Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/842 E. 2019/1075 K. 23.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/842 Esas
KARAR NO : 2019/1075

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, taraflar arasında ticari bir ilişkinin gerçekleştiğini, davacıya ait ——– isimli şahıs firmasının davalı şirkete ait havuzun senelik bakımını üstlendiğini; söz konusu bakımın kimyasal kontrol, ilaçlama, dezenfekte, mikrobiyolojik analiz gibi hususları kapsadığını; müvekkili tarafından yapılan işlerle ilgili 3 adet fatura kesildiğini, 09/01/2018 tarihli 4.777,82 TL’lik faturanın sadece 1.777,72 TL’sinin ödendiğini; 08/02/2018 tarihli 6.094,04 TL’lik ve 08/03/2018 tarihli 1.888,00 TL’lik faturaların ise hiç ödenmediğini belirterek; ödenmeyen faturaların bedeli için davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün 2018/12524 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan % 20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, takibe konu hizmetin verilmediğini, davacının dayandığı faturalarında müvekkili şirketten hiç kimseye teslim edilmediğini bu nedenle icra takibinden borçlu olmalarının mümkün olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, vermiş bulunduğu hizmete dayanarak ve 3 adet faturadan kaynaklı davalı aleyhine fatura bedelleri ve her bir fatura için işlemiş faiz gösterilmek suretiyle toplam 10.002,34 TL’lik icra takibinde bulunmuş, davalı bu takibe süresi içinde “böyle bir borcum yoktur” şeklinde itiraz etmek suretiyle takibi durdurmuş; iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın, davacının icra takibine konu ettiği alacağın doğup doğmadığı bir başka deyişle davacının üstlendiği havuz bakım edimlerini yerine getirip getirmediği hususunda toplanmaktadır.
Belirlenen ihtilafa göre ispat külfeti davacıda olup; davacı söz konusu hizmeti verdiğini ve bedelini hak ettiğini ispat etmek zorundadır.
Davacı taraf icra takibini faturaya dayandırmış olup, delil olarak her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına dayandığından; mahkememizce ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiş; inceleme günü tayin edilmiş; inceleme gününde her iki tarafında ticari defter ve kayıtları ibraz ettiği görülmüş, bilirkişi bu defter ve kayıtları incelemek suretiyle raporunu hazırlamıştır.
Bilirkişi hazırlamış bulunduğu raporunda, davaya konu 3 adet faturanın davalı defterinde açık açık kayıtlı olduğu ve davalı defterine göre, davalının takip tarihi itibariyle davacıya 11.271,31 TL bakiye borcunun bulunduğu belirlenmiştir. Dava konusu olan faturaları bizzat defterine kaydetmekle davalı hem faturalara konu hizmeti aldığı hem de fatura bedellerini kabul ettiğini ikrar etmiş sayılır. Ticari deftere karşı tarafın faturasını kaydetmenin ve iade etmemenin sonucu budur. Davalının bizzat kendi defterine göre bu 3 adet faturadan kalan borcu takip konusu asıl alacaktan fazla olduğu için asıl alacak yönünden takibin devamına karar verilmiştir. Bilirkişi her ne kadar TTK’nun 1530/4-a maddesi uyarınca işlemiş faiz hesaplamışsa da; takipten önce temerrüt faizi bulunmadığı ve faturalar üzerinde de vade bulunmadığından dolayı işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebi reddedilmiş, sadece asıl alacak yönünden takipten itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiş;
Takip konusu alacak faturadan kaynaklandığından ve aradaki ticari ilişkinin niteliği gereği davacı alacağının likit olduğu, takipte de haklı olduğu; davalıca yapılan itirazın haksız olduğu değerlendirilmek suretiyle asıl alacak üzerinden inkar tazminatına hükmedilmek suretiyle karar oluşturulmuş; davalınında kötü niyetli takip tazminatı talebinin bulunduğu, işlemiş faiz yönünden davanın reddedildiği ancak bu reddin sadece temerrüt ihtarının bulunmamasından kaynaklandığı, davacının reddedilen kısım yönünden kötü niyetli olmadığı değerlendirilerek davalınında kötü niyetli takip tazminatı talebi reddedilmiş aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğünün 2018/12524 sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin 9.759,76 TL asıl alacak üzerinden ve bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına,
Fazlaya dair ( takibe kadar işlemiş faize ilişkin ) itirazın iptali talebinin reddine,
9.759,76 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Davalının kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddedilen kısım üzerinden şartları oluşmadığından dolayı reddine,
Alınması gereken 616,60 TL harçtan peşin olarak alınan 120,85 TL harcın mahsubu ile eksik 495,79 TL harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 156,71 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile 8 davetiye gideri 112,00 TL ve bilirkişi inceleme ücreti 1.200,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 1.280,38 TL’lik kısmının toplamı 1.437,09 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki —gereğince davacı yönünden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında kaldığından ancak takdir edilecek vekalet ücreti asıl alacağı da geçemeyeceğinden davalı lehine 24,25 TL vekalet ücreti takdirine, davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davacı yönünden reddedilen kısmın miktarı sebebiyle kesin, davalı yönünden ise, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu