Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/919 E. 2019/27 K. 07.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/81 Esas
KARAR NO : 2018/1249

DAVA : Ölümlü Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/01/2015
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ölümlü Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, 05/12/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında———sürücüsü——‘nin zorunlu mali mesuliyet sigortası ve —————–‘nin maliki bulunduğu ——- plakalı aracın çarpması ile davacılardan ————–oğulları, diğer davacıların ise kardeşi olan ———— ölümüne, davacı —————- ise yaralanmasına neden olduğunu; ölen murisin 08/07/1992 doğumlu olup, kaza anında 22 yaşında olduğunu, ———— maaşlı olarak çalıştığını, bekar olduğunu hem davacı anne babasına hem de kardeşlerine maddi destek olduğunu; onun ölümü ile davacı anne baba ve kardeşlerinin hem maddi desteğinden yoksun kaldıklarını hem de onu kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını; bu nedenle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi gerektiğini belirterek; destekten yoksun kalma tazminatı olarak fazlaya dair hakları saklı tutulmak suretiyle davacılar için 250,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline; olaydan dolayı her bir davacının duyduğu üzüntü ve elemden dolayı davacı anne ve baba için 100.000,00’er TL her bir davacı kardeş içinde 50.000,00’er TL olmak üzere toplam 350.000,00 TL’de manevi tazminatın sadece davalı sürücü ve araç malikinden kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; bilahare davacılardan ———- için destekten yoksun kalma tazminat talebinin ıslah ile 104.934,23 TL’ye, ——— için ise 100.769,54 TL’ye yükseltmiş;
Birleşen dosyada ise, aynı kaza nedeniyle —– plakalı aracın ihtiyari mali sorumluluk poliçesindeki manevi tazminat teminatı nedeniyle; davacı anne ve baba için 100.000,00’er TL, davacı kardeşler için 50.000,00’er TL olarak istediği ve araç maliki ve sürücüsünden talep ettiği manevi tazminatı aynı zamanda sigorta poliçesi gereği ———— Şirketinden de talep ve dava etmiş; aynı trafik kazasından oluşan ve aynı manevi tazminata ilişkin olan talep sebebiyle dosya İstanbul Anadolu———. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından haklı olarak dosyamızla birleştirilmiştir.
SAVUNMA : Davalı – —–vekili, olayla ilgili ceza yargılamasının devam ettiğini, bu nedenle İstanbul ———–. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/120 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesini talep etmiş ayrıca kusurun ölen yayada olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını bu nedenle açılan davanın reddi gerektiğini; istenen manevi tazminatında çok fahiş olduğunu, zenginleşme amaçlı istendiğini savunmuştur.
Davalılardan ——– vekili, müvekkili her ne kadar trafik kayıtlarında araç maliki olarak gözüküyor ise de, işleten sıfatının kaza anında bulunmadığını zira kazadan önce aracı bir yıllık süre ile davalı ———- kiraladıklarını; kira sözleşmesi ile aracı teslim ettiklerini; işleten sıfatı bulunmadığından dolayı müvekkili yönünden davanın reddi gerektiği, kaldı ki, kazada ölenin kusurlu olduğunu, istenen manevi tazminat miktarınında fahiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ————-vekili, kaza tarihinde ——-plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası olduklarını; ancak sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile ve bu kusura isabet edecek gerçek zarar miktarı ile sınırlı olduğunu ayrıca poliçedeki tazminat yükümlülüğü ile de sorumluluklarının sınırlı olduğunu; bu nedenle kusur oranının mahkeme tarafından usulünce belirlenip, kusur çıktığı taktirde gerçek destek zararının hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunduğu görülmüştür.
Birleşen dosyanın davalısı ise, kaza tarihi itibariyle —— plakalı aracın– poliçe nosu ile ihtiyari mali mesuliyet sigortası yaptırıldığını; ancak müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu; müvekkilinin poliçe gereğince sorumlu bulunduğu manevi tazminatın talep edilen miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatından ibaret maddi tazminat ve ölüm nedeniyle duyulan üzüntü sebebiyle istenen manevi tazminat davasıdır.
05/12/2014 tarihinde bir trafik kazasının gerçekleştiği, kazaya karışan ——- plakalı aracın sürücüsünün——- olduğu, aracın kayıt malikinin davalı ——– olduğu, aracın zorunlu sigortasının davalı—— olduğu, birleşen dosyanın davalısı ——— AŞ’nin ise manevi tazminattan sorumlu ihtiyati mali mesuliyet sigortası olduğu; kaza anında davacıların murisi olan ———— 22 yaşında olduğu, ———-‘de maaşlı olarak çalıştığı ihtilafsız olup; davadaki ihtilaf, kusur oranları ve davalı sürücü kusurlu ise bu kusura isabet edecek destekten yoksun kalma tazminat miktarı ve manevi tazminat miktarları hususundadır.
Mahkememizce, öncelikle kusur yönünden araştırma yapılmış olup, Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda, davalı sürücü ——–‘ın olay sırasında görüşünün açık olduğu yolda seyrettiği, her ne kadar virajı dönmüş olmasından sonra kaza meydana gelmiş ise de, virajdan yaklaşık 80m sonra olayın meydana gelmiş olduğu, bu nedenle davalının süratle seyrettiği, yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, olay yerinde aydınlatmanın mevcut olması nedeniyle yol kenarında arıza nedeniyle durmakta olan araçları farkederek tedbirli davranıp, hızını azaltmadığı, yolun sol şeridine geçmesi için yeterli mesafe ve olmasına rağmen bu tedbirleri almadan seyrini sürdürüp, yolun sağ şeridindeki araca çarptığından ötürü kazanın meydana geldiğini; kaza anında ölen —————— olay sırasında yolun ortasında olmadığı, yol kenarında bulunduğu, üzerine düşen aracın seyir halinde bulunmayışı ve ——- kullandığı aracın çarpması ile, çarpılan aracın üzerine düşmesi sonunda hayatını kaybettiği; bu nedenle davalı sürücünün kazadan %100 ile kusurlu olduğu; ceza yargılamasında savcılık aşamasında alınan ve trafik başkomiseri———— tarafından hazırlanan raporda da ——- asli kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücüsü olan —– tali kusurlu olduğu, ölenin kusursuz olduğunun belirlendiği ancak kazaya karışan diğer araçta bir miktar kusur olsa dahi bunun sonucu değiştirmeyeceği, en fazla zararı ödedikten sonra davalılarımız tarafından diğer araç sürücüsüne rücu edilebileceği; müteveffada kusur olmadığı taktirde sonucun değişmeyeceği; zaten Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda da davalımız olan sürücü —— asli kusurlu bulunup, hakkında mahkumiyet hükmü verildiği; kararın temyiz edildiği ve Yargıtay’da olduğu nazara alınarak artık ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmadığı; ATK raporu gereğince müteveffanın kusurunun olmadığı, bu sebeple tazminat miktarlarında kusur yönünden herhangi bir indirime gerek bulunmadığı belirlenerek maddi tazminat miktarlarının tespitine geçilmiş;
Maddi hesap bilirkişisi mahkememizce belirlenen ve belgelendirilen müteveffanın kazancını nazara alarak anne ———– yoksun kaldığı desteğin 104.934,23 TL olduğunu; baba ——- yoksun kaldığı desteğin ise 100.769,54 TL olduğunu belirlemiş olup; hesap bilirkişisi raporunda kullanılan yöntem ve hesaplama yerinde bulunduğundan hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar kardeşler içinde destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş ise de; olay anında reşit olan kardeşlerin ölenin desteğinden faydalandıkları ispat edilememiş bulunduğundan kardeşler yönünden destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilememiştir. Dava dilekçesinde tüm davacılar için toplam 250,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiğinden ve her bir davacı yönünden kuruşlandırılmamış ise, eşit talep edildiği Yargıtay kararları gereğince kabulü gerektiğinden davacı kardeşler yönünden 50,00’şer TL maddi tazminat talep edildiği kabul edilmiş, bu sebeple bu miktarlar üzerinden davalılar yararına vekalet ücreti taktir olunmuştur.
Hesaplanan maddi tazminat ve mahkemece taktir edilen manevi tazminattan sorumluluklar yönünden dosya incelendiğinde; davalı sürücü ——- sorumluluğu TBK’daki haksız fiil sorumluluğudur. Bu nedenle kusuru oranında meydana gelen maddi ve manevi zarardan haksız fiil hükümlerine göre sorumludur. Davalı ——— AŞ’nin sorumluluğu araç işleteni olmasından dolayı Karayolları Trafik Kanununun düzenlemesi sebebiyle objektif sorumluluk olup; bu sıfatı ile araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olmak üzere maddi ve manevi zararlardan sorumludur. Olayımızda, davalı —- vekili, kira sözleşmesi ile aracı——– kiraladığını ve işleten sıfatının ortadan kalktığını savunmuştur. Gerçekten uzun süreli kira akdi ile aracın kiralanması halinde kiralayanın araç üzerindeki işleten sıfatı kalkar. Dosyaya sunulan kira sözleşmesinde aracın 01/03/2014 tarihi itibariyle 31/12/2014’e kadar ——a kiralandığı anlaşılmaktadır. Ancak mahkememizce yapılan araştırma sonunda ve bu davalı vekilinin sunduğu belgelerde; ödemelerin hep —– adına yapıldığı, vergi ödemelerinin kasko ve zorunlu sigortaların ———- adına yapıldığı; her ne kadar sözleşmede bir altlık – üstlük ilişkisi bulunmasa da, davacı vekilinin taraflar arasındaki kira ilişkisinde söz konusu bir altlık – üstlük ilişkisinin bulunduğunu iddia etmesi, davalı —- vekilininde son celse müvekkili tarafından söz konusu araç ile sadece davalı—-‘ın mallarının taşındığını açıkça beyan etmesi karşısında; esasen davalı —- yönünden işleten sıfatının ortadan kalkmadığı; bu davalının kendine ait malları kendi kamyonu ile —— taşıttığı; karşılığında taşıma bedelini ödediği ancak işlem kendi kamyonu ile yapıldığı için ondan da kira bedeli kestiği kanaati oluşmuş; bu nedenle, işleten sıfatı devam ettiği için Karayolları Trafik Kanunu gereğince maddi ve manevi zarardan objektif sorumluluk ilkesi gereğince yükümlü olduğu kanaatine varılmış; davalı —— ise, aracın mali mesuliyet sigortası olduğu; bu yüzden poliçe gereği maddi zarardan sorumlu olacağı, hesaplatılan destekten yoksun kalma miktarlarınında poliçe limiti içinde kaldığı belirlenmiş; bu 3 davalı yönünden maddi tazminat talebinin davacı anne ve baba yönünden kabulüne karar verilmiştir. Davacı taraf her ne kadar kaza tarihinden itibaren faiz talep etmişse de, sigorta şirketi kazadan önce usulünce temerrüte düşürülmediği için, sigorta şirketi yönünden faize dava tarihinden hükmedilmiştir.
Davacı taraf manevi tazminatta talep etmişse de; birleşen dosyanın davalısı olan sigorta şirketi tarafından davadan sonra manevi tazminatın ödendiği; davacıların hem manevi tazminatı hem de ferileri olan yargılama giderleri ve vekalet ücretlerini almış olmaları nedeniyle artık manevi tazminat yönünden herhangi bir karar verilemeyeceği; manevi tazminatın talep olarak bir bütün olduğu, bölünemeyeceği ve müteselsil borçlularından biri tarafından yapılan ödemeden diğer tüm davalıların faydalanacağı nazara alınarak; diğer davalılar aleyhine de manevi tazminata hükmedilemeyeceği ancak davacıların dava anında manevi tazminat istemelerinde haklı olduğu sebebiyle aleyhine manevi tazminat istenen araç sürücüsü ve araç işleteni lehine de artık manevi tazminat talebi reddedilirken vekalet ücreti taktir edilmeyeceği nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN : Davacılardan anne ——-ve baba —- yönünden KABULÜ ile,
——————- için 104.934,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının,
———- için 100.769,54 TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal faizi ile birlikte davalılar———— den yasal faizi ile ve müteselsilen tahsiline; bu tahsilat yapılırken sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren diğer davalılardan 05/12/2014 olan kaza tarihinden itibaren faiz alınmasına,
Maddi tazminat talebinin diğer davacılar yönünden destek ispat edilemediğinden reddine,
Bu dosyadaki manevi tazminat ve birleşen dosyadaki manevi tazminat taleplerinin ise sigortaca yapılan ödeme nazara alınarak ve manevi tazminatın özelliği nedeniyle reddine,
İş bu dosyada alınması gereken 14.051,62 TL karar harcından dava açılırken alınan ve bilahare ıslah yoluyla tamamlanan 1.899,28 TL’nin mahsubu ile eksik 12.152,34 TL harcın davalılar ——–‘den müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Birleşen dosyada manevi tazminat ödenmiş bulunduğundan alınan 1.195,43 TL harçtan maktu harcın mahsubu ile 1.159,53 TL harcın talebi halinde davacılarımıza iadesine,
İş bu dosyada tamamı davacı tarafından karşılanan 1.926,48 TL peşin ilam harcı ve başvuru harcının tamamı ile 12 davetiye gideri 96,00 TL’nin, ATK rapor ücreti olan 713,00 TL’nin ve maddi hesap bilirkişisi inceleme gideri olan 900,00 TL’nin kabul ve ret oranları gereğince 1.655,00 TL’lik kısmının toplamı 3.581,48 TL yargılama giderinin davalılar ———- Pazarlama AŞ’den müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacılara iadesine,
Birleşen dosyada sadece manevi tazminat talep edildiği ve davadan sonra ödense de, buna ilişkin yargılama giderleri de alınmış bulunduğundan; birleşen dosyada yaptığı masrafların davacılar üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde o dosyadaki bakiye gider avanslarının da iadesine,
Karar tarihindeki——gereğince; 11.144,72 TL nispi vekalet ücretinin davalılar——————— Pazarlama AŞ’den müteselsilen alınarak davacı——————– —— verilmesine; 10.811,50 TL nispi vekalet ücretin ise davalılar — — ve ——————-‘den müteselsilen alınarak davacı ——— verilmesine,
Reddedilen destekten yoksun kalma tazminatları yönünden; avukatlık asgari ücret tarifesi 3/2 maddesi gereğince davalılar için müteselsil sorumluluğa dayalı olarak dava açıldığından tüm davalılar için tek bir vekalet ücreti taktiri ile; haklarındaki destekten yoksun kalma talepleri reddedilen her bir davacıdan 50,00 TL vekalet ücreti alınarak ( vekalet ücreti asıl alacaktan fazla olamayacağı için ) davalılara verilmesine,
Dair karar, mazeretli kabul edilen sigorta şirket vekilinin yokluğunda, huzurdaki diğer taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.