Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/713 E. 2019/263 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/713 Esas
KARAR NO : 2019/263

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacılar vekili; müvekkili —– ile eşi mütevveffa ———– 10/02/1962’de davalı şirketi kurduklarını; davacılardan ————————- müşterek çocukları olduğunu, onunda hisse alarak şirkete ortak olduğunu; muris ———— ölümü ile mirasının davacılar ve evlilik dışı birliktelikten doğan ——— 3 çocuğu —————– kaldığını; evlilik dışı bu çocukların aynı zamanda şirketin yöneticileri olduğunu; davacılar ile evlilik dışı çocuklar arasında çıkan ihtilafların bulunduğunu; davacı müvekkillerinin şirketten alacaklı olduğunu; bu alacağı icra takibine koyunca yönetici evlilik dışı çocuklarında şirketi olağan üstü genel kurula götürdüklerini ve olağan üstü genel kurulda iptale konu kararı aldıklarını belirterek; 28/03/2018 tarihli olağan üstü genel kurulda müvekkillerinin muhalefetine rağmen, sermaye artırılmasına karar verildiğini; şirketin ortakları olan borcundan karşılanmak üzere söz konusu sermaye artışının sağlanacağı hususunda karar alındığını; dava dışı şirket ortaklarının kötü niyetli olduğunu, müvekkillerinin şirketten alacaklarını icra takibine koyunca, takibe itiraz edip, durdurduklarını; sonrada bu alacağı yok etmek için olağan üstü genel kurul gündem ve ilanını hazırlayıp, genel kurulda da söz konusu alacağı yok etmek için bu kararı aldıklarını; oysa anonim şirketlerde genel kurul toplantılarının usul ve esaslarına ve bu toplantıda bulunacak bakanlık temsilcilerine dair YÖNETMELİĞİN 11. Maddesinde ” gündemde esas sözleşme değişikliği varsa, eski ve yeni şekilleri ilanlarda ve ortaklara gönderilecek mektuplarda yer alır ” hükmüne rağmen bu şekilde bir toplantıya çağrı mektubu gönderilmediğini; ticaret sicil gazetesinde de sermaye artırımına ilişkin tadil tasarısı ve eski metnin yayınlanmadığını; oysa yayınlanması gerektiğini, anonim şirketlerde sermayenin tamamının veya bir kısmının nakden taahhüt edilmesi halinde, taahhüt edilen payların itibari değerine en az %25’inin tescilden evvel kalan, %75’inin ise tescilden sonraki 24 ay içinde ödenmesinin zorunluluk bulunduğunu; bunun 24 aydan uzun olamayacağını, oysa —————aahhüdünde 1/4’ünün ne zaman yatırılacağının belli olmadığını, kalan %75’i için ise, 3 yıllık ( 24 ay değil 36 aylık ) süre verildiği; bu haliyle söz konusu kararın iptal şartlarının doğmuş olduğunu; genel kurul kararının halen tescil ettirilmediğini ancak tescil süresinin 3 ay olduğu, bunun sonunda da tescil ettirilebileceğini; müvekkilleri yönünden iptal davası açmanın süresininde 3 ay olduğu, her iki sürenin aynı anda sona ermesi nedeniyle müvekkillerince iş bu davayı açmakta hukuki menfaatin bulunduğunu belirterek; söz konusu kararın iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, davacıların kötü niyetli olduklarını, İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/528 Esas sayılı dosyasında 02/03/2018 tarihinde haklı sebeple şirketin fesih ve tasfiyesini, bu olmaz ise şirketten payları ödenerek çıkmalarına karar verilmesini talep ettiklerini; bu taleplerine rağmen bilahare mahkemenizdeki bu davayı açtıklarını; tasfiye talep edenin genel kurul kararının iptalini istemekte kötü niyetli olduğunu; kaldı ki, iptale konu genel kurul kararının tescili için ticaret sicile başvurduklarını, ticaret sicil müdürlüğünün tescil talebini reddettiğini; iş bu kararın tescil ve ilan edilmediğini; bu nedenle kararın hukuken geçerli hale gelmediğini; henüz hukuken geçerli hale gelmeyen bir kararının iptalini istemekte de davacı tarafın hukuki menfaati bulunmadığını; davacıların amacının şirketi yıpratmak olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK’nun 445. Maddesi gereğince açılan genel kurul kararının iptali davasıdır.
Davacıların davalı AŞ’nin ortakları olduğu, söz konusu olağan üstü genel kurulun 28/03/2018 tarihli kararına muhalif oldukları, iş bu davayı açabilecekleri hususunda ihtilaf olmayıp; taraflar arasındaki ihtilafın, genel kurul kararının iptali gerekip gerekmediği ve söz konusu karar ticaret siciline tescil olmadığı, tescil talebininde reddedilmiş bulunması nedeniyle davacının dava anında hukuki menfaatinin bulunup bulunmadığı ve davanında kimin haklı olduğu hususunda toplanmaktadır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, ticaret sicili ile yazışma yapılmış; iptali istenen genel kurul kararının tescili yönünden başvuru evrakları ve karar getirtilmiştir.
Her iki taraf vekilininde kabulünde olduğu gibi dava konusuz kalmıştır. Çünkü iptali istenen ve şirketin sermaye artırımına ilişkin olup, artırılacak sermayeninde şirket ortaklarına karşı şirketin borçlarından mahsuplaşarak tamamlanmasına yönelik genel kurul kararı ticaret sicil memurluğunca kabul edilmemiş, tescil edilmemiştir.
Bu nedenle mahkememizce konusu kalmamış bulunduğundan karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden dava anındaki haklılık önem arz etmekte olup; davalı şirketin ticaret siciline iş bu kararın tescili yönünden davadan önce başvurduğu, iptale konu kararın 28/03/2018 tarihli olduğu, davanın 3 aylık yasal süre içinde açılması gerektiği, bu nedenle dava açmak için son sürenin 28/06/2018 olduğu, davanın 13/06/2018 tarihinde açıldığı; davalı şirketin başvurusununda ticaret sicil memurluğunca davadan önce 11/04/2018 tarihinde reddedildiği; ret kararında açıkça söz konusu kararın alınabilmesi için alacaklı ortakların ( yani davacılarımızın ) alacaklarının “sermaye eklenmesine onay vermesi” gerektiğinin bildirildiği; bu şartın tamamlanması halinde tescile karar verilebileceğinin açıkça bildirildiği; davacıların böyle bir onayı vermeyeceği kendilerince malum olduğu için esasen 11/04/2018 tarihli ret kararı ile iptali istenen genel kurul kararının hiç bir zaman hayata geçmeyeceğinin ortaya çıktığı; davacıların iş bu davayı açmadan yaklaşık 2 ay önce bu husus zuhul etmişken; davacıların basiretli davranarak öncelikle ticaret sicilden kolayca bu hususu araştırması; genel kurul kararının hayata geçmeyeceğini görerek davayı açmaması gerekirken; iş bu davayı açtıkları; dava anında hukuki menfaatin bulunmadığı, bu sebeple dava anında davacının haksız olduğu nazara alınmak suretiyle yargılama giderleri davacılar üzerinde bırakılmış; davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVA KONUSU KALMAMIŞ BULUNDUĞUNDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Peşin olarak alınan harç maktu ret harcından az olduğu için eksik 8,50 TL maktu harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Yaptığı masrafların davacılar üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki ——— gereğince 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu