL elektronik tebligat giderinin ve 2.450,00 TL iki bilirkişi inceleme ücreti ve 70,00 TL tebligat posta giderinin kabul ve ret oranı gereği 2.770,00 TL’lik kısmının toplamı 7.332,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,Karar tarihindeki ——-nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,Reddedilen kısım üzerinden ise 0,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ( vekalet ücreti hükmedilen asıl alacaktan fazla olamayacağı ve reddedilen miktar 0,19 TL olduğundan )Dair karar, e-duruşmayla katılan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, reddedilen kısmın miktarı sebebiyle davacı bakımından kesin, davalı yönünden karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.