Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/756 E. 2019/164 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/756 Esas
KARAR NO : 2019/164

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacılar vekili, müvekkillerinden ———— eşi diğer müvekkillerin babası olan—————-24/03/2018 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacıların kaldığını; murisin davalı tarafla 29/06/2013 başlangıçlı ve 29/06/2028 bitiş tarihli olarak “——– doları prim ödemeli”————— nolu “prim iadeli hayat sigorta” poliçesi imzaladığını; poliçe gereğince sigorta süresi içinde vefat vukuu bulursa 330.000 USD ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını; murisin bu poliçeden önce tüm sağlık taramaları yapıldığını, bunun için kendisinin ———— yönlendirildiğini, burada tüm incelemeler yapılmasına rağmen iş bu davadan önce istediklerinde bu sağlık biriminin kendilerine bu belgeleri vermediğini, davalı sigortaya ödeme yapması için başvurulduğunu ancak herhangi bir ödemenin gerçekleşmediğini belirterek; poliçe gereğini davalının yerine getirmediği sebebiyle 330.000 USD’nin ödeme yapılması gereken tarihteki kurun üzerinden ve 24/03/2018’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini; esasen konunun kendilerince araştırıldığını, yapılan araştırma sonunda murisin ölümünün, sigorta poliçesi esnasında kendilerinden saklanan bir hastalıktan kaynaklandığı sonucuna varıldığı için ödeme yapmadıklarını; sigortaya gerçek bildirimle yükümlü olan murisin bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden dolayı müvekkili sigorta şirketinin ödeme yapma yükümlülüğünün kalktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, hayat ( can ) sigortası poliçesine dayalı olarak açılan alacak davasıdır.
Davacıların sigortalı————— mirasçıları olduğu, muris ile davalı sigorta şirketi arasında prim iadeli hayat sigorta poliçesi imzalandığı, davacı tarafın sigorta süresinde gerçekleşen ölüm sebebiyle davalıya poliçede kararlaştırılan ödemeyi yapması için başvurduğu hususları ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, ölen murisin ölüm nedeni sebebiyle sigortacısına doğru beyanda bulunma yükümlülüğünü ihlal edip etmediği hususunda toplanmaktadır.
Tarafların sıfatı, davanın niteliği ve dava tarihindeki yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun nedeniyle öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının değerlendirilmesi gerekmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan ,eser ,taşıma ,simsarlık, sigorta ,vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez .Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir. Somut uyuşmazlık, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Açıklanan yasal düzenlemer kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir.Aynı yasanın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır.Mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konular taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz. Çünkü dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığı halinde HMK 115. maddesi gereğince davanın usülden reddine karar verilmesi gerekir.
Aynı hususta İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ————–. Hukuk Dairesinin 2018/1898 Esas ve 2018/1584 Karar sayılı ilamında da benzer bir olayda Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiş olup; bu sebeple yukarıda açıklanan nedenlerle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVA DİLEKÇESİNİN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve süresi içinde başvuru yapıldığı taktirde dosyanın görevli olan İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Ancak, süresi içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurulmazsa HMK gereği bu süreden sonra taraflardan birinin başvurusu halinde davanın açılmamış sayılmasına, davanın açılmamış sayılması halinde ise yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, maktu ret harcının üzerinde kalan harç miktarının davacıya iadesine, o taktirde davalı lehine de 2.725,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davacıdan tahsiline, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.