Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/774 Esas
KARAR NO: 2019/1292
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 04/06/2018
KARAR TARİHİ: 08/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketinin davalıya ait —– plakalı aracın —— olduğunu; bu poliçe ile aracın üçüncü şahıslara vereceği zararları teminat altına aldığını;—- tarihnide meydana gelen kaza ile sigortalı aracın — plakalı araca çarparak zarar verdiğini; sigorta poliçesi gereğince müvekkili sigorta şirketinin —- plakalı aracın zararını ödediğini; fakat davalı sigortalısı ile aralarındaki poliçe gereğince sigortalı aracı alkollü sürücünün kullanması halinde, üçüncü şahısların giderilen zararının sigortalıya rücu edileceğinin düzenlendiğini; bu çerçevede müşterileri olan davalı aleyhine İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı şirket temsilcisi duruşmaya gelerek sigortalı aracın kendilerine ait olduğunu, bu aracın söz konusu kazaya karıştığını ancak davacının zorunlu sigorta şirketi olarak üçüncü şahıslara ödediği zararı kendilerinden talep edemeyeceklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Takip konusu olan alacak sigorta şirketi tarafından üçüncü şahıslara ödenen bedelin alkollü araç kullanılmasından dolayı sigortalı müşterisinden istenen bedele ilişkindir.
Mahkememizce, taraf delilleri toplanmış, icra dosyası getirtilmiş olup, gelen icra dosyasından davacı tarafından davalı aleyhine üçüncü şahsa ödenen — TL asıl alacak ile—– TL ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizinin icra takibine konduğu; davalının süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanında bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davacı şirket ödediği bedele ilişkin belgeyi ibraz etmiş olup, ayrıca zorunlu sigorta poliçesini ve kaza ile ilgili kaza tespit tutanağını da ekspertiz raporları ile birlikte sunmuştur.
Taraflar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi bulunup, kaza poliçe ile belirlenen teminat süresi içinde gerçekleşmiştir. —— genel şartlarının B/4 maddesinde kazanın kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş olmalarından ileri gelirse, sigortacının sigorta ettirene rücu edebileceği düzenlenmiştir. Davacımızda, bu maddeye dayanmaktadır.
Madde düzenlemesine göre, kazanın sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile ve sırf alkolün etkisi ile meydana gelmesi halinde, davacımızın davalıya rücu etmesi mümkündür. Aksi takdirde zaten zorunlu sigortanın amacı sigortalının üçüncü şahsa kendi kusuru ile verdiği zararları gidermek olup; zorunlu sigorta ilişkisi içinde zararların sigortalıya rücu edilmesi mümkün değildir. Meğer ki, sigortalısına karşı rücu edebileceği tahdidi durumlar söz konusu olmasın.
Mahkememizce bu çerçevede uzman trafik bilirkişisi ve norölöji uzmanından bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti raporunda, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, zira sigortalı aracın kaza anında sürücüsünün yol ve trafik şartlarına göre hızını ayarlamadığı, bu nedenle kontrolü kaybederek önce bariyerlere sonra—— plakalı araca çarptığı; maddi hasarlı kazanın bu şekilde meydana geldiği, kazadaki gerçek zararın iddia edildiği gibi —- TL olduğu ve davacı … şirketi tarafından ödendiği belirlenmiştir. Fakat, bilirkişiler raporun ikinci sayfasında kazanın —- tarihinde sabah saat —- meydana geldiğini; yaklaşık —- sonra yani ———– Hastanesine alınan numune üzerinde yapılan incelemede, kanda etenor bulunmadığının tespit edildiğini; bu rapor ve kaza ile arada geçen süre nazara alındığında, sigortalı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olmadığı bildirilmiştir. Her ne kadar rapora davacı … şirket vekili itiraz etmişse de; olayın teknik bir konu olduğu, uzman norölöji doktoru tarafından sürücünün kaza anında alkollü olmadığının tespit edildiği; kaldı ki, belirli bir promüle kadar olan alkolde dahi kazanın sırf alkolün etkisiyle meydana gelmiş sayılamayacağı; bu nedenle davacımızın iş bu davada haklı olmasını gerektirecek şekilde —- genel şartları B/4’de düzenlenen “alkollü içki nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olmak” halinin gerçekleşmediği; sadece alkollü olmanın, “güvenli sürme yeteneğini kaybettirmemiş olması” halinde rücuye imkan vermediği; kaldı ki, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunun dahi ispat edilemediği; ispatın davacıda olduğu nazara alınarak; mahkememizce davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Peşin olarak alınan 149,46 TL karar harcından maktu ret harcının mahsubu ile 105,06 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ile davalı şirket temsilcisinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 08/11/2019