Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/70 E. 2018/716 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/70 Esas
KARAR NO : 2018/716

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ : 26/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Mahkememizin …………. Esas -………. Karar sayılı dosyasında;
Davacı vekili, davacı şirketin …………..’nin atık su arıtma tesisini anahtar teslim olarak yaptığını, bu tesisin kurulumu davalıdan 40.000,00 USD turarında çevresel sıyırıcı ve 198.000,00 USD karşılığında havalandırma cihazı alındığını, davalının ……….. tarafından verilen ropörtajlarda ve davalı şirketin yılbaşı kartında davacının yaptığı atık su tesisinin davalı tarafından yapıldığını belirterek aldatıcı beyanlarda bulunduğunu, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının anılan tesisi kendileri yapmış gibi referans göstererek başka firmaların atık su işlerini üstlendiğini ve haksız rekabetten maddi çıkar elde ettiğini ileri sürerek davalının fiilinin haksız olduğunun tespitini, yanlış beyanın düzeltilmesini, 100.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu röportajlarda ………… müvekkili şirket tarafından yapıldığına dair bir ibarenin bulunmadığını, ilgili röportajda adı geçen projelerde müvekkili şirketin ürün ve çözümlerinin olduğunun altının çizildiğini, aldatıcı veya iyiniyet kurallarına aykırı harekette bulunulmadığını, …….referans göstererek başkaca işler üstlenmelerinin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkememizin ilk bozulan kararında, iddia savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının……… su arıtma tesisini yaptığı, davacı şirketin patenti davalıya ait olan ……… sistemi ile……….. sistemlerini satın alarak kurduğu sisteme entegre ettiği, dava konusu ropörtajlarda ve yılbaşı kartında, davacı tarafından yapılan tesisin davalı tarafından yapıldığına dair bir ibare bulunmadığı; anılan su arıtma tesisinde davalının ürünün ve çözüm yöntemlerinin kullanıldığının vurgulandığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş,
Kararı davacı vekili temyiz etmiş;
Yargıtay ……….. Hukuk Dairesinin 11/06/2014 tarihli ve 2014/4049 Esas – 2014/11107 Karar numaralı ilamında: Dava, davacı tarafından yapılan atık su tesisinin, davalının kendisi yaptığı yönünde aldatıcı ve yanıltıcı beyanlarda bulunmak suretiyle yaratılan haksız rekabetin tespiti ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, yukarıdaki özetten de anlaşılacağı üzere, davalının verdiği röportajlarda ve yılbaşı kartında davacı tarafından yapılan atık su tesisinin, davalı tarafından yapıldığına dair bir ibare bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen, muhtelif dergilere davalı şirket tarafından verilen röportajlarda yer alan ”2006 yılında Mayıs ayında …………. atık su arıtma tesisinin havalı arıtma kısmını bitirdik. Bu bizim ilk projemizdir.” ve kurduğumuz atık su arıtma tesisinin bugünlerde kabulü yapıldı” ifadeleri davalının, davacıya sattığı ürünlere ilişkin olmayıp anılan ibarelerden sanki davacı tarafından yapılan atık su arıtma tesisin davalı tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 55/1-a-2. maddesi gereğince de kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmanın haksız rekabet teşkil edeceği düzenlenmiştir.
Bu durumda , davalının yukarıda açıklanan eyleminin 6102 Sayılı TTK’nın 55/1-a-2. maddesi gereğince haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”
Denmek suretiyle mahkememiz hükmü bozulmuş; bozma üzerine dosya mahkememizin …………. Esas…… Karar sayılı dosyasına kaydolmuş; uyulan bozma ilamı doğrultusunda;
“Davalı tarafça muhtelif dergilere verilen röportajlarda kullanılan ifadelerden sanki ………. atık su arıtma tesisinin davalı tarafından yapıldığının anlaşıldığı, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiği, ancak, eylemlerin gerçekleştiriliş şekli itibariyle, doğrudan doğruya davacının kişilik haklarına yöneltilmediği, çok ağır ve üzüntü verici mahiyette olmadığı gibi TBK m. 58/2 kapsamında davalının beyanlarının düzeltilmesi, gazetede ilan yapılması gibi davacının zararının başka bir biçimde giderimine ilişkin hükümler yer aldığı ve davacının manevi tazminat gerektirecek şekilde zarar gördüğünü yasal delillerle inandırıcı şekilde kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davalının davaya konu eyleminin TTK’nın 55/1-a-2 maddeleri gereğince haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve menine, ………… davalı … tarafından gerçekleştirildiğine dair beyanlarının düzeltilmesine, gideri davalıdan alınmak suretiyle ve kararın kesinleşmesinden sonra hüküm özetinin ilanına, koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.”
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
İkinci kararımız Yargıtay …….. Hukuk Dairesinin 2016/1551 Esas – 2017/4213 Karar sayılı ve 11/09/2017 tarihli olan kararı ile;
Dava, haksız rekabetin tespiti ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile karar verilmiştir.
Ancak, 6100 sayılı Yasa’nın 184. maddesine göre, hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Tahkikatın bittiğinin tefhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği celseden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir gün tayininin zorunlu olup olmadığı hususudur.
Sözlü yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükmünü amirdir.
Bu maddede, taraflara davetiye çıkarılacağı belirtilmiş ise de, HMK’nın 184. maddesine uygun olarak, tarafların tamamının hazır olduğu yargılama sırasında, hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK’nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmesi gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK’nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkeme hükmünü verir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, hükmün tefhim edildiği 20/10/2015 tarihli celsede, davalı vekili hazır olmayıp, sözlü yargılama için HMK’nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmeden ve bu durum duruşmada olmayan davalı vekiline meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmeden, tahkikatın bittiği ve sözlü yargılamaya geçildiği davacı vekiline bildirilmiş ve davacı vekilinin son sözleri sorulduktan sonra karar verilmiştir.
Yukarıdaki açıklanan yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.”
Hükmü ile bozulmuş;
Mahkememizce dosya …………. Esasımıza kaydedilmiş;
Bozma ilamına uyulmuş; HMK’nun 186. İhtarı ile davalıya tebligat çıkartılmış, davalı vekili huzura gelmiş, mahkememizde son diyeceklerini beyan etmiş olup;
Mahkememizce verilen birinci ve ikinci kararlar davacı tarafından da temyiz edildiğinden; davalı yönünden herhangi bir kazanılmış hak doğmamıştır. Davacının talebi haksız rekabetin tespiti ile birlikte manevi tazminata da yöneliktir; daha önce verilen mahkememiz kararları bozma ilamları ile ortadan kaldırılmış olup; her ne kadar ikinci kararda manevi tazminata hükmedilmemişse de; son bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda olayın aynı zamanda manevi tazminatı gerektirecek nitelikte olduğu kanaatine varıldığından ayrıca manevi tazminata da hükmedilmiş, manevi tazminatın miktarı ise, davalının yaptığı haksız rekabetin ağırlığı ve firmalara etkileri nazara alınmak suretiyle taktiren belirlenip; bu miktarın cezalandırma amacını taşımayacak ancak davacının duyduğu üzüntüyü de bir miktar giderecek şekilde olması gerektiği dikkate alınmak suretiyle 20.000,00 TL yönünden manevi tazminatın kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVALININ, ” …………. atık su arıtma tesisini kendisinin yaptığına dair beyanının ( Davalının yapmadığı, davacı tarafça yapılmış olmasına rağmen )” DAVAYA KONU EYLEMİNİN TTK’NUN 55/1-A-2 MADDESİ GEREĞİNCE HAKSIZ REKABET TEŞKİL ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
…………………….Tesisinin davalı … tarafından gerçekleştirildiğine dair beyanlarının düzeltilmesine,
TTK’nun 59. Maddesi uyarınca gideri davalıdan alınmak suretiyle kararın kesinleşmesinden sonra hüküm özetinin yurt düzeyinde yayınlanan ve trajı 50.000’in üzerinde olan bir gazetede ilan edilmesine,
20.000,00 TL manevi tazminatın 27/03/2012’den itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair tazminat talebinin reddine,
Peşin olarak alınan harçtan hesaplanan harcın mahsubu ile bakiye 231,55 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Kabul ve ret oranları nazara alınarak tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinden bakiye harç düşüldükten sonra alınan 1.490,20 TL harcın tamamı ile, 18 davetiye gideri 112,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 80,00 TL’sinin toplamı 1.570,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki………… gereği; tespit edilen haksız rekabet nedeniyle 2.180,00 TL maktu, kısmen kabul edilen manevi tazminat için ise 2.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; reddedilen manevi tazminat için 2.400,00 TL nispi ( manevi tazminatlarda reddedilen kısım için taktir edilecek vekalet ücreti kabul edilen kısım için verilen miktarı geçemeyeceğinden ) vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu..