Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/867 E. 2020/191 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/867 Esas
KARAR NO : 2020/191

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2018
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, taraf şirketler arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki içinde kendilerinin cari hesap alacaklarının bulunduğunu, ödenmeyince —– sayılı dosyası ile takip başlattıklarını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, iddianın soyut olduğunu, taraflar arasında görüşmeler yapıldığını, bu görüşmelerde davalı şirkete ait reklamların mutabık kalınacak zaman aralıklarında davacı tarafından duvarlara giydirilmesinin konuşulduğunu; ancak herhangi bir mutabakat sağlanamadığını, yine de müvekkilinin davacının kestiği 4 faturadan 3’ünü iyi niyetli olarak ödediğini; ancak 4. faturanın kendilerine gelmediğini; faturalarda bahsi geçen işlerin yapılmadığını; herhangi bir borçları olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafından kötü niyetle takip yapıldığı için davacıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı aleyhine 576.124,94 TL cari hesap alacağından dolayı icra takibinde bulunmuş ve bu bedeli yıllık %15,75 ve değişen oranlarda faizi ile tahsilini talep etmiş; davalı süresi içinde bu takibe “borcum yoktur” şeklinde itiraz etmiş, takip durmuş; iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Mahkememizce icra dosyası incelenmiş, taraf delilleri toplanmış, davacı taraf yaptığı işlerle ilgili faturaları ve fotoğrafları sunmuş, taraflar arasındaki mail yazışmaları sunulmuş; mahkememizce ticari defter ve kayıtlar inceletilmek suretiyle uzman bilirkişiden rapor alınmış; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı vekili tarafından, sadece görüşmelerin gerçekleştiği ancak mutabakatın sağlanmadığı iddia edilse de; davacı tarafın kestiği 3 adet faturanın davalı kayıtlarında yer alması nedeniyle taraflar arasında akdi bir ilişkinin kurulduğu sabit görülmüştür. Taraflar arasındaki ihtilaf, takibe konan borcun doğup doğmadığı, doğmuşsa ne miktar olduğu hususundadır.
Her iki tarafında ticari defter ve kayıtları sunulmuş olup, incelenmesi ile hazırlanan bilirkişi raporunda: Davacının reklam tasarım ve yapım işi ile ilgili 4 adet fatura kestiği, bu 4 adet faturanın usulüne uygun tutulmuş davacı kayıtlarında yer aldığı, toplamının 776.124,94 TL olduğu; davalının kendi kabulünde olan ödemesininde davacı kayıtlarında yer aldığı ve 200.000,00 TL olduğu; ödemenin mahsubu ile davacının davalıdan olan alacağının 576.124,94 TL olduğu ve bunun aynı zamanda icra takibine konan miktar olduğu; davalının kayıtlarında ise, davacı kayıtlarında da yer alan ilk 3 faturanın kayıtlı olduğu, bunların toplamının 442.774,94 TL olduğu; bundan 200.000,00 TL ödeme düşüldüğünde davalı kayıtlarına göre de takip anında davalının 242.774,94 TL alacağının bulunduğu belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, davacı ve davalı kayıtlarının ilk 3 fatura yönünden kesiştiği; ödeme miktarının 200.000,00 TL olarak her iki taraf kaydında da yer aldığı; zaten bu ilk 3 faturanın davalı tarafından verilen BA kayıtlarında da ( BA kayıtlarında bu 3 fatura 375.233,00 TL olarak yer almakta olup, KDV eklenince 442.774,94 TL olmaktadır ) yer aldığı; bu nedenle artık davalının BA kayıtları vasıtasıyla devletten vergi iadesini aldığı faturalardaki işlerin yapılmadığını iddia edemeyeceği; bu savunmasının dinlenemeyeceği; hem ticari kaydına işlemesi ile hem de BA kayıtlarında kullanmasıyla 3 adet faturadaki hizmetleri almış sayılacağı mahkememizce kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalının kayıtlarında ve BA formlarında yer almayan 16/04/2018 tarihli ve 333.350,00 TL bedelli faturadır. Taraflar arasındaki akit nazara alındığında öncelikle hizmetin verildiğinin ispatla davacı yükümlüdür. Davacının bu faturanın altındaki hizmeti verdiğini ispat etmesi gereklidir. Söz konusu fatura 3 kalemden oluşup; bunlar —- reklam alanı kiralama bedeli ( 70.000,00 TL ) / —– Bu nedenle davacının bu alanlardaki hizmetini ispat etmesi gerekmektedir. Davacı bunu ispat yönünden dosyaya sunduğu fotoğrafları ve mail yazışmalarını bildirmişse de; fotoğraftaki reklamların davacı tarafından yapıldığı davalı tarafından kabul edilmemektedir. Mail yazışmaları da incelenmiş olup, bu yazışmalardan da davalı tarafın maillerinden, faturadaki işlerin davacı tarafından yapıldığına dair bir sonuç çıkmamakta sadece bunun ön görüşmeleri çıkmaktadır. Durum böyle olunca davacı tarafın 333.350,00 TL’lik bu faturadaki işleri yaptığını ispat edemediği mahkememizce kabul edilmiş; yemin delili hatırlatılmış, son celsede davacı vekili yemin teklif etmeyeceğini bildirmiştir.
Ortaya çıkan bu durum sonunda mahkememizce davalının ticari kayıtları ve BA formları ile sabit gözüken 242.774,94 TL bakiye borcu yönünden hüküm oluşturulmuş; kalan kısım ispat edilemediği için reddedilmiş; alacağın faturaya bağlı bir alacak olduğu, hüküm altına alınıp, icra takibinin devamına karar verilen miktarın likit olduğu, bu miktara yapılan itirazın haksız olduğu kabul edilerek icra inkar tazminatına hükmedilmiş; karşı tarafta kötü niyetli takip tazminatı talep etmişse de; alacağın ——–olmadığı, reddedilen kısmın sadece ispat edilemediği için reddedildiği, bu nedenle kötü niyetli takip tazminatı şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek kötü niyetli takip tazminatının reddine karar verilmiş aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının —— sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin 242.774,94 TL üzerinden ve takip talebinde talep edilen faiz oranı ve faiz cinsi ile birlikte işletilmek suretiyle devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
242.774,94 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Davalı tarafın talep ettiği kötü niyetli takip tazminatı talebinin ( reddedilen kısım üzerinden ) şartları oluşmadığından dolayı reddine,
Alınması gereken 16.583,95 TL ilam harcından dava açılırken alınan 6.958,16 TL’nin mahsubu ile eksik 9.625,79 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 6.994,06 TL harcın tamamı ile 9 tebligat gideri 108,00 TL’nin ve bilirkişi inceleme ücreti 1.200,00 TL’nin kabul ve ret oranları gereğince 604,26 TL’sinin toplamı 7.598,32 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki —-gereğince 25.444,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, reddedilen kısım üzerinden ise, 31.784,50 TL nispi vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.