Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/707 E. 2023/300 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/707 Esas
KARAR NO:2023/300
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/06/2018
KARAR TARİHİ:12/04/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Davacı (Alacaklı) ile Davalı (Borçlu) arasında yapılan ticari iş sonucunda düzenlenen ——- başlangıç tarihli cari hesap ekstresi ve içeriğine bağlı mevcut alacakları nedeniyle davalı borçlu aleyhine ——- dosyası İle icra takibi yapılmış bulunmakta olduğunu, davalının yapılan icra takibini uzatmak, sürüncemede bırakmak amacıyla takibe itirazda bulunduğunu, anılan cari borcunu ödemediği halde haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, ancak bu itirazın hiçbir dayanağının olmadığını, müvekkili şirketinin defter kayıtları incelendiğinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının açıkça ortaya konulacağını, müvekkilinin davalı borçludan alacaklı olduğunu, davalının borca itiraz ederken hiçbir hukuki gerekçe göstermediğinden yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğunu, davalının borca ve faizlerine itirazını kanuni gerekçelere uygun yapmadığını ifade ederek, öncelikle İİK. Mad. 281/11 gereğince, davalının araç ve taşınmazlarına, ihtiyati haciz konulmasına ——– sayılı dosyası ile talep edilen 112.582,10 TL asıl alacak ve işlemiş faizi için açılan icra takibine borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ve %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirketin, müvekkili şirketin aldığı hassas döküm ışlermı yapmak üzere anlaştıklarını, müvekkili şirketi kendisine gelen hassas döküm siparişlerini davacı şirkete yaptıracağı, anlaşma çerçevesinde müvekkilinin aldığı ———-sıparişlerinin verildiğini, bunun için davacı şirkete 25 adet döküm kalıbı verildiğini, davacı şirketin üretimi taraflarına yapmayıp müşteri ile iletişime geçerek müvekkiline ait kalıplarla üretim yaptığını, müvekkili şirketin verdiği siparişleri müvekkili şirkete ait kalıplarla yaptığını ve kendilerine vermesi gereken siparişleri müşteriye verdiğini, Üstelik aynı şekilde bir kaç firmaya yine mal ürettiğini, aracılıkları ile verilen siparişleri müvekkilini aradan çıkararak taraflarına sipariş veren şirketlerle doğrudan anlaştığını, müvekkili şirketin bu sebeple büyük zarara uğradığını, müvekkili şirketin —— hassas döküm kalıbını davacı şirkete rehin olarak bıraktığını, davacı şirketin bu makinaları kullandığını, iş yapmaya devam ettiğini, ancak ne makinaların bedelini, makinalardan edinilen kazancın cari hesaba işlenmediğini, müvekkili şirketinin borcunun çok üzerinde değerde makinaları davacı şirkete bıraktığını, davacı şirketin makinalardan iddia ettiği borcun çok üzerinde kazanç sağladığını, müvekkilinin hesaplandığında borcundan öte davacı şirketten alacağı bulunduğu, buna rağmen haksız takip ve dava açtığını, haksız ve hukuka aykırı davanın teddinin gerektiği, karşı davalı şirketin elde ettiği haksız kazancın ve müvekkili şirketin uğradığı zararın tespiti ve taraflarına ödenmesine karar verilmesini etmiştir.

KARŞI DAVA:Davalı-karşı davacı vekili müvekkili şirket ile davacı şirketin müvekkili şirketin aldığı hassas döküm işlerini yapmak üzere anlaştıklarını, müvekkili şirketin kendisine gelen hassas siparişlerin işlerini davacı şirkete yaptıracak karşılığında ücretini ödeyecek olduğunu, anlaşma çerçevesinde müvekkilinin aldığı ——– verildiğini bunun için şirkete 25 adet döküm kalıbı verildiğini, ancak davacı şirketin üretimi taraflarına yapmayıp müşteri ile iletişime geçerek şirketlerine ait kalıplarla üretim yaptığını ve mal teslimatını müşterilerine yaptığını, müvekkili şirketin verdiği siparişleri müvekkili şirkete ait kalıplarla yaptığını ve vermesi gereken siparişleri müşterileri ile anlaşarak müşteriye verdiğini, üstelik aynı şekilde bir kaç firmaya yine mal ürettiğini, aracılıkları ile verilen siparişleri şirketi aradan çıkararak taraflarına sipariş veren şirketlerle doğrudan anlaştıklarını, müvekkili şirketin bu sebeple büyük zarara uğradığını, daha sonra müvekkili şirketin ——— adet hassas döküm kalıbını davacı şirkete rehin olarak bıraktığını, davacı şirketin bu makinaları kullandığını, iş yapmaya devam ettiğini, Ancak ne makinaların bedeli ne de kullanım değerleri, makinalardan edinilen kazanç cari hesaba işlenmediğini, müvekkili şirketin borcunun çok üzerinde değerde makinaları davacı şirkete bıraktığını davacı şirket makinalardan iddia ettiği borcun çok üzerinde kazanç sağladığını, müvekkilinin hesaplandığında borcundan öte davacı şirketten alacağı bulunduğunu, buna rağmen haksız takip ve devamında iş bu davayı açtığını, haksız ve hukuka aykırı iş bu davanın reddi gerektiğini belirterek haksız ve yersiz olarak müvekkili aleyhine açılan davanın reddini, davalarının kabulünü talep etmiştir.

KARŞI DAVAYA CEVAP : Davacı-karşı davalı vekili davalı borçlunun ——— dosyası ile talep edilen 112.582,10 TL asıl alacak ve işlemiş faizi için açılan icra takibine borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ve % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karşı davanın da reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup; karşı dava ise alacak davasıdır.
Mahkememizce, uyuşmazlığın davacı tarafından davalı adına takibe konu edilen cari hesaptan dolayı üretim yapılmış ise ödenmeyen ürün bedeli varsa miktarı ile davalı- karşı davacı tarafından süresinde harcı yatırılarak açılmış bir dava nedeni ile davacıya kalıp teslim edilmiş ise ve teslim edilen bu kalıplarla davacı tarafından yapılan üretim varsa bu üretimden dolayı davacının haksız kazanç elde edip etmediği noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı ——- “Ben davacı şirkette halen çalışırım, ——- yılından beri de bu şirketteyim, —— getirdi, bu kalıplarla onlara üretim yaptık, bu kalıplar davalının dışında başka firmalara da üretim yapmak amacıyla kullanılmamıştır, bu kalıpların —- olduğunu biliyorum, çünkü bu kalıplarla ben daha önce —– çalışıyordum, ben davalı şirketten kalıpları icra müdürlüğüne teslim ettim, bu ürünleri ben ——- şirketinde çalıştığım için ve bu firma kapandığı için icra müdürlüğü hacze gelmişti, hangi kalıbın hangi firmaya ait olduğunu biliyordum, —- ait olan kalıbı da icraya teslim ettim,—-kalıpları nerden aldığını bilmiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dinlenen davacı tanığı—-ise ” Ben— yılından beri davacı şirkette çalışırım, ———bize kalıpları getirdi, bu kalıplarla onlara üretim yaptık, bu kalıplarla davalının dışında başka firmalara da üretim yapılmamıştır, ben davacı şirkette çalışmadan önce —– şirketinde çalışıyordum, bu kalıplar da o şirkette çalıştığımızda kullandığımız kalıplardı, kalıpların kime ait olduğunu net olarak bilmiyorum, ama orada da çalışırken aynı kalıplar kullanıldı, bu kalıplar halen davacı şirkettedir, herhangi bir üretim yapılmıyor, dava konusu olduğu için bu kalıplar davacı şirkette bekletilmektedir, benim iflas eden dava dışı —- herhangi bir husumetim ve davam da söz konusu değildir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyanın asıl dava yönünden—— Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişi ile inceleme yapılmak suretiyle davacı tarafından davalı adına üretilip teslim edilmiş ürünler ile bu ürünlerin karşılığında davalı tarafından ödenmeyen herhangi bir bedel olup olmadığı, takibe konu miktarda davacının alacağı bulunup bulunmadığı, davacı şirkette bulunduğu iddia edilen kalıpların mevcut şekliyle değeri konusunda rapor aldırılmasına, karşı dava yönünden dosyanın ayrıca aynı bilirkişilere verilerek davacı tarafından kullanılan kalıpların kayıtlara göre davalıya ait olup olmadığı, bu kalıplarla davacı tarafındna dava dışı üçüncü kişi firmalara üretim yapılıp yapılmadığı, yapılmış üretim varsa elde edilen kazanç konusunda rapor aldırılmasına, karar verilmiştir.
——–Asliye Ticaret Mahkemesinden talimatla alınan 09/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirkette bulunduğu iddia edilen kalıpların mevcut şekliyle değeri konusunda ve karşı dava yönünden davacı tarafından kullanılan kalıpların kayıtlara göre davalıya aıt olup olmadığı, bu kalıplarla davacı tarafından dava dışı üçüncü kişi fırmalara üretim yapılıp yapılmadığı, yapılmış üretim varsa elde edilen kazanç dosyanın bütünü ve davacı işyerinde yapılan incelenme neticesinde; davacı tarafından davalı adına üretilip teslim edilmiş ürünlerin toplam bedeli 507.505,21 TL olup, bu üretim karşılığında davalı şirket tarafından 394.923,11 TL ödeme yapıldığı, bu ürünlerin karşılığında davalı tarafından ödenmeyen 112.582,10 TL davacı alacağı bulunduğu, davacı şirkette bulunduğu iddia edilen ve inceleme sırasında istiflenmiş hakle görülen kalıpların hassas döküm işinde, amacına uygun şekilde kullanılması durumunda değerinin 60.000,00 TL edeceği, ancak bu kalıpların serbest piyasa koşullarında satış kabiliyetinin çok düşük olması nedeniyle tahminen 3.000,00 TL hurda değeri üzerinden satılabileceği, davacı ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede ihtilaf konusu kalıpların mülkiyeti konusunda bir tespit yapılmasının mümkün olmadığı,davacı şirketin hassas döküm işi ile iştigal ettiği ve üçüncü kişilere üretim yaptığı, ancak ihtilaf konusu kalıplarla üçüncü kişilere üretim yapıldığına ilişkin bir tespit yapılmasının mümkün olmadığı rapor edilmiştir.
—– talimat yazılarak, davacı tarafından kullanılan kalıpların kayıtlara göre davalıya ait olup olmadığı, bu kalıplarla davacı tarafından dava dışı 3. Kişilere üretim yapılıp yapılmadığı, yapılmış üretim varsa elde edilen kazanç konusunda ek rapor alınmasına, karar verilmiştir.Bilirkişiler 18/05/2021 tarihli ek raporunda; Kök rapor çalışması sırasında yerinde yapılan incelemelerde 21 adet kalıp, kullanım dışı, istiflenmiş halde davacı işyerinde görüldüğünü, Davacı şirket ticari defterlerinde ihtilaf konusu kalıplarla ilgili herhangi bir kayıt görülmediğini, dolayısıyla ticari defter ve ticari belgelere dayalı olarak kalıpların mülkiyeti konusunda bir değerlendirme yapılması mümkün olmadığı, bu tespitten defter kayıtlarında yer almadığından, kalıpların davacı şirkete ait olmadığı anlaşıldığı, düzenlenen tutanaklar haricinde kalıpların mülkiyetini ifade edecek nitelikte fatura ve benzeri yasal geçerliliği olan belge görülmediği, Teslim tutanağında ismi geçen şahıs ile davalı şirketin bağı kurulamadığından, kalıpların mülkiyeti konusunda kesin nitelikte değerlendirme yapılması mümkün olmadığı Asıl rapor düzenlendiği aşamada; Davacı şirket işyerinde üretim prosesi izlendiği, Üretim prosesinde ağırlıklı olarak mum ve silis kumundan yapılmış kalıpların kullanıldığı görüldüğü, Keşif sırasında ihtilaf konusu olduğu beyan edilen kalıplar, kullanım dışı, istiflenmiş ve üzeri tuz kaplı halde görüldüğü, davacı şirket tarafından silis kumu ve mum ile yapılan kalıplarla, dava dışı üçüncü kişilere üretim yapıldığı beyan edildiği ve ticari defterlerde davacı şirket ile üçüncü kişi konumundaki şirketler arasında hesap ilişkisi tespit edildiği, Ancak bu kalıpların kullanım dışı, istiflenmiş halde görülmesi, Kalıpların mülkiyeti konusunda kesin bir tespit yapılamamış olması, keşif esnasındaki üretimin silis kumu ve mum kalıpla yapılması nedeniyle davacı şirketin bu kalıplarla üçüncü kişilere üretim yaptığını kanıtlayacak, kesin nitelikte veriye ulaşılamadığı, ihtilaf konusu kalıplarla üretim yapıldığı hususunda kesin nitelikte tespit yapılamadığından, buna bağlı olarak kazanç kaybı hesabı yapılması da mümkün olmadığını, rapor etmiştir.Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca davalı-karşı davacı tarafın tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde mali müşavir eşliğinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, karar verilmiş, 04/03/2022 tarihinde inceleme günü gelen olmadığı ve defter ibraz edilmediğine dair tutanak tutulduğu anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalı yanca davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını,——– adet hassas döküm kalıbının davacı şirkete rehin olarak bırakıldığını, ancak davacı şirketin bu makinaları kullandığı ve kullanım değerlerini, makinaların bedellerini, elde edinilen kazançları cari hesaba işlemediğini bu nedenle haksız kazancın ve zararın tespiti amacıyla alacak talep ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda taraflar arasında ticari ilişki mevcuttur. Ancak davalı- karşı davacı kendi dayandığı——hassas döküm kalıbının davacı şirkete borca karşı rehin olarak teslim edileceği, borç kapandığında kalıpların geri teslim edileceği kararlaştırılmış olup, bizat davacı- karşı davalıya borcun teminatı olarak rehin olarak verildiği bellidir. Taraflar arasında ise zaten borç vardır ve dava konusu yapılmıştır. Bu nedenle davalı-karşı davacı hassas döküm kalıplarını geri isteme vakti gelmemiştir. Ayrıca teminat olarak verilen emtiaların kullanılmaması gerekir. Şayet kullanılmış ve semere elde edilmiş ise aksine hüküm olmayınca veren sadece yıpranma payı isteyebilir. O da geri alma anında istenebilecek bedeldir. Geri alma zamanı gelmediği için davalı-karşı davacı bu bedeli de isteyemez. Takip konusu alacak yönünden ise ticari defter ve kayıtların incelenmesine Mahkemece karar verilmiş olup davalı-karşı davacı tarafından inceleme gününden sonra ticari defterlerinin dava dışı iflas eden ——– kayıtları içerisinde olduğu ileri sürülmüş olup, o tarihe kadar kayıtlar ve zayi belgesinden bahsedilmemiştir. Davalı-karşı davacı her ne kadar zayi olduğu yönünden dava açılması için süre talep etmiş ise de dava açıldıktan sonra hatta kayıtların bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildikten sonra yani kayıtlar sunulmamış olduktan sonra açılacak zayi davasında alınacak karara mahkemece itibar edilemeyeceği böyle durumlarla ilgili bir çok yargısal içtihat bulunduğu nazara alındığında davalı- karşı davacı ticari defter ve kayıtları sunmayarak davacı-karşı davalının iddialarını kendi kayıtları üzerinde teyit ettirme şansını ortadan kaldırmıştır. Davacı-karşı davalı şirketin yasal ticari defterlerinin açılış ve kapaniış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, usul ve yasaya uygun olduğu, kendi lehine delil niteliğine haiz olduğu,davacının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 112.582,10 TL alacaklı gözüktüğü tespit ve kabul edildiği, bu nedenle davacı kayıtlarına göre karar verilmesi gerektiği nazara alınarak; alacağında likit bir alacak olduğu, itirazın haksız olduğu gözetilip icra inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Asıl davanın KABULÜ ile;
1-Davalının ——Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 112.582,10 TL asıl alacak üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde istenen faiz cinsi ve oranla faiz uygulanarak aynen devamına,
2-Davalının İİK 67/2.maddesi gereğince 112.582,10 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken7.690,48 TL harçtan, peşin alınan 1.301,21 TL harcın ve icra veznesine yatırılan 621,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.767,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 17.887,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 1.301,21 TL peşin harç ve 5.271,00 TL keşif, bilirkişi ücreti, posta ve yazı giderleri olmak üzere toplam 6.608,11 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
Karşı davanın REDDİNE,
7-Peşin alınan ve tamamlama harcı toplam 2.820,78 TL harçtan, alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.640,88 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı-karşı davalı —— iadesine,
8-Davacı-karşı davalı —– kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca davalı yararına taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davalı-karşı davacı —— ödenmesine,
9-Davalı-karşı davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından artan tutar varsa hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2023