Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/912 E. 2021/1014 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/912 Esas
KARAR NO : 2021/1014
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine ——-dosyasıyla icra takibi başlatıldığını; icra takibinin dayanağı olan senetteki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını, ticari defter ve kayıtlarında da yer almadığını belirterek, icra takibi ve takibin dayanağı senet bakımından davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ayrıca davalıdan %20 haksız takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, senedin davacı şirket tarafından —– verildiğini, lehtar olan bu şahsın cirosu ile de senedin müvekkiline geçtiğini; lehtarla keşideci arasındaki ilişkiyi bilmediklerini; iyi niyetli hamil olarak icra takibi başlattıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini; davacıdan da %20 kötü niyetli dava tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72. Madde gereğince açılan menfi tespit davasıdır.
Davalımız, bonoya dayalı olarak davacı şirket ve dava dışı —- senet bedelinin işlemiş faiz ve komisyon alacağıyla birlikte —- olarak icra takibine koymuş olup, davacı şirket bonodaki imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını iddia etmektedir.
Olayla ilgili ceza soruşturması da yapılmış olup, davalımızın şüpheli olarak yer aldığı soruşturmada ————- soruşturma kapanmıştır.
Mahkememizce, icra takibine konu senet incelenmiş olup, söz konusu senedin —senet olduğu; senedin keşidecisi olarak davacı şirketin lehtarı olarak da ——- yer aldığı; lehtar tarafından ciro yoluyla senedin davalımıza verildiği; senet aslının da İcra Müdürlüğüne ibraz edildiği görülmüştür.
—- getirtilmiş olup, gelen —kayıtlarında, senedin tanzim tarihinde ismi —- aldığı; senedin tanzim tarihinde yetkililerinin — oldukları; —–şirketten ayrıldığı görülmüş;
Mahkememizce, senet tarihinde münferit yetkili olan şirket yetkilileri —–örnekleri toplanmış, huzurda imzaları alınmış, toplanan bu imzalar —-gönderilmiş olup,
—– raporunda, şirkete ait kaşenin solunda atılı imzanın teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin şirket yetkililerinden birine ait olup olmadığı hususunun tespit edilemediğini; senetteki kaşenin sağında atılı imzanın ise, ” kuvvetle muhtemel—– ürünü olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili, senette iki imzanın bulunduğunu ancak her iki imzanın da şirket yetkililerine ait olması halinde senedin şirketi bağlayacağını; gelen —- Raporuyla imzalardan sadece birinin o tarihteki şirket yetkilisi —— ait olduğunun belirlendiğini, bu belirlemeninde kesin değil sadece kuvvetle ihtimal olduğunun tespit edildiğini; diğer imzanın şirketle ilgisi olmadığını ve bir ilgisinin de tespit edilemediğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş; davalı vekili ise, imzalardan birinin şirket yetkilisi —- olduğunun belirlendiğini, diğer imzanın ise — olduğunun bizzat karakolda verdiği ifadede —– tarafından kabul edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Getirtilen ticari kayıtlara göre, — tarihli şirket kararıyla şirketin temsilcisi olarak — seçilmiş olup; şirket ——- yanında —— atacağı imza ile şirketin temsil edileceği belirlenmiş ve ilan edilmiştir.
Senette iki imza olup, bunlardan birisinin—— tespit edilmiştir. Senedin şirketi bağlaması için diğer imzanın şirket —— olması gerekmektedir. Ancak, senetteki imza basit tersim niteliğinde olduğundan ve şirket yöneticisinin toplanan imzası da bu nitelikte olduğundan; senetteki imzanın —- tarafından tespit edilememiştir. Mahkememizce, toplanan ve alınan imzalar gözle karşılaştırılmış olup, senetteki ikinci imzanın —– toplanan diğer imzalara benzediği; en azından açıkça farklı olmadığı; öte yandan daha önemlisi dosyaya ibraz edilen ve şirket yöneticisi ——verdiği bu senetle ilgili ifadesinde senedi kendisinin imzaladığını açıkça kabul edip diğer imzalayanın da—- olduğunu bildirmiş olması karşısında; mahkememizce senetteki ikinci imzanın ——ait olduğu kanaatine varılmıştır. Bu ifade tutanağında, davacı şirketin o tarihte bir inşaat yaptığı, inşaattan —- isimli bayanın daireler aldığını, bu dairelere karşılık verdiği paranın teminatı olarak söz konusu senedi imzalayarak bayana verdiklerini açık açık anlatmıştır. Mahkememizce bu anlatım nazara alınarak ——-söz konusu dairelerin devrinin yapılıp yapılmadığı tapusunun verilip verilmediği sorulmuş; verildiği bildirilirse o taktirde tapu kayıtlarının getirtilebileceği değerlendirilmiş ancak davacı vekili açıkça —– herhangi bir daire devri yapılmadığını son celse bildirmiştir. Senedin teminat senedi olduğu lehtara karşı ileriye sürülebilir; üzerinde açıkça teminat için verildiğine dair bir şerh yoksa iyi niyetli hamile karşı ileriye sürülemez. Ancak, bu halde dahi senedin teminat şartının dahi gerçekleştiği ortaya çıkmış; mahkememizce söz konusu senedin şirketin —— imzalandığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf her ne kadar kötü niyetli dava tazminatı talep etmişse de, kötü niyetli dava tazminatına hükmedilmek için davacının talebiyle icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesi ve buna ilaveten icra veznesine de bir miktar paranın girmiş olması gerekir. Bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi halinde tazminata hükmedilir. Davamızda verilmiş bulunan bir ihtiyati tedbir bulunmadığından şartlar gerçekleşmemiş olup, davacı aleyhine tazminata hükmedilmemiştir.
Bu gerekçelerle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Davalı tarafın kötü niyetli dava tazminatı talebinin de şartları oluşmadığından dolayı REDDİNE,
Peşin olarak alınan ilam harcından maktu ret harcının mahsubu ile bakiye 15.481,23 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 62.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, mazeretli kabul edilen davalı vekilinin yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.23/12/2021