Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/687 E. 2021/369 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/687 Esas
KARAR NO: 2021/369
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/06/2018
KARAR TARİHİ: 27/04/2021
Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin—- uğraşan sektöründe öncü bir firma olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında ——– tedarikine ilişkin anlaşma yapıldığını, sözleşme gereğince işin bedelinin nakit ve çek olarak davalı şirkete ödendiğini, sözleşme kapsamında —– teslim edilmesinden sonra ——günü içinde malların teslim edileceği kararlaştırılmasına rağmen malların belirlenen süre içinde teslim edilmediğini, söz konusu çeklere rağmen müvekkili firma adına yatırımcısı tarafından davalıya nakit ödeme yapılmasına rağmen bedelsiz kalan çeklerin iade edilmediğini, iade edilmesi gereken çekin kötü niyetli olarak diğer davalı—- ciro edildiğini öğrendiklerini, müvekkilinin üstüne düşen sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen davalının —- zamanında teslim etmediği gibi —— çekini müvekkiline iade etmeyip kötü niyetli 3.kişilere ciro edilmiş olmasının açıkça kötü niyet göstergesi olduğunu, müvekkilinin uğradığı haksız durum nedeniyle telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağını iddia ile müvekkilinin davalı şirket lehine keşide ettiği çekler yönünden davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti ile dava konusu çekin tahsili halinde müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının muhtemel olması nedeniyle —– ödenmemesi için ödemeden men kararı ile muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla İhtiyati Tedbir kararı verilmesini, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —-cevap dilekçesinde; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, her iki davalının ikametgahının —– olması nedeniyle yetkili mahkemenin —– mahkemeleri olduğunu belirterek görev itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da, dava dilekçesinde müvekkiline borçlarının olmadığına dair hiçbir kanıt, belge ve beyan sunulmadığını, davanın sadece davacı ile diğer davalı arasındaki temel ilişkiden doğan anlaşmazlıklara dayandığını, hal böyle iken dava dilekçesinde iddia edilen hususların iyi niyetli 3.kişi olan müvekkilini bağlamayacağını, müvekkilinin dava konusu çekte yetkili hamil olduğunu, çekin müvekkilinin elinde olduğunu, dava dilekçesinin talep ve sonuç kısmında müvekkilinden herhangi bir talepte bulunulmadığını belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya karşı cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği; davacı davalı şirket arasında lisansız —- imalatına ——- tedarike ilişkin anlaşma yapılıp yapılmadığı ödemenin ve çek yoluyla olmasına rağmen malların protokelerde belirtilen tarihlerde teslim edilip edilmediği, bedelsiz kalan çeklerin iade edilip edilmediği, çekin kötü niyetli olarak 3. Kişi olan diğer davalı—— ciro edilip edilmediği, davalı şirkete borçlu olup olmadığının tespiti ve dava konusu çekin iptaline yönelik olduğu, görüldü.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın davacı davalı şirket arasında lisansız ——– anlaşma yapılıp yapılmadığı ödemenin ve çek yoluyla olmasına rağmen malların protokelerde belirtilen tarihlerde teslim edilip edilmediği, bedelsiz kalan çeklerin iade edilip edilmediği, çekin kötü niyetli olarak 3. Kişi olan diğer davalı —–ciro edilip edilmediği, davalı şirkete borçlu olup olmadığının tespiti ve dava konusu çekin iptali noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
—- tarihli duruşmanın —- nolu ara kararı gereğince tarafların defter ve kayıtlarının incelemesi için inceleme günü belirlenerek dosyanın mali müşavir bilirkişinin görevlendirilmesine karar verilmiştir. İnceleme gününde davacı vekilinin defter ve kayıtlarını getirdiği görüldü. Davalı —- kayıtlarının — olması nedeniyle —— defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir eşliğinde inceleme yapılmasına karar verildiği, talimat cevabında davalıya çıkarılan tebligatın iade döndüğü, talimat dosyasının işlem yapılmadan iade edildiği görüldü.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; Davacının incelenen ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve ticari defterlerinin delil olma niteliği taşıdığı, Davalı tarafların inceleme günü incelemeye iştirak etmedikleri, defter belge ibrazında bulunmadıkları, Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı —-açılmış bir hesaba rastlanılmadığı, davalı — bir kayıt bulunmadığı, Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, davalı —– nolu hesapta—— bakiyesi bulunduğu ,Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, uyuşmazlığa konu çek ile ilgili muhasebe kayıtlarının ticari defterlere yapıldığı, incelenen defterlerin muhasebe tekniği bakımından muhasebe usul ve esaslarına uygun olduğu, incelenen ticari defterlerin birbirleri ile uyumlu olduğu sonuç ve kanaatine bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava hukuki niteliği; davacı davalı şirket arasında lisansız ——- ilişkin konsrüksiyon tedarike ilişkin anlaşma yapılıp yapılmadığı davacının dava konusu çeklerden kaynaklı davalı şirkete ve davalı asile borçlu olup olmadığının tespiti ve dava konusu çekin iptaline yönelik olduğu, tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada bilirkişi raporu tanzim ettirildiği, Davacının incelenen ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve ticari defterlerinin delil olma niteliği taşıdığı, Davalı ——– inceleme günü incelemeye iştirak etmedikleri, defter belge ibrazında bulunmadıkları, Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı —- açılmış bir hesaba rastlanılmadığı, davalı —-ilgili bir kayıt bulunmadığı, Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, davalı — tarihi itibariyle davacı şirkete —- bulunduğundan ispat yükü davalı —– bulunduğundan ve ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyerek,
——- kararında da belirtildiği üzere:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere — alacağın ödenmediğini ve—–sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı iş sahibinden alınarak teslimi gereken tamamlama sertifikası sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama sertifakaları sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken—— maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile
kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki ——-kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmaması halinde; davacının iddialarının davalı kayıtları ile teyit imkanı davalıca kaldırıldığı için; davalının bunun sonucuna katlanması gerekeceğinden davacının davalı ——yönünden davacının açmış olduğu menfi tespit talebinin kabulü ile davacının Keşidecisi —- çek seri nolu, keşide tarihi —- bedelli çekten dolayı davacının davalı ——borçlu olmadığının tespitine, çek iptali talebinin reddine,
Diğer davalı ——-TTK 687 de de belirtildiği gibi senetten dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamillere karşı ileri süremeyeceğinden aksi durumun davalının kötüniyetli olduğu davacı tarafından ispatlanamadığından bu davalı yönünden açılan menfi tespit davasının reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-İşbu davalı —–açılan menfi tespit talebinin reddine,
2-İşbu dava diğer davalı—– yönünden davacının açmış olduğu menfi tespit talebinin kabulü ile davacının Keşidecisi — —-bedelli çekten dolayı davacının davalı ——– olmadığının tespitine,
3-Çek iptali talebinin reddine,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 3.415,50 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62TL harcın davalılardan ——- alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalılardan —– alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı — kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılmış 35,90 TL başvurma harcı, 853,88 TL peşin harç ve vekalet harcı 5,20 TL olmak üzere toplam 894,88 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.452,40 TL masraf olmak üzere toplam 2.347,28 TL yargılama giderinin davalılardan ——- alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, mazereti kabul olan davacı vekilinin ve davalı —- ve diğer davalı ——- yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi. 27/04/2021