Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/742 E. 2022/375 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/742 Esas
KARAR NO: 2022/375
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/06/2018
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—— Dosyası üzerinden davalı tarafça dört farklı borçlu aleyhine takip başlatıldığını, borçlulardan —- müvekkili şirketin farklı tüzel kişiler olmasına rağmen unvanlarındaki ortak bir kelimenin bulunmasını fırsat bilen davalının isim benzerliği sebebiyle müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında organik bir bağ varmış gibi göstermek suretiyle İcra Müdürlüğü’nden talepte bulunması sonucu ———– borca yeter taşınır malların haczi ile muhafaza altına alınması doğrultusunda, takip dışı müvekkili şirketin adresine fiili hacze gidilmesi amacıyla haciz talimatı gönderildiğini, Davalı —- tarihinde takip dışı müvekkili şirket merkezine gelerek —- Talimat sayılı dosyası gereğince istihkak iddialarına ve müvekkilinin itirazlarına rağmen filli haciz gerçekleştirdiğini, davalının müvekkili şirkete hacze geldiğinde—– dosyasının borçlusu —- kapatıldığını, müvekkili şirketin müdürü olan —- on yıl önce borçlu şirkette yetkili temsilci olduğu iddiasıyla müvekkili şirketin bir takım menkul mallarını fillen haczedip müvekkili şirketin müdürü —- yedd-i emin olarak bırakıldığını,—— Tarihinde müvekkili şirket adresine yeniden gelinerek ikinci bir fili haciz işlemi gerçekleştirildiğini, önceden davalı tarafından matbu olarak hazırlanan bono ve protokolün müvekkiline zorla imzalatılmak istendiğini, müvekkili şirket müdürü — haciz esnasında her hangi bir borcu olmadığı halde satışını yaptığı ürünler hakkında muhafaza tedbirleri alınması sonucu ticari hayatının sekteye uğrayabileceği endişesiyle —-değerinde davalı lehine davalının hazırladığı matbu bir bonoyu, ayrıca yine davalı tarafından hazırlanıp dayatılan protokolü imzalamak ve bunun neticesinde —– nakit olarak ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin davalı tarafından bono ve protokole ihtirazı kayıt konulmasına izin verilmemesi neticesinde haciz tutanağına haciz tehdidi altında ödeme yaptığını ve bu kapsamda menfi tespit ve istirdat davası açacağını beyan ettiğini, dosya borçlusu şirket ile müvekkili şirketin farklı tüzel kişiliklere, farklı pay sahiplerine, farklı şirket yetkililerine sahip olduklarını, adreslerinin ve———numaralarının farklı olduğunu, farklı müşteri portföyleri olduğunu, müvekkili ile dosya borçlusu şirket arasında hiçbir organik bağ bulunmamasına rağmen mülkiyet hakkına, kanuna ve hukuka aykırı şekilde haksız müdahaleler sonucunda müvekkili şirket tarafından düzenlenmek zorunda kalınan bono kapsamında bir borcunun bulunmadığı aşikar olduğu gibi icra tehdidi altında haciz işlemini durdurmak için ödemek zorunda kaldığı —— de haksız bir şekilde müvekkilinden tahsil edildiğini, icra zoru nedeniyle müvekkilinin iradesinin sakatlanmış olduğu bu nedenle bononun geçersiz olduğunu, müvekkilinin haciz tutanağına haciz tehdidi altında bano düzenlendiği ve dava açma hakkını saklı tutması karşısında müvekkilinin gerçek iradesinin bono keşide ederek bir borç altına girmek olmadığı göz önüne alındığında, bononun geçerlilik şartları arasında sayılan “kayıtsız şartsız bir bedeli ödeme vaadi şartını haiz olmayan bononun geçersiz olduğu, müvekkili ile davalı arasında hiçbir borç ilişkisi bulunmadığı gibi taraflar arasında bir ticari ilişki dahi bulunmadığını, bu hususun ticari defterler üzerinde yapılacak incelemeyle ispatlanabileceği, bununla birlikte bononun muhtemel bir icra takibine konu edilmesinin telafisi imkansız zararlar ile karşı karşıya kalması sonuçlarına yol açabileceğini ileri sürerek öncelikle İİK m.72/2 gereği söz konusu bono kapsamında açılmış ve açılacak icra takiplerinin ve varsa ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasının durdurulması şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, —- Sayılı dosyası sebebiyle düzenlenen —–bedelli bono sebebiyle müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespitini, müvekkili tarafından davalı tarafa ——dosyası kapsamında icra tehdidi altında ihtirazi kayıt ile ödediği —- istirdadını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin—- lehdarı —-bedelli çekten kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla tüm çek borçluları aleyhine—– keşide tarihli keşidecisi —- bedelli çekten kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla tüm çek borçluları aleyhine —-dosyası ile icra taklbi başlatıldığını, —–dosyasından verilen ihtiyati haciz kararının—- sayılı dosyası ile işleme konulduğu,—- dosyasından verilen Ihtiyati haciz kararının —-sayılı dasyası ile işleme konulduğu, —- sayılı dosyasından gönderilen haciz talimatı ile —– dosyasından —- sayılı dosyasından gönderilen haciz talimatı ile—- Sayılı dosyasından borçlu—– faaliyetlerine devam ettiği tespit edilen —– adresinde haciz işlemlerinin gerçekleştirilmiş olduğunu, davacı—– tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, Dava dilekçesinde borçlu şirket ile davacı arasında herhangi bir bağlantı bulunmadığı yönündeki iddialara ragmen İİK, 8. Maddesinin son fıkrası hükmü gereği aksi ispat edilinceye kadar muteber olan haciz tutanakları ile de sabit olduğu üzere haciz mahallinde borçlu şirkete ve grup şirketlerine ait çok sayıda evrak bulunmuş olup mezkur icra dosyalarından gerçekleştirilen hacizlerde öne sürülen istihkak iddiaları hakkında —-Tarihli kararı ve —– kararı ile istihkak iddiasının reddi ile takibin devamına merci kararının tefhim ve tebliğinden itibaren davacının istihkak davası açmakta muhtariyetine karar verildiğini, —- dosyasından gerçekleştirilen —–tarihli hacizde davacı tarafından istihkak iddia edilmesi nedeniyle istihkak beyanlarının İİK.96. maddesi gereği haciz tutanağına işlendiğini, İİK. 97. Maddesi gereği de istihkak iddiası hakkında karar verilmek üzere dosyanın icra hukuk mahkemesine gönderildiğini, belirtilen icrai işlemlerde her hangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, Bu kerre de—– tarihli kararının icrası amacıyla —-sayılı dosyasından gönderilen haciz talimatı ile —-dosyasından aynı adrese gidildiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından —- vade tarihli borçlusu davacı şirket olan —– bedelli bono düzenlenerek taraflarına verildiğini ve taraflar arasında davacı tarafça borcun kabul edildiğini, açık borç ikrarını içeren protakol imzalandığını, tarafların imzasını taşıyan protokolde de yazılı olduğu şekilde taraflarına dosya borcuna mahsup olmak üzere —- ödeme yapıldığını, davacı tarafından bono ve protokolün haciz baskısı ve muhafaza tehdidi altında düzenlendiği iddia edilen —- tarihli haciz tutanağı incelendiğinde haciz tutanağında alacaklı vekilince —– tarihinde haczedilen malların tespiti ve ek haciz talep edilmiş olduğu görülüyor ise de önceki hacizde haczedilen mahcuzların muhafazasının talep edildiğine dair tek bir cümle dahi bulunmadığını, aksine haciz tutanağından taraflar arasında anlaşma sağlandığı ve bu anlaşmaya binaen herhangi bir icra-i işlem talep edilmediğini, protokol ile bononun muhafaza tehdidi altında düzenlendiğine yönelik iddiaların gerçeklik payının bulunmadığını, Protokol ile davacı tarafından dosya borcuna istinaden —- ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını ve davacı tarafça alacaklı vekili hesabına —– ödeme yapıldığını, dekont üzerinde protokole ve icra dosyasına atıf yapıldığı, ödemenin icra dosyası borcuna mahsuben protokol uyarınca yapıldığının belirtildiğini, haciz baskısı ve tehdidinin ortadan kalktığının açık olduğu bir tarihte davacı tarafından dosya borcuna mahsuben protokol hükümlerince ödeme yapılmasının dosya borcunun davacı tarafından üstlenildiğinin ve protokol hükümlerinin davacı tarafça kabul edildiğinin kanıtı olduğunu, huzurdaki davanın kötüniyetli olarak açıldığını, davacının davasını ispat edemediğini, borçlu şirket ile davacı şirket arasında bağlantılar bulunduğunu beyan ederek haksız ve mesnetsiz iddialarla açılan davanın reddini, kötü niyetli davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin davacı uhtesinde bırakılmasını talep ettiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, menfi tespit ve icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; Davaya konu uyuşmazlığın, davacı tarafça icra tehditi altında düzenlendiği iddia olunan — bedelli bono kapsamında davacının borçlu bulunmadığının tespiti ile davalı tarafa icra tehdidi altında ödendiği iddia olunan —— istirdatına karar verilmesi istemli işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Şirketlerin —– dosyaları, icra müdürlüğü dosyası ile icra hukuk dosyası, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez —— tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Tarafların tacir olmaları nedeniyle tarafların defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmış. Tarafların ticari kayıtlarının açılış ve kapanış tasdiklerinin uygun olduğu, istihkaka konu hacizli malların davacının ticari kayıtlarında yer aldığı, davalı adına açılmış bir hesap bilgisine rastlanılmadığı, yine davalının ticari kayıtlarında davacı adına açılmış bir hesabın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili —- tarihli ıslah dilekçesi ile; icra tehdidi altında —— tarihinde banka havalesi ile gönderilen —– ödeme tarihi itibariyle reeskont faiziyle birlikte tahsili talepli olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre;
—- esas sayılı icra dosyası kapsamında verilen talimat nedeniyle —–tarihinde davacıya ait yerde yapılan haciz işlemleri sırasında davacının —- bedelli bonoyu davalıya verdiği, aynı tarihli —- nakit davalıya verildiği, davacının — tarihli haciz tutanağında ihtirazi kayıt düşerek istihkak iddiasında bulunduğu akabinde —— kararında davacının istihkak iddiasının kabulüne karar verilerek haczedilen menkullerin davacıya verilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
Davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davalının —-sayılı dosyasında davacı ile benzer unvana salip—- ayrı borçluya yönelik takip başlattığı, davacımız ile borçlu—– bulunması sebebiyle davalının davacıya ait iş yerinde haciz işlemleri yaptığı, davacının istihkak iddiasını haciz tutanağına geçirdiği ve aynı tarihte davalıya —- davalıya verdiği, incelenen ticaret sicil dosyalarında takip borçlusu şirket ile davacımız şirketin iki ayrı tüzel kişiliği olduğu, faaliyet adreslerinin farklı olduğu, her tüzel kişiliğin kendi borçlarından sorumlu olmasının asıl olduğu, haczedilen malların davacının ticari kayıtlarında yer aldığı, davalı ile aralarında bir ticari ilişkinin bulunmadığı, bu nedenle davacının haciz baskısı altında verdiği — keşide tarihli — bedelli senet yönünden davacının davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, davacının davalıya ödemiş bulunduğu—– tarihinden —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadı talebinin yerinde olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-DAVANIN KABULÜNE,
— bedelli senet yönünden davacının davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine,—– tarihinden —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 3.142,26 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 563,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.578,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 55,90 TL başvurma harcı, 563,56 TL peşin harç olmak üzere toplam 599,46‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama aşamasında sarf edilen 1.100,50 TL (800,00 TL bilirkişi ücreti+300,50 TL tebligat/posta gideri) yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davcıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 6.780,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
7-Davacı tarafça yatırılan teminatın HMK 392/2 maddesi gereğince (karar kesinleştikten 1 ay sonra) talep halinde davacıya iadesine,
Dair; Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 18/05/2022